Gemi turumuzda Reunion’dan ayrılıp Mauritius’a doğru yola çıktık. Mauritius, Morityus ya da resmî adıyla Mauritius Cumhuriyeti, Hint Okyanusunda Afrika ana karasının yaklaşık 2000 km açığında yer alan bir ada ülkesidir. Mauritius cruise limanında yerel dans gösterileri ile karşılandık.

Mauritius için aslında adalar ülkesi demek daha doğru olur. Mauritius Cumhuriyeti; 4 ana ada ve onlara bağlı küçük adalardan oluşmaktadır. Ana adalar; Mauritius,  Rodriguez, Agelaga, Cargados-Carajos. Bu adaların en büyüğü Mauritius olup başkent Port Louis de buradadır. Afrika’nın güneydoğusunda, Madagaskar’ın doğusunda yer almaktadır. Foto: https://tr.wikipedia.org/wiki/Mauritius

Gemide kamaramızda ki televizyondan nerede olduğumuz ve nereye doğru yol aldığımız konusunda bilgilendiriliyoruz. Mauritius’da 2 gece konaklayacağız. Gemide 1 gece kalıp ertesi gün gemiden ayrılacağız ve 1 gece de otelde kalacağız.

Reunion’dan dönüşümüzde gemideki ilk işimiz Mauritius’a girebilmek için pasaportlarımızı onaylatmaya gidiyoruz. Mauritius Türk’lerden pasaport rengi ne olursa olsun 30 güne kadar vize istemiyor.

Pasaportlarımıza Mauritius’a giriş damgaları gemide yapılıyor. Giriş damgasında bir kuş şekli görmek bize biraz ilginç geldi. Sorduğumuz zaman bu kuşun sadece Mauritius’a özgü ama şimdi nesli tükenmiş olan Dodo kuşu olduğunu öğreniyoruz.

Dodo Kuşu Mauritius için çok özel. Hatta Dodo kuşu ile ilgili özel bir müze bile varmış. Mauritius’ta gezilecek çok ilginç ve güzel yerler var ama burada bahsetmişken bizde Dodo’ya öncelik vereceğiz. Ertesi gün kahvaltı sonrası ilk durağımız bu müze oldu. Haydi hemen bu müzeye gidelim sizinle.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Mauritius Natural History Museum (Dodo Galerisi)

Dodo ya da Mauritius Dodosu güvercingiller familyasından Mauritius’ta yaşamış ama 17. yy’ın sonlarına doğru (1662) soyu tükenmiş  bir  kuş türüdür. Yaklaşık 1 m boyunda ve 20 kilo ağırlığında uçamayan bir kuştur. Dododan ilk bahsedenler 1598’de Hollandalı denizcilerdir. Uçamayan, uysal bir tür olan Dodo, eti için çok yoğun olarak avlanmış ve en son olarak da 1662’de, Mauritius açıklarındaki bir küçük adada görüldüğü kaydedilmiştir

Mauritius’ta, Port Louis’de efsanevi kuşun eski çizimlerinin ve iskeletlerinin sergilendiği Dodo Müzesi’ne (Mauritius Natural History Museum) ulaşıyoruz.

Müze nispeten küçük. Girişte farklı canlılara ait ilginç görseller var.

İlk odada geyik, antilop, kuşlar kaplumbağalar,

ikinci odada balık, böcek ve mineraller gibi çeşitli sergiler.

Son oda ise Dodo Gallery. Dünyadaki tek eksiksiz Dodo iskeleti burada.

Kazılar hakkında bir video var. Çok büyük olmayan müzeyi yarım saatte gezebilirsiniz. Giriş ücretsiz. Haydi hem müzeyi gezelim hem de bu sevimli kuşun hikayesini anlatalım.

