İlk Tunus gezimizde göremediğimiz Hammamet kasabasını ikinci gelişimizde görme ve gezme fırsatı bulduk. Tur programımızda 1 gün serbest zaman var. Herkes bu fırsatı denize girerek değerlendirirken bizim planımız önce Hammamet Kasbah ve kaleyi gezeceğiz. Sonra Yassmine Medina’ya ve antik şehir Pupput’a gideceğiz. İlk yapmamız gereken otelden taksi çağırmak oldu. Otelimiz deniz kenarında Golden Tulip President ve Kasbah’a sadece 10 dakika uzaklıkta. Taksi ile çok pahalı değil.

Hammamet Kalesi’nde iniyoruz ve ilk işimiz biletlerimizi almak. Hammamet Kalesi, 15. yy’dan kalma bir kaledir. Kaleye girdiğimizde hemen sol tarafta topların olduğunu görüyoruz.




Surlara çıkmadan önce kale içindeki küçük denebilecek müzeyi gezerek tarihsel bilgilere ulaşıyoruz.

Surlara tırmanarak okyanus manzarasını doya doya seyrediyoruz. Kalın taş duvarlar, gözetleme kuleleri ve merkezi bir avlusu olan ve bugüne kadar gördüğümüz kalelere göre çok da büyük olmayan bir kale.
Kalenin içinde aslında hiçbir şey yok. Kıyıları korumak amacıyla 893 yılında inşa edilen kale, 1467 yıllarında şehrin valisinin ikametgahı olacak şekilde genişletilmiş.




Eğer vaktiniz var ve biraz daha okyanus manzarası seyretmek isterseniz kale içindeki kafede dinlenebilir çayınızı yudumlayabilirsiniz. Bizim o kadar vaktimiz yok.









Kaleden çıkmadan avluda bulunan Sidi Bou Ali Mohamed Mozolesini ziyaret ediyoruz. Bu zat kendisini ibadete adamış dindar bir hayat süren ve Hammamet Kalesi’nde garnizonda görev yapan bir kişi.





Kale ziyaret saatleri: Her gün Nisan-Eylül saat 08.30-18.00/ Mayıs-Eylül saat 08.00-19.00. Ramazan’da saat 09.00-17.00 açık. Giriş ücretli
Kale gezimizi tamamlayıp çevrede dolaşıyoruz. Kasbah’ı gezerken dikkat edilecek nokta satıcıların ısrarcı tavırlarını görmezden gelmek. Eğer bir tanesine yakalanırsanız peşinizi bırakmadan sürekli konuşarak bir şeyler satmaya çalışıyor. Eğer dükkanlardan bir şeyler almak isterseniz unutmamanız gereken şey pazarlık yapmak. Pazarlık ile ilk söylenen fiyatın üçte birine istediğinizi almak mümkün oluyor.






Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Deniz kenarında gezip, meydanı dolaşıp Yassmine Medina’ya gitmek üzere taksi durağına gidiyoruz.

Taksiciler turist olduğumuzu anlayınca çok fazla fiyat söylüyor. Taksimetre açmalarını isteyince tabi ki olmaz diyorlar. Duraktan binmeyip yoldan çevirme taktiğini uygulamak istiyoruz. Taksiye bindiğimizde iyi bir fikir olduğunu anladık. Durakta söylenen fiyatın neredeyse yarısına Yasmine Hammamet’in Medina Tesisinin kapısına geldik.
Yasmine Hammamet, 1990’ların sonlarında geliştirilen bir sahil beldesidir ve 277 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Surları, çarşıları, geleneksel konutları, tema parkı (Carthage Land), konferans merkezi, müzeleri ve onlarca otelleri ile tam bir turizm merkezidir. Medina Mediterranea tesisin tasarımını tamamlıyor. Kumarhane, talassoterapi merkezi, alışveriş merkezleri, sinema ve eğlence merkezleriyle dolu 1,5 kilometre uzunluğunda bir gezinti yolu bulunuyor.


Kapıdan girdiğimiz zaman her çeşit hediyelik eşyanın bulunduğu bir yer olduğunu gördük. Aslında bir çeşit çarşıdayız. Bugüne kadar gördüğümüz medina’lar gibi burası da yerel halkın bir zamanlar surların içinde güvenle yaşadığı ara sokaklardan oluşan bir bölge.


Günümüzde ise tam bir turizm rotası. Güzel bir yer. Girişte gezilecek yerleri gösteren bir plan var. Biz size daha anlaşılır olan krokisini bırakıyoruz.
Çarşı içinde yürürken maalesef kapalı olan bir müzenin önünden geçiyoruz. Medeniyet ve dinler ile ilgili olan müze kapalıydı.


