Moğolistan turumuza Karakorum ile devam edeceğiz. Gezimize ilk 3 gün Ulan Batur ile başladık. Ulan Batur gezilerimizi Ulan Batur’da Gezilecek Yerler-1 ve Ulan Batur’da Gezilecek Yerler-2 (Trejl Milli Parkı, Cengiz Han Atlı Heykeli, Aryapala Tapınağı) şeklinde paylaştık.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Bugün yolumuz Karakorum’a. Karakorum’a gitmek bizim için önemli. Karakorum’da Orhun Kitabeleri’nin orijinallerini göreceğiz. Bu belki de bizim Moğolistan’a gelmek için ilk nedendi. Bir de buna Gobi Çölü eklenince Moğolistan’a gitmeliyiz dedik. Biliyorsunuz ki biz hayallerimizi defterimize yazarız ve bu hayali gerçekleştirmek için peşinden koşarız. Sadece Tac Mahal’i görmek için Hindistan’a rota oluşturmuş, Agra, Delhi, Varanasi, Jaipur’u gezmiştik. Hindistan gezi rehberimize bakmak isterseniz.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Şimdi ise daha ortaokul sıralarında adını duyduğumuz Orhun Kitabelerinin (Orhun Yazıtları) orijinallerini görme fikri bizi çok heyecanlandırıyordu. Ulan Batur’dan Karakorum’ kadar yaklaşık 380 km yolumuz var. Haydi hem gidelim hem de yolculuğumuzdan bahsedelim. Kahvaltı sonrası erkenden yola çıktık. Karakorum, Karakurum ya da Moğolca söyleniş şekli ile Harhorin Moğolistan İmparatorluğu’nun 13.yy’da başkenti olup İmparatorluğa sadece 30 yıl başkentlik yapmıştır. Oldukça düzgün sayılabilecek yollarda her iki tarafımızda muhteşem bozkır manzarası ile yolumuza devam ediyoruz. Atlar, koyunlar, develer, sığırlar, keçi ve birçok hayvan bize eşlik ediyor.

Orhun Yazıtlarına gitmek biraz zor. Neden derseniz? Moğolistan turizmi dendiğinde hemen akla Cengiz Han Atlı Heykeli, vahşi doğa ve yapılan aktiviteler, Gobi Çölü gelmekte. Bunları herhangi bir tur ile gerçekleştirmek kolay ama Orhun Yazıtları çoğu turda yer almıyor bile. O zaman Ulan Batur’a kadar gelip kendiniz buraya tur yapmak zorunda kalıyorsunuz. Yola çıktığımızda manzaranın güzelliğine hayran kaldık.

https://www.youtube.com/shorts/r2-o4xMcaT0?feature=share

https://www.youtube.com/shorts/OhehKEdozEQ?feature=share

Yolda ilk molamızı verdik. Oldukça rüzgarlı bir havada tesise geldik ve şok tuvaletler çalışmıyor. Mola yerinden ayrılıp bir sonraki yere yetişeceğiz.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Ger Çadır Kampı

Karakorum’da konaklayacağımız ger çadır kampa geldik. Secret of the Silk Road isimli çadır kamp oldukça düzenli bir şekilde oluşturulmuş. Kampta 3 gece konaklayacağız.

Çadırlar birbirine paralel üç sıra şeklinde. Her çadırın üstünde numaralar var. Hangi çadırda kalacağımızı öğrendik.

Bavullarımız burada çalışan gençler tarafından çadırların önüne bırakılıyor. Çadırımızı merak ettiyseniz hadi içini dolaşalım. Daha önce Ürdün’de Vadi Rum’da çadırda 1 gece kalmıştık. Bakalım burası nasıl.

Çadıra girdiğimizde tepede gökyüzünü görebileceğimiz camlı bir tavan var. İki kişilik çadırda yataklar ve bavulların konacağı yerler çok düzenli. Hatta küçük bir oturma kanepesi bile var. Tabi bizim için en önemli şey tuvalet. Çadırın içinde bir oteli aratmayacak şekilde tuvalet, lavabo ve banyo düzeni var. Su çok güzel akıyor. Sıcak su bile var.

Çadırımız için lütfen videoyu izleyin. Ger çadırlar orijinal kalın keçe kumaştan yapılmış ama yine de gece soğuk olacaktır. Bunu da düşünerek odaya pardon çadıra iki adet ısıtıcı koymuşlar. Onları yaktığımızda çok sıcak olmasa da çadırın soğuğunu kırıyor. 

