Eyliya Çelebi’nin seyahatnamesinde “Çok memleketler gördüm ama böylesine rastlamadım” dediği, Şövalyeler adası Rodos ikinci durağımız. Rodos Adasını ilk duyduğumuzda henüz daha ortaokul yıllarıydı. Dünyanın 7 harikasından birisi olan Rodos Heykeli-Colossus burada bulunuyormuş. Günümüzde bu heykelden eser kalmasa da bu adaya gitmek heyecan verici. Rodoslular MÖ 304’te barışın sağlanmasıyla tanrılara şükranlarını sunmak için bir heykel yapmak istemişler. Lindoslu heykeltıraş Khares Güneş Tanrısı Helios’u  simgeleyen 32 m yüksekliğinde tunçtan bir heykel yani Colossus’u  tasarlamış. Liman girişinde duran heykelin bacaklarının arasından gemilerin geçtiği söylenir ancak limanın genişliğinin 400 m olduğu düşünüldüğünde, o zamanın yapım teknikleri ve malzemeleriyle böyle bir heykelin yapılmasının mümkün olmadığı düşünülmektedir. Heykel yapımından 56 yıl sonra MÖ 225 veya 226’da ki depremde yıkılmış, birkaç asır yan yatmış halde kalmıştır. New York’ta bulunan Özgürlük Anıtı Rodos Heykeli Colossus’tan esinlenerek yapılmıştır.

Foto: https:// www.e-kutuphane.com.tr/dunyanin-yedi-harikasi/

Kahvaltı sonrası adaya ineceğiz. Limana saat 10.00’da yanaşıyoruz. Gemiye son biniş saatimiz ise saat 19.30.

Limana yaklaşırken Rodos Adasının nasıl oluştuğunun mitolojik hikayesini anlatalım. Rodos Adası güzelliklerin toplandığı bir yer olarak ada halkının hayal gücünü çok etkilemiş ve etkisi altına almış. Bunun sonucunda doğal olarak adanın oluşumuna dair bir çok efsaneler ortaya çıkmış. Rodos’un oluşumu yerkürenin oluşumu sırasında tektonik plakaların oynaması ve yukarı çıkması sonucu olsa da…….

Efsaneye göre: Büyük Tanrı Zeus Titanları yendikten sonra dünyayı Olimposlu Tanriıar arasında bölüştürmeye karar verir. Ancak Güneş Tanrısı Helios, günlük gezintilerinden birinde olduğu için bu toplantıya katılamamış ve kendi payına düşen yeri alamamış. Zeus adil olmak isteyerek tekrar bir paylaşım yapmak ister. Güneş Tanrısı Helios bunu kabul etmez;  ertesi gün güneş doğarken denizden çıkan yerin kendisine ait olmasını isteyerek Zeus’u reddeder. Ertesi gün şafak söktüğünde, Helios turkuaz sular içerisinden çıkan yemyeşil Rodos adasını görür. Adanın güzelliği karşısında Helios ışığıyla burayı aydınlatır ve ada bundan sonra güneş adası olarak kalır.

 “Şövalyeler Adası”“Güneş Tanrısı Helios’un adası”, muhteşem doğal güzelliği, turkuaz renkli suları, sayısız plajları olan Rodos Adasını keşfetmek üzere hop on-hop off otobüsler ile panoramik bir tur yapıyoruz. Hedefimiz eski çarşıyı gezmek ve sonrasında plajda denizin keyfini çıkarmak.  

Panoramik olarak gezimize devam ediyoruz.

Rodos Adasında Eski Şehir ya da Rodos Kalesi ziyaretçilerin en çok ilgi çeken yerdir Ortaçağ’a ait Rodos Kale’si 4 km uzunluğunda devasa bir hisardır. Surlar kaleyi hem deniz hem de şehir tarafından korumaktadır. Yürüyüşümüze deniz kıyısı boyunca duvarlar boyunca başladık. Kale Avrupa’daki en iyi korunmuş Ortaçağ kalesidir.

Yürürken yatları, gemileri, küçük tekneleri izleyerek kale kapısına yaklaşıyoruz.

Kalenin 9 kapısı vardır. En ünlüsü Damboise Kapısı ve Deniz Kapısı. İstediğiniz kapıdan girin. Giriş ücretsizdir.

Kale içerisinde gezerken şövalyelere ait binalara, hendek ve siperlerle çevrilmiş surlara, kilise, cami, saray, meydan, bahçeler, evlerin yanı sıra turistik eşya satan dükkanlar, tavernalar, mağazalar ve kuyumcuların bulunduğu zengin bir tarih içerisinde buluyor insan kendini.