Hemen biraz ileride ise Palais des Mille et Une Nuits yani 1001 Gece Masalları Sarayı isimli müzeyi görüyoruz.

Bu müze Tunus kültürünün canlı dokusunu yansıtan bir yer. Genellikle 1001 Gece Sarayı olarak anılan bu müze, ziyaretçilerini zaman içinde görsel bir yolculuğa davet ederek, Tunus yaşamının ve mirasının özünü yansıtan ünlü tabloların etkileyici bir reprodüksiyon koleksiyonunu sergiliyor. Her gün açık olan müze saat 10.00-12.00 arası açık. Biz geldiğimizde kapalıydı.
Medina içerisinde talassoterapi bakım üniteleri mevcut. İşte balıklar ile ayak bakımının yapıldığı bir merkezden geçiyoruz.


Medina içerisinde dükkanlar, dolambaçlı merdivenli sokaklardan geçerek eğlence parkının olduğu bölüme geliyoruz. Burada gideceğiniz yeri gösteren tabelalar mevcut. Sinema’dan King Kong’a, Carthage Land’e kadar nereye gidecekseniz rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Aktivite merkezleri henüz saat erken olduğu için kapalıydı. Buralar daha geç saatlerde açılıyormuş.






Yassmine Medina’da yaz aylarında festivali düzenlenmektedir. Medina 25. Yiyecek Festivali duyurları verilmiş.

Medina içerisinde kıyafet, deri ürünler ve hediyelik eşyalar satan yani ne ararsanız bulabileceğiniz çok sayıda dükkanlar var. Eğer bir şey almak isterseniz ilk kuralı unutmayın: Sıkı Pazarlık

Medinanın ikinci giriş kapısına geldik. Fil heykellerinin olduğu giriş kapısından çıkıyoruz.

Dışarıda surların yanından deniz kenarına doğru gidiyoruz, eğlence parkı Carthage Land’in tanıtıldığı köşede bir fotoğraf molası veriyoruz.

Denizin hemen yanında beyaz badanalı evlerden, otellerden ve dükkanlardan oluşan medina’da deniz kenarında plajda denize girenleri izliyoruz. Eğer isterseniz median içerisinde yürümekten yorulduysanız fayton ile de medina’yı dışarıdan dolaşabilirsiniz.




Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Biz bugün son rotamız için taksi bekliyoruz. Otele dönmeden son gideceğimiz durak Pupput Arkeolojik Sitesi.

“Putput”, “Pudput”, “Pulpud” olarak da yazılan arkeolojik site Hammamet kasabası yakınlarındaki kıyıda yer almaktadır ve 19. yy’ın sonlarına doğru, bir alan inşaat için düzleştirilirken tesadüfen keşfedilmiş. Yassmine Medina’dan taksi ile geldiğimiz sitede öncelikle giriş biletlerimizi alıyoruz. Site alanında kimsenin olmaması şaşırtıcı. Girişteki görevli bizleri bir tarladan yürümeye yönlendiriyor ve yaklaşık 150 m sonra kalıntıları görmeye başlıyoruz.

Alanı gezerken şaşırıyoruz. Çünkü çorak bir arazinin ortasında terk edilmiş olması üzücü. Özellikle mozaikler çok güzel görünüyor fakat hiçbir koruma altına alınmamış olması, insanların mozaikler üzerinde yürümelerine izin verilmesi nedeniyle önemli ölçüde zarar görmüşler.





Böyle 3. ve 5. yy’dan kalan Roma Bölgesine özen gösterilmemesi bizleri oldukça şaşırttı.








Zeminlerden bazı ilginç mozaikler çıkarılıp duvara asılmış ama onların durumu da çok iç açıcı değil. Sitenin büyük kısmı, sitenin büyük bir bölümüne inşa edilmiş modern tatil geliştirmelerinin altında gömülüdür.




Sitede tapınaklar, tiyatro, amfitiyatro, Hammamet’e adını veren termal banyolar ve bir Bizans kalesi vardı. Roma nekropolünün bir kısmını ve yüksek statülü binaları gösteren mozaik döşemeli yerleşim alanları var. Ancak açıklayıcı tabelaların çok az olması, hatta hiçbir ayrıntı ve açıklamanın olmaması yine üzücü bir durum.



Alanda yiyecek ve içecek alabilecek herhangi bir yer olmadığı için yanınıza en azından su ve sıcağa karşılık şapka almanızı tavsiye ederiz. Kapılı alanda sadece bir bilet gişesi, açıklama tabelası ve bir kahve dükkanı var. Siteye giriş ücretli.


Hammamet gezimizi tamamlayıp otelimize dönüyoruz.
Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.