Çadırda tek sorun wi-fi çalışmıyor. Wi-fi için kampın restoranını kullanacağız.

Kamp restoranından sabah ve akşam yararlanacağız. Çadıra yerleşme işlemlerini tamamlayıp restoran bölümüne geçiyoruz. Maalesef wi-fi sadece orada çalışıyor. Hem yemek saatini bekleyelim hem de wi-fi ile oyalanalım.

Hadi artık yavaş yavaş çadıra gidiyoruz. Malum yarın sabah Orhun Yazıtları için yola çıkacağız. Buradan yaklaşık 50 km yolumuz olacak. Çadır kampımızın gece görüntüsü de harika değil mi?

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Çadırda çok güzel bir uyku çekip ertesi sabah kahvaltı sonrası yola çıktık. Bu arada size Moğol kahvaltısından bahsedelim. Kahvaltı bizim sandığımız ya da beklediğimiz gibi değil. Genelde yemek türü ve et ağırlıklı.

Orhun Yazıtları

Yarı uykulu giderken yolda durduk ve herkesin gözleri açıldı. Karşımızda Türk Bayraklı bir taçta Bilge Kağan Karayolu yazıyordu. Çok duygulandık ve hemen fotoğraflarımızı çekindik.    

Yola devam ederek Orhun Kitabelerini orijinallerinin bulunduğu müzeye geldik.

İnanın biraz önce yolda duyduğumuz heyecandan çok daha fazlası var. Bir hayalimizi daha gerçekleştireceğiz.

Orhun Yazıtları’nı görüp fotoğraflayarak anı ölümsüzleştireceğiz diye düşünürken müze görevlisi içeride fotoğraf çekmek yasak demez mi? Hepimizde şok. Flaşsız çekelim diyoruz. Olmaz diyor. Görevli grubun arkasından gölge gibi geliyor ama arkadaşlar usul usul fotoğraf çekmeye başladılar. Grup kalabalık, herkesi kontrol edemiyor.  Grup arkadaşlarımız sürekli fotoğraf çekince görevli serbest bırakıyor. Hepimiz rahat rahat fotoğraf ve video çekiyoruz.

Müzeyi dolaşırken planı incelerseniz kolaylık yaşarsınız.

İşte Orhun Yazıtları. (Bir hayalimiz daha gerçekleşti). Orhun Yazıtları Türkçe yazılmış en eski yazıtlardır.

Bilge Kağan Yazıtı; Bilge Kağan’ın ölümünden 1 yıl sonra oğlu Tengri Kağan tarafından diktirilmiştir.

Yazıtın yüksekliği 3.80 m.. Doğu yüzünde 41 satır, güney ve kuzey yüzlerinde 15’er satır yer almaktadır. Batı yüzünde ise Çince bir yazı bulunmaktadır. Bu yazıt, Kül Tigin Yazıtına oranla daha çok tahribat görmüştür. Bu nedenle metinler kesik ya da okunamaz durumdadır.

Kül Tigin Yazıtı veya Kül Tigin Kitabesi Kül Tigin’in ağabeyi ve Göktürklerin kağanı Bilge Kağan tarafından kardeşi adına dikilmiştir.

Kül Tigin yazıtı mermerden yapılmış dört yönlü bir taş olup boyu 3.75 m’dir. Taş, bir kaplumbağa tabanın üzerine oturtulmuşken bu tabanın parçalanması yüzünden 1911’de sunak taşından kesilen granit bir kayanın üstüne yerleştirilmiştir. Yazıtta Çince ve Türkçe iki ayrı metin bulunmaktadır. Gerek Türkçe gerek Çince metin Tang Hanedanlığı ve Göktürk Kağanlığı ilişkileri tarihinden bahseder.

Orhun Yazıtları’dan bir alıntı

Müze gezimize devam ediyoruz.

Müze gezimizi bitirince Orhun Yazıtlarının ilk bulunduğu yere gidiyoruz. Burada sembolik olarak Orhun Yazıtları bulunuyor.

Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarını Bilge Kağan’ın oğlu Yollug Tigin yazmıştır.

https://www.youtube.com/shorts/9_DRu6NbvAM?feature=share

Yazıtlarda bu abidelerin sonsuzluğa kadar kalması istenerek “Bengü Taşlar” denmiştir. Yazıtlar, 1889 yılında Moğolistan’da Orhun Vadisi’nde bulunmuşlardır.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Ovo

Orhun Yazıtlarını gördükten sonra Karakorum Müzesini görmeye gidiyoruz. Yolda giderken taş, ağaç ve bez parçaları ile yapılmış yığınları yani “Ovo”‘ları görüyoruz.

