Güney Afrika turumuzda Cape Town, Mossel Bay, Port Elizabeth derken geldik Richards Bay’a. Gemimiz Richard Bay limanına sabah saat 03.00 te yanaştı. Gemiden karaya çıkanlar için geri dönüş saati gece yarısı 23.00 olarak belirtildi. Burada biraz daha fazla gezme zamanımız olacak. Kahvaltı sonrasında gemiden çıkıyoruz. Grubumuzla birlikte kıyıda duran tur aracı sahipleri ile sıkı bir pazarlığa giriyoruz. Bugün yapmak ve görmek istediğimiz yerler timsah çiftliğine gitmek, St Lucia gölünde tekne safarisi yapmak ve bir yerli kabilesinin köyüne gidip yaşam şartlarını ve danslarını görmek. Yazılarımızı takip edenler bilirler biz geminin ve rehberin düzenlediği kara turlarına çok ama gerçekten çok pahalı olduğu için katılmıyoruz.

Haydi yola çıkıyoruz. Yaklaşık 1 saat yolumuz var. Manzaralar eşliğinde iSimangaliso Wetland Park’a geliyoruz. ISimangaliso Zuluca dilinde “mucize” ya da “muhteşem bir şey” anlamına gelmektedir. Park, daha önceleri Büyük St. Lucia Sulak Alanları Parkı olarak bilinirken 1 Kasım 2007’de iSimangaliso Milli Parkı adını almıştır.

Giriş ücreti kişi başı 35 Rand ödüyoruz. Dolar ve euro geçmez. Ya Rand olarak ödeyebilirsiniz ya da kart kullanmanız gerekli. Crocodile Center‘ı gezmeye başlıyoruz.
Crocodile Center’de gezmeye başlayınca biraz hayal kırıklığı yaşadık. Görünürde soru sorabilecek tek bir personel bile yoktu. Ziyaretçiler için takip edilebilecek bir yer haritası yoktu Öyle ki gezmeye başladıktan sonra çıkışı bile zor buluyorsunuz. Çünkü hiçbir işaret yok. Tek gördüğümüz kişi bilet işlemlerini yapan resepsiyondaki personeldi.
Timsahlar çok ve her türden. Farklı yaş ve boyutlarda birçok farklı timsah gördük. Buraya gelirken timsahların beslenmesini izleyebileceğimiz belirtilmişti ama biz merkezde dolaşırken bir kişi bile görmedik Yılanların var olduklarını okumuştuk. Ama yoktu.

Crocodile Center ziyaret saatleri: Pazartesi-Cuma 08.00-04.30/Cumartesi 08.30-05.00/Pazar 09.00-04.30
Yaklaşık 20 dakika süren gezimiz beklentilerimizi karşılamadı. Giriş ücretine bile değmedi. Ama hediyelik eşya dükkanındaki timsahlar çok sevimliydi.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Buradan çok memnun ayrılmadık. Şimdi tekne turu yapmak üzere St Lucia Gölü rıhtımına gidiyoruz. Yolda mola verdik. Yerli kabile köyüne giderken çocuklara şeker, lolipop gibi küçük hediyeler götürmek istiyoruz.

St Lucia Gölü’nde su safarisi St Lucia Gölü’nde ilk kez yapacağımız su safarisi turunda su aygırlarını doğal ortamlarında keşfedeceğiz.

Rehberimiz ve aynı zamanda kaptanımız ile St Lucia Haliç’inde çok güzel bir tekne turu yaptık. Teknenin görüntüsü rahat, oturması harika ve çok rahat. Kaptanımız son derece bilgiliydi, ilgiliydi ve gemideki herkese karşı dikkatliydi.

Tura çıkarken bizi bilgilendirdi. Bölgede 1000’den fazla su aygırı olduğunu, çok sayıda timsahın varlığından bahsetti. Maalesef timsah göremedik. Bu biraz bizi hayal kırıklığına uğrattı ama kaptanımız bunun sebebinin şu anki dönemin “üreme mevsimi” olduğunu söyledi.
Yaklaşık 2 saat süren gezimizde çok sayıda su aygırını görme fırsatımız oldu. Ancak görme dediğimiz çoğunlukla sadece gözleri ve başlarının bir kısmıyla sınırlıydı. Bu kadar yakına gelebilmek bile muhteşem. Hayvanlar teknelere alışkın ve teknenin tasarımı sayesinde kendilerini tehdit altında hissetmiyorlar. Çok daha fazla yaklaşmak riskli olurdu.
Kaptanımız özellikle kuş türlerini göstermek için elinden geleni yaptı. Sazlıklar çok kalın olduğu için umduğumuz kadar çok kuş göremedik.
Kesinlikle muhteşem bir nehir safari gezisiydi. Saint Lucia’da mutlaka yapılması gereken bir aktivite diyoruz.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
DumaZulu Kültür Köyü Son gezeceğimiz yer DumaZulu Kültür Köyü. Köye girerken yapılabilecek aktiviteler belirtilmiş.

