Bakü gezimize devam ediyoruz. Bakü’de gezilecek yerler-1 yazımızda sizlerle Bakü merkezde olan yerlerden bahsetmiştik.
Bu yazımızda sizlerle Bakü’den biraz uzakta ama görülmesi gereken yerlere gideceğiz.
Bibiheybet Camisi
Bibiheybet Camisi Bakü’ye 6 km uzaklıkta ki Şıh kasabasında ana yol üzerinde bulunur.
Hazar Denizi ve rıhtımlara bakan güzel bir konumdadır. Cami’ye girmeden Bakü limanının panoramik manzaraları izleyip deniz esintilerini yüzümüzde hissettik.
Cami ilk olarak 13. yy’da Şirvanşah II. Ferruhzad bin Asitan tarafından inşa ettirilmiş, sonra Bolşevikler tarafından 1930’larda tahrip edilmiş ve 1990’larda yeniden orijinaline uygun olarak inşa edilmiş. Caminin 3 kubbesi ve iki minaresi vardır.
Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Haydi camiye girelim.
Caminin tavanında yeşil hakim.
Caminin ortasında parmaklıklarla çevrilmiş alanda on iki İmamın yedincisi İmam Musa Kazım Hazretlerinin kızı Hz. Hekime’nin ve İmam Musa Kazım hazretlerinin iki erkek ve bir kız torununun kabirleri bulunmakta.
Kur’an’dan yaldızlı yazılarla çevrili yeşil ve turkuaz aynalarla dekore edilmiş.
Cami’nin adı neden Bibiheybet diye düşünebilirsiniz? Hemen açıklayalım. Cami içinde kabri bulunan İmam Musa Kazım Hazretlerinin kızı Hz. Hekime 1257 yılında vefat etmiş. Hekime hiç evlilik yapmamış, tüm ömrünü kardeşi İmam Ali Rıza’nın çocuklarına bakarak geçirmiştir. Ancak devrin halifesi Hekime’yi hiç rahat bırakmamış. Hekime’de onu rahatsız eden Halife’nin elinden kaçarak Bakü’ye gelmiştir. Devrin büyüklerinden Hacı Bedir Hekime’nin düşmanlarına haber ulaşmasın diye Hekime Hanımın adını saklar ve ondan “Bibi” diye söz eder.
Cami, “Fatima Camii” olarak da bilinir; Alexandre Dumas’ın yaptığı ziyaret sırasında camiyi tarif ederken kullandığı isim budur ve “Dünya” adlı kitabında şöyle yazmıştır: Cami,kısırlık sorunu yaşayan kadınların ibadethanesidir; kadınlar buraya yürüyerek gelir, ibadetlerini yapar ve bir yıl içinde doğum yapma yeteneği kazanırlar.
Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Ateşgah (Ateş Tapınağı)
Ateşgah, Bakü’ye 30 km mesafede ki Abşeron yarımadasının Surahani kasabasında bulunan ve dünyada ki 3 Mecusi tapınağından birisi.
https://www.youtube.com/shorts/vx82JAu7Qqk?feature=share
“Ateşgah” ateş mabedi demektir. Burası 16-18. yy’da doğal gazın çıktığı, bir zamanlar ebedi sönmez ateşlerin yandığına inanılan bir ateş mabedidir.
İçeri girdiğimizde mabedin ortasında devamlı yanan bir ateş vardır.
Söylentiye göre bu eskiden doğal bir ateştir, şimdi ise doğal gaz verilerek yakılmaktadır.
Ateşgah planına baktığımızda Ateşgah’taki gaz sistemi anlaşılmaktadır.
Ateşgah’ta yanan ateş etrafında küçük odalar bulunmaktadır. Bu odaların küçük birer penceresi ateşi görmektedir. Eskiden hac için buraya gelen Zerdüştler bu odalarda konaklar, pencereden sürekli ateşi izlermiş.
https://www.youtube.com/shorts/L_EpQfvwwcg?feature=share
Odaları gezdiğimizde yapım aşamaları, o dönem ki yaşantı, kullanılan eşyalar hakkında fikir alabiliyoruz.
Ateşgah Azerbaycan’da yayılmış olan ateş tapınakları geleneklerini yansıtır. Bazı Hint mabetlerinin özelliklerini de barındırır. Hinduların ana tanrılarından Shiva’nın görüntüsü bile vardı.
Azerbaycan, İslamiyeti kabul edince Zerdüştler Hindistan’a göçmüş. Ancak bugün bile Hindistan’dan mabede ziyarete gelenler olurmuş.
Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Ateşgah’tan hatıra fotoğrafımızı da alarak çıkıyoruz.
Ateşgah ziyaret saatleri: Her gün 10.00-19.00. Giriş ücretli.
Qobustan (Kobustan) Millî Parkı
Qobustan (Kobustan-Gobustan) Millî Parkı Bakü’nün Karadağ bölgesinde Bakü’den 65 km uzakta bulunan eski mağara ve duvar resimlerinin olduğu bir sit alanı. Bölgenin adı konusunda çok farklı görüşler ortaya atılmıştır. Bu görüşlerden en çok kabul edileni Kobustan; uçsuz bucaksız ovalar ve vadiler ülkesidir.
Bakü’den yaklaşık 1 saat sonra Kobustan Milli Parkına geldik. Önce müzeyi ziyaret ettik.
Müze binasının hemen önünde o dönemde ki insanların yaşayışlarını anlatan bir alan bulunmakta.
https://www.youtube.com/shorts/d6ZIMnC4oFg?feature=share
Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Müze çok güzel organize edilmiş. Müzede bilgilendirme tabelaları, videolar ile bilgiler alıyoruz.
