Sabah Estoi Palas ziyaretinden sonra Lagos’a doğru yola çıktık. Yaklaşık 1 saatlik yoldan sonra Lagos’a ulaştık.

Portekizce’de “göller” anlamına gelen şehir Avrupa’nın en güney batısındaki Sagres Burnu’nun 35 km. doğusunda yer alır. Uzun kumlu koyları, kayalıkların arasında plajlar vardır. Lagos’a gelince sizi Marina karşılar.

Marina’daki köprü uzun direkli yelkenlilerin geçebilmesi içi sürekli olarak açılır ve kapanır.

Lagos’a geldiğinizde ilk iş öncelikle bir deniz turuna katılıp güzel plaj ve mağaraları görmektir.

Biz de hemen bir tur standına yaklaşıp gerekli bilgileri alıyoruz. Mağaraları tekne ile gezebileceğiniz gibi rehberli olarak kano turları da var. Ayrıca, dalış, balık tutma gibi çeşitli aktiviteler de mevcut.

Biletlerimizi alıp teknenin kalkacağı iskeleye gidiyoruz. Bize can yelekleri giydiriyorlar ve teknede yerimizi alıyoruz. Teknenin kaptanı İngilizce ve Fransızca olarak geçtiğimiz yerleri anlatıyor.

Çok güzel bir havada mağaraları ve plajları görmeye gidiyoruz. Yolumuz üzerinde diğer aktivitelere katılan meraklıları görüyoruz. Haydi rastgeleeee. Kayalıkların arasından geçip mağaralara gidiyoruz. Bu sırada ahşap merdivenlerle yaklaşık 200 basamakla denize inilen plajlardan geçiyoruz.

Yaklaşık 1 saatlik tekne turundan sonra şehri dolaşmaya başlıyoruz. Önce surlar içerisindeki eski şehre gidiyoruz.

Eski şehre geldik.

Eski şehrin Arnavut kaldırımlı yollarından, beyaz badanalı evlerin ve evlere asılmış çamaşırlar arasından yürüyor ve limana doğru gidiyoruz.

Limana inerken yüzü denize bakan bir heykel ile karşılaşıyoruz.
Sao Goncalo‘nun heykeli. 15. yüzyılın başlarında, bölgede balık sayısının büyük ölçüde artması da dahil olmak üzere, birkaç mucize gerçekleştiren bir keşiş ve balıkçıların koruyucu azizi olduğunu öğrendik.

Limanı dolaşıp Faro’ya doğru yola çıkıyoruz. Yaklaşık yine 1 saatlik yolumuz var.