Yunan Adaları turumuzda Girit’den Santorini’ye doğru yol alıyoruz. Santorini Adası MÖ 1650 ve 1450 yılları arasında tarihin en büyük volkanik patlaması denilen Minos Patlaması sonucu adanın 73 kilometre karelik alanı deniz altında kalmıştır. Santorini’nin hilal şeklinde ve çok yüksek kayalıklarla çevrili coğrafyası var. Bu kayalıkların baktığı koy Kaldera (Caldera).

Santorini tıpkı Mikonos gibi, Yunanistan’ın Kiklad ada grubunda yer alıyor.  200’den fazla ada ve adacıktan meydana gelen Kiklad adaları topluluğunda en bilinen adalar: Amorgos, Anafe, Andros, Antiparos, Delos, Eschate, İos, Kea, Kimolos, Kythnos, Milos, Naxos, Paros, Folegandros, Serifos, Sifnos, Sikinos, Syros, Tenos. Santorini aslında 5 adadan oluşuyormuş.

Limana yaklaşmayan gemiler

Günümüzde  Santorini, Akdeniz’in en çok ilgi çeken turistik bölgelerinden biridir. Santorini’ye romantik ada, masalsı ada, balayı adası, aşk adası gibi isimler verilmekte ve daha çok genç çiftler tarafından tercih edilmekteymiş. Siz hangi ismi verirseniz verin artık ama özellikle deniz, güneş ve kum üçlüsünü seven herkes için tatil listesinin başında yer alan bir rota aslında. Kayalıklar üzerinde beyaz badanalı evleri, mavi kubbeli şapelleri ile ünlü Santorini’de Oia Köyü, Amoudi Köyü, Perivolos Plajı, Arkeoloji Müzesi, meşhur mavi kubbeli Agiou Mina Kilisesi, kızıl renkli kumsalıyla Red Beach, çamur banyosuyla ünlü Kameni Volkanı ve Prehistorik Thira Müzesi görülecek yerler arasında.

Biz Santorini’ye saat 08.00 de yaklaşıyoruz. Santorini kayalıklar üzerine kurulmuş bir yerleşim yeri.

Cruise gemileri limana yanaşmadıklarından limana gemiden tender’ler ile transfer olacağız. Gemiye son biniş yine tenderler ile saat 16.00. Aslında neden bu kadar kısa bir zaman ayrıldı bu güzel adaya bilmiyoruz. Adanın gün batımı ünlü ama biz maalesef bu anı yaşayamadık. Eminiz ki, çok güzel olacaktı. Bu kadar kısa sürede bakalım nereleri gezebileceğiz. Limanda tenderlerden indikten sonra Santorini adasına ayak bastığımız yer adanın başkenti olan Fira. Yerleşim yerlerine ulaşmak için yukarı çıkmak gerekecek. Karşımıza üç seçenek çıkıyor.

Birinci seçenek teleferik: Teleferikler 6 adet ve her biri 6 kişilik. Teleferikle yukarı çıkmak muhteşem manzaralar eşliğinde sadece 3 dakika sürüyor.

Özellikle gemilerin çok sık geldiği zamana rastlarsanız oldukça uzun kuyruklar oluşmakta ve epeyce sıra beklemek gerekiyor. Şanslı iseniz çok sıra beklemezsiniz.

İkinci seçenek eşeklerle çıkmak: : Eşekler adanın sembolü olmuş. Aslında Yunan adalarının sembolü gibiler ama Santorini’de biraz daha gözde. Adada belki de yapılması gereken aktivitelerin başında geliyor ama. Eğer bir cümlenin sonunda ama varsa bir bakmak gerek neler olabilir diye. Eşek sırtında çıkmak aslında eğlenceli görünüyor fakat biraz da cesaret işi. Eşeklerle gitmeyi düşünenler o sıcakta yayılan kokuyu da lütfen unutmayın. Kokudan ve korkudan eşekten düşerseniz ezilmek de ayrı konu. Bazı eşeklerde ağızlık varken bazılarında yoktur. İnsanlar açısından eğlenceli ve çok iyi fotoğraf imkanları veren bu aktivite eşeklerin susuz ve o sıcakta çok fazla kilolu binenlerle çıkmak zorunda olması bize hayvana eziyet olarak geldi.

