İtalya gezimizde durağımız başkent Roma. Roma’yı gezmek, gezdiğimiz yerleri anlatmak demek tarih, sanat, kültürün beşiğindeyiz demek. Bünyesinde bir devlet barındıran (Vatikan-Dünyanın en küçük devleti Roma sınırları içerisinde) Roma her gezginin mutlaka görmesi gereken önemli bir yer. Aşıklar Şehri, Ölümsüz Şehir gibi isimlerle anılmakta.
Bizim Roma’ya ikinci gelişimiz. İlk gezimiz Cruise gemisi Costa Magica ile ve sadece bir kaç saat gezme şansımız oldu. Buna gezmek değil de sadece görmek demek daha doğru olur sanıyoruz.
İkinci gezimiz yine turla oldu ve sadece 2 gün Roma için ayrılmıştı. Bunun 1 günü de Napoli-Pompei için ayrılınca Roma’ya sadece 1 gün kaldı. İkinci gelişimiz de Sheraton-Roma Otelinde konaklamıştık. Otel gerçekten muhteşemdi.
Roma’da gezilecek yerler oldukça fazla. Kısıtlı gün ve süremizde gezebildiğimiz yerlerden bahsedeceğiz.
Colesseum (Kolezyum)
Roma’da gezilecek yerlerin en başında yer alıyor. Roma’nın sembolü kabul edilir. Piazza Venezia’dan Via dei Fori Imperiali (Krallar Yolu) boyunca yürüyünce Kolezyum’a ulaşıyoruz. Karşımızda neredeyse 2000 yıllık olan Flavianus Amfitiyatro olarak bilinen şahane bir eser duruyor. Kolezyum Vespasianus tarafından MS 72 yılında yapımına başlanmış MS 80 yılında Titus döneminde tamamlanmış. Traverten, kireçtaşı, volkanik kaya ve tuğla kaplı betondan yapılmış. Plan olarak eliptiktir. Bakmayın harabe görüntüsüne zamanında dünyanın en büyük arenası olan Kolezyum, İmparatorların Roma halkını eğlendirmek için ve biraz da kendi eğlenceleri için gladyatörlerin birbirlerine ve vahşi hayvanlara karşı savaştığı bir yer olarak kullanılıyormuş. Ayrıca Kolezyumda pek çok halk gösterileri, hayvan avcılığı, infazlar, meşhur savaşların yeniden canlandırılması, klasik mitolojiye dayanan dramalar olurmuş. Ortalama 65.000 izleyici kitlesine sahiptir. Sonraki yıllarda, kalıntılar arasında kök salmış bitki yaşamının çeşitliliği nedeniyle Kolezyum, botanikçiler için popüler bir yer haline geldi. 1643 gibi erken bir tarihte, doğa bilimciler, bitki örtüsünün 337 farklı türü listeleyen ayrıntılı kataloglarını derlemeye başladı. Her yıl 6 milyon turistin ziyaret ettiği Kolezyum 7 Temmuz 2007’de Modern Dünyanın Yedi Harikasından biri seçildi. Bir çok filmde gördüğümüz Kolezyum tam karşımızda. İnsan heyecanlanmadan edemiyor.
Kolezyum sabah 8:30’da ziyaret açılıyor. Kapanış saati ise mevsime göre değişiyor; kışın 16:30 ve yazın 18:30-19.00. Son giriş her zaman kapanıştan 1 saat öncedir. Ama sıra ve kuyrukların uzunluğunu unutmayın. Tabi ki kuyrukları atlamanın yolları var. En iyi yol rehberli turlar. Kendim gezeceğim derseniz ya sabah erken gelmeniz ya da Palatine Tepesi’ne bir giriş bileti almanızı öneririz, çünkü orada genellikle daha az insan oluyor ve giriş ücreti birleştirilir. Bir diğer yol ise sıra beklemeden ücretsiz giriş sağlayan bir indirim kartı olan Roma Pass‘ı satın almaktır.
Kolezyum’a girmek için bir güvenlik kontrolünden geçiliyor. Yanınızda sırt çantası ve el çantası olabilir. Ancak, büyük seyahat sırt çantaları, valizler ve diğer büyük nesneler yasaktır. Kolezyum içinde, şişelerinizi doldurmak için içme suyu bulunan çeşme vardır. Kolezyum tekerlekli sandalye kullanıcıları için uygundur.
Constantinus Takı
Kolezyum’un hemen yanında Constantinus Takı’nı görüyoruz. İmparator I. Konstantin’in Milvian Köprüsü’nde Maxentius’a karşı 312 yılında kazandığı zafer adına dikilen üç kapısı bulunan bir zafer kemeri ve 26 m yüksekliğinde. Konstantin ikamet ettiği Almanya’daki Trier şehrinden zaferinin 3. yıl dönümünde Roma’ya geldiğinde bu tak ile karşılanmış. Giriş ücretsizdir.
