İtalya turumuza Milano’dan başlıyoruz. “Milano bir hanımefendi gibidir…. Güzel olmayı bilir, bakmayı bilmek gerekir” der. Yazar Donatella Piatti. Milano sadece Duomo Katedrali için bile görülmeye değer. O zaman önce buraya gidelim.

Duomo Katedrali

Duomo Katedrali ya da Milano Katedrali olarak bilinir. Vatikan’daki Aziz Petrus Bazilikası,  Londra’da ki Aziz Paulus ve İspanya’da ki Sevilla Katedral‘lerinden sonra Avrupa’nın dördüncü büyük katedralidir.

Katedralin yapımı 1386 yılında başlamış ve yaklaşık 500 yıl sürmüş. Görenlerin hayranlıkla seyrettiği, karşısında herkesin büyülendiği muhteşem bir eser, hani bir tabir vardır ya “ağzım açık kaldı” işte tam da Duomo Katedrali için söylenecek söz.

Katedral hakkında bir rivayet var. Bu muhteşem eser bittiği zaman, (bittiği zaman diyoruz çünkü hala üzerinde sanki sürekli devam eden bir inşaat görüntüsü var) tüm Dünya’nın sayılacakmış. Sanırız ki İtalyanlar da bunu kabul etmiyorlar ve bitirmiyorlar.

Duomo Katedrali 40000 kişinin aynı anda ibadet edebileceği bir yer. Duomo katedrali muhteşem bir sanat eseri örneğidir. Katedralin en tepesinde som altından Madonna heykeli bulunuyor ve yüksekliği 108.5 m. Heykeltraş Guiseppo Perego tarafından yapılan heykelin som altından olmasının bir sebebi var. Milano’nun sisli ve karanlık olduğu zamanlarda Duomo Katedrali’nin her an görülmesinin istenmesi. Tabi ki som altın olunca çalınmak istenmiş. Helikopterle defalarca denemiş ama kimse başarılı olamamış.  Kilisenin kapısında İsa ve havarilerinin resimlerini bulunmakta. Bakmadan geçmeyin.

Katedralde 3500 den fazla heykel varmış. Bu heykeller o kadar ince ince işlenmiş ki seyrederken gözlerinizin yorulduğunu hissediyorsunuz.  

Katedralin içine girince maalesef dışarıdaki ihtişam yok. Biraz şaşkınlık geçiriyoruz. Yani dışarıya göre çok sönük demeyelim de çok sade görüntüsü var. İçeride ki en ilginç olay Hz. İsa’nın resminin bulunduğu bronz kapıyı herkesin ellemesi. Garipsemeyin. Neden derseniz, bronz kapı ellenince kişiye iyi şans getirdiğine inanılıyor.

Ziyaret saatleri: 9.00 – 19.00 Son bilet 18.00’de kesiliyor son kabul 18.10’da yapılıyor. Giriş ücretsiz. Ancak katedralin çatısına çıkış ücretli. Asansörlü giriş katedralin arka tarafına denk geliyor. Dilerseniz 485 basamak merdiveni kullanarak ta çıkabilirsiniz. Her zaman çok kalabalı. Sabah erken saatlerde kalabalık az oluyor dense de inanmayın. Katedralin içine girmek için çok uzun bir kuyrukta bekleyebilirsiniz. Sıra beklememek için bu linki tıklayarak biletinizi önceden alabilirsiniz. Biletler 3 gün geçerlidir. Pasaportunuzu yanınızda bulundurun.

Katedrale giderken uyulması gereken bazı kurallar var.  Açık omuzla ve şortla girmeye izin yok. Her daim uzun bilet almaya ve giriş kuyruklarına hazırlıklı olun ve eğer mevsim yazsa güneşte kavrulmamak için şapka, gözlük ve güneş kremiyle hazırlıklı gidin.