Üçüncü seçenek yürümek: Yılan gibi görünen Karavolades merdiveni , başkent Firo’yu eski limana bağlıyor.  Karavolades merdivenlerinden yürüyerek çıkmak belki ilk etapta kolay ve eğlenceli gelebilir. Teleferiğin hemen yanından geçen patika üzerinde durup Ege Denizi’nin muhteşem manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Yürüyeceğiniz basamak sayısı 588. Biz çıkmadık. Çıkanların söyledikleri bu. Az gibi görünebilir ama yukarı doğru çıkacaksınız sonra gezeceksiniz. Bizce yorucu gözüküyor Ha bir de eşeklerle aynı yolda koku içerisinde yan yana yürüyeceksiniz. Tabi seçim sizin.

Son seçenek bizim her zaman savunduğumuz araç kiralamak ve ATV kiralamak var. Eğer birkaç gün konaklamayı düşünenler plajlara gidebilmek ve adayı dolaşabilmek için bu seçeneği düşünebilirler.

Thira (Fira)

Santorini’de gezilecek yerler denildiğinde ilk akla gelen yerler Fira ve Oia’dır. Teleferikle Santorini’nin başkenti Thira (Fira)’nın merkezine çıkıyoruz. Deniz seviyesinden yaklaşık 250m yükseklikte ki şehrin Arnavut kaldırımlı sokaklarında dolaşıyoruz.

Caldera Körfezi’nin eşsiz manzarasını ve güzelliklerinin doyumsuzluğunu buradan izlemek çok keyifli.

Fira’nın daracık sokaklarında çok sayıda bulunan dükkanların yanı sıra özgün tasarımlar sunulduğu sanat atölyelerine de rastlarsınız. İşte bunlardan birisi olan MATI Sanat Galerisine uğruyoruz.

Görsel sanatçı Yorgos Kypris’in sanat eserlerini sergilediği ve dünyanın her yerinden insanlarla bağlantı kurduğu  MATI Art Gallery 1990 yılında Fira kasabasında kurulmuş ve o zamandan beri Santorini’de yerel bir dönüm noktası haline gelmiş.

Fira’da her yerden, çok uzaklardan bile görülebilen Ortodoks Metropolit Kilisesi 1827 yılında inşa edilmiştir. Kilise 1956 yılındaki depremde hasar görmüş ve kısa süre sonra restore edilmiştir.

Kilisenin içi, yerel sanatçı Christoforos Asimis tarafından yapılmış güzel fresklerle süslenmiştir.

İçeride 1975 yılında eklenen güzel mozaikler ve görkemli ana avize yer alıyor. Kiliseye giriş ücretsizdir.

Fira’dan Santorini’ni ününe ün katan mavi kubbeli kilise manzaralarından Santorini Adası’nın ikinci gözde yeri olan ve turistlerin en fazla gittiği Oia‘ya gidiyoruz.

Oia

Okunuşu İya olan  Oia Santorini’nin kuzey ucunda ve  belki de adanın en hareketli yeri. Fira’dan Oia’ya gitmek için merkez otobüs durağından belediye otobüsüne biniyoruz. Yaklaşık 30 dakikalık yolumuz var. Yolda giderken ve buraya geldiğinizde de her yer, evler, moteller, kiliseler beyaz badanalı, mavi kubbeli ve deniz manzaralı.

Oia’da görülecek yerlerin başında Panagia Platsani Kilisesi gelir. Kilise şehrin ana meydanda yer almaktadır. Beyaz yapı kare plan üzerine inşa edilmiş olup en büyüğü mavi boyalı olmak üzere beş kubbelidir. Binanın ön cephesi kemerli pencerelerle süslenmiş ve altı çan içeren piramit şeklinde bir çan kulesine sahiptir. Giriş kapısının üzerinde yaldızlı bir mozaik bulunmaktadır.

“Platsani” kilisesinin adı, denizde yüzen ikona çarpan dalgaların sesinden (“plats – plats”) geliyormuş. Panagia Platsani Kilisesi, aslen Oia Kalesi’nin duvarlarının içine inşa edilmiş ve ibadet yeri Kutsal Theotokos’un Akathist İlahisine adanmıştır. Efsaneye göre; Panagia Platsani Tapınağı’na yerleştirilen Kutsal Anne’nin simgesi denizde bulunmuş. Balık tutarken balıkçı denizin ortasında yanan bir muma benzer bir ışık görmüş. Ona doğru ilerlerken, Tanrı’nın Annesi’nin simgesini bulmuş, ancak getirememiş. Rahibi bilgilendirmiş. İkon rahip ve cemaat üyeleriyle birlikte dualarla, meşalelerle ve büyük bir saygıyla yerel kiliseye taşınmış. Ertesi gün simge kaybolmuş. Uzun bir aramadan sonra, Oia’daki kalenin duvarının yanında bulunmuş. Tekrar yerel kiliseye yerleştirilmiş, ancak ertesi gün yine orada değilmiş. Bu durum, sakinler ikonun bir kilise inşa etmek için bir yer seçtiğini anlayana kadar günlerce sürmüş. Meydanda, kilisenin önünde, “2007 KOINOTĒTA OIAS” (Oi 2007 sakinleri topluluğu) yazıtlı bir çapa ve 3 yunus tasvir eden kaldırıma gömülü bir mozaik var.

