Doğruyu söylemek gerekirse Ürdün’e geliş sebebimiz Dünyanın yeni 7 harikasından biri olan Petra Antik Kentini görmekti.

Petra Antik Kentini merak edenler için yazımız burada. Wadi Rum adını yazılardan, filmlerden (ki özellikle 1962’de çekilen Lawrence of Arabia) ve diğer filmler The Martian (Mars), Red Planet, The Last Days on Mars’dan sonra  Dünya’da Mars’ı yaşamak ister misiniz? Şeklinde duyduk. Aslında merak etmeye de başladık. 

Petra Antik Kentin büyüsünden kurtulup Wadi Rum’a doğru gidiyoruz. Wadi Rum ya da Ay Vadisi Ürdün’ün güney bölgesinde bulunan, kayalık dağların milyonlarca yılda rüzgar erozyonuna uğramasıyla oluşmuş, koruma altına alınmış, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan çöl bölgesi. Wadi Rum 740 km2 lik geniş bir arazide, 1750 m yükseltisi olan bir çöl. Geçen zaman içerisinde tektonik faaliyetler, iklim koşulları, hava ve erozyon sonucunda bölgede kızıl kumları, doğal oluşumları, kaya üzerine yontulmuş resimleri görebilirsiniz.  

Wadi Rum’da 1 gece çölde geceleyeceğiz. Nedendir bilmiyoruz ama çölde Bedevi Kampında çadırda gecelemek fikri bize çok sıcak gelmiyor aslında. Belki filmlerden belki de buranın tamamen dış ortamdan izole olması, hijyen konusu ve yemekler biz de bu fikri oluşturdu. Wadi Rum’da kalacağımız yere doğru ilerliyoruz.

Burası koruma altına alınan bir bölge olduğu için köy haricinde herhangi bir yapılaşma yok. Konaklama için tek seçeneğiniz kamp alanları. İlerlerken gördüğümüz o kadar çok irili ufaklı kamp alanı var ki şaşırmadık desek yalan olur. Siz bireysel gelecekseniz aklınıza takılan sorular, hangisinde kalacağız, hem ucuz hem de iyi hizmet veren olsun, normal çadır mı yoksa bubble otelde mi konaklayacağız derseniz önceden araştırmanız lazım. Bu konuda Booking.com sitesinden yardım alabilirsiniz. Çünkü Wadi Rum çölü dışında da Bedevî kampları var. Çölde kalacağım, bu deneyimi yaşayacağım deyip şehre yakın bir yerde çadırda konaklamış olmayın. Konfor ve özellikle hijyen endişesi taşıyorsanız, yüksek standartta hizmet veren çadır kampları seçmeniz lazım. Böyle tesislerde özel banyo-tuvalet, kliması olan çadırlarda konaklayıp dünya mutfaklarından seçilen açık büfe yemeklerden faydalanabilirsiniz.

Wadi Rum’un yakınında bir köy var. Burası vadiye girmeden ihtiyaçlarınızı alabileceğiniz bir yer, daha doğrusu tek yer. Bu köyün ötesine normal araçlarla geçmek mümkün değil. Çölde ancak jipler girebiliyor. Neyse biz gurubumuz ile birlikte kalacağımız yere doğru ilerliyoruz. Wadi Rum’a kendi imkanlarınız ile nasıl geleceğinizi yazımızın sonunda anlatacağız.

Wadi Rum dediğimiz gibi koruma altında olan bir doğa alanıdır. Buraya girişte ücret ödemek gereklidir. Alanın girişinde yer alan Ziyaretçi Merkezi’nde hem ödeme hem de kayıtlarınızın yapılması gerekir.

İşte konaklayacağımız kampa geldik. Hassan zawaideh Camp. Dağların eteğinde Wadi Rum’un kırmızı kumul bölgesinde hem delux çadır hem de balon çadırlardan oluşmuş. Biz delux çadırlarda kalacağız.

Kampa girişte her otele girdiğiniz gibi resepsiyon bölümü var. Burası da çadır kampa uygun restore edilmiş. 

Hemen anahtarlarımız alıp çadırımıza gidiyoruz. Bakalım nasılmış. Çadırımıza geldik. Burada isterseniz balon çadırlarda da kalabilirsiniz. Biz delux çadırda kaldık. Bir otelde aradığımız imkanlar sunulmuş. İki kişilik yatak, özel banyo, tuvalet, sıcak su, klima, çay-kahve makinesi gibi. En çok şaşırdığımız şey ise tuvaletlerin ve duşların otel konforunda olması. Sıcak su sürekli vardı. Burada konaklama için farklı seçenekleriniz de mevcut. İsterseniz balon çadırlarda da kalabilirsiniz.

