Santorini’de sadece yarım gün kalarak saat 17.00 de gemi Mikonos’a doğru yol alıyor.

Santorini’de neden bu kadar az kaldığımız Mikonos duyurusu gelince anlaşıldı. Santorini’den  Mikonos’a 5 saatlik yolculuk sonrası akşam 22.00 de gemi limanda olacakmış. Mikonos duyurusunda gemi limana yanaşınca belirli aralıklara gemiden-merkeze ve merkezden gemiye otobüsler hareket edecekmiş. Mikonos’un dillere destan gece hayatını görmek için.

Mikonos tüm turların Santorini ile birlikte vazgeçilmez adalarından birisi. Mikonos hakkında yaptığımız araştırmada günahlar adası, günahlar şehri veya özgürlükler şehri olduğunu okuyunca biraz şaşırdık. Biz günahlar şehri olarak Las Vegas’ı duymuştuk ve Las Vegas’a gidince hak verdik. Gecesi gündüzüne karışan, “Vegas’ta yaşanan Vegas’ta kalır” sözünün yaşandığı uyumayan şehir. Mikonos’a da günah adası dendiğine göre gece-gündüz karışmış bir yer anlaşılan.

Gezdiğimiz yerlerde sakinlik arayan, gece hayatını sevmeyen, gece hayatına katılmayan, yazılarımızda bunlara hiç yer vermeyen gezginler olarak limitleri zorlayan eğlence hayatıyla tanınan Mikonos’un dillere destan gecesini deneyimleyelim,  bakalım neler göreceğiz. Gemiden otobüslere atlayıp merkeze gidiyoruz. Servisle giderken size biraz adanın ulaşımından bahsedelim. 

Limandan merkez aslında 4 km kadar. Geminin otobüs servis saatlerine uymayıp adanın ulaşım imkanlarından yararlanırım derseniz biraz sıkıntı yaşarsınız. Adanın ulaşım sistemi çok iyi değil. Otobüsler akşamın belli bir saatinden sonra çalışmıyor. Gün içinde ise aşırı kalabalık olan otobüslerin kalkış saatleri belirsiz. Otobüsten vazgeçtim taksi ile hareket ederim dediniz. İşte ikinci şok size. Adada sadece 8 adet taksi varmış. Taksiler 3 ay çalışıp 9 ay boş kaldıkları için çok yüksek fiyat istiyorlarmış Hatta durakta bekleyen yolculardan sıraya bakmaksızın hava alanı veya uzak mesafeye gidenleri tercih ediyorlarmış.

Merkezde otobüsten iniyoruz. Yolda yürümeye çalışıyoruz, bu ne kalabalık arkadaş. Kalabalığı bırak ses ve gürültüden yanımda konuşanı duyamıyorum. Adanın popüler buluşma noktası olan Skandinavian Bar önündeyiz. Kentin kalbinde yer alan mekanda sabaha kadar dans edebilir, normalin 3-4 katı fiyatı olan içkilerinizi yudumlayabilir, eğer yüksek tondaki müzikten birbirinizi duyabilirseniz sohbet edebilirsiniz. İçki kokusu ve sigara dumanından hiç hoşlanmadığımız için içeri dahi girmeden buradan ayrılıyor daha sakin bir yer arıyoruz

Sakin yer bulmak ne mümkün. Biraz daha gidiyoruz. Karşımızda Queen. Mikonos Kraliçesi adı verilen mekan şampanya ve kokteyl barı olup egzotik el yapımı kokteyleri sevenler için bulunmaz bir yer.  

Adada dolaşırken çok lüks mağazalara şöyle bir göz atıyoruz. Adım başı bar ve tavernaların bulunduğu, her tarafta lüks mağazalar var adada. İşte Louis Vuitton.

Ve tabi ki Swarovski. Fiyatlarını başka mağazalarından bildiğimiz ürünler burada 2-3 kat daha pahalı.

Yani Mikonos nereden bakarsanız pahalı bir yer.

Bir şey almayayım güzel bir mekanda şöyle normal bir akşam yemeği yiyelim derseniz 100 Avro’yu ayırın öyle girin. Ödediğiniz fiyat yemeklere değil manzaraya ve dalga seslerine. Bu kadar fiyata değer mi düşünün bakalım.

Hiç iç açıcı bir şey söylemediğimizin farkındayız. Ada gece hayatından hoşlanmayanlar için uygun değil. Sokaklarda dolaşırken sizin deniz-kum-güneş üçlüsü taraftarı olarak plajlarından yararlanırız dediğinizi duyar gibiyiz. Biz de size burada durun bir nefes alın ve plajlarının özelliklerini dinleyin deriz.

