Macera dolu Amerika gezimiz Ankara’dan Münih aktarmalı Lufthansa hava yolları biniş ile başladı, New York JFK hava alanına öğleden sonra ulaştık. Amerika’da ulaşım değişik şekillerde sağlanabiliyor. Ama biz gezeceğimiz yerlerin mesafeleri çok fazla olduğu için otobüs, tren saatlerine bağlı kalmadan özgürce hareket edebilmek için araç kiralamayı uygun bulduk.

Navigasyonlu araç kiraladık. Siz isterseniz navigasyonunuzu kendiniz alabilirsiniz. Bu arada ehliyetlerimiz 6 ay süreyle Amerika’da geçerli. Herhangi bir işlem yapmaya gerek yok. Araç kiralama ile ilgili yazımızı okuyabilirsiniz. Amerika gezimiz boyunca toplamda yaklaşık 5200 km yol yaptık. yaptığımız güzergahlara bakabilirisiniz.

New York’ta 4 gün kalmayı planladık. Havaalanından otelimize geldik. Biz kalacağımız otelleri Booking.com dan rezerve ettik. Bu site oldukça güvenilir olup istediğiniz özellikleri filtreleme yaptığınızda kolaylıkla ucuz otel bulabiliyorsunuz.

İlk otelimiz Brooklyn’de Hotel Le Bleu. Üç yıldızlı bir otel olmasına rağmen çok rahat, (zaten simple and luxury olarak geçiyor), mükemmel wi-fi olan (daha otelin bahçesindeyken çekmeye başlıyor), kahvaltı konsepti olan ama kahvaltı salonu olmayan bir otel. Ancak rezervasyon sırasında verilen listeden seçeceğiniz (isterseniz hepsini seçebiliyorsunuz) kahvaltı seçenekleri istediğiniz saatte odanıza getiriliyor. Ve siz getirilen kahvaltıyı odanızda yapıyorsunuz. Rahat ve değişikti . Ücretsiz park yerinin olması da ayrı avantaj. Her zaman kalabileceğimiz bir otel.

Aslında New York deyince aklımıza hemen Frank Sinatra’nın New York New York şarkısı gelir

Videoda şarkıyı dinlerken New York’u da dolaşmak ayrı keyif veriyor. haydi sizinle New York’u dolaşmaya başlayalım.

Brooklyn Köprüsü: East River üzerinde Manhattan ile Brooklyn’i birbirine bağlayan bir çok filmde izlediğimiz çok güzel bir köprü. Ancak ilginç bir hikayesi var. Gitmeden okuduk ve daha çok ilgimizi çekti.

Köprünün hikayesi

Köprü yapımı 13 yıl sürmüş. Yapımı sırasında köprünün mühendisinin yapım sırasında ayağının bir feribotla ezilip tetanosa yakalanıp 2 hafta içinde ölmesi, sonra işe oğlunun devam etmesi ancak oğlunun su altında vurgun yemesi sonucu yatalak olması ve karısının işe devam etmesi sanki bir film senaryosu gibi daha köprüyü görmeden ilginizi çekiyor. Köprü açılıyor ancak birçok intihar olayının olması, köprü yıkılıyor denilip izdihamda kişilerin ölmesi bu güzel köprünün lanetli olarak nitelendirilmesine neden oluyor. Filler ile sağlamlık testi yapılıyor. Başarılı olununca köprü kullanılmaya başlıyor ve günümüze kadar geliyor.

Manhattan Köprüsü: East River üzerindeki diğer asma köprü. İlk kez 1909 yılında açılmış.  Brooklyn köprüsüne yakın olması nedeniyle alternatif bir görev yapıyor. 2089 metre uzunluğundaki Manhattan Köprüsü, üst kısımda dört şeritli ve alt kısımda üç şeritli otoyol olarak tasarlandı. Otomobillere ek olarak, köprü dört metro hattı, bir yaya şeridi ve ayrı bir bisiklet yolu taşıyor. Her gün binlerce araç ve kişi köprüyü kullanıyor.