Hemen çadırımıza yerleşip yemeğe kadar kamp alanını keşfe çıktık. Burada konaklama yapacağınız seçenekler mevcut. İsterseniz balon çadır, isterseniz delux çadır.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Yemeğe gittiğimizde alanların oryantal halılar ve rengarenk örtülerle dekore edilmiş olması, açık büfe şeklinde çok çeşitli yemeklerin hazırlanması, yemek vaktine kadar kullanılacak tabak, çatal, kaşık gibi malzemelerin üstü kapalı ya da streçle sarılmış olması ve ortada yanan kamp ateşi eşliğinde içilecek olan çayın keyfi ve yapılacak danslar çölde konaklama düşüncemizde endişelerimizi yok etmiş, olumsuzluk ibresini pozitif yöne çevirmişti.

Çölde gün batımını izleme keyfinden sonra yemeğe gidiyoruz.

Yemeğe girmeden ortalıkta bir hareketlenme var. Herkes bir tarafta toplanmaya başladı. Eeeeee hemen gidip bakalım neler oluyormuş? Gittiğimizde yemekte sunulacak olan tavuğun ve sebzelerin kuyuda piştiğini ve nasıl çıkarılacağı konuklara gösterilecekti. İzlemesi çok keyifli.

Yemekler yendi. Sıra geldi çay keyfine. Ortada yanan ateşin üzerinde kocaman iki çaydanlık var. Bunlardan birisi şekerli diğeri şekersiz hazırlanmış. Siz hangisinden isterseniz alabiliyorsunuz hem de sınırsız şekilde.

Çayımızı keyifle yudumlarken bedevilerin eğlencesini izliyoruz.

Kafamızı yukarı kaldırdığımızda aydınlatılmış dağların, kayalıkların arasında tepemizde gördüğümüz yıldızların sanki bize göz kırpıp eşlik ettiği hissine kapıldık. Yemek, çay, dans derken saat de epeyce ilerledi. Her şey çok güzel ama artık yatma vakti. Sabah erkenden kahvaltı sonrası çölde safariye gideceğiz.

Sabah uyandığımızda inanın çölde bir çadırda bu kadar rahat edeceğimizi hiç düşünmezdik. Açık büfe ve gerçekten doyurucu kahvaltı sonrası safari için jiplerimize bindik. Çöl keşfi başlıyooooor.

Çölü keşfetmek üzere yola çıktık.  Burası düşündüğümüz gibi uçsuz bucaksız bir çöl değil. İlerledikçe kum tepelerini daha doğrusu kayaları görüyoruz. Wadi Rum binlerce yıllık geçmişinde doğanın şartlarına, güneşe, yağmura, rüzgara meydan okumuş, muhteşem görüntü hepimizi büyülüyor.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Çölde ilerlerken bir süre sonra, araç konvoyumuz bir tepenin yamacında durdu. Burası safari turumuzun ilk istasyonu. Tepeye çıkıyoruz, görüntü harika. Geniş, kum kaplı alanlar arasında kaya adacıkları ve uzaktaki dağlar. Fotoğraf çekimlerinden sonra yolumuza devam ediyoruz.

https://www.youtube.com/shorts/oUKuKjpavok?feature=share

Aslında yol demeyelim çölde ilerliyoruz. Binlerce yıl içerisinde kayaların oluşturduğu şekiller ve özellikle insan yüzünü andıran kayalar dikkat çekici.

https://www.youtube.com/shorts/it4ka90tOeE?feature=share

Buraya safari araçlarına binmeyip, çölü deve sırtında da keşfedebilirsiniz. Deve ile yapılan turlar jip turlarına göre daha yorucu, daha zaman alıcı olsa da belki bazılarımıza daha keyifli gelebilir. Ancak unutulmaması gereken nokta saatlerce deve sırtında hem de çölde olunca vücudumuzun bazı bölgelerinin ağrıdan isyan etmesi……….

Biz çölde gitmeye devam ediyoruz. İkinci istasyonumuz; ilginç bir kaya yakınında duruyoruz.