Galleria Vittorio Emanuele II

Galleria Vittorio Emanuele II şehir merkezinde yer alan 1877 yılından beri hala kullanılmakta olan İtalya’nın en eski aktif alışveriş merkezi. Adını İtalya krallığının ilk kralı olan Victor Emmanuel II’den almıştır. Milano sakinleri burayı buluşma noktası kabul ettiklerinden “Il salotto di Milano” yani “Milan’ın salonu” lakabını vermişler. Neden yapılmış burası?

Belediye, Duomo ve della Scala meydanlarını birbirine bağlayan bir yapı inşa ettirmek istemiş ve 1861 yılında yarışma düzenlemiş. Mimar Giuseppe Mengoni yarışmayı kazanmış ama maalesef buranın açılışını görememiş. Mengoni 1877 yılında Galleria’nın açılmasına günler kala cam çatıda son kontrolleri yaparken düşerek vefat etmiş.

Galleria’nın özellikleri nedir?

Galleria dört katlı ve bir çift caddeden oluşuyor. Kuzeyden La Scala Opera Binası’na güneyden Duomo Katedraline uzanan iki koridoru daha doğru deyimle iki caddesi var.

Galleria’nın tavanı camdan yapılmış ve gerçekten muhteşem. Çatıyı kapamak için 353 ton çelik, 7800 m2 cam kullanılmış. Yapıldığı yıllar için çok büyük bir yenilikmiş.

Kubbeye bakan 4 duvarın pencere üstündeki 4 resim 4 kıtayı (Amerika, Afrika, Asya, Avrupa) tasvir ediyormuş. Kıtaların hemen yanında sekiz adet dekoratif kartal heykeli bulunmakta.

Galleria’nın yerlerine baktığımızda sembollerin işlendiği mozaiklerle dolu. Her yerde, farklı zamanlarda İtalya Krallığı’nın Başkentleri olan dört şehrin armaları var: Milano, Floransa, Roma ve Torino.

Armalardan Torino özellikle ilgi görüyor. Yerde gördüğümüz boğa mozaiği Torino’yu simgelemekte. Ve bu boğa için bir inanış var. Boğa mozaiğinin üstüne gelip topuğunuzu üç kere 360 derece döndürürseniz şansınızın çok olacağına inanılıyor. Eeeee ablam Nesli benim neyim eksik dedi ve hemen uyguladı… Bunu buraya gelen hemen hemen herkes yapıyor ve mozaiklerin orta kısmında maalesef hafif bir çökme bile meydana gelmiş!

Galleria Vittorio Emanuele II’de Neler Bulacaksınız?. Neler yok ki demek daha doğru. Çok çeşitli lüks mağazalar ki Versace, Louis Vuitton, Gucci, Armani, Borsalino ve Luisa Spagnoli, sadece birkaç tanesi. Fiyatlar doğal olarak biraz pahalı. Sonra kafeler ve restoranlar. Galleria içindeki mağazalar akşam 21.00’de kapanıyor ama galeri aynı zamanda sokakları birbirine bağlayan pasaj görevi de gördüğünden 24 saat açık kalıyor.

Castello Sforzesco (Sforzesco Şatosu)

Sforzesco Şatosu Milano’nun önemli meydanlarından Piazza Castello’da yer almaktadır. Duomo Katedrali’nden buraya yürüyerek 10 dakikada ulaşabilirsiniz. Şato Milano Dükü Francesco I. Sforza tarafından 14. yy’dan kalma bir surun kalıntıları üzerine inşa ettirilmiştir. Kendi şatosunu inşa ettirirken hem şehrin savunmasını güçlendirmek hem de şehrin daha da güzelleştirilmesini amaçlamıştır. 

Kapıdan içeri girdiğinizde dört tarafı duvarlarla çevrili dev bir avluya ulaşıyorsunuz. Şatonun kuleleri ilk dikkat çekenlerdir.

