Bakü gezimizi tamamladık. Bakü gezi rehberimiz burada Kahvaltı sonrası erkenden 2016’da Türk Dünyası Başkenti ilan edilen, Azerbaycan’ın en eski ve önemli turizm bölgelerinden kabul edilen Şeki’ye doğru yola çıktık.
Şeki ile Bakü arası yaklaşık 370 km. Nereden baksanız 4.5 saat sürecek yolumuz var. En iyisi uyumak. Şeki’ye yaklaştığımızda rehberimiz günaydın-tünaydın diyerek uyandırdı. Yol üstünde Şeki tabelası önünde fotoğraf çekmek üzere durduk. Sanırım uykumuzu açmak istiyordu.
Şeki (Azerice Şəki), Azerbaycan’ın en eski şehirlerinden ve önemli turistik bölgelerinden. Bölgenin en eski yerleşim yerlerinden olan Şeki 2500 yıllık tarihe sahip.
Şehrin merkezi ve Şeki Hanlar Sarayı, İpek Yolu boyunca önemli bir ticaret merkezi olarak benzersiz mimarisi ve tarihi nedeniyle 2019’da Dünya Mirası ilan edildi.
Kiş Çayı’nın kıyısında yerleşen eski şehri 1772’de sel suları yıktıktan sonra şehrin ahalisi şimdiki yeri kendilerine yurt etmişler. Ortaçağ kaynaklarında şehrin adı Şeke, Şeki, Şaka, Şakki, Şakne, Şaken, Şakkan, Şekin gibi çeşitli biçimlerde geçmektedir. Şeki girişinde gördüğümüz testi heykeli Şeki’nin ünlü yemeği olan “piti”yi sembolize ediyormuş.
Şeki’ye geldiğimizde dikkatimizi çeken saat çok geçmiş olmamasına rağmen yolların çok sakin olmasıydı.
Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Otele gitmeden önce ünlü Şeki helvasını tadabileceğimiz yere geldik. Yol boyunca göreceğiniz “şirinniyat” ya da “şirniyyat” isimli tatlıcılar bizim pastaneye karşılık geliyor. Əliovsət Şirniyyat Evi’ne geldik.
Şeki helvası, birçok değişik tatlı ve hamur işleri var.
Şeki baklavalarının bir çeşidi olan Şeki helvası buranın meşhur yiyecekleri arasındaymış. Hepimize helvadan ikram ettiler. Herkesin damak zevki değişir ama çok sevdiğimizi söyleyemem.
Şeki sokaklarında tur atarak otelimize gidiyoruz.
Sabah erkenden Şeki’yi dolaşmaya Han Sarayı’ndan başlayacağız. Şeki’de Shaki Palace‘ta 1 gece konaklayacağız.
Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Han Sarayı
Sabah kahvaltı sonrası Han Sarayı’na gidiyoruz. Küçük bir kapıdan geçerek Şeki Kalesine giriyoruz.
Kısa bir yürüyüş yaptıktan sonra Saray’a girmek üzere giriş biletlerimizi alıyoruz.
Şeki hanlarının yazlık ikametgahı olan saray 1761-1762 yıllarında Azerbaycan’da ilk bağımsız hanlığın temelini atan Hacı Çelebi Han’ın torunu Hüseyin Han (Müştağ) tarafından inşa edilmiş. Saray Şeki Kalesi’nin içinde 2 katlı ve dikdörtgen bir yapıdır.
Bu nedenle de halk arasında “Müştağ Sarayı” olarak da biliniyormuş. Azerbaycan’ın Orta çağ dönemi mimarisinin önemli eserleri arasında gösterilen saray görenleri kendine hayran bırakıyor.
https://www.youtube.com/shorts/JjHzdUAJcH4?feature=share
Saray’a hemen giremiyoruz. Gelen turistleri gruplar halinde alıyorlar. Bizi grupla geldiğimiz halde bile kalabalık olduğumuz için ikiye bölerek aldılar. Grubumuza Türkçe konuşan yerel rehber verildi.
Sarayın en büyük özelliği inşası sırasında hiç çivi kullanılmamış olması. İçeri girer girmez duvarlardaki muhteşem işlemeler ve pencerelerdeki vitraylar bizi büyüledi. Cephe pencerelerinin tamamı Azerbaycanlıların şebeke diye adlandırdıkları vitray camlardan oluşuyor. Rehberimiz uzun uzun bu camların nasıl yapıldığını anlatıyor. Şebeke aslında bir sanat.