Kayaların üzerine çizilmiş develeri ve yaban hayatını anlatan antik kaya çizimlerine ait yazıtlar görüyoruz. Alamele Yazıtları denilen kaya çizimleri 2000 yıldan daha eski yazıtlar olup buradan geçen kervanların insanları tarafından yapılmış. Kervanlar; çölde gündüz sıcaklığın çok yüksek olması nedeniyle gece hareket eder, gündüz güvenlikli yerlerde beklermiş.

https://www.youtube.com/shorts/MEciHtO_meE?feature=share

Bu kayada görülen çizimler bekleme sırasında oyalanmak, rotaları işaretlemek ve yoldan geçen yolculara sinyal vermek için kazınmış faaliyetler. En çok deve resimleri var. Akabe’ye Kızıldeniz yoluyla gelen ticari mallar, Wadi Rum ve Petra üzerinden kuzeye, Doğu Akdeniz limanlarına ulaştırılırmış.

Üçüncü istasyonumuz: Wadi Rum’a gelipte burada bir çay içmesek olmaz değil mi?  Kanyon yanında mola veriyoruz. 

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Ortadaki kaya kütlesinin bir yüzüne Kral Abdullah’ın, diğer yüzüne de Lawrence’in rölyefleri işlenmiş. Zaten Wadi Rum denilince ilk akla gelen hatta bu vadi ile özdeşleşen isim Lawrence.

https://www.youtube.com/shorts/ictdkX5kqOw?feature=share

Bu girintinin sağında, büyükçe bir kıl çadır var. Burada hem çayımızı içiyoruz. Hem de hediyelik eşyalar alıyoruz. Buradan özellikle göz sürmesi almanızı tavsiye ederiz. Hele satan kişinin sürme çekmesini izlemek de keyifli. 

Eeeeee çöle gelip de kum tepelerinde oturmadan olmaz. Dağların arasında oluşmuş bu tepelerde oturmak, kumların sıcaklığını hissetmek, kumla oynamak hem eğlenceli hem de çok keyifli. Sadece filmlerde izlediğimiz, uçsuz bucaksız çölde, kızıla çalan kumlar üzerinde oturmak çok güzel.

Wadi Rum’a nasıl gelinir?

Wadi Rum’a bizim gibi bir turla gelmeyip kişisel gelecekseniz tercih edeceğiniz seçenekler. Ürdün’e geldiniz, tavsiyemiz burada araç kiralamak gezebilmek için en iyi yol. Hatta çöle gelecekseniz baştan jip kiralamanız sizi rahat ettirecek. Neden mi hemen aşağıya bakın……

Özel araç ile gelmek? Bu araçla ancak Wadi Rum köyüne kadar gidebilirsiniz. Köyden sonra yol bitiyor ve kumlar başlıyor; bu noktadan sonra özel araçlarla giriş yasak (jipler hariç). O nedenle çöle giriş için rezervasyon yaptığınız kamp firmasının aracını veya Ziyaretçi Merkezinden ayarladığınız jeepleri kullanmanız gerekli.

Akabe veya Petra’dan taksi ile gelmek: Biraz pahalı bir yol. Ancak 3-4 kişilik bir grup halinde gezecekseniz mantıklı olabilir.

Wadi Rum’a Otobüsle Gelmek? Wadi Rum’a direkt giden otobüs bulunmadığı için Akabe’den veya Petra’dan aktarmalı gelmeniz gerek.Petra’dan, Akabe’den ve Amman’dan Wadi Rum’a sabah kalkan birer otobüs bulunuyor. Amman’dan Jett Bus veya yerel minibüslerle Akabe’ye gelebilir, Akabe’den de Wadi Rum’a gelmek için ulaşım/konaklama dahil çöl turu ayarlayabilirsiniz ya da taksi tutabilir veya yerel minibüsleri kullanabilirsiniz. Ancak yerel minibüsler öğleden sonra ve Cuma günleri çalışmıyor. Belli bir kalkış saatleri de yok. Diğer seçeneklere göre çok daha hesaplı görünüyor ama geç kalıp da dönüş otobüsünü kaçırırsanız Wadi Rum’da en az bir gece konaklamanız gerekir.

Hangi yol ile geliyorsanız gelin, ilk olarak Wadi Rum Turist Merkezi’nden (Wadi Rum Tourist Center) geçip giriş biletini almanız gerekiyor. Burada verilen vadi haritasını da almayı unutmayın. Buranın 5 km ötesinde Wadi Rum köyü var, burada önceden ayarladığınız rehberle veya şirket temsilcisiyle buluşacaksınız. Amaaaa çok dikkatli olmak lazım, hem turist merkezinde, hem de köyde çok sayıda kişi turistleri avlamaya çalışıyor. Önceden ayarladığınız biri varsa doğru kişiye ulaştığınızdan emin olmaya çalışın, ayarlı bir şey yoksa da sıkı pazarlık yapın.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Wadi Rum’da konaklama?