Palatino Tepesi
Her ne kadar Kolezyumun gölgesinde kalmış bile olsa Roma’nın kökleri Palatino‘dadır. Roma mitolojisi’ne göre, Palatino Tepesi Romulus ve Romus’un dişi bir kurt tarafından bulunarak hayatlarının kurtarıldığı yerdir. Efsaneye göre, karısı Acca Larentia ile birlikte çocukları büyütecek olan çoban Faustulus bebekleri burada bulmuştur. Burada yetişmişler ve Romulus Roma’yı kurmaya karar vermiştir. Bizim gezemediğimiz sadece karşıdan geçerken gördüğümüz Palatino’da görülmesi gereken yerler: Augustus’un Evi, Kibele Tapınağı, Flavia Sarayı, Farnese Bahçeleri, Hipodrom
Palatino Tepesi için almış olduğunuz Roma Forumu ve Kolezyum biletlerinizi sakın atmayın. Ortak bilet uygulamasından yararlanabilirsiniz. Resmi tatiller hariç kışın 08.30-17.00 / yazın 08.30-19.00 saatlerinde ziyaret edebilirsiniz.
Trevi Çeşmesi (Aşk Çeşmesi)
Trevi Çeşmesi (Fontana Di Trevi) ya da bilinen adı ile Aşk Çeşmesi Roma’ya gelen her turistik mutlaka uğradıkları yer. Roma’ya gelip belki tarihi yerlerden görmedikleriniz olabilir, belki müzeleri gezemeyebilirsiniz ama buraya uğramak sanki şartmış gibi mutlaka vakit ayrılır. Her turda mutlaka buraya uğranır. Tıpkı bizim yaptığımız gibi.
Ama şansa bakın ki biz geldiğimizde restorasyon çalışmaları devam ediyormuş. Normal halini göremedik, buraya kadar gelince adet olan havuza para atma ritüelini de gerçekleştiremedik. Neyse biraz tarihine bakalım. Rivayete göre çeşme adını Roma İmparatorluğu döneminde askerlere su kaynağı gösteren bakire Trivia‘dan almış. Ayrıca Trevi Meydanı’na çıkan 3 yoldan dolayı isminin İtalyanca’da 3 Yol anlamına gelen Tre Vie kelimelerinin birleşiminden de türediği de söyleniyor. Üç yeraltı su yolunun bu noktada toplanmasının isminin nedeni olduğu iddiası da vardır.
Çeşme, Nicola Salvi’nin imzasını taşıyor. 1732 yılında yapına başlanan çeşme tam 30 yılda tamamlanmış. Eğer Aşk Çeşmesinin bakım- onarım (restorasyon) çalışmaları bitmiş halini görebilseydik; Traverten ve mermerden yapılan 26 m yüksekliğindeki çeşmenin merkezinde Roma Mitolojisi’nde su ve denizlerin tanrısı olan Neptün yer alıyor. Neptün’ün iki yanında ise arabasını çeken iki denizatı ve bu denizatlarını tutan iki Triton mevcut.
Neptün’ün sağında sağlığı temsil eden bir tanrıça heykeli, onun hemen üzerine askerlere su kaynağının yerini gösteren Trivia isimli bakirenin rölyefi mevcut. En yukarıda ise her biri bir sütun üzerine oturtulmuş 4 heykel görülüyor. Bu heykeller de bol meyve ve sebze kabartmaları, buğday ve çiçekler gibi detaylarla temelde bolluk, bereket ve doğa ananın cömertliğini sembolize ediyor.
Çeşmenin normal halinde gezecekler için havuza nasıl para atılır? Sorusunu cevaplayalım. Öyle durup hop diye atmak olmuyor. Çeşmeye arkanızı dönüp sağ elinize bozuk parayı alıp ve sol omzunuzdan atmalısınız. Tabi dilek tutmayı da unutmayın. Dilek tutmasanız bile Roma’ya bir kez daha gideceğinize inanılıyormuş. Gerçi biz ne havuzu gördük ne de para atabildik ama 3 yıl sonra tekrar Roma’ya geldik. Ama bu sefer de yolumuz Aşk Çeşmesine düşmedi. Bunlar işin esprisi.
Yılda binlerce turistin gerçekleştirdiği para atma olayında binlerce € havuzda toplanıyor. Bu paralar ne oluyor derseniz, Paralar toplanıp yoksullara yiyecek alınıyor.
