Bizim Tunus’a ikinci gelişimiz. İstanbul Hava Limanından THY ile yaptığımız yaklaşık 2.5 saat yolculuğumuz sonrası Tunus’un Carthage Hava Limanına geldik.

Bizi bekleyen tur otobüsümüz ile şehri gezmeye başlıyoruz.

Birinci gelişimizde Bardo Ulusal Müzesi, Monastır, El Jem, Matmata, Çölün Kapısı Douz, Arabayla geçtiğimiz pembe göl Chott El Djerid, Tozeur’da bir dağ vahası olan Chebika, Sidi Bou Said, Kayravan‘ı gezmiştik. Şehri turlamaya Bayrak Meydanından başlıyoruz.

Yürüyerek Medina’ya doğru yola devam ediyoruz ve Youssef Dey Camisini görüyoruz. Sidi Youssef Dey Camii, “Başmaki” Camii olarak da bilinir. Kökeni MS 17. yüzyılın başlarına kadar uzanan dini eserlerden biridir.İnşa edilen ilk Hanefi Türk Osmanlı camii olması nedeniyle büyük önem taşımaktadır.

İlk gelişimizde tur programında maalesef yer almayan Kartaca (Carthage) ve Hammamet bölgelerini görememiştik. İkinci gelişimizin asıl sebebi bu göremediğimiz iki şehri görmek. Otelimizden sabah erkenden Kartaca’ya gidiyoruz. Kartaca tarihin tozlu sayfalarında yer alan Akdeniz ticaretinin merkezi haline gelen başkent Tunus’un kuzeydoğusunda ve yaklaşık 19 km uzağında yer alan Antik Kartaca şehrini görmeye gidiyoruz, yine zamanda yolculuğa çıkacağız. Tunus’ta gezdiğimiz yerler haritada gösterilmiştir.

Hannibal’in ülkesi Kartaca (Carthage-Karthago), MÖ 814 yılında kurulmuş bir Fenike Kolonisidir. Kartaca, Fenike dilinde Kart-hadaşt yani “Yeni Kent” anlamına gelmektedir. Kart-hadaşt, 22 sessiz harften oluşan Fenike abecesiyle QRT-HDST olarak yazılmaktadır. Kartaca, Tunus’un kuzeydoğusunda, Tunus’un yaklaşık 15 km doğusunda, ideal bir stratejik konumda, Akdeniz’e bakan tepelik bir burunda yer almaktadır.

Kartaca Arkeolojik Alanının farklı bölümleri yaklaşık 2 km x 2,5 km’lik bir alana yayılmış olduğundan Kartacayı ziyaret etmek için en iyi başlanacak yer antik kentin de kalbi olduğu için Byrsa tepesidir. Biz de gezimize buradan başlıyoruz.  Byrsa Tepesindeki kale şehre hakim ve savunmanın temel taşı.

Biletlerimizi aldık ve Byrsa tepesini gezmeye başlıyoruz. Zaman tünelinden tarihin derinliklerine yolculuk yapalım. Hem gezelim hem de “öküz pöstekisi üzerine kurulan Kartaca” efsanesini anlatalım. Efsaneye göre;  Fenike kenti Tyre kralının bir oğlu, bir de kızı vardır. Baba ölünce, oğlu Pygmalion Tyre’ye kral olur, kızı Elissa ise amcasıyla evlenir. Amca dini lider olup tartışılmaz bir otoriteye sahiptir ve hazinesi altınla tıka basa doludur. Dini liderlikle krallık arasında müthiş bir rekabet başlar. Pygmalion altınlarına göz diktiği amcayı öldürünce çocuklar bu diyarı terk etmek zorunda kalır.

Deniz onları Libya kıyılarına atar. Libyalılar bu insanlara toprak vermek isterler. Verecekleri toprak miktarı ne kadar dersiniz. Sadece bir öküzün pöstekisinin sığabileceği kadar. Ancak Fenikeli kraliçe Elissa çok akıllı bir kadındır. Libyalıların verdiği pöstekiyi ince ince kestirtir, kesilen parçaları uç uca ekletip elde ettiği toprak üzerinde MÖ 814 yıllarında Kartaca’yı kurar ve bu efsanenin üzerinden yıllar yıllar geçer.