Dodo kuşunun nesli neden tükendi?. Dodo kuşunun Mauritius Adası’na ne zaman geldiği ve dolayısıyla kökeni hakkındaki bilgiler pek net değil. Doğanın kuralı bellidir, güçlü olan hayatta kalır. En küçük canlı bile etrafındaki avcılardan ve tehlikelerden kendini koruyacak şekilde evrimleşir. Ama milyonlarca yıl önce okyanusun ortasındaki bir adaya gelen Dodo kuşu o kadar rahat ve tehlikesiz bir ortamda evrimleşti ki kendini koruyacak tek bir özelliği bile yoktu. Subtropikal ormanlarla kaplı olan bu ada hem güvenliydi hem de yiyecek ve su açısından son derece zengindi. 

Dodo kuşları Dodo ağacı olarak adlandırılan bir ağacın meyvelerini yiyor, tohumlarını dışkılarıyla adanın her yerine dağıtıyor ve böylece onun da çoğalmasını sağlıyorlardı yani Dodo kuşları ekosisteme katkıda bulunuyordu. En yakın kara parçası binlerce kilometre uzaktayken bizim Dodo kuşu bu güzelim cenneti bırakıp da oralara yeniden uçmak istemedi ve adaya yerleşti.

Güçlü kanatları yerini güçlü bacaklara bıraktı. Böylece adanın dilediği her yerine gidebiliyor ve gönlünce besleniyordu. Yani bildiğiniz büyük bir tavuğa benzemeye başlamıştı. Ama işler Mauritius Adası’nın ilk kez 1505 yılında Portekizliler tarafından keşfi ile bozuldu.

Keşfedildikten sonra denizcilerin sık sık uğradığı bir liman haline gelen Mauritius Adası’na daha sonra Hollandalılar da geldi ve ada kolonileştirildi. O güne kadar hiçbir tehlike ile karşılaşmamış olan Dodo’lar adaya gelen denizcilerden kaçmak yerine yanlarına gitti. Dodo’lar bu nedenle insanlara kolayca yakalanıyorlardı. İnsanların adaya getirdiği kedi, köpek ve domuz; Dodo yumurtalarını mahvetti. Ada sahillerine ulaşan insanlardan hiç korkmadıkları ve dolayısıyla sahile ulaşan aç Flemenk denizciler tarafından yenebiliyorlardı.

Rahat bir ortamda olduğu için yılda yalnızca bir kez yumurtlayan Dodo kuşunun sayısı böylece hızla azaldı. Bir yandan da insanlar Dodo’ların beslenme kaynağı olan ağaçları kesmeye başlayınca neredeyse hiçbir yaşam alanı kalmadı. Dodo soyu, 200 yılda tamamen tükendi. Dodo hepimizin çocukluğumuzda mutlaka okuduğumuz Alis Harikalar Diyarında romanındaki karakterlerden birisi de olmuştur.

Ama iyi bir haber Colossal Biosciences isimli bir genetik mühendislik şirketi, yok olan türleri yeniden canlandırmak için çalışıyormuş. Yeniden canlandırmayı planladıkları türler arasında Tazmanya kaplanı, tüylü mamut ve Dodo kuşu varmış. Planlar başarılı olursa tam olarak kendisi olmasa bile, melez bir Dodo kuşu türü görmek mümkünmüş. 

Belki sizin ilginizi Dodo çekmeyebilir ve Dodo Müzesine gelmek istemezsiniz. Haydi o zaman Mauritius’ta gezmeye başlayalım. İlk olarak gemiden indiğimiz Port Louis limanını dolaşalım.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Port Louis

Port Louis Mauritius’un başkentidir. Şehir 1735 yılında Fransızlar tarafından kurulmuştur ve adını dönemin Fransa Kralı XV Louis’ten almıştır. 

Bizim de merak ettiğimiz bu ada ülkesi için Mark Twain ‘Önce Mauritius yaratıldı, sonra cennet. Cennet Mauritius’tan sonra kopyalandı’ diye yazmış.

Caudan Waterfront

Limanın yanında bulunan alışveriş, yemek ve kültür merkezidir.