Şaman ve Budist geleneklerinin  bir araya gelmesi ile ortaya çıkan Ovo’lar genellikle kayalardan, taşlardan ya da ahşaptan yapılmış bir tür küçük yığma tepe ve saygı alanıdır. Yolcuları kötü ruhlardan koruduğuna inanılıyor.

Kayalardan yapılan bu yığınların etrafına daha sonraları kazıklardan bir çeşit çit eklendiği de olmuştur.

Geziniz sırasında bir ovo’ya rastlarsanız durup tatlılar, para, süt ya da değişik hediyeler bırakabilir sonra da üç kez saat yönünde daire çizerek etrafında dönebilirsiniz.

Karakorum’a doğru yola devam ederken Erdenet ile ilgili bir yer görüyoruz. Burası Erdenet’in kuruluşunun 100.yılı anısına yapılmış.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Karakorum Müzesi

Karakorum Müzesine gidiyoruz.

Müze planları gezimize yardımcı olacaktır.

Müzede, Harhorum harabelerinde yapılan kazılardan elde edilen eserler bulunmaktadır.

Müzede 2020 yılında 3128 eser bulunduğu bildirilmiştir,  bunlardan bazılarının Üst Paleolitik dönemden 14. yy’a kadar uzanmaktadır. Dünya Miras listesindedir.

Müze bahçesinde Karakorum’un Dünya şehirlerine uzaklıklarını görebilirsiniz.

Orhun Vadisi

Karakurum’da Orhun Vadisine gidiyoruz. Orhun Vadisi Moğolistan’ın göbeğinde, başkent Ulan Batur’dan 370 km uzaklıkta Orhun Nehrinin etrafında bulunmaktadır.

Orhun Vadisi 2004 yılında UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi’ne alınmış. Orhun Vadisi tarih açısından çok önemlidir.

Uygur İmparatorluğu ve Moğol İmparatorluğunun başkentleri Orhun Vadisinde olmasından dolayı Hun İmparatorluğu, Göktürk İmparatorluğu, Uygur İmparatorluğu, ve Moğol İmparatorluğu’na ait arkeolojik kalıntılar, eski şehir ve yerleşim merkezlerinin enkazları, yazılı ve dikili taşlar, mezarlar, ve Budist tapınaklarının bulunmaktadır.

https://www.youtube.com/shorts/KCi1DD1l3lQ?feature=share

Orhun Nehri boyunca tarihi önemli yerler;

Orhun Yazıtları: 8. yüzyılda Göktürk Kağanlığı zamanında dikilen Bilge Kağan Yazıtı, Kül Tigin Yazıtı ve Bilge Tonyukuk Yazıtı

İlk Uygur Kağanlığı başkenti Ordu-balık.

13. yüzyılda Moğol İmparatorluğu başkenti Karakurum.

13 ve 14. yüzyıldan geriye kalan, Öğedi Kağan’ın ikametgâhı sanılan toprak tepede Moğol palası.

https://www.youtube.com/shorts/1TQES5N5MyQ?feature=share

1586 yılında  Karakurum şehrinde, Moğolistan’da ilk inşa edilen Budist tapınağı olan, Erdene Zuu Budist Manastırı.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Gobi Çölü (Elsen Tasarkhai)

Moğolistan’a gelip Gobi Çölü’ne gitmeden olmaz değil mi? Gobi Çölü Dünyanın beşinci büyük çölüdür.

Moğolistan’ın güneyi ve Çin’in kuzeyi arasında yer alan, uzunluğu 1600 km olup, genişliği 480–965 km arasında değişir. Tabi ki turla gelip kısıtlı zaman içerisinde Gobi Çölü’ne gitmek ve aktiviteleri yapmak mümkün değil ama buraya kadar gelmişken kum tepeciklerini de görmek istiyoruz.

İşte çöl deneyimi yaşamak, çölün kızıl kumlarına ayak basmak için bulunmaz fırsat Elsen Tasarkhai’ye gitmektir. “Küçük Gobi” olarak da adlandırılan Elsen Tasarkhai 80 km boyunca uzanan kumullardan meydana gelir ve çöl deneyimi yaşamak isteyen gezginlerin uğrak noktasıdır.

https://www.youtube.com/shorts/fDkZinbcD0Q?feature=share

Biz daha önce Dubai, ve Ürdün’de Vadi Rum’da çöl deneyimini yaşamıştık.