Eski Kobustanlıların hangi dili konuşup konuşmadığı bir tartışma konusu olup kaya tasvirleri onlar hakkında çok şey anlatmaktadır. Hayatla ilgili olan tüm düşüncelerini, sevinç ve korkularını duvarlara kazımışlar. Binlerce yıl önce burada yaşayan insanların elinde kağıt kalem yoktu ki!
Kobustan Milli Parkında göreceğimiz tasvirlerin neye benzediğini kolay anlamak için sembollerin anlamı belirgin çizgiler halinde güzel anlatılmakta.
https://www.youtube.com/shorts/l6jeZoiCKG0?feature=share
Müzede o zamanki yaşam bal mumundan yapılan insan ve hayvan heykelleri ile sunulmakta, kazılarda çıkan objeler sergilenmekte.
Müzeden çıktık ve yerel rehber eşliğinde patika yolu takip ederek alanı gezmeye başladık.
Kobustan Ülkenin en eski insan yaşamı olan bölgesi. Toplam 5 dağdan oluşan, 5000 hektardan fazla bir alanda kayaların üzerindeki 40 bin yıllık kaya oyma sanatı.
Kobustan ‘da, kültürel kalıntı ve kaya oymaları ilk kez Azerbaycanlı arkeolog Prof. İshaq Cəfərzadə tarafından 1939 yılında keşfedildi ve kazılar 20 yılı aşkın süre sistematik olarak yürütüldü.
Bu alanda tarihi 20000 yıl öncesine kadar giden petroglifler bulunuyor. Petroglif bir kaya oyma sanatı. Kaya yüzeyinin bir kısmını kazınarak, oyularak oluşturulan bir tasvir biçimi. Binlerce petroglif Büyüktaş Dağı, Küçüktaş Dağı ve Çingir Dağ‘da bulunan kayalar üzerine tasvir edilmiş.
Yaban atları, yabani geyikler, kadın ve erkek savaşçılar, av sahneleri, şaman tasvirleri, tekneler ve üstünde insanlar, keçiler, domuzlar, ok ve yay, toplu insan tasvirleri kayalara kazınmış.
https://www.youtube.com/shorts/q0Ua55a2T_w?feature=share
Alanın en büyük mağarası Ana Zağa Mağarası.
Burada bulunmak, en az 20000 yıl öncesinde yaşayan insanları hayal etmek anlatılmaz bir duygu.
Alanda çok değişik kaya figürlerini izleyerek çıkışa doğru ilerliyoruz.
Kayalar üzerinde çok sayıda yarımküre şeklinde açılmış çukurlar ilgi çekici. Bu gördüğümüz çukurlar su havuzları daha doğrusu su depoları. Bu çukurlar yağmur suyuyla doldurulurmuş ve insanların su ihtiyacını karşılanırmış.
UNESCO tarafından 2007’de Dünya Mirası ilan edilmiş.
Kayalara zarar vermemek için konulan uyarı yazıları çok hoşumuza gitti.
Kobustan’dan çıkarken kafeteryada dinlenebilir binlerce yıl öncesinde yaşamın olduğu yerde olmanın heyecanını yaşayabilirsiniz.
Çok sıcak günlerde giderseniz gezmek çok yorucu. Mutlaka rahat ayakkabılarınız olsun. Şemsiye, şapka gibi korumalarınızı alın ve yanınızda su bulundurun.
Qobustan ziyaret saatleri: Her gün saat 10.00-18.00. Giriş ücretli
Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Mud Volcanos (Çamur Volkanları)
Kobustan’tan çıkıyor ve çok ilginç olan başka bir yere gidiyoruz. Kobustan’a yaklaşık 30 dakika mesafede bulunan bir başka doğa harikası olayına şahit olacağız. Ama buraya ulaşmak öyle kolay değil. Burada göreceklerimizden önce buraya ulaşmak ayrı bir heyecan. Otobüsten inip eski Sovyet arabalarına biniyoruz.
Oldukça bozuk yollardan tangır tungur ilerleyerek yaklaşık 15-20 dakika sonra çamur volkanlarına ulaşıyoruz.
https://www.youtube.com/shorts/Vq_z-8ZA0u8?feature=share
Burada gördüğümüz volkanlar adeta minyatür birer yanardağ örneği. Yanardağ demek belki biraz ürkütücü gelebilir. Çamurun fışkırdığı ve köpürdüğü küçük çukurlar diyelim. Tepelerinde oluşan havuzlarda çamur kaynamakta.
Volkan püskürmeleri kimya, inşaat ve eczacılık sanayinde hammadde olarak kullanılmakta.
Biz çamurları izlerken gruptan bazı arkadaşlarımız yüzlerine çamurları sürmekte.
Kozmetik sektöründe kullanılan bu çamur yüzünüzde çok kısa süre tutulabilirmiş. Uzun süre tutarsanız yüzde kızarma ve soyulma yaparmış. Ama vaktiniz varsa çamur volkanlarına ayaklarınızı sokarak farklı deneyim yaşayabilirsiniz. Çamurlar sanılanın aksine sıcak değil soğuktur.
Dünyada bulunan çamur volkanlarının yarısı Azerbaycan’da bulunuyormuş. Azerbaycan, ülke genelinde yaygın olarak dağılmış en fazla çamur volkanına sahip ülke. Dünyadaki 700 volkanın 350’si Azerbaycan Cumhuriyeti’ndedir. Yerel halk bunlara coğrafi adı olan çamur volkanlarının yanı sıra “yanardağ” (yanan dağ), “pilpila” (teras), “gaynaça” (kaynayan su) ve “bozdağ” (gri dağ) der. Azerbaycan topraklarındaki en büyük çamur volkanı 5 Eylül 2004’te Guinness Dünya Rekorları’na eklendi.
Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Yorum Bulunamadı