Mağazalarla dolu yürüyüş yolu, kırtasiyeden giysiye her şeyi satan yerel butiklere götüren renkli şemsiyelerle kaplıdır. Bu şemsiye yolu çok ünlüdür.

İstediğinizde yemek, lezzetli atıştırmalık ve dinlenmek için rahat kafelerin olduğu güzel bir yer. Biz Aralık ayının sonunda gittiğimiz için yılbaşı hazırlıkları yapılıyordu.

Animatörler çocuklar için oradaydı ama biz de fotoğraf çektirmeyi ihmal etmedik.

Blue Penny Müzesi

Caudan Waterfront’ta yer alan müze Kasım 2001’de açılmış, Mauritius’un tarihine ve sanatına adanmış.

Müze koleksiyonunda 1847 Mavi Penny ve Kırmızı Penny pulları yer almaktadır. Orijinal pullar her saat 10 dakika süreyle dönüşümlü olarak aydınlatılıyor. Müzede fotoğraf ve video çekimi yasak. Giriş ücretli.

Jummah Mosque (Cuma Cami)

Eskiden “Arapların Camii” olarak bilinen cami 1850’lerden kalmadır.

Şehrin merkezindeki simge yapılardan biri. Beyaz dış duvarlar güneşte kelimenin tam anlamıyla parlıyor.

Biz gittiğimizde dua saatiydi. İçerisi kalabalıktı.

Yoğun bir caddede yer alıyor.

Caminin içerisi çok sakin.

Avluda büyük bir balık havuzu var. Çin Mahallesi’ne kısa bir mesafede.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Ganga Talao (Grand Bassin)

Hindu Hacılar için çok önemli olan Ganga Talao gölüne gidiyoruz. Savanne’nin güneybatı bölgesinde yer alan Ganga Talao, Mauritius’un tartışmasız en önemli dini yerlerinden biridir.

Deniz seviyesinden yaklaşık 550 m yükseklikteki bir krater gölü olan Ganga Talao genellikle Grand Bassin olarak bilinir. Grand Bassin’in girişinde ziyaretçileri dev Shiva heykeli ve Durga Maa heykeli karşılamakta. Lord Shiva’nın 2007’de açıan devasa heykeli yaklaşık 33 m yüksekliğiyle Mauritius’taki en uzun heykel olmaya devam ediyor.

Pek çok Hindu, Maha Shivaratri festivali sırasında Grand Bassin’e  dua etmek, meditasyon yapmak için yürüyerek hac yolculuğuna çıkar, Ganga Talao Gölü’nün hac yeri olarak kabul edilmesi bir rüyaya dayanmaktaymış. Triolet ‘pujari’sinin ya da rahibinin 1887’de göl suyunun, tanrıça Ganga’nın diğer adı olan Jahnavi Nehri’nden kaynaklandığını rüyada görmesidir. Bu haber Mauritius’taki Hindu topluluğu arasında hızla yayılır. Rahip daha sonra burayı ziyaret ettiğinde, her şeyin rüyasında gördüğü gibi olduğunu görür.

Ganga Talao gölünün yaklaşık 18 m derinliğinde olduğu ve balık popülasyonuyla dolu olduğu düşünülüyor. Ancak, Ganga Talao gölünün kutsal doğası nedeniyle burada balık tutmak kesinlikle yasaktır.

Gölün kıyı şeridinde, Lord Shiva ve diğer tanrılara adanmış bir dizi küçük türbenin yanı sıra bir tapınak bulunur.

Hindular buraya gelirken yanlarında değişik yiyecekler ve meyveler getirmekte. Buradaki maymunlarla oynamak ve onların muz yemeleri ziyaretçilerin ilgisini çekmekte. İsterseniz sadece göl kenarında yürüyüş yapıp çevredeki muhteşem manzaranın tadını çıkarmak içinde gelebilirsiniz.