Buraya geldiğimizde grubumuz kum tepeciklerinde yürüme, çöl kumları ile oynama ve özellikle kumda yuvarlanmayı da ihmal etmedi.

https://www.youtube.com/shorts/348y04XfNsU?feature=share

Erdene Zuu Manastırı

Karakurum’da son rotamız tabi ki Erdene Zuu Manastırı’na gitmek. Erdene Zuu Manastırı  eski Moğol hükümranlıkları dönemine ait Budist  manastırı olup Orhun Kültürel Doğa Vadisinin Dünya Miras listesine dahil olan bölümündedir.

Bugün Erdene Zuu etkin bir Budist manastırı olmakla birlikte turistler için açık bir müzedir.

Manastır 1585’te Abtay Han tarafından yapılmıştır, Moğolistan’a Tibet Budizmi’nin yayılım noktasıdır. 

Taştan inşa edilen manastır 102 tapınak heykelciğiyle çevrilidir.

Budizm’de 108 sayısı kutsaldır. Çünkü bir Budist tesbihinde 108 boncuk vardır. Muhtemelen bu tapınakta da 108 heykelcik bulunmaktadır, ancak altı tanesine hiçbir zaman ulaşılamamıştır.

Bu tapınak manastırının duvarlarında çeşitli desenler vardır, çatısı Çin tarzı yeşil kiremitlerle kaplanmıştır.

Tapınak 1680’deki savaşta zarar görmüş, 18.yy’da yeniden yapılmış, 1872’de de içindeki 62 tapınağa onarım yapılmıştır.

Altın Stupa

Manastır, Moğol hükümdarı Abtai Sain Han’ın (daha sonra Moğolistan’ın bağımsızlığında önemli rol oynayacak olan Zanabazar’ın büyük babası) Tibet Budizminin Moğolistan’ın resmi dini olduğunu deklare etmesinden sonra, 1585 yılında inşa ettirilmiş.

Manastırın inşasında Karakurum’daki antik kentin taşları kullanılmış. Tapınağı çevreleyen büyük duvarların üstünde 102 adet stupa var. Aslında Budizm’in kutsal sayısı olan 108 stupanın olması gerektiği düşünülüyor ama 6 tanesi hiç bulunamamış. Manastır 1688 yılındaki savaşta büyük zarar görmüş.

Bir zamanlar burada 62 tapınak varmış ama 1939’da komünist rejim zamanında tapınaklar büyük oranda tahrip edilmiş ve ibadet de yasaklanmış. 1990 yılından sonra ise rejim devrilince manastır tekrar ibadete açılmış.

Antik Karakurum’da kentin sınırlarını belirleyen ve koruyan kaya kaplumbağalardan biri. Kaplumbağa sonsuzluğu temsil ediyor.

Erdene Zuu Manastırı’nda bir ayini izlemeye gidiyoruz. Ayin başlamadan manastır içini dolaşalım.

Ayin başlıyor. Budistler yerlerini aldı.

https://www.youtube.com/shorts/oFAP_GtPRRo?feature=share

Erdene Zuu Manastırını gezmeye devam ediyoruz. İmparatorluk sarayı kalıntıları koruma altına alınmış.

Erdene Zuu Manastırı’nı gezerken hava kararmaya başladı. Rehberlerimiz havanın bozacağını kar geldiğini ve kampa dönmek gerektiğini söylediler.

Kampa dönerken kar fırtınası o kadar hızlandı ki her tarafı bembeyaz kar örtüsü kapladı. Kampa döndük. Elektrikler de kesik. Her taraf buz gibi soğuk. Kampta 3. gecemiz. Bakalım ne yapacağız.

https://www.youtube.com/shorts/bHXSunxX4sw?feature=share

Hepimiz restoran bölümünde toplandık. Çadırda kalmak donmak demekti. Tur şirketimiz bizlere Karakorum merkezde otel ayarladı. Sadece 1 gecelik ihtiyaçlarımızı alıp valizlerimizi çadırda bırakıp otele gidiyoruz.

Sabah otelimizin odasından manzaramız çok güzeldi. Moğolistan’da çadır hayatı şehir ortamında da devam ediyor.

Güzel kar manzaralarında çadır kampımıza geri dönüyoruz.

https://www.youtube.com/shorts/ispGKxWMwZY?feature=share

Valizlerimizi görevli çocukların yardımı ile çadırlarımızdan alıyor ve onlarla vedalaşıyoruz.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.