Times Meydanı: New York şehrinde West 42. Cadde’nin Broadway ve Seventh Avenue ile kesiştiği çok yoğun trafiği olan oldukça kalabalık bir alan. İlk adı Longacre Square olup 1904 yılında The New York Times’ın merkezini buraya taşıması nedeniyle Times Square olarak değiştirilmiştir.

Times meydanında 11 farklı metro hattı geçiyor. En önemli özelliği belki de bu alanda sigara içilmesinin yasak olması. Eveeeet yanlış duymadınız Times meydanında sigara içilmiyor. Bu meydanda bir çok ünlü markaları ve hemen her köşesinde değişik kahramanları kıyafetlerini giymiş kişiler görebilirsiniz. 1 dolar vererek fotoğraf çektirebilirsiniz.

Grand Central Terminal:

1913’te halka açılan, Midtown Manhattan’da yer alan ve bir çok filme ev sahipliği yapan Grand Central Terminal sadece şehirler arası ulaşımın yapıldığı bir yer değildir. Alışveriş yapabileceğiniz onlarca mağaza ve dükkan, yemek yiyebileceğiniz yerler vardır. Ancak bagaj muhafaza edilebilecek bir yeri yoktur. Bagajla gelirseniz bunu unutmayın. Bina her gün 05: 30-22: 00 arasında açıktır. 

Central Park: Amerika’nın en ünlü parklarından biri olup herkese açık yeşil bir alan.

Yaklaşık 340 hektarlık alanda kurulmuş alan 1876 yılında hizmete açılmıştır. Muhteşem peyzaj mimarisi olan bu alanda neler yok ki.

Çeşitli bitkiler ve ağaçlar, göller, açık hava tiyatrosu, oyun alanları, çocuk oyun alanları, çeşmeler, anıtlar (Alice Harikalar Diyarında, Andersen anıtları gibi). Bisiklet yolu, yürüyüş parkuru. Ne ararsanız var. Bu alanda her yeri görebilmeniz ve dinlenmeniz için 1 gün ayırmanız gerekir. Em azından 3-4 saat gerekli. New York’un gökdelenlerinin arasında inanın nefes alabileceğiniz muhteşem bir alan İçerisinde gezebilmek için üç tekerlekli faytonlar var. Biz o kadar yorulmuştuk ve artık New York’tan ayrılma zamanı geldiği için ancak faytonlara binip gezebildik. 

Wall Street Bull:

Wall street Amerika ‘nın en önde gelen finans kurumlarının yeridir. Sokakta yer alan boğa heykeli turistlerin ilgisini çekmektedir. Boğa heykelinin asıl adı Charging Bull’dur.

Iron Flat: Bu isimle anılan binanın asıl adı Flatiron Bina olarak geçmekte ve üçgen şekli ile hemen ayırt edilmektedir. Fifth Avenue ve Broadway’in kesiştiği yerde bulunmaktadır

Solomon R.Guggenheim Museum: Solomon Guggenheim’ın modern sanat yapıtlarından oluşan koleksiyonunun sergilendiği müze. İlginç bir mimarisi var.

Rockefeller Center: New York’un Manhattan semtinde bulunan oldukça büyük bir iş merkezidir.

Rockefeller ailesi tarafından inşa ettirilmiştir. Teras katından tüm Manhattan’ı görebilirsiniz. Rockafeller Center için turlar düzenlenmekte. Internetten alacağınız biletler esnek tarihli olup 2 ay geçerliliği bulunmaktadır. https://www.getyourguide.com.tr/new-york-l59/new-york-top-of-the-rock-goezlem-guevertesi-bileti-t37483/ Rockefeller Center’a eğer kış ayında özellikle Aralık ayında giderseniz kocaman bir yılbaşı ağacı getirilir. Büyük bir buz pateni alanı vardır. Etrafında Dünya devletlerinin bayrakları dalgalanır.

Bu büyük alanı gezmekten yorulduysanız eğer, hemen köşedeki kekleri ve pastaları ile meşhur olan Magnolia Bakery’da damağınıza uygun alacağınız pasta ve yanında sevdiğiniz bir içecekle dinlenebilirsiniz. Önünde oldukça uzun bir kuyruk olmasına rağmen kek alarak yedik.