Trou Aux Cerfs (Volkanik Dağ)

Trou aux Cerfs Murr’s Volcano olarak bilinir. Trou aux Cerfs sönmüş bir volkan çöküğü, uyuyan krater gölü, kül konisi yanardağıdır ve 605 m yüksekliğindedir. Krater, 300-350 m çapında, 80 m derinliğindedir. Özellikle gidilecek bir yer değil. Yolunuz düşerse uğrayın. Çitlerle kapatılmış, Zar zor görüyoruz.

Göçüğü algılaması güç. Ekstra bir şey yok 5-10 dk gidip görmeye değer mi derseniz. Bizce değmez. Yeşillikler içinde bazen duman çıkışı olduğu söyleniyor biz denk gelmedik. Ücretsiz tepeden görebiliyorsunuz.

Burada daha ilginç olan seyyar dondurma arabası. Öyle güzel süslemişler ki dondurma almadan edemiyorsunuz.

La Vallee des Couleurs (Renkler Vadisi Doğa Parkı)

La Vallee des Couleurs Doğa Parkı, Mauritius’un güneyinde, Black River Gorges Milli Parkı ile küçük Chamouny köyü arasında bulunan bir doğa parkıdır. Park, 1998’de açılmış olup Mauritius doğasını keşfetmek için birçok aktiviteyle ekoturizme adanmıştır.

Renkler Vadisi, aralarında endemik türlerin de bulunduğu zengin bir fauna ve floraya ev sahipliği yapan bir doğal parktır dense de aslında macera parkı demek daha doğru olur.

Buraya geldiğimizde daha biletlerimizi almadan öncelikle grubumuza bilgi veriyorlar. İçeride hangi aktivitelerin olduğu, neler görüleceği ve kaç saat süreceği konusunda bilgileri alıyoruz. Tüm bilgileri öğrendikten sonra grubumuz fikir birliğine varamadı. İçeride harcanması gereken çok zaman lazımdı bu herkese maalesef uymadı. 

Parkta yapılacaklar arasında zip-line,  4×4 sürüşü, ATV veya buggy sürmek ya da sadece parkta dolaşmak var.

Ayrıca yüzme meraklıları için yüzmeye izin verilen 4 doğal şelaleye (Vacoas, Cheveux d’Ange, Chamouzé ve Bois de Natte şelaleleri) gidebilir, endemik ağaçlara ve vahşi hayvanlara (diğerlerinin yanı sıra geyik, kaplumbağa ve tavus kuşu) yakından bakabilirsiniz. Maalesef giremedik.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Black River Gorges Milli Parkı

La Vallee des Couleurs Doğa Parkı yada Macera Parkına zaman kısıntısı nedeniyle giremedik. Ancak Mauritius’ta görülecek çok park var. Biz de nesli tükenmekte olan birçok bitki ve hayvan türünün bulunduğu ve Alexandra şelalelerinin manzarasını izleyebileceğimiz Black River Gorges Doğa Parkı’nı keşfe gidiyoruz. Black River Gorges Milli Parkı, Mauritius’un en büyük korunan ormanıdır.

Black River Gorges Milli Parkı adanın kalan yağmur ormanlarının çoğunu korur ve birçok yabani hayvan ve kuş türüne ev sahipliği yapar. Milli Park’a dört giriş yeri var.

Orman içinde 50 km’den fazla muhteşem ve bir o kadar da zorlu yürüyüş parkurları bulunuyormuş. Siz kondüsyonunuza ve zamanınıza göre ister en yüksek zirveye zorlu bir tırmanış yapın, isterseniz ormanda daha yumuşak bir yürüyüş tercih edin.

Biz Alexandra Şelalesini görelim dedik. Deniz seviyesinden yaklaşık 700 m yükseklikte bulunan Alexandra Şelalesi açıkçası beklediğimiz gibi değildi. Sınırlı su akışı nedeniyle karşıdan görünmesi bile biraz zordu.