Önce sizde bizim gibi belki çölde konaklama fikrine çok sıcak bakmayabilirsiniz. Ama inanın bize hayatınızda yapacağınız en unutulmaz keşiflerden birisi Wadi Rum’da konaklama yapmaktır. Çölde birbirine yakın veya uzak birçok Bedevi kampı var. Bu kamplardan hangisinde kalmalıyım, özellikleri nelerdir, hijyen konusunda sıkıntı var mı, yeme içme nasıl gibi aklınıza bir sürü soru geliyor değil mi? Eğer tur ile gelmeyecekseniz size tavsiyemiz her zaman çok güvendiğimiz Booking.com sitesinde araştırma yapmanız. Biz Hassan zawadieh kampında konakladık ve gerçekten çok memnun kaldık.   

Eğer siz Wadi Rum’da konaklama tercih etmezseniz günü birlik safari turlarına katılarak da bu bölgeyi gezebilirsiniz ama çölün keyfini çıkarabilmek için en az 1 gece Bedevi çadırlarında ya da bizim kaldığımız gibi bir kamp otelde konaklamanız gerekiyor. Otel ve hatta hostel mantığıyla çalışan kamp alanlarının yanında aşırı lüks oteller ya da çok hesaplı kamp alanları da var. Genellikle Bedevi çadırında çift kişilik yatak,  banyo, tuvalet, sıcak su var, ancak banyo ve tuvaletin oda dışında ortak bir alanda bulunduğu kamplarda mevcut. Odalarda elektrik prizi var, kablosuz internet de var ama bağlantı çok iyi değil.  Bazılarında ise hiç internet bulunmuyor. Hosteller klasik şekilde içinde 5-6 tane yatağın yan yana durduğu yatakhaneler şeklinde. Eğer kalacağınız yeri kendiniz ayarlıyorsanız mutlaka kahvaltı ve yemek dahil olarak seçim yapın. Çünkü burada alışveriş yapabileceğiniz yerler yok.

Unutmamanız gereken konu; bu bölgeyi kendi aracınızla gezme şansınız yok Wadi Rum Village’dan sonra tur firmaları ve Bedeviler dışında özel araçlara giriş yasak. Kendiniz geldiniz ancak Wadi Rum girişine kadar gelebilirsiniz. Girişte 4×4 araçlar sizi alıp konaklayacağınız tesise götürüyor.

Bizim konakladığımız Hassan zawaideh kamp çok lüks olmasa da kahvaltı çeşitliliği, açık büfe akşam yemeği konusunda çok iyi. Özellikle zarb denen meşhur çöl yemeğini de yapılışını göstererek sunması çok hoştu. Zarb nasıl? kumların içine kazılmış bir çukura 3 katlı bir metal sac indiriliyor. Sacın her katında et, tavuk ve patates, soğan gibi sebzeler bulunuyor. Üzeri örtüyle kapatılıyor ve üzerine kum örtülerek kumun üzerinde ateş yakılıyor. Bu ateşte saatlerce pişen yemekler lokum gibi olduktan sonra geri çıkarılarak misafirlere servis ediliyor.

Yine bir hatırlatma; buranın bir çöl olduğunu unutmayacağız. Düşük bir ihtimal de olsa akrep, örümcek gibi bazı hayvanlarla karşılaşılabilirmiş. Biz bizzat görmedik ama duyduklarımız bu yönde. Ancak kamp alanları muhtemelen ilaçlanarak iyi bir şekilde korunuyordur.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Wadi Rum’a Ne Zaman Gidilir?

Her mevsim gidilir. Siz yeter ki gelmek isteyin. Kış mevsimi yani Aralık-Şubat arası Wadi Rum için en düşük sezon deniliyor. Gün içinde ortalama 18°C olan sıcaklık, gece sıfırın altına kadar düşebiliyor. Hatta bu dönemde kar bile oluyormuş.