Mikonos gece hayatı kadar plajları ile de çok ünlü. Hatta plajlarında sabahlara kadar süren plaj partileri ile Yunan adaları arasında popüler bir üne sahip.

Mikonos’un plajları gece-gündüz hizmet veriyor. En ünlü plajları Paradise Beach, Super Paradise Beach ve Elia Beach. 

Super Paradise Beach’te genellikle 18-30 yaş grubu çılgınca eğleniyor. Yüksek sesli müzik, striptiz yapanların yanında, plaj genellikle  eşcinseller tarafından tercih ediliyor.

Elia Beach çıplaklar kampı olarak  hizmet veriyor ama çıplak olmayanlar da plajdan yararlanabilir. Çoğu plajda şezlong ve havlu için 35 Avro isteniyor. Ada’nın 15 plajı bulunuyor.

Buna rağmen denize girmek istiyorsanız denizi daha sakin olan güneydeki plajlar tercih edebilirsiniz. Kuzeydeki plajlar oldukça sert rüzgarı nedeniyle ilgi çekmiyor.

Ada özellikle Avrupa’nın jet sosyetesi tarafından tercih ediliyor. Adanın ulaşımından bahsettik. Bu nedenle araba ya da ATV kiralamak daha çok tercih ediliyor. Adayı gezmek için araba kiralamak istiyorsanız; iki gün için 40 Avro, ATV için ise iki günlüğüne 70 Avro’yu ayırmanız gerek.

Mikonos’ta gece dolaşırken çok kalabalık olan adada içkini etkisiyle kavga olabiliyor. Hırsızlık olayları yaşanabiliyor. Kıymetli eşyalar ile gelmemekte fayda var. Otelde yada gemi ile geldiyseniz kabinlerdeki kasalara kilitlemek gerek. Gemiye dönmeden sakin bir yer bulduk. Galatis Gallery

Yiannis Galatis’in imzası olan tablolar ve güzel bir çok obje var içeride.

Gemiye döndüğümüzde saat epeyce ilerlemişti. Ertesi gün gemi öğlen saatlerinde Mikonos limanından ayrılacak. Mikonos’ta çok fazla gezilecek yer olmadığını okumuştuk.  Sadece adanın merkezinde Küçük Venedik denilen bir bölge ve üç-beş yel değirmeni var. Ertesi gün bunlar için adaya inmeye gerek yok dedik.

Sabah güzelce kahvaltımızı yaptık ve gemilerin limandan ayrılışlarını izledik. İzlerken de düşündük Santorini adası romantik, masalsı, balayı çiftleri için uygun denilirken Mikonos içinde balayı adası diyenlere katılmıyoruz. Burası daha çok 30 yaşın altında bekarların, cinsel tercihi farklı olanların tercih ettiği bir yer.

Mikonos’tan ayrılırken bir daha burayı görmeye gelir miyiz diye düşündük. Genelde kısa kaldığımız yerleri daha sonra konaklama yaparak gezmek isteriz. Ve cevap bizim için hayır oldu.

Bu arada konaklama deyince; eğer ailece çocukları alıp buraya gelirseniz sahil tarafında bulunan birçok otel plajdaki partiler sabahın ilk saatlerine kadar yüksek tonda devam ettiği için çocuklu aileleri kabul etmiyor.

Gemi Atina’ya doğru yol almaya başladı. Öğleden sonra gemi aktiviteleri arasında Tavla Turnuvası var. Tabi ki katılacağız. Tavla Turnuvası saat 17.00 de başladı. Eşleşmeler ve elemeler sonrasında turnuva bizim için çok zevkli ve eğlenceli geçti. Çünkü çok iyi bir sonuç aldık.

Turnuvaya katılanların sertifika ve madalya törenleri yapıldı.

Gemideki son günümüzde yine eğlence, müzik ve dans gösterileri vardı. Tabi ki olmazsa olmaz Sirtaki eşliğinde tabak kırma. On iki kişilik yemek takımı geldi. Müzik başladı ve gitti güzelim canım tabaklar. Çat çat çat kırıldı hepsi. Peki tabaklar neden kırılır?. İşte yine geliyor bir efsane size. Efsaneye göre; Çooooook eski zamanlarda, bir Yunan düğününde kavga çıkmış. Kavgayı gören aile büyüklerinden biri ayağa kalkmış ve kadehini kırmış. Kavga bir anda kesilmiş, düğündeki herkes dönüp bu yaşlı adama bakakalmış. Adam durmuş durmuş ve “Kadehler kırılsın, kalpler kırılmasın” demiş.