Yani şelale başlı başına harika değil ancak çevresindeki ambiyans muhteşem.

Özellikle her tarafta el değmemiş yemyeşil doğa. Güzel vadi ve dağ manzaralarını banklarda oturup seyretmek, huzuru hissetmek bile yeterli.

Sir Seewoosagur Ramgoolam Botanik Bahçesi 

Mauritus’ta gideceğimiz şimdiki yer gerçekten çok özel bir yer. Güney Yarımküre’deki en eski botanik bahçesi olan Sir Seewoosagur Ramgoolam Botanik Bahçesi (bazen SSR Botanik Bahçesi olarak kısaltılır)’ne gidiyoruz.

Yaygın olarak Pamplemousses Botanik Bahçesi olarak bilinen bahçenin, özelliği dev nilüfer çiçeklerine sahip olmasıdır.

Bahçe, uzun süre, dünyanın yüzeyinden hayranlıkla izlenebilecek tüm bahçeler arasında üçüncü sırada yer aldı.

Girişte biletlerimizi aldık. İndirimli giriş ücretleri turistler için geçerli değil. Mauritius halkı için geçerli.

Buraya bizi getiren taksi şoförü ile 2 saat kalacağımıza anlaştık. Girişte çok az sayıda buggyler var. Biz yürümeyi tercih ettik ama bahçeyi dolaşmaya başladığımızda bunun doğru bir fikir olmadığını anladık. Parkta bilgi/işaret eksikliği var. Yönünüzü hemen bulamıyorsunuz. Bahçe çok büyük ve zamanınız kısıtlı ise yürümek çok akıllıca değil. Çünkü gidilmesi gereken her yere gidemedik. Parkı en iyi şekilde gezmek için bir rehber ve buggy turu ile yapmanızı tavsiye ediyoruz.

Bahçeye girdiğimizde haritaya göre devam ettik ve çok büyük olan bahçede önce karşımıza Eski Şeker Değirmeni Modeli çıktı. Mauritius Tarım Odası tarafından 1953 yılında inşa edilen, öküzlerin çektiği dikey silindirlere sahip erken dönem şeker değirmenlerinin bir kopyasıdır.

Farklı devlet başkanları tarafından dikilmiş güzel ağaçlar ve ağaçlar farklı ülkelerden.  Bahçenin en önemli özelliği dev Nilüfer yapraklarıyla dolu Nilüfer göleti harikaydı.

2 saat de her yeri gezemedik ama gezdiğimiz bölümler harikaydı.

Tesis bünyesinde atıştırmalık alanları olmadığından yanınıza bol su vb. alın. Tuvaletler  iyi ama kağıt olmadığından yanınızda bulundurun. 

Kwan Tee Pagoda

Kwan Tee veya Guan Di Pagodası, Mauritius ve Güney Yarımküre’deki en en eski pagodadır ve Hahime Choissane tarafından 1842 yılında inşa edildi.

Kwan Tee veya Guan Di aynı zamanda savaş tanrısı, doğruluk ve hayırsever. Pagodanın içinde denizcilerin koruyucusu Ma Chou ve çocukları veren Kwan Yin gibi daha küçük sunaklar vardır.

Kırmızı, yeşil ve sarı, Çin pagodasındaki baskın renklerdir: mutluluğu, refahı ve saflığı temsil ederler.

Burası Çin cemaatinin ibadet yeri olduğundan uygun kıyafet giymek ve yüksek sesle konuşmak/gürültü yapmak yasaktır.

Pagoda, görkemli arazisi ve ön bahçede ve arkada hindistan cevizi ağaçlarıyla dolu güzel bahçeleri ve birkaç mevsim meyve ağacı ile çok huzurlu bir yerdir.

Port Louis Bazaar

Port Louis’e gelip merkezi pazarı görmemek olmaz. Burası turistik açıdan oldukça ilgi çeken cazibe merkezi gibidir. Bu pazar hemen hemen tüm ihtiyaçları karşılama özelliği ile bu kadar turistik ilgiyi elbette hak ediyor.