Oia’da nereye baksanız kartpostalları andıran fotoğraflar alabilirsiniz. Zaten Santorini tanıtımında genellikle Fira ve Oia’nın resimleri kullanılıyor.

Oia Fira’dan biraz daha pahalı. Eğer Santorini’de birkaç gün konaklamayı düşünürseniz Fira otelleri biraz daha ekonomik gelebilir. Otel derken de öyle çok büyük düşünmeyin. Burada ki oteller genellikle butik otel tarzında ama muhteşem manzaralı. Arkamızda görülen Atlantis Hotel bunların dışında.  

Oia’da dolaşmaya devam ediyoruz. Arada dondurma molası veriyoruz.

Yazımızın başında da dediğimiz gibi eşekler Santorini’nin sembolü haline gelmiş. Öyle ki hediyelikler almak için girdiğimiz mağazalarda buzdolabı magnetlerinden, kupalara, bez çantalardan, tişörtlere kadar elimizi neye uzattıysak hepsinde değişik figürler halinde vardı. Hatta nereye baktıysak heykellerine rastladık. Biz de durur muyuz bu sevimli hayvanlarla bir resmimiz olmadan olmaz dedik…….

Bu birçok Hollywood filmine (ki en ünlüleri: Summer Lovers-1982/Lara Croft Tomb Raider: Hayatın Kaynağı-2003/Santorini Blue-2013) de ev sahipliği yapmış olan bu güzel ada dedikleri kadar romantik mi yoksa masalsı mı…….. biz daha fazla yer görelim diye yürümeyi unutup koşturmaktan, teleferikte sıra beklemekten ve gemiye zamanında yetişmek için  tender kuyruğuna girmekten farkına bile varamadık. Gemiye dönme vakti geldi. Hemen Fira’ya dönüyor ve son tender’lere yetişmek için kalabalık teleferik kuyruğuna giriyoruz. Teleferikle inerken göremediğimiz yerleri düşünüyoruz. Buraya yarım gün gerçekten çok azdı.

Gemiye bindiğimizde “tüm misafirlerimiz gemiye intikal etmiştir” anonsu ile Mikonos’a doğru yola çıkıyoruz. Gemiyle ayrılırken ufukta Santorini’nin dik yamaçları köpüklü dalgaların ve gemi dumanlarının arasından silüet halinde uzaklaşıyor.

Akşam saatlerinde Mikonos’a demir atıp Mikonos gecelerini göreceğiz. Mikonos’ta görüşmek üzere.  

Santorini’de neler yapılır?

Bu tamamen sizi bağlı. Nasıl bir tatil yapmak istersiniz? Deniz-kum-güneş üçlüsü sevdasıyla plajlarda vakit geçirmek, köylerde mavi kubbeli kiliseleri ziyaret etmek, muhteşem manzaralı otellerde elinizde içkiniz keyif yapmak, Santori’nin meşhur gün batımının keyfine varmak, eşeklerle dolaşıp adrenalin patlaması yaşamak, daracık sokak aralarında aylak aylak gezmek, çarşı-pazar dolaşıp alış veriş yapmak. Seçim sizin…….

Santorini’ye nasıl gidilir?

Türkiye’den; Santorini’ye Türkiye’den direkt feribotla ulaşım mümkün değil. Marmaris ya da Bodrum’dan Kos Adası’na geçtikten sonra özellikle yaz döneminde düzenli feribot seferleri ile (Kos-Santorini) adaya ulaşabilirsiniz. İki ada arasındaki ulaşım yaklaşık 5 saat sürüyor.

Yunanistan’dan; Atina’ya gittiniz gezdiniz ve Santorini’yi görmek istediniz. Atina’nın Pire Limanı’ndan Santorini’ye her gün düzenli feribot seferi var. Ulaşım süresi feribot şirketine ve yolculuğun aktarmalı olmasına göre değişiyor. Bu hatta en kısa yolculuk 4 saat 50 dakika, en uzun yolculuk ise 7 saat 45 dakika.

Uçakla; Türkiye’den Santorini’ye direkt uçak seferi yok. Santorini’ye uçakla ulaşmak isteyenlerin Atina ya da Selanik’ten aktarma yapmaları gerek. Atina-Santorini arası yolculuk 50 dakika.