Yaz mevsimi yani Haziran-Ağustos arası yine tıpkı kış dönemi gibi düşük sezonmuş. Bu zamanda geceleyin sıcaklıklara katlanılırken gündüzleri sıcaklık 40 dereceye kadar yükseliyormuş. Bu sıcaklıkta gündüz çöl turu yapmak biraz zor, ikinci zorluk bu mevsimde çok sık kum fırtınaları oluyormuş.

Peki ideal dönem nedir derseniz; Mart-Mayıs ve Eylül-Kasım arasında gelmeniz gerek. Gündüzleri sıcaklık 25-30 derece. Gecenin soğuğu da normal geliyormuş.

Wadi Rum’da Ne Giyilir?

İstediğinizi giyin ama unutmayın ki çöldesiniz ve hava sıcaklıkları çok değişken. Alışkın olmadığımız bir yerdeyiz ve gece-gündüz arasında çok ciddi sıcaklık farkları var. Yaz mevsimi dışındaki her dönemde, geceler inanılmaz soğuk olabileceği için üstünüzde kalın bir mont olmalı. Wadi Rum turu yaparken rüzgârda uçmayan bir şapka alın ve unutmayın giydiğiniz her şey kırmızı kum olacak. Özellikle ayakkabı seçimini buna göre yapmalısınız. Çok sevdiğiniz kıymetli ayakkabınızı getirmeyin. Terlik veya sandaletle kumda yürümek çok zor ama kumda ayaklarınız kuma değsin isterseniz bizim gibi terlik giyebilirsiniz.

Wadi Rum için unutulmaması gerekenler

Kamp alanlarının çoğu, gece çok karanlık oluyor. Yanınızda küçük bir el feneriniz olsa iyi olur.

Yanınızda mutlaka gece için kalın kıyafetleriniz olsun. Özellikle kış sezonunda gidecekler için.

Hangi mevsim giderseniz gidin, yanınızda güneş gözlüğü ve güneş kremi almayı ihmal etmeyin.(Zaten gezginlerin çantasında mutlaka olması gerekenlerden)

Çöl safarisi boyunca tuvalet sorununuzu kimselerin bulunmadığı kayaların arkasında halletmeniz gerek.

Wadi Rum’da telefon ve internet bağlantınız olmayacak.

Çok sık ikram edilen Bedevî çayı aşırı şekerli.

Wadi Rum’dan ayrılırken; buraya gelirken kafamızdan geçen olumsuzlukları hiç yaşamadık ve beklentilerimizin ötesinde unutulmaz bir deneyim oldu.

Yıldızların altında, konforlu bir kampta, ev yapımı diyebileceğimiz çok çeşitli yemekler sonrasında Bedevilerin çaldığı müzikler eşliğinde ateşin etrafında yapılan dansları elimizde çayımızı yudumlarken seyretmek ve uykuya dalmak gerçekten çok güzel bir keyifti… Çölde yürüyüşler keyifli, manzaralar muhteşemdi. Daha iyisini hayal edemezdik! İşte tur ekibimiz.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Hicaz Demiryolu (Hamidiye Hicaz Demiryolu)

Çölden ayrılırken çoğu tur şirketinin belki de götürmediği bir yere geldik. Burası Wadi Rum’un içinde değil, Wadi Rum Village yolu üzerinde. Yani Wadi Rum’a gelirken ya da dönerken gidilebilir. Biz Wadi Rum’dan dönerken gittik. Hicaz Demir yolu İstasyonu’nun en güzel yanı bayrağımızın dalgalanması. Haydi bu demir yolunun tarihine bir bakalım

Hicaz Demiryolu  ya da diğer adıyla Hamidiye Hicaz Demiryolu, II. Abdülhamid tarafından 1900-1908 yılları arasında  Şam  ile Medine arasında inşa ettirilen 1322 km uzunluğundaki demiryolu hattıdır. Demiryolu Arap bedevilerin saldırılarından korumak için karakollar da inşa edilmiş. 1908 yılından sonraki eklemelerle 1.900 km uzunluğa kadar çıkmış. Demiryolunun teknik işlerini Alman mühendis Meissner yapmış. Hicaz Demiryolu İstanbul ile Kutsal Topraklar arasındaki ulaşımı güçlendirmek, bu bölgelere taşınacak askerlerin ulaşımını kolaylaştırmak, hacıların daha güvenli bir şekilde hacca gidip gelmesini sağlamak için yapılmış. Fakat 1. Dünya Savaşı sırasında Lawrence ile işbirliği yapan Araplar demiryoluna çok zarar vermişler ve yolu kullanamaz hale getirmişler.