Filarete Kulesi (Torre del Filarete) Kalenin ana girişte olan en yüksek merkez kulesi. Torre del Filarete 70 m yüksekliğinde ve halen Milano’nun önemli sembollerinden birisi. Kule 1452’de inşa edildi  ancak  bir asır sonra 1521’de çöktü.  Mimar Luca Beltrami tarafından tekrar inşa edilen kulenin 1905’te açılışı yapıldı. Beltrami, Sforza ambleminden esinlenen parlak bir güneşle süslenmiş saati gövdeye yerleştirdi. Kulenin nişinde bulunan Sant’Ambrogio heykelinin yapılması için heykeltıraş Luigi Secchi’yi görevlendirildi. Secchi ayrıca Candoglia mermerinden Umberto I’i at sırtında gösteren bir heykel yaptı.

Carmine Kulesi (Carmine di Santo Spirito) Francesco Sforza tarafından kalenin şehre bakan tarafını güçlendirmek için inşa ettirilmiş. Mimar Bartolomeo Gadio’da amaca uygun top atışı için uygun rahatlıkla topların hareket ettirilebileceği kuleler yapmış. Köşelere o zamanlarda topçu savunması için çok uygun olan Lombardiya mimarisine uygun yuvarlak kuleler eklemiş. Kulelerde 8 oda ve hapishane bulunuyor. Bugün Carmine Kulesi sanat kütüphanesi olarak da kullanılıyor. 

Günümüzde birçok sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapan bir müzedir. Şatonun bünyesinde Pieta Rondanini Müzesi, Roman ve Lombardiya dönemi Antik Sanat Müzesi, Mobilya Müzesi, Dekoratif Sanatlar Müzesi, Müzik Enstrümanları Müzesi, Tarih Öncesi Dönem Müzesi, Mısır Müzesi, 1500 eserlik Resim Galerisi, Şehir Tarihi ve Fotoğraf Arşivleri, Arkeoloji ve Sanat Kütüphaneleri bulunuyor. Tabi bunların hiçbirini maalesef kısıtlı zaman nedeniyle gezemedik. Eğer müzeleri gezmeyecekseniz çok vakit alacak bir yer değil. Kale avlularında dolanarak vakit geçirebilirsiniz. Kaleye giriş ücretsiz. Müzelere giriş ücretli.

Expo 2015-Quantomais

Sforzesco Kalesinden çıktıktan sonra hemen karşıda bulunan ve Expo 2015 için düzenlenen Expo Gate içerisinden geçerek merkeze doğru yürüyoruz.

Rivolta Savioni Architetti’nin tasarlayıp ürettiği proje “Quantomais” Ağustos ayı boyunca şehrin bir parçası olacak. Etkinliğin teması-Gezegeni Beslemek, Yaşam için Enerji-alan, önemi ve muhteşem doğası nedeniyle yerel halkın ve ziyaretçilerin dikkatini çekiyor. Expo 2015 etkinliğinde insan ve gezegeni besleyen mısır konsept olarak seçilmiş.

Quantomais, Expo 2015’in girişinde şehrin simgelerinden biri olan Sforzesco Kalesi’nin yanında kentsel geometrinin yenilikçi bir örneği, alışılmadık bir konsepttir. İki Expo Gate pavyonu arasında  insan boyundaki mısır bahçesi içinden geçiyor ve kaleye bir kez daha bakıyoruz.

Giuseppe Garibaldi Monumenti

Sforzesco Kalesi’nin yakınında yer alan Giuseppe Garibaldi Monumentini görüyoruz. Giuseppe Garibaldi’nin ölümü üzerine, Milano belediyesi iki dünyanın kahramanını onurlandırmaya karar verdi ve bunun için bir yarışma düzenledi. Katılımcılardan, kahramanın at sırtında savaşçı bir pozla temsil edildiği bir heykelinin taslağını istedi. Ancak yarışan sanatçılardan birinin ölümü nedeniyle ilk yarışma iptal edildi. İkinci yarışma 1885’de düzenlendi ve Ettore Ximenes  ile Giuseppe Grandi ikinci yarışmaya katıldılar. Ancak, yarışmada jüri oybirliği sağlanmadığı için üçüncü bir yarışma düzenlendi ve kazanan Ettore Ximenes oldu.

