Özbekistan gezimizde Buhara, Hiva, Semerkant derken rotamız başkent Taşkent’e (Özbekçe: Toshkent). Semerkant’tan hızlı tren ile yaklaşık 2 saatte geldiğimiz Taşkent tren garındayız.




Bizi bekleyen otobüsümüze binerek şehri panoramik olarak geziyoruz. Orta Asya’nın nüfus bakımından en büyük kenti olan Taşkent, eski Sovyet Cumhuriyetleri içinde de Moskova, Sankt-Peterburg ve Kiev’den sonra dördüncü büyük kenttir. Şehir 1966 yılında yaşanan yıkıcı depremin ardından yeniden inşa edilmiştir. Geniş yolları, yeşil alanları, park-bahçeleri, düzenli yerleşimi ile dikkat çekicidir.





Taşkent’te ilk durağımız Bağımsızlık Meydanı.
Bağımsızlık Meydanı (Mustaqillik Maydoni)
Taşkent’e geldiğimizde ilk olarak sadece Taşkent’teki değil, tüm Özbekistan’daki ana meydan olan Bağımsızlık Meydanına gidiyoruz Meydan 12 hektardan oluşmaktadır. 3.5 m’lik doğal yükseklik farkından dolayı, mimarlar meydanı 2 katlı olarak tasarlamışlardır. Meydan, önemli hükümet ve idari binalarla çevrilidir. Meydana giderken Glory and Memory Sokağı’ndan geçtik. İncelikle oyulmuş ahşap sütunlara sahip galerilerle çevrili olan sokak II. Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden askerlere saygı duruşunda bulunur. Özbekistan’ın şehit kahramanlarının isimlerinin yazılı olduğu Anı Kitapları‘na ev sahipliği yapar.




Yoldan yürümeye devam ederek Ezgulik Kemerine geliyoruz. Ülkenin ana meydanına açılan sembolik kapı olup iyi ve asil özlemlerin kemeri olarak nitelendirilir. Kemer 150 m uzunluğunda, kenarları 10 m, orta taç kapı kısmı 12 m yüksekliğe sahiptir. Başlıklı 16 beyaz sütun, güneşte gümüşi parlayan zarif bir metal tavanla birbirine bağlanmıştır.

Kemerin yüksek ve sağlam sütunları, ülkenin kalkınmasının temeli olan sağlam temellerin simgesidir. Sütun, ülkede uzun zamandır barış ve huzuru simgeleyen leylek figürleriyle taçlandırılmıştır. Kemerde görülen yukarı uçmaya hazırlanan turnalar, halkın büyük amaç ve hayallerini gerçekleştirme arzusunu, azim ve iradesini simgeler



Bağımsızlık ve Hümanizm anıtı Bağımsızlık Meydanının ortasında bulunur. Devletin egemenliğinin dünya tarafından tanınmasının bir sembolü olarak ülke haritası ve bronz yer kuresinden oluşur.
Bağımsızlık Meydanında birçok ülkede gördüğümüz sönmeyen ateş bulunmakta. Ateşin karşısında ise, geçmiş dünya savaşlarında hayatını kaybeden kimliği belirsiz askerlerin anısına, vatanını savunurken şehit düşen çocuklarının anısına, sönmeyen ateşe hüzünle bakan yaslı bir annenin tasvir edildiği bir heykel yer alıyor.

Bağımsızlık Meydanında parkların yeşilliği, yıl boyunca Taşkent sakinleri için değerli bir sığınak olan Ankhor nehri kanalının kıyılarına kadar uzanır. Günümüzde Bağımsızlık Meydanı, özellikle Özbekistan Bağımsızlık Günü (1 Eylül) ve Yeni Yıl gibi önemli günlerde büyük kutlamalara sahne oluyor.


Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Emir Timur Meydanı (Amir Timur Meydanı)
Bağımsızlık meydanından Taşkent’in bir başka önemli meydanına geliyoruz. Emir Timur ya da Amir Timur Meydanı. Meydan, önemli binalarla çevrilidir. Bunlar arasında “Özbekistan” Oteli, bir zamanlar Kadınlar Spor Salonu olarak hizmet veren Hukuk Üniversitesi, bilgilendirici Amir Timur Müzesi, melodik Taşkent Çanları ve etkileyici görünümüyle dikkat çeken bir yapı olan Forum Sarayı yer almaktadır. Meydanın geçmişi 1882 yılına kadar gider ve birkaç büyük caddenin kesiştiği alana ilk olarak Konstantinov Meydanı ismi verilmiştir. Meydan 1917’deki Rus Devrimi’nden sonra “Devrim Meydanı” olarak adlandırılmış, 1991’de Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra Özbekistan’ın bağımsızlığından sonra meydan 1994’te “Amir Timur Meydanı” olarak değiştirilmiştir.
Meydanın kalbinde, askeri hünerleri ve Akdeniz’den Hindistan sınırlarına kadar uzanan devasa bir imparatorluğun kurulmasıyla tanınan Emir Timur’a adanmış bir anıt bulunmaktadır. Semerkant yazımızda belirtmiştik. Özbekistan’da üç tane Timur heykeli vardır. Semerkant’ta oturma heykeli bulunur. Semerkant yazımız burada. İşte ikincisinin yanındayız. (Meydanda heykelin arkasında Hotel Özbekistan var. Fotoğrafı özellikle oteli çekmeden çektik). Ayakta duran üçüncü heykeli ise Shahrisabz’ta. Amir Timur Anıtının heykeltıraşları Kemal ve İlham Jabbarov’lar, Timur’u kraliyet askeri kıyafetleri giymiş ve ata binmiş olarak tasvir ettiler, çünkü ünlü kumandan hayatının çoğunu askeri kampanyalarda geçirmiştir. Elinde silah yoktur, bir hükümdar, devlet adamı olarak tasvir edilmiştir. Bronz heykel, Timur’un imparatorluk gücünü yansıtmakta. Anıtın tabanına, dört farklı dilde, onun ünlü sloganı olan “Güç Adalettedir” yazılmıştır.


Amir Temur Meydanından çok önemli bir yere gidiyoruz. “Hz. Osman’ın Mushafı” olarak bilinen ve üzerine Hazreti Osman’ın kanının aktığı ceylan derisine yazılı Kur’an-ı Kerim’in bulunduğu Hz. İmam Külliyesi’ne
Hz. İmam Külliyesi
Hz. İmam Külliyesi adını eski ismi Şaş olan Taşkent’te 10. yy’da yaşayan din alimi Ebu Bekir Kaffal eş-Şaşi’nin lakabı “Hazreti İmam”dan alır. Taşkent’in eski şehir kısmında bulunan Külliyesi, birçok yapıyı bir araya bulundurmakta.
Bu yapılar arasında Hazreti İmam Camisi, Külliye Barakhan ve Muyi Mübarek medreseleri, Tilla Şeyh ve sayılabilir. Hazreti İmam camisinde iki minare bulunmaktadır; bunlardan biri Harezmli İbrahim ve Erkin ustalar, diğeri ise Semerkantlı Şerif usta ve ekibi tarafından inşa edilmiştir. Minarelerden biri 26 günde, diğeri ise 28 günde tamamlandı. Minarelerin yüksekliği 52 mdir.



Caminin ortasındaki oval şekildeki kubbe başka hiçbir camide bulunmayan bir özelliktir. Burada aynı anda 5000 kişi namaz kılabilir ancak esasen sadece Cuma namazı kılınmaktadır, Ramazan ve Kurban bayramı namazları da caminin arka tarafındaki alanda kılınmaktadır.






Salonun uzunluğu 77 m, genişliği 22 m, mihrap eklendiğinde ise 24 mdir. Kubbeler 35 m yüksekliğinde ve 25 m genişliğindedir. Camide 14 büyük ve 48 küçük kandil bulunmakta olup, salonun ortasına uzun elips şeklinde bir kubbe yerleştirilmiştir.






Barokşon medresesi, 16. yy’ın ikinci yarısında Uluğbek’in torunu Navruz Ahmedkhon’un (takma adı “Barakşon”) tarafından mimar Gʻulom Hüseyin’e inşa ettirilmiş mimari bir anıttır.




Külliyede 1856-1857 yıllarında inşa edilen Muyi Mübarek (Sakal-ı Şerif) Medresesi bulunuyor, geçmişte Hz. Muhammed’in Sakal-ı Şerif’inin muhafaza edilmesi dolayısıyla bu ismi aldığı biliniyor. Medrese bugün müze olarak kullanılmakta ve “Osman Mushafı” olarak bilinen ve üzerine Hazreti Osman’ın kanının aktığı ceylan derisine yazılı Kur’an-ı Kerim’in bulunmasından dolayı önemlidir.


Bu Kuran-ı Kerim’in Timur Devletinin kurucusu Emir Timur tarafından XIV. yüzyılda Emir Timur tarafından Semerkant’a getirildiği yazılı. Rusların Orta Asya’yı ele geçirmesinin ardından 1869’da St. Petersburg’a götürülen Kur’an-ı Kerim, 1923 yılında geri getirilmesiyle Semerkant’ın ardından Özbekistan Müslümanları Dini İdaresinin müzesi olan Muyi Mübarek Medresesi’nde muhafaza ediliyor.