Castel Gandolfu
Roma’ya 25 km uzaklıkta olan Castel Gandolfo’ya gidiyoruz. Roma’ya gelip de bırakın gezmeyi adını bile belki duymadığınız bu yer Roma’nın Lazio bölgesinde Albano Gölü’ne bakan yaklaşık 8900 nüfuslu şirin bir kasaba. Kasaba ama oldukça özellikleri olan bir yer. Albano Gölü’nün kıyısında ki Papa’nın yazlık sarayı burada, Vatikan Gözlemevi burada, veeee Dünya’nın ilk posta kutusu burada.
Castel Gandolfo için detaylar burada.
İspanyol Merdivenleri
Roma’nın en canlı bölgelerinden birisi daha. Roma’ya gelenlerin mutlaka uğradıkları Piazza di Spagna ile Piazza Trinita dei Monti arasında bulunan bir dik yamaç merdivenidir. Merdiven üzerinde ikiz kuleleri ile Trinita dei Monti kilisesi bulunmaktadır. Yine restore halinde gördüğünüz yer.
Aşk Çeşmesi’ne yaklaşık 10 dakika uzaklıktaki merdivenler adını yakınında ki İspanyol Elçiliği’nden almış. 17. yüzyılda, İspanyol Büyükelçiliği’nin etrafı İspanyol bölgesi olarak kabul edildiğinden yapılan merdivenlere de İspanyol Merdivenleri adı verilmiş
Merdiven 135 basamaktır ve Avrupa’nın en geniş merdivenlerini oluşturmaktadır. Mimar Francesco de Sanctis ve Alessandro Specchi tarafından tasarlanmıştır ve 1723-1725 yılları arasında inşa edilmiştir.
Maalesef artık böyle oturanları göremeyeceksiniz ve sizde gittiğinizde oturamayacaksınız. Çünkü 300 yıllık merdivenler 2015 yılında restorasyon geçirdi ve ilk yasak geldi. İspanyol Merdivenleri’nde bir şeyler yiyip içilmesine izin verilmedi. Alkol almak, şampanya patlatmak yasak. Uzun poz alabilmek için tripod kurmak, drone indirmek ve kaldırmak yasak. 2019 yılında bir yasak daha geldi. Artık basamaklarda oturmak da yasak. Sadece transit geçiş yapılabilecek. Kural ihlali yaparsanız cezanız 160€. Basamakları kirletenlere veya zarar verenlere ise 400 €’ya varan cezalar uygulanacak.
İspanyol Merdivenleri’nin alt kısmında bizim kapalı olarak göremediğimiz yerde (Bizde ki şansa bak arkadaş. Her yer restore halinde) Roma’nın ünlü çeşmelerinden birisi var. Fontana della Barcaccia (Eski gemi çeşmesi, Çirkin Teknenin Çeşmesi) isimli bu çeşme olan kayık şeklinde. Çeşmenin efsanesine gelince. 16. yüzyılda Tiber Nehri’nde seyreden bir balıkçı teknesinin büyük bir selle tam olarak bu noktaya sürüklendiği söyleniyor.
Via dei Condotti
İspanyol Merdivenleri’ne oturup pardon artık oturmak yasak olduğu için sırtınızı dönerek tam karşıya baktığınızda girişini gördüğümüz yer moda ve alışveriş caddesidir.
Antik Roma dönemlerinde, eski Flaminia Yolu’ndan geçip, Tiber Nehri’ni Pincio tepesine ulaştıran insanları harekete geçiren sokaklardan biriydi.
Londra’nın Bond Caddesi‘ne eşdeğer olarak Roma’nın gayri resmi çok lüks moda merkezi denilebilir. Bugün Dior, Gucci, Hermes, Bulgari, Armani, Moncler, Dolce ve Gabbana, Max Mara gibi butiklerin bulunduğu bir bölge. Pahalı ve lüks cadde akşam saatlerinde taşıt trafiğine kapatılıyor. Bir şeyler almasanız bile caddede bir kafede oturmak keyifli.
Vatikan
Bugün Dünya’nın en küçük devletine gidiyoruz. Bildiğimiz kısa söylenişi ile Vatikan, resmî adıyla Vatikan Şehir Devleti. İtalya’nın Roma şehrinde bulunan, Hristiyanlık dininin Katolik mezhebinin yönetim merkezi olan bağımsız bir devlet. Yani İtalya’yı gezmeye geldiğinizde ikinci bir devleti daha gezebilirsiniz. Bir gezi iki devlet görme şansı.