Bu şehirde doğal güzellikler, plajlar akılda olsa da bölgenin kültürünü tanımak gereklidir. Bu da ancak bu kadar meşhur bir pazarda gerçekleşir. Kültürel değerleri daha iyi anlayabilmek için burayı mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Çin Mahallesi (Mauritian Chinatown)

Her gittiğimiz ülkede istisnasız bir Çin Mahallesi vardır.

Burada ki Çin Mahallesi 1940’larda, çok sayıda Çinli göçmenin iş yeri açmak için Mauritius’a gelmesi ve Port Louis’in merkezindeki Royal Road bölgesine yerleşmesi ile kurulmuştur. Afrika’daki en eski Çin Mahallelerinden biridir.

İlginç dükkanlar, parlak duvar resimleri, otantik insanlar, yıpranmış binalar var ama Dünyada gördüğümüz diğer Chinatown’larla karşılaştırdığımızda pek de ilgi çekici değil. Bazı yerler kapalıydı. Burada geleneksel yiyecekler satan bir dükkandan alışveriş yaptık.

Bitki çaylarından kurutulmuş böceklere, baharatlardan oyuncak, müzik aleti, havai fişekler ve daha pek çok şaşırtıcı malzemeye kadar binlerce ürünü burada görmek mümkün.

Önerimiz pazarın bu bölümünde pazarlık yapmanız. Sıkı bir pazarlık ile ürünü yarı fiyatına alabilirsiniz

Champ de Mars Hipodromu

Güney yarımküredeki en eski, dünyanın en eski ikinci at yarışı pistlerinden olan Champ de Mars Hipodromunu görmek istedik. Edward Alured Draper  tarafından kurulan Mauritius Çim Kulübü (MTC) tarafından 25 Haziran 1812’de açılmıştır. Hani olur ya bir at yarışına denk geliriz dedik ama ne görelim pist bakımda ve tadilat var. Sonradan öğrendik ki Champ de Mars yarışlar Mart sonundan Aralık başına kadar olan yarış sezonu boyunca devam ediyormuş. Biz Aralık sonunda yılbaşına yakın gitmiştik. Yani sezon kapanmış. Şöyle bir gördük ve geçtik.

Place d’Armes

Mauritius mirasının bir mücevheri olarak kabul edilen Place d’Armes adanın en simgesel yeridir. Hotel du Gouvernement’tan Port Louis Waterfront’a kadar uzanır. Kraliyet palmiyeleriyle çevrili yol, 1738’den kalma güzel Fransız Sömürge yapısı olan Hükümet Konağı’na çıkar. Konağın bahçesinde Kraliçe Victoria’nın heykeli bulunur.  Birleşik Krallık Kraliçesi olarak 20 Haziran 1837’de taç giymiştir. Kraliçe Victoria’nın hemen arkasında, Sir W. Stevenson’ın heykeli yer alır. Heykel, Mauritius’lu heykeltıraş Prosper D’Epinay tarafından yapılmış ve 21 Haziran 1867’de dikilmiştir. Sir W. Steven, 1857’de Mauritius Valisi olarak atandı ve Hintli çocuklar için bir yetimhane açarak karantina koşullarını iyileştirmek için içtenlikle çalıştı.

Gezilecek yerleri oldukça fazla olan Mauritius hakkında bilgiler verelim. Tabi ilk merak edilen vize durumu.

Mauritius Türkler’den vize istiyor mu? Mauritius Türk’lerden pasaport rengi ne olursa olsun 30 güne kadar seyahatlerden vize istemiyor.

Başkenti: Port Louis

Bayrağı: Mauritius bayrağı ülkenin bağımsızlığını kazandığı 12 Mart 1968 tarihinde kullanılmaya başlanmıştır.

