Evora’ya geldik. Otelimize doğru gidiyoruz. Burada Graça Otelde konaklayacağız. Nerede diye navigasyona bile bakmanıza gerek yok. Çünkü Evora’da şimdiye kadar hiç bir yerde görmediğimiz güzellikte yönlendirme var. Hem oteller hem de marketler, mağazaların yönlendirme tabelaları size kolayca yolu bulduruyor.

Otelimize geldik. Çok şirin aile işletmesi şeklinde bir otel. Sabah kahvaltısı bizim için çok önemlidir. Ama burada inanılmaz bir kahvaltı var. Meyveler özellikle incir dalından koparılmış tazecik. Kekler daha fırından çıkmış ılık şekilde sunuluyor. Personel son derece güler yüzlü ve yardımcı. Otelin araba için kocaman bir bahçesi var. Üstelik ücretsiz. Booking. com’dan bulduğumuz (Konaklama için neler yapabiliriz yazımızı okuyabilirsiniz) bu otele puanlamada direkt 10 verdik.

Biz ilk olarak Kemikler şapeline gidiyoruz. Evora’ya gelmemizdeki en büyük etkenlerden birisi. Şapel Igreja de Sao Francisco kilise kompleksinin bir parçasıdır.

Igreja de Sao Francisco kilise

Şapel Kilisesi, Igreja de Sao Francisco Kilise kompleksinin bir parçasıdır. Kilise gerçekten muhteşem ama bizim ilgimizi daha çok Kemikler Şapeli çekti. Kiliseye çok az bir ücretle giriyorsunuz.

Kilisenin üst kısmında müze bulunmakta. Müzede Coleçao Canha da Silva‘nın Avrupa ülkelerini anlatan sergisi yer alıyor.

Bu sergide çeşitli Avrupa ülkelerinin bölgesel kimlikleri, kültürel ve duygusal deneyimlerini yansıtıyor.

Kilisenin üst kısmına doğru ilerliyoruz

Kilisenin çatısına terasa çıkıyoruz. Manzara şahane diyemeyiz. Evora’nın kırmızı kiremitli çatılarını görüyorsunuz.

Capela dos Ossos (Kemikler Şapeli)

Capela dos Ossos, Evora’da, en merak edilen yerlerden birisidir. Aziz Francis Kilisesi (Igreja de Sao Francisco Kilise) girişinin yanında bulunan küçük bir iç şapeldir. İçerisi gerçekten çok ürkütücü bir atmosfere sahiptir. Yüzlerce ölen kişinin kemikleri ile yapılmış bir yerdir.

Faro’daki Kemikler Şapeli’ni de görmüştük ama burası oradan daha büyük ve daha ürkütücü. İçeriye girerken kapının üzerinde Portekizce olarak Burada bulunan biz kemikler, sizinkileri de bekliyoruz” yazıyormuş. Bizde ki mezarlıklara girerken gördüğümüz “Her canlı bir gün ölümü tadacaktır” cümlesinin başka versiyonu. Duvarlar, tavan her yer kemik dolu yaklaşık 5000 kemik olduğu ve zorunluluktan inşa edildiği söyleniyor.
Şapelin ön kısmında bulunan İsa heykeli ziyaretçilere ölümün ötesine geçmeyi anlatıyormuş. Ancak şapeli kuran ve binlerce insanın kemiklerini sergileyen rahiplerin kendi kemikleri gizli tutuluyor. Rahiplerin cenazeleri İsa heykelinin altında ki beyaz tabut içinde korunuyormuş.

16. Yüzyılda, Evora’daki mezarlıkların kalabalık olmasından ve yeni ölenlerin gömülmesini sağlamak için kemikler çıkarılmış. Kemikler saygıyla çimentoya dökülmüş ve bu ibadet yerine yerleştirilmiştir

İçeriye girdiğiniz de tüm ziyaretçileri bir sessizlik alıyor. Sadece inceliyor, bakıyor ve fotoğraf çekiyorlar. Saygıdan mı korkudan mı artık bilemedik.

