Yunanistan’a giden herkesin ister turla gidin, isterseniz kendiniz gezin mutlaka uğradıkları bir şehirdir Selanik. Ama biz Türkler için Selanik ayrı bir öneme sahiptir, çünkü Selanik’te çok özel ve anlamlı bir mekan bulunuyor. Selanik’te görülecek yerler arasında doğal olarak en başta Atatürk’ün evi ve Atatürk Müzesi yer alıyor.

Hani çocukluğumuzda okuduğumuz, öğretmenlerimizden dinlediğimiz, resimlerini gördüğümüz, yıllar geçse de unutmadığımız ve unutmayacağımız bir yerdir Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün evi.  

Atatürk’ün evi, günümüzde hem Türkiye Cumhuriyeti’nin Selanik Konsolosluğu hem de müze olarak kullanılıyor.

Biz Selanik’e üç kez gittik ve her defasında ilk uğradığımız yer oldu Atatürk’ün evi. Her defasında ayrı duygulandık, gururlandık ve Ata’mızı saygıyla, özlemle andık.

Haydi gelin bu duygu dolu mekanı birlikte dolaşalım, yıllar içerisinde yaşadığı değişiklikleri paylaşalım. Atatürk’ün evi bizleri tıpkı misafirlerimizi karşıladığımız gibi “Hoşgeldiniz” diyerek karşılıyor.

Atatürk Evi Müzesi Türkiye’nin kurucusu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün 1881 yılında Selanik’te dünyaya geldiği yerdir. Günümüzde müze olarak hizmet veren üç katlı pembe ev Selanik belediyesi tarafından 1933 yılında Cumhuriyet’in 10. Yılı sebebiyle Mustafa Kemal Paşa’ya hediye edilmiştir.

Ev Mustafa Kemal’in babası Ali Rıza Efendi tarafından 1878 yılında kiralandı. Mustafa kemal 1881 yılında bu evde dünyaya geldi. Aile Ali Rıza Efendi’ni 1888 yılında vefatına kadar bu evde yaşadı.  Zübeyde Hanım eşinin ölümünden sonra bitişikteki daha küçük bir eve taşındı. Günümüze gelememiş olan o evde aile uzun süre yaşamış; Mustafa Kemal, 1893 yılında Selanik Askeri Rüşdiyesi’ne kaydolarak evden ayrılmıştır.

II.Meşrutiyet’in ilanından önce Selanik’te görevlendirilen Mustafa Kemal, ailesinin daha önce oturduğu evi satın aldı; annesi ve kız kardeşiyle birlikte burada ikamet etti. Mustafa Kemal’in Selanik’ten ayrılmasından sonra da bu evde oturan Zübeyde Hanım, Balkan Harbi’nden sonra Selanik’in işgale uğraması üzerine evden ayrılıp İstanbul’a gitmiştir. Evin bundan sonraki akıbetinde ise, Selanik’te Türk’lerden kalan bütün mülklere 1917 yılında Yunan Devleti el koymuştur. Lozan Antlaşması gereğince bu mülklerin bir kısmına Anadolu’dan gelenler yerleştirilmiş, bir kısmı ise satılmıştır. Atatürk’ün doğduğu ev 1930 yılında satılmıştır. Selanik belediyesi tarafından 1933 yılında Cumhuriyet’in 10. Yılı sebebiyle Mustafa Kemal Paşa’ya hediye edilmiştir.

Atatürk’ün doğduğu evin kapısının sağ köşesine mermer bir plaka yerleştirmiştir. Plakanın üzerinde Türkçe, Yunanca ve Fransızca olarak şu ibare yazılmıştır:
Türk milletinin büyük müceddidi ve Balkan ittihadının müzahiri GAZİ MUSTAFA KEMAL burada dünyaya gelmiştir. İş bu levha Türkiye Cumhuriyetinin onuncu yıl dönümü münasebetiyle konulmuştur. Selanik, 29 Birinciteşrin 1933

Selanik’te  “Agiu Dimitriu Caddesi, Apostolu Pavlu Sokağı No:17” adresinde bulunan ev 1953 yılında müze olarak açılmıştır. Günümüzde Selanik Başkonsolosluk alanı içinde bulunan “Atatürk Evi” her Türk’ün kalbinde özel bir yere sahip olup, Selanik’e giden Türk’lerin ilk olarak ziyaret ettiği yerdir. Müzeye gelenleri bahçedeki asırlık nar ağacı karşılıyor. Bahçesinde bulunan nar ağacının Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi tarafından dikilmiş olduğu ile ilgili rivayetler vardır. Ağacın yanında Atatürk’ün çocukluğunda bu ağacın altında oynadığını belirten tabela bulunması nedeniyle ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekmektedir.