Bayrak yatay olarak yukarıdan aşağıya kırmızı, mavi, sarı ve yeşil renklerde ki şeritlerden oluşur. Kırmızı ülkenin bağımsızlığı için akıtılan kanı, mavi ada ülkesini çevreleyen Hint Okyanusu’nu, sarı adanın üzerinde parlayan bağımsızlık ateşini, yeşil ise ülkenin zengin bitki örtüsünün sembolize etmektedir.

Para birimi nedir? Mauritius Rupisi (MUR). Birçok yerde dolar geçmekte. Kredi kartları otellerde, restoranlarda ve turistik mağazalarda yaygın olarak kabul edilse de, küçük alışverişler için bir miktar yerel para birimine sahip olmanızı öneririz.

Konuşulan dil? Mauritius’ta yaygın olarak İngilizce ve Fransızca konuşulur ve eğitim sisteminde kullanılır. Ancak Mauritiusluların çoğu, günlük yaşamlarında Fransız kökenli bir kreol dili olan Mauritius Creole dilini konuşur.

Dini? Mauritius’ta yaygın olan din, Hinduizm, Hristiyanlık, İslamiyet.

Trafik? Mauritius’ta trafik soldan akıyor, direksiyon sağda.

İklimi: Tropikal. Yaz ayları Kasım-Nisan arasında, kış ise Mayıs-Ekim arasında yaşanır. En iyi zaman ise, Eylül ve Aralık ayları arası. Biz Aralık sonunda oradaydık ve yazı yaşadık.

Saat farkı: Mauritius konumu İstanbul konumundan 1 saat ileri.

Güvenli bir ülke mi? Mauritius genellikle seyahat için güvenli bir ülke olarak kabul edilir. Suç oranı nispeten düşüktür. Ancak, diğer tüm turistik yerler gibi, eşyalarınızı korumak için standart önlemler almanızı öneririz.

Kaç gün yeterli? Adada 5-6 gün geçirmeniz bizce yeterli olacaktır. Bizim 2 gün kalabilme şansımız oldu. Maalesef yetmedi. Göremediğimiz yerler oldu. Hatta plajlarda biraz da keyif yapayım derseniz kalma sürenizi 8-9 güne çıkarabilirsiniz.

Nerede konaklarım? Bunun için en uygun seçenekleri her zaman çok güvendiğimiz Booking.com sitesinden ayırtabilirsiniz. Biz tur ile geldiğimiz için limana yakın otelde konakladık. Limandan otele, otelden limana gitmek için deniz taksileri mevcut. Biz kaldığımız otelin deniz taksisini kullandık.

Ne alabilirim? Rom, çay, renkli toprak örnekleri, Dodo bisküvileri ve tabi ki Dodo işlenmiş bluzlardan kupalara, magnetlerden değişik hediyelikler alabilirsiniz. Ayrıca gemi örnekleri almanız da mümkün. Bunun için gittiğimiz La Port gemi yapım yeri çok uygun fiyatlıydı.

Nasıl gidilir? Belki de en çok merak edilen konu bu. Karayla hiçbir ilgisi olmayan Mauritius’a gelmek için iki yol var.

Deniz yolu: İkinci yol ise bizim yaptığımız gibi cruise gemi turları ile gelmek. Biz Güney Afrika Cumhuriyeti-Cape Town’dan gemiye bindik. Madagaskar, Reunion derken son durağımız Mauritius oldu.

Havayolu: Türkiye’den Mauritius adasına direkt uçuşlar var. Ayrıca Dubai ve Paris aktarmalı olarak da adaya ulaşım sağlamak mümkün. İstanbul’dan direkt uçuş ile ortalama 10 saatte adaya ulaşır. Aktarmalı halde ise ortalama 20 saatte Mauritius’a ulaşmak mümkün. Güney Afrika Cumhuriyeti’nden başlayan gemi yolculuğumuz Mauritius’dan Sir Seewoosagur Ramgoolam Uluslar arası havalimanından ülkemize dönerek son buldu.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.