Müzede ayrıca farklı ülkelerden Kur’anlar sergilenmekte.


Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Kukeldaş medresesi
Kukeldaş medresesi, Çarsu Meydanı bölgesinde, Taşkent’in en büyük İslami eserlerinden birisidir. Medrese 1570 yılında Şeybanid hükümdarı Derviş Sultan tarafından yaptırılmıştır. Medrese sarı tuğladan inşa edilmiş olup, eğitim ve çalışma odalarından oluşan ibadet odaları ile çevrili geniş geleneksel kare bir yapıya sahip bir avlu ve yanlarında iki kule bulunur. Binanın ön cephesi yaklaşık 20 m yüksekliğindedir. Gök mavisi majolika ile süslenmiş olan medrese bir zamanlar Semerkant’ın ihtişamıyla ve Buhara’nın en zarif yapılarıyla rekabet ediyormuş.




Medresenin iç duvarlarından birinde, “Ars longa – vita brevia” şeklindeki bir antik Roma atasözüne benzer bir yazı varmış. “Ölüm kaçınılmazdır, ancak insan tarafından yapılan bir iş sonsuza kadar kalır”. Tabi bu yazıyı biz göremiyoruz. Çünkü medrese aktif olarak çalıştığı için gezmek yasak. Sadece avlusunda dolaşmadan kapıdan bakarak fotoğraf çekmemize izin verdiler.


Medresenin kurulmasından itibaren faaliyetleri ile ilgili birçok efsane bulunmaktadır.

Bölgenin yaşlıları, daha önce medrese topraklarında halka açık infazların yapıldığını söylüyorlar. Sadakatsiz eşler, yerel halka ders olsun diye en yüksek minareden atılıyormuş. Başka bir efsaneye göre, bir zamanlar burada yayılan bir fıstık ağacı, medresenin kubbelerinden birinde büyüdüğü için kutsal kabul edilmiş. Günümüzde Müslümanları namaza çağıran müezzinlerin sesleri duyulmakta, medrese odalarında öğrencilere yönelik dersler ve çeşitli dini hizmetler verilmektedir.
Özbekistan Devlet Uygulamalı Sanatlar Müzesi (Amaliy Sanʼati Muzeyi).
Özbekistan Devlet Uygulamalı Sanatlar Müzesi (Amaliy Sanʼati Muzeyi), 1937 yılında el sanatları geçici sergisi olarak kurulan bir sanat müzesidir .


Müzede, ahşap oymacılığı, seramik, kabartma, mücevher, altın işleme, nakış ve yerel endüstride seri üretim örnekleri de dahil olmak üzere Özbekistan’daki dekoratif sanatlara dair 4.000’den fazla sergi bulunur.






Müze, 21. yy’ın başlarına kadar, 1918’de Rusya’dan kaçan Rus diplomat ve oryantalist Aleksandr Aleksandroviç Polovstov Jr.’ın eski sarayında bulunuyordu. Polovtsev Evi olarak bilinen müze binası, sekreteri Mihail Stepanoviç Andreev tarafından satın alındı ve evin iç mekanları Doğu tarzına uyacak şekilde mimar Burmeyster tarafından yeniden düzenlendi.






Birinci Dünya Savaşı sırasında ev, esir alınan Avusturyalı subayları barındırmak için kullanıldı. Rus Devrimi’nden 1930’ların ortalarına kadar bina bir yetimhaneye ev sahipliği yaptı. Temmuz 1937’den beri ev, Uygulamalı Sanatlar Müzesi’nin öncülü olan El Sanatları Müzesi’ne ev sahipliği yaptı ve 1960 yılında “Özbekistan Uygulamalı Sanatlar Kalıcı Sergisi” adını almıştır. Müze Pazartesi dışında her gün açıktır.









Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Taşkent’te sadece 1 gün gezme fırsatımız oldu. Gezecek daha çok yer var. Otelimize dönüyoruz. Taşkent’te Green Park Hotelde kaldık. Oda+kahvaltı konseptindeki otel gayet temizdi. Tavsiye ederiz.


Ertesi sabah sabah erkenden hava limanına doğru yola çıkıyoruz. Kalbimiz Taşkent’te aklımız ise Büyük İpek Yolu turumuzun ikinci durağı Kazakistan’da.

Almata’ya yani Kazakistan’a gitmek üzere uçak biletlerimizi aldık. Uçak saati gelene kadar freeshopda vakit geçirdik.


Taşkent’ten yola çıktık. Yaklaşık 1.5 saat sonra Almata’da olacağız. Görüşmek üzere.






Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.