Column of Immaculate
İspanyol Merdivenlerinin yanındaki Piazza di Spagna da bulunan bir anıt. Meryem Ana’ya adanan “Kusursuz Gebelik Sütunu”. Çalışma, Papa Pius IX tarafından 1854’te Apostolic Constitution Ineffabilis Deus ile ilan edilen Immaculate Conception dogmasına adanmıştır. Anıt Giuseppi Obici’nin eseri olup Meryem Ana’nın bronz heykelini ayakta tutan 12 m lik mermer sütunun oturduğu mermer bir kaideden oluşur.
On iki yıldızlı tacı olan Meryem Ana ayağının altında bir yılanı ezer. Üzerinde durduğu dünyanın dibinde dört müjdecinin sembolleri var. Sütunun tabanında Musa, Davut, Ezekiel ve Isaiah’ın bronz heykeli bulunmaktadır. Heykellerin yanında Kusursuz Gebelik ile ilgili yazıtlar yer alır.
Venezia Meydanı (Piazza Venezia)
Roma’nın en önemli meydanı sayılan ve turistlerin ilgi odağında olan Piazza Venezia yani Venezia Meydanı.
Kentin en gösterişli yapılarından Vittorio Emanuele II Abidesi (Altare della Patria)’ne ev sahipliği yapıyor. Abide, Birleşik İtalya Krallığı’nın ilk hükümdarını onurlandırmak adına 1885-1911 yılları arasında Giuseppe Sacconi tarafından inşa edilmiş. Abide beyaz, saf mermerden yapılmış olup görkemli merdivenlere ve heykellere sahiptir. At üstündeki Vittorio Emanuele heykeli, sağ ve sol üst köşelerde yer alan tanrıça Victoria‘nın üstünde olduğu dört at heykeli, çatısında ise “Mahşerin Dört Atlısı” isimli heykel. Abidenin girişinde I. Dünya Savaşı kurbanları anısına yakılan “Hiç Sönmeyen Ateş” bulunuyor. Romalılar anıtın çok büyük olup şehrin tarihi dokusuna uyum sağlamadığını düşünerek eleştiriyorlarmış. Anıta “düğün pastası” ismini koymuşlar.
Vaktiniz varsa terasa çıkıp panoramik olarak manzarayı seyredebilirsiniz. Anıtın üst kısmına asansörle ulaşabilirsiniz. Anıt ve müzeye giriş ücreti yok, ancak seyir terasına çıkış ücretli. Ziyaret saatleri 09.00-19.00.
Santa Maria Maggiore Bazilikası, Venezia Meydanı üzerinde yer alıyor ve gerçekten hayranlık uyandıran bir yer. Santa Maria Maggiore Bazilikası, “Kutsal Bakire Meryem”e adanan Katolik kiliselerden birisi Bazilika Papa Liberius tarafından 4. Yüzyılda yaptırılmış. Efsaneye göre bir gece Bakire Meryem Papanın rüyasına girer ve ona yeni bir kilise inşa etmesini, yeni kilisenin inşa edileceği yeri ise yarın karla işaretleyeceğini söyler. Gerçekten de yaz günü olmasına karşın Esquiline Tepesi’ne kar yağar ve bunun üzerine papa da bu bölgeye kiliseyi yaptırır.
Kilisenin etkileyici noktaları; çan Kulesi ve kilisenin hemen önünde bulunan Dikilitaş. Yapının üzerinde yer alan piramit şeklindeki çan kulesi Roma’nın en uzun çan kulesidir. Kilisenin girişinde yer alan Piazza dell’Esquilino Dikilitaşı Papa V. Sixtus tarafından dikilmiş.
Castel Romano Outlet
Bugün İtalya’dan ayrılıyoruz. Havalanına gitmeden önce birkaç saatimiz var. Rehberimizin tavsiyesi ile Castel Romano Outlet’ine gidiyoruz. Burası biraz şehir dışında ama Roma’nın en büyük outleti. Dünyaca ünlü markaları %70’e varan indirimlerle alabileceğimiz söylendi. Hadi gidelim bakalım gerçekten öylemi.
Mimarisi İstanbuldaki Viaport’u hatırlattı. Dolaşmaya başlıyoruz. Alışveriş ve marka tutkunlarına daha iyi yön sağlamak için hazırlanan plan gerçekten yol gösterici. Burası açıkça söylemek gerekirse alışveriş meraklıları hatta tutkunları için bulunmaz bir fırsat.
Örneğin, Calvin Klein marka çantayı 25-30 €’a; New Balance ayakkabıları 30 €’ya alabilirsiniz. Giyim kuşam mağazalarının yanı sıra çikolatacılar, elektrikli ev aletleri, kozmetik firmalarının dükkanları da ziyaretçilerini bekliyor. Herkese herkeseye göre uygun fiyatları bulabilirsiniz. İyi alışverişler……….
Yorum Bulunamadı