Ahşap çıtaların renkli cam parçalarıyla birleştirilerek oluşturulan dekoratif camların yapımında herhangi bir çivi veya yapıştırıcı madde kullanılmadan birbirine geçecek şekilde şekillendirilmesi. Kadınlar ve erkekler için iki ayrı bölümün olduğu sarayın aynalı balkonları da oldukça enteresan. Duvarlara yapılmış resim ve motiflerin büyük bir bölümünün renkleri yapıldığı günden beri korunuyormuş.
Saray iki katlı. Alt kattaki odaları gezdikten sonra ahşap bir merdivenle üst kata çıktık. Şeki Hanları, sarayın birinci katında Şeki’ye gelen resmi temsilcileri, devlet elçilerini ve diğer konukları kabul ederlermiş. Han ve ailesi ise ikinci katta yaşıyormuş. Salon ve odalarının duvarları savaş sahnelerinin yansıtıldığı duvar resimleriyle süslü. Motiflerin her birinin ayrı bir anlamı varmış.
Sarayın geniş ‘Han Bağı’ adı verilen bahçesinde bir havuz var. Havuzun iki yanında yaklaşık 500 yıllık 2 çınar ağacı bulunmaktadır. Halk tarafından ‘Han Çınarı’ diye isimlendirilen 1530 yılında dikilmiş çınarların birisi 34 m diğeri 42 m yüksekliğinde.
Şeki Kalesi
Saraydan ayrılarak kale içerisinde engebeli parke taşları ve kaldırım taşlarından aşağı doğru yürümeye devam ediyoruz. Lada arabaları görmek bizi biraz şaşırttı.
Şeki Kalesi, Şeki Hanlığı’nın kurucusu Hacı Çelebi Hanın emriyle inşa edilmiş, 18. yy’dan kalma tarihi bir kaledir. Surları çevreleyen 21 adet kulesi ve kemerli yüksek kapıları bulunmaktadır.
Kale içerisinde eski bir kilise var. Yuvarlak Kilise’de deniyormuş. Günümüzde bina Halk ve Uygulamalı Sanatlar Müzesi olarak hizmet vermekte. Biz gezmedik.
Sarayın hemen yanındaki binada bulunan Seramik ve Uygulamalı Sanatlar Merkezini gezdik. Burada “şebeke” sanatı ile ilgili bilgiler veriliyordu.
Kale arazisinde ve hemen çıktığınızda kafeler ve yerel el sanatları satan dükkanlar bulunmaktadır.
Sarayın surları 1300 m uzunluğunda olup, kuzeyde ve güneyde iki kapıya sahiptir. Saraydan çıkıyoruz.
Ziyaret saatleri: Her gün 09.00-12.00/15.00-18.00. Saat 13.00-14.00 ara veriliyor. Giriş ücretli.
Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Yukarı Kervansaray
Sarayı gezip kaleden çıktıktan sonra Şeki kervansarayına doğru gidiyoruz. Şeki, Büyük İpek Yolu üzerinde bulunan bir şehir olduğundan ticaret önemli bir yer tutmakta. Eeee böyle bir şehirde de kervansaray olmaması mümkün değil.
Şeki’de 5 tane kervansaray bulunuyormuş ama günümüze ancak 2 tanesi ulaşmış; Yukarı Kervansaray ve Aşağı Kervansaray.
Kervansaray binaları sadece kervanların ve gezginlerin konaklaması için değil çeşitli ticari işlerin gerçekleştirilmesi için de tasarlanmış. Yukarı Kervansaray binası üç katlı. Tüccar bodrum katında mallarını depolar, 1. katta ticari ilişkilerini yaparken, 2. katta da yaşarmış. Yukarı Kervansaray 300 odalıymış. Burası otel olarak kullanılmak istenmiş ama hiçbir hareketlilik göremedik.
https://www.youtube.com/shorts/8qhGdFpQMQ4?feature=share
Minyatür Müzesi
Şeki’de hemen kaldığımız otelin yanında Minyatür Müzesi bulunuyor.
Minyatür Müzesinde Şeki şehrinin küçük bir kopyası oluşturulmuş. Şeki şehrinin küçültülmüş maketi Minyatür müzesinin esas konusunu oluşturuyormuş. Duvar boyunca Azerbaycan’ın sanat ,edebiyat, sinema dehalarının çerçevelenmiş resimleri dizilmişti.
Şeki’den Gence’ye doğru yola çıkıyoruz. Şeki’den ayrılırken aklımızda kalan; tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan hem kalbimizi, hem gözümüzü büyüleyen, hem de midemizi şenlendiren küçük ama çok şirin, tarihi bir kasaba olmasıydı.
Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Yorum Bulunamadı