Biz Napoli’ye iki kez geldik. Her iki gelişimizde farklı turlar ile oldu. İlk gelişimizde Napoli’yi gezip Pompei’ye geçtik. Pompei yazımız burada. İkinci gelişimizde ise Amalfi Sahillerini (Positano, Amalfi, Sorrento) gezip Napoli’ye geldik ve kısa süreli şehri dolaşıp ülkemize döneceğiz. Sizlere çok fazla gezmeye vakit bulamadığımız Napoli şehir turumuzdan deneyimlerimizi paylaşacağız. Napoli (İtalyancada ”Naples” olarak adlandırılır) Güney İtalya’nın Roma ve Milano’dan sonra üçüncü büyük kentidir. Şehir 2800 yıllık geçmişi ile tarih, sanat, kültür, mimari, müzik ve astronomi yönünden İtalya’da hayati rol oynamaktadır. Şehir Napoli körfezinin kıyısında yer alıyor.
Piazza del Plebiscito (Halk Oylaması Meydanı)
Piazza del Plebiscito (eski adıyla Largo di Palazzo veya Foro Regio) Napoli’nin sembolü olan bu görkemli meydan, tarihi ve sanatsal önemi büyük binalarla çevrilidir.
Napoli Kraliyet Sarayı (Palazzo Reale) 17. yy’da İspanyol Habsburg Hanedanı tarafından inşa edilmiş. Napoli ‘nin tarihi ve kültürel mirasının önemli bir parçasını oluşturan barok tarzda tasarlanmış saray, göz alıcı mimariye, zarif süslemelere sahip. Bugün müze olarak kullanılan saray içinde barındırdığı sanat eserleri ve tarihi zenginlikleriyle de dikkat çekmekte. Burayı gezmek için en az 1.5 saat ayırmalı. Bizim vaktimiz olmadığı için gezemedik. Ziyaret saatleri: Her gün 09.00-20.00, Çarşamba kapalı. Giriş ücretli.

San Francesco di Paola Kilisesi Kraliyet Sarayının hemen karşısında ve çok etkileyici bir yapı. Kilise yanlara doğru kavisli bir şekilde uzanan onlarca sütunu ile Roma´da ki Pantheon´un benzeri. Kilisenin en belirgin özelliklerinden biri, geniş kubbesidir. Kilise önünde iki atlı heykel bulunmakta. Biri I. Ferdinand´ı diğer, III. Charles ı betimlemekte.


Piazza del Plebiscito meydanına geldiğinizde bir oyun oynayabilirsiniz. Kareyi gözü bağlı geçmek. Nereden çıktı bu oyun demeyin. Önce nasıl oynandığını sonra nereden çıktığını söyleyelim. Oyunu oynamak için; gözü kapalı kişi Kraliyet Sarayından meydanın ortasına yerleştirilmiş iki at heykeline doğru yürüyecek. Oyun bu kadar, kolay görünüyor değil mi. Ancak zorluk meydanın doğal eğimli olmasından kaynaklanıyor. Gözü bağlı kişinin heykele doğru düz olarak yürümesini imkansız kılıyor ve yön değiştirmesine sebep oluyor. Efsaneye göre; Savoy Kraliçesi Margherita tarafından başlatılan bir durumda mahkumlar hayatlarını kurtarmak için gözü bağlı olarak kareyi geçmeli. Ama bunu kimse yapamıyordu.
Castel dell’Ovo (Yumurta Kalesi)
Castel dell’Ovo (Yumurta Kalesi), Napoli Körfezi’nde bulunan bir sahil kalesidir . Kalenin adı, Orta Çağ’da büyük bir büyücü ve geleceğin habercisi olarak ün yapmış Romalı şair Virgil hakkındaki bir efsaneden geliyor. Efsaneye göre; Virgil, surları desteklemek için temellere sihirli bir yumurta koydu. Bu yumurta kırılmış olsaydı, kale yıkılırdı ve bunu Napoli için bir dizi feci olay takip ederdi.

Napolililerin, 1370 yılında yumurtanın parçalandığı haberinde şehri korkunç bir panik kaplamış ancak Kraliçe Joan of Anjou, yumurtanın değiştirildiğini, büyülü güçlerinin geri geldiğini korkacak hiçbir şeyi olmadığını ilan etmek zorunda kalmış. Ziyaret saatleri: Pazartesi- Cumartesi 09.00-20.00/Pazar günü ve resmi tatiller 09.00-18.00. Giriş ücretsiz.

Castel Nuovo (Nuovo Kalesi)
Karşımızda sanki peri masalından çıkmış bir kale. Tam bir Orta Çağ kalesi olan Castel Nuovo, Napoli’nin ilk kralı Charles I Anjou zamanında 1282 yılında inşa edilmiş.
Maschio Angioino olarak da adlandırılan kale günümüzde Belediye Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor.