Kartaca 40 km uzunluğunda, 10 m kalınlığında ve 13 m’ye kadar yükseklikte surlar ile korunuyordu. Şehir önemli ticaret merkezi olup klasik dünyanın en zengin şehirlerinden birisiydi. Surlar şehri düşman saldırılarına karşı savunmak için inşa edilmişti. Hannibal döneminde Kartaca, Batı Akdeniz’in önde gelen ticari gücü haline geldi. Kartaca’nın Sicilya’yı işgal etmesiyle Roma büyük bir güçle karşılık verdi ve Pön Savaşları olarak bilinen savaşlar başladı. Stratejik zekası ve diplomatik yetenekleri ile tarihe damga vurmuş, antik dünyanın cesur komutanı Hannibal’in hazin sonu ülkesi Kartaca için de kaçınılmaz olmuştur. Kartaca nın ünlü komutanı Hannibal 2. Pön Savaşında 100.000 asker ve ayaklarına kürk bağlanmış filler ile Alpleri geçerek Romaya saldırmış ve başarılar elde etmiştir.

“Ya yeni bir yol bulacağız, ya da yeni bir yol yapacağız” sözünün komutanı, daha sonra İtalya dan çekilmek zorunda kalmış. Roma, MÖ 146’da Üçüncü Pön Savaşı sırasında Kartaca’yı yok etti. Kartaca 3. Pön Savaşı sonrası da Roma İmparatorluğunun bir parçası haline gelmiş. Hannibal yenilgi sonrası sığınmış olduğu Britanya Kralı tarafından Romalılara teslim edileceğini anlayınca, Libyssa yani bugünkü adıyla Gebze’de, yüzüğünde taşıdığı zehri içerek intihar eder.

Hannibal hakkında ülkemizden bir bilgi paylaşalım. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1934 yılında Hannibal’e ait anıt mezar yapılmasını ister ancak bu gerçekleşemez. Yıllar sonra Atatürk’ün doğumunun 100. yılı olan 1981 yılında 900 m2 lik alanı kaplayan Hannibal Tepesi olarak bilinen Gebze’de TÜBİTAK arazisi içindeki yere bir taş lahit yerleştirilir. Alan beş ayrı bölüm halindedir. Beş ayrı dildeki beş ayrı mermer kitabede Hannibal’in yaşam öyküsü anlatılır. Anıt, 25 ton ağırlığında olup ortasına heykeltıraş Nejat Özatay’ın yaptığı Hannibal portresi yerleştirilmiştir. Fotoğraflar: https://tr.wikipedia.org/wiki/Hannibal_An%C4%B1t%C4%B1

Günümüzde, Kartaca’nın antik kalıntıları Tunus’un kıyısında turistlerin ilgi alanıdır. Kartaca’yı gezerken gördüğümüz Saint Louis Katedrali Byrsa tepesinin tepesinde bulunur. St.  Louis Katedrali,1884 yılında Byrsa Tepesi’nde, antik bir tapınağın üzerine inşa edilmeye başlanmıştır. Günümüzde kültür merkezi olarak hizmet vermektedir Buraya çıkarsanız  (biz çıkmadık) Kartaca’yı kuş bakılı görebilirsiniz.

Biz Brysa tepesinden Kartaca’yı izledik. Göz kamaştırıcı Akdeniz’in mavisi sularına bakarak tarih yolculuğumuzdan günümüze ışınlandık. Kartaca arkeolojik alanı 1979 yılında UNESCO Dünya Miras listesine eklenmiştir.

Brysa Tepesi ziyaret saatleri: Her gün olarak Eylül-Nisan arası saat 08.30-17.00/ Mayıs-Eylül arası saat 08.00-18.00 arası açıktır. Ramazan ayında saat 08.00-15.30 arası açıktır. Giriş ücretidir.

Kartaca Antik Kenti alan olarak çok büyük. Öyle 1-2 saatte gezerim demek çok doğru değil. Haritada gezilecek yerler gösterilmiş. Biz bu haritada gösterilen yerlerden gezmeye Byrsa Tepesi ile başladık.

Antoninus Hamamı: İkinci durağımız Kartaca kentinin önemli miraslarından Antoninus Hamamı

Antoninus Hamamlarına giderken nekropol bölgesinden geçiyoruz.

Antoninus Hamamı veya Kartaca Hamamları Afrika kıtasındaki en büyük Roma termal hamam grubudur

Roma İmparatorluğu döneminde inşa edilmiş en büyük üç hamamdan biridir.

Hadrian döneminde inşa edilmiş ve MS 2. yüzyılda Antoninus döneminde tamamlanmıştır. Geriye sadece temelleri kalmış olsa da, devasa boyutlardalar.

Ana kompleksin üzerindeki hamamların planı, kompleksin en parlak dönemindeki işleyişini hayal etmenize yardımcı olabilir. İyi korunmuş kalıntılar, gerçekten de ünlü bir UNESCO Dünya Mirası Alanı’dır.

Antik kentten ayrılıyor ve Kartaca limanını görüyoruz.