Özellikle dar sokaklara girdiğinizde pencerelerden gelen sesler, konuşmaları müzik ve yemek kokuları kalenin yaşamın kendisi olduğunu gösteriyor.  

Büyük Üstadlar Sarayı (Grand Masters Palace) kalenin en önemli yeridir. Şövalyeler Dönemi’nden kalma en önemli eserlerden birisidir. Bu tarihi saray, Rodos Şövalyeleri’nin idari merkezi olmuş. Saray, günümüzde müze olarak ziyaret edilmektedir. Salonlarında Rodos’un antik ve ortaçağ devirlerine ait arkeolojik eserler yer alır.

Saray Pazartesi günleri hariç her gün saat 08.30-15.00 arası ziyarete açıktır. Biz maalesef Pazartesi günü adada olduğumuz için göremedik.

Kale içerisinde ki meydanların en ünlüsü Hipokrat Meydanı (Hippocrates Square)‘dır. Burası şehrin ana meydanı. Ana caddeden ilerlerseniz tarihi saat kulesini görebilirsiniz.

Hediyelik eşya, restoran, kafelerin bulunduğu meydan turistlerin en fazla uğrak yeri. Gece-gündüz hareketin merkezi.

Hippokratous Meydanı yakınında, burada bulunan görkemli denizatı çeşmesi nedeniyle “Denizatı Meydanı” olarak anılan Yahudi Şehitleri Meydanı (Jewish Martyrs Square) bulunuyor. 

Eski Şehri (Old Town) dolaşıp yeni şehre gideceğiz.

Yeni Şehir Mandraki Limanı boyunca yer alıyor. Mandraki Limanı antik çağda ki Dünya’nın 7. Harikası olan Rodos Heykeli’nin bulunduğu, Rodos’un ana limanıdır.

Günümüzde bu heykeli simgeleyen  “Elefos”  ile  “Elafina”  isimlerinde iki geyik heykeli bulunur. Bu heykelleri geçince surların denize doğru olan ucunda denizcilerin koruyucu azizi olan Aziz Nicholas Kalesi bulunur ve deniz feneri olarak faaliyet göstermektedir.

Mandraki Limanı üzerindeki 3 Yel Değirmeni Rodos ile özdeşleşmiş yapılardır. Bu eski yel değirmenleri, limanda demirleyen gemilerden getirilen tahılları öğütürmüş.

Yeni Şehirdeki Yeni Pazar (Nea Agora) Mandraki Limanının hemen karşısında yer alır. İlk görüşte binanın mimari yapısı Arap çarşısını veya Türk kervansarayını andırıyor. Turistlerin ilgi odağı olan Yeni Pazar kafe, bar, lokantalar, giyim tezgahlarının bulunduğu açık bir alandır.

Rodos Adası’nda eğer vaktiniz varsa Rodos kentinden sadece bir buçuk mil uzakta olan Agios Stefanos Tepesi/Aziz Stephen Tepesi olarak da bilinen Monte Smith‘e gidebilirsiniz. Tepe adını, 1802’de Napolyon’un Türklerle olan savaşı sırasındaki donanmasının hareketlerini izlemek için burada gözlem noktası olan İngiliz Amiral Sir William Sidney Smith’ten almıştır. Tepeden Ixia körfezinin ve Şehrin manzarası muhteşem görünüyor.

Tepede MÖ 2. yy’a ait stadyum yer alır. Stadyum 200 m uzunluğunda ve 35 m genişliğindedir. Stadyumun yanında küçük bir tiyatro var. 

Biraz daha yukarıya çıktığınızda Pythian Apollon Tapınağı’nı görürsünüz. Deprem ve zelzeleler nedeniyle büyük bir bölümü yıkılmış, 3 sütunu kalmış bir yapı.

Rodos Adası gezimizi gemiye dönmeden önce plajda denizin, güneşin tadını çıkararak bitiriyoruz.

Rodos Adasına nasıl gidilir?

Türkiye’den Fethiye, Marmaris ve Bodrum’dan Rodos’a gitmek mümkün.

Fethiye‘den 09.00’da kalkan feribot 100 dakikada, Marmaris’ten 9.15’te kalkan feribot 60 dakikada, Bodrum’dan 8.45’te kalkan feribot ise 140 dakikada Rodos Adası’na varmış oluyor.  Rodos Adası’na giderken günü birlik bile gitseniz Yeşil pasaportunuz yoksa vize gerekli. Bordo pasaport sahibi kişilerin ya schengen vizesi olmalı ya da kapı vizesi olmalıdır. Bunun için neler gerekli. Buradan bakabilirsiniz.