Kalenin içinde Napoli Kent Müzesi bulunuyor. Ziyaret saatleri: Her gün saat 09.00-19.00. Kaleye giriş ücretli ancak 18 yaş altı ve 65 yaş üstü ziyaretçilere ücretsiz.

Galleria Umberto I
Galleria Umberto I, Halka açık dünyaca ünlü markaları barındıran büyük alış veriş merkezi. San Carlo opera binasının tam karşısında yer almaktadır. Galleria Umberto I’in girişindeki roma rakamları MDCCCXC, alışveriş galerisinin inşa edildiği yılı 1890 olarak yazıyor.
Bu yapının çok benzerini Milano’da görmüştük. Milano yazımız burada.

Galleria Umberto I’in mimarisi, Milano’daki Galleria Vittorio Emanuele II’ye esrarengiz bir benzerlik taşıyor.
Piazza del Plebiscito’ya kısa bir yürüyüş mesafesinde yer alan, merkezde kocaman gök kubbesi ve cam tavanları ile tabandaki döşemeleri dikkat çekici.
Zemindeki mozaikler burçlara ait. Buraya gelenler kendi burcunun simgesini bulup yanında fotoğraf çektiriyor.

Fontana del Nettuno (Neptün Çeşmesi)
Eser 1595-1599 yılları arasında Napoli’yi yöneten Olivares Kontu Vali Enrique de Guzmán tarafından yaptırılmıştır. Çeşmenin etrafı, birbirine zıt dört basamaktan oluşan bir korkulukla çevrilidir. Bu korkulukların üzerinde, üzerinde dört aslan figürü yer alır ve aslan figürlerinden su akar. Aslan figürleri pençeleri arasında şehrin ve Medine Dükü ile Carafa’nın kalkanını taşır. Alt taraftaki havuza iki deniz canavarı su döküyor, havuz ise tritonlara binmiş yunuslarla süslü ve onlarda su püskürtüyor. Çeşmenin tam ortasında, bir kayanın üzerinde, iki peri ve iki satir, başlarında bir kadeh tutuyorlar; kadehin üzerinde ise üç çatallı zıpkını tutan Neptün’ün heykeli duruyor ve bu zıpkından su fışkırıyor.

Venus of the Rags (Paçavraların Venüsü)
İtalya’nın en ünlü sanatçılarından biri olan Michelangelo Pistoletto’nun eseri bir yığın paçavranın yanında duran Roma Tanrıçası Venüs heykelinden oluşuyor. Eser, çağdaş tüketiciliğe yönelik bir eleştiri olarak tasarlanmıştır. Eserin dev bir versiyonu Haziran 2023’te Napoli’deki Piazza del Municipio’ya yerleştirildi. Kurulumundan iki hafta sonra şüpheli bir kundaklama sonucu yok edildi.

Caffe Gambrinus
Napoli’den ayrılmadan şehrin en prestijli kafesi olan Caffe Gambrinus’a gidiyoruz.

Bu kafe Oscar Wilde’ın uğrak yeri,birçok sanatçının, siyasetçinin, entelektüellerin buluşma yeri olarak ün salmış. Eeeeee biz de gitmesek olmaz değil mi.

Buraya gitme amacımız İtalyanların Napoli’ye özgü tatlısı olan Baba tatlısını denemek. Rom likörüne batırılmış tatlı mayalı bir kek olan Baba tatlısı Fransız Mutfağından ortaya çıkmış. Napoli’de 18.yy’da Fransız yemekleri çok tutulduğu için baba tatlısı dahil birçok Fransız hamur işi Napoli pastacıları tarafından yapılmaya başlanmış.
Tam adıyla Rom Baba, Rum Baba, Babavka olan baba tatlısının ortaya çıkış hikayesi de ilginç. Pastanın kökeni hakkındaki bir kaç hikaye var.

Bunlardan birincisi Kralın Binbir Gece Masallarını okurken yediği Gugelhupf keki üzerine şarabını dökmesi sonucu ortaya çıktığı, ve bu şaraplı Gugelhupf kekine de masallardaki Ali Baba karakterinin ismini vermesiymiş. İkincisi ise Polonya Kralı Stanislao Leszczynski Fransız bölgesinde sürgündeyken çok kuru bulduğu klasik ‘kugelhopf’ kekine rom şurubunu eklemesi şeklinde.

Baba tatlısı bizim şambabayı andırıyor. Bize sorarsanız kek oldukça yumuşak, çok fazla şerbetli, çok hoşlandık diyemeyiz. Ama en azından buraya gelmişken bir kez denemeli.
Napoli’de daha uzun kalmak isterdik. Ama her iki gezimizde de çok kısa kalmak zorunda kaldık.
Yorum Bulunamadı