Biz Atatürk’ün Evi’ni farklı zamanlarda üç kez gezdik. Restorasyon öncesi ve sonrasında yapılan değişiklikleri gördük. İlk gezimizden başlayarak evi dolaşalım.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Selanik Askeri Rüştiyesi 4. sınıf notları, Manastır Askeri İdadisi 2. ve 3. sınıf notları ve Kara Harp Okulu 3. sınıf notlarının transkripsiyonunu kimliği, frak yeleği, ayakkabı, şapka, kravat, ağızlık, tabaka, kibritlik, baston, kaşkol ve yemek takımı gibi Atatürk’e ait kişisel eşyalar da bulunmaktadır.

İkinci gidişimizde yine ilk uğradığımız yer Atatürk’ün Evi. Selanik’e her geldiğimizde buraya gelmek, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu, çocukluğunun geçtiği topraklara ayak basmak ruhumuzun derinliklerine işliyor.

Atatürk’ün doğduğu oda

Ev bodrum katı dahil olmak üzere 3 kattan oluşmaktadır.

Üçüncü gidişimizde Müze-evin, 2010-2013 arasında yeniden restore edilmiş halini gördük. Bu restorasyon sırasında otantik olmayan eşyalar, Atatürk’ün kişisel eşyaları, mobilyaları, Atatürk büstü ve anı defteri kaldırılıp Türkiye’deki başka müzelere gönderilmiş. Bu yapılan restorasyonda Türk Bayrağını’da görmedik. Son düzenlemeye göre ilk katta; Selanik Odası, Manastır Odası”, ikinci katta İstanbul Odası” ve Ankara Odasıolarak isimlendirilen bölümler yer alır.

Ankara Odası‘nda Atatürk’ün silikondan bir heykeli yer alıyor.

Selanik Odası’nda sedir üzerinde oturan ve elinde tespih tutan Zübeyde Hanım heykeli ile giriş katında mutfakta masada oturan Atatürk’ün çocukluk dönemini yansıtan silikon heykel bulunuyor.

Eşyaların bir çoğu kaldırılmış. Ev teknoloji ile donatılmış. Her odada video, film ve anlatımları gibi slayttan görüntüler veriliyor. Biz gördüklerimize daha doğrusu eski halini gördüğümüz için göremediklerimize çok üzüldük. Restorasyon adı altında orijinal eşyalar kaldırılmış. Daha ilk girişten yazılar başlıyor, evin her tarafında ışıklı yazılar yer alıyor. Ev daha önceki halini gördüğümüz için bize çok boş geldi. Bilgilendirici metinler güzel ama keşke eşyalar da olsaymış.

Ev, dolaşırken arada da Atatürk’ün kişisel eşyalarını görüyoruz. Restorasyon sonrasında ise binanın oturum anlamında tüm özellikleri kaldırılmış eski otantik havasından uzaklaşılmış. Hayal kırıklığı yaşadık.

Ev önceki halinden çok farklı, “modern müzecilik anlayışı” ile yapılan uygulamalar ile ne yazık ki çok boş bir yapı ortaya çıkmış. Ama yine de bu ev Selanik’e gittiğinizde görülmeye değer. Büyük liderimizin, doğduğu evde dolaşmak, yaşadığı bahçede olmak bile insanı heyecanlandırıyor. Ev boş da olsa, dolaşırken öyle duygulara kapılıyor ki insan gözlerimiz doluyor. İçeri girerken bile kalbimiz başka atıyor. Ata’mızın bu evde yaşamış olması, onun gezdiği bahçede gezmek, oturmak bile içimizi ısıtıyor. Bu duyguları Makedonya’da Bitola (Manastır)’da Ata’mızın 17 yaşına kadar okuduğu Manastır Askeri İdadisi (lisesi)’ni gezerken de hissetmiştik. Ayrıca Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından bağımsızlık kıvılcımının başlatıldığı Samsun’a çıktığı Tütün İskelesini, Bandırma Vapuru’nu dolaşırken, Havza ilçesini gezerken de hissetmiştik. Milli Mücadelenin başladığı Samsun gezisini okumak için.

Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla, minnetle ve özlemle anıyoruz.

Müzeyi, resmi tatiller dahil, haftanın yedi günü, saat 10.00-17.00 arasında ücretsiz olarak gezebilirsiniz.