Köye geldiğimizde bizleri ana dilinde karşılayan, Zulu halkının ilginç gelenek ve göreneklerini açıklayan yerel DumaZulu tur rehberinin gösterisi ile başladı. Hepimizi tek tek el sıkışarak karşılayan rehber birkaç Zulu dilinden örnekler verdi.
Kapıdan geçmeden önce köylülere geldiğimizi ve içeri gireceğimizi bildirmek için davullar çalındı. Rehberimiz davulların içeri girebileceğimizi işaret etmesini bekledi. Sonra bizi sazdan bir kapıdan geçirip zamanda geriye götürdü.
Köy, dairesel ve yere çakılmış ağaç dallarından yapılmış bir çitle çevriliydi. Bu çitler çiftlik hayvanlarını içeride tutmak ve vahşi hayvanları dışarıda tutmak için kullanılır. Köyde ahşap, kamış ve sazdan yapılmış geleneksel arı kovanı şeklinde kulübeleri bulunmaktadır. Bu, Zulu halkının geleneksel olarak yaşadığı ev türüdür.
Zululand’ın kalbindeki Hluhluwe-Imfolozi Av Hayvanları Koruma Alanı’nın yakınında yer almaktadır. DumaZulu “Gürleyen Zulu” olarak tercüme edilmekte. DumaZulu Köyü yaşayan ve çalışan 50’den fazla Zulu yerlisine sahip, Güney Afrika’nın en büyük Zulu kültür köyüdür. Aslında bu köy, modernleşme öncesi Zulu kültürünün nasıl olduğunu tasvir etmekte ve yaşayan müze olarak kabul edilmektedir.
Köydeki yerli adamlar bize hem uzun fırlatmalı hem de kısa saplamalı mızrakların nasıl yapıldığını gösterip savaş sırasında bir düşman askerinin içine saplanıp çıkarıldığında çıkan sesleri tasvir ettiler. Mızrakların nasıl fırlatıldığını kendimiz deneyimledik.
https://www.youtube.com/shorts/EdeIKjwaumQ?feature=share

Köyün kadınlarıyla tanıştığımızda, el sanatlarını ve her birinin nasıl giyindiğini öğrendik.

İşte dans gösterisi başlamak üzere. Hepimiz seyir ve iyi görüntüler için yerlerimizi aldık.
Erkekler ve kadınlar bir araya gelip şarkı söylediler, dans ettiler. Şarkı ve danslara davul ve düdükler eşlik etti, hepimiz kendimizi seslere kaptırdık.
DumaZulu kültür köyünü ziyaret etmek Güney Afrika gezimizin en önemli olaylarından biriydi. Bu köy bizim gibi ilk kez yerli kabile görenlerin ilgisini çektiği gibi tarih ve kültür meraklıları ile otantik Zulu misafirperverliğini görmek isteyen herkes için güzel bir deneyim.

Köyden ayrılmadan isterseniz Jabula Bar’da bir şeyler içebilirsiniz.
Aslında bu köy geleneksel yaşam tarzını/kültürü temsil etmeye yönelik modern bir girişim. Birkaç yerli kelimesi öğrendik, uygulamalı gösterilere katıldık, geleneksel bir köye tanık olduk ve çok güzel danslar izledik. İzlenimlerimizi sorarsanız; köy halkı ziyaretçilere eşsiz deneyim yaşatmak için çok uğraştılar, ancak nereden bakarsanız bakın çok “turistik”ti. Yanınızda bahşiş vermek isterseniz bolca nakit rand getirin. Biz yanımızda şeker, çikolata götürmüştük. Çocuklar hatta büyükler bile çok sevindi.

Çıkarken Zulu topluluğu tarafından yapılmış birçok yerel ürünün bulunduğu güzel bir hediyelik eşya dükkanı var.
Gemiye dönmek üzere yine 1 saatlik yolumuz var. Böylece Güney Afrika sahillerini bitirdik. Yolumuz Madagaskar’a doğru.
Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Yorum Bulunamadı