Bronz renkteki eser, Savoy ordusunun bir generali olarak at sırtında üniformalı Garibaldi’yi temsil ediyor.  Liderin yanında, Mimar  Guidini tarafından tasarlanan granit ve mermer tabanın  yanlarında  Devrim ve Özgürlük’ün iki tema göze çarpıyor. Garibaldi ufka, Dante üzerinden veya daha doğrusu asla fethedemediği Roma’ya doğru bakıyor.

Piazza della Scala (Scala Meydanı)

Piazza della Scala Piazza del Duomo ve Galleria Vittorio Emanuele II arasında geçit konumunda bir meydan. Adını  meydanın kuzey-batı tarafını kaplayan ünlü Teatro alla Scala opera binasından almıştır.  

Palazzo Marino Piazza della Scala’ya bakan en eski bina olan Palazzo Marino 1563’te tamamlandı. Saray, Cenevizli tüccar ve bankacı Tommaso Marino için inşa edilmiş ve adını almış, Marino ailesini iflas ettirip ölünce 1781’de Devlet malı olmuştur.1861’den beri Milano’nun belediye binasıdır.  Ziyaret saatleri: Pazartesi ve Çarşamba, rehberli turlar, rezervasyon gerekli. Ücretsiz rehberli turlar: Salı, Perşembe ve Cuma: 09.30, 10.30, 11.30, 1400, 15.00. Sesli rehberler: İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, İspanyolca, , Çince, Portekizce, Japonca, Arapça dillerinde mevcuttur. Ortalama 1-1.5 saatte gezilebiliyor.

Teatro alla Scala (La Scala) Adını Kutsal Roma İmparatoriçesi Maria Theresia‘dan alan La Scala Opera Evi. Dünyanın en tanınan opera binalarından biri. 3 Ağustos 1778’de Nuovo Regio Ducal Teatro alla Scala adı altında Europa riconosciuta operası ile açılmıştır. La Scala aynı zamanda müzisyen, teknik personel ve dansçı yetiştirmek üzere hizmet yapan Accademia d’Arti e Mestieri dello Spettacolo (Gösteri Sanatları Akademisi)’ya ev sahipliği yapar. Teatro alla Scala, opera sanatında milli gururumuz “La Diva Turca” Leyla Gencer’in de bir zamanlar kadrosunda yer aldığı, daha sonra da opera sanatçıları için kurulan akademide eğitmenlik yaptığı yer. Ziyaret Saatleri: 09.00-17.30. Giriş ücretli.

Leonardo da Vinci Monumenti Piazza della Scala meydanının merkezinde ki anıt heykel.

İtalyan dehası Leonardo Da Vinci heykelinin kaidesinde dört öğrencisi Marco d’Oggriono, G. Antonio Boltraftio, Andrea Salaino, Cesare da Sesto yer alır.  Heykelin ön planında Palazzo Marino, arka planında Teatro alla Scala bulunur. Özenle tasarlanmış anıt Pietro Magni tarafından 1872’de yapılmış.

Meydanda dolaşırken ve İtalya’da en iyi yapılacak şeylerden birisi de tabi ki dondurma yemektir. İşte önünde oldukça sıra olan Grom. Önündeki sıraya bakılırsa oldukça etkileyici ve çok iyi olduğu düşünülebilir.

Milano’daki en pahalı dondurma ama en iyisi değil. Ev yapımı dondurmaya sahip olduklarını iddia ediyorlar, ancak bize pek öyle gelmedi. Eeeee ne de olsa bizler Maraş dondurmasının tadını bilen kişileriz değil mi. Yine de çikolatalısı fena değil. Meyveli dondurmalarda meyve tadını almak biraz zor.

Via Dante (Dante Caddesi)

Milano’nun merkezinde bulunan Via Dante’nin yapılma amacı Codusia ve Sforzesco arasında yol yapmakmış. Yol trafiğe kapalı. Sforzesco Şatosu’na çıkan, sıra sıra yemek yerleri, kafeler ve dükkanlarla dolu turistik ve çok işlek bir cadde.

Gittiğimizde cadde bayraklarla donatılmıştı. Expo 2015 hazırlıkları dahilinde yapılan etkinliğe ülkemizde katılmıştı.