En fazla 20 dakika yeterli. Çıktığınız zaman gerçekten bir rahatlama duyuyorsunuz.

Kemikler Şapelinde gerilmedik desek yalan olur.

Kilise ve Kemikler Şapeli ziyaretinden sonra biraz rahatlamak ve biraz da üstümüzdeki garip duygulardan sıyrılmak için şehir turu yapmaya karar verdik. Evora City Tour‘a katıldık.

Tur yaklaşık 1 saat sürecek. Haydi bakalım dolaşmaya başlayalım.

Agua de Prata Su Kemeri (Aqueduto da Agua de Prata) Su Kemeri büyüklüğü nedeniyle, kentin en etkileyici anıtlarından biridir. Antik çağlardan beri Evora’daki insanlara su sağlamak için yapılmış ve 1910’dan beri Portekiz Ulusal Anıtı olarak kabul edilir.

Su Kemerlerinde şehrin Giraldo Meydanına doğru geliyoruz.

Igreja Santo Antao (Santo Antao Kilisesi) : Bu kilise, orijinal St. Antoninho Şapeli’nin yerini almış ve 1557-63 yılları arasında Kardinal Infante D. Henrique’in isteği üzerine inşa edilmiş. Çan kuleleri ile çevrili ön cephesi muhteşem. Kilise Giraldo meydanında olup etrafında dinlenebileceğiniz kafeler mevcuttur.

Chafariz Praça de Giraldo (Giraldo Meydanı Çeşmesi)D. Joao III tarafından yapılan su sağlayan yapıların bir diğer parçası olan çeşme. Tamamı beyaz mermerden inşa edilmiş, bodrum, gövde, kase ve piramit biçimli bölümlere ayrılmıştır.

Portas de Moura Fountain: (Portas de Moura Çeşmesi):Kardinal Henrique tarafından yaptırılmıştır. 1556 da yapılan bir çeşme olduğu söylenir. Tasarımı benzersizdir.

Walls of City (Şehir Duvarları): Portekiz Kralı Afonso IV, XIV. Yüzyılda Évora Şehir Surlarının inşasını emretmiş.Surlar her zaman savunma hattı olarak kullanılmış. Évora Şehir Duvarı, 1922 itibariyle ulusal bir anıt olarak sınıflandırılmış UNESCO Dünya Mirası listesindedir. Duvarlar oldukça muhteşem görünüyor.

Şehirden diğer görüntüler

Diana Tapınağı

Avlanma Tanrıçası Diana’ya yapılmış Roma Tapınağıdır. Tapınak şehrin en yüksek yerinde Largo Conde de Vila Flor meydanında 12 sütun olarak karşınıza çıkar. Ulaşması kolay. Her zaman ziyaret edebilirsiniz. Tapınağın içine giremez, üzerine çıkamazsınız. O nedenle Tapınağı gördüğünüzde bir fotoğraf çekimi kadar zaman harcarsınız.

Evora Müzesi (Museu de Evora)

1915’te kurulan müze Diana Tapınağının hemen arkasında. Daha çok dini eserlerin sunulduğu bir müze. Çok az bir giriş ücreti var. Biz gezmedik.

Evora Katedrali (Cathedral of Se)

Evora Katedrali bir Roma Katolik kilisesidir. Kentin en yüksek yerinde yer alır ve en eski anıtlardan biridir. Se Katedrali adı, Latince’de Sedes Episcopalis (Piskoposun Koltuğu) anlamına gelen S ve E harflerinden; bu nedenle Se de Evora, Piskopos’un Evora’daki koltuğu demekmiş.

Turistlerin en çok ilgisini çatı çekmektedir. Çatıya çıkmak ve eşsiz manzarayı seyretmek katedralin özelliği olarak görülüyor.

Katedrali gezmek ayrı ücret; çatıya çıkmak ve katedrali gezmek ayrı ücret. Çatıya çan kulesinden çıkıyorsunuz. 135 basamaklı spiral ve dar bir merdivenden çıkabilirsiniz. Katedral iki asimetrik kuleye sahip. Kulenin birisi mavi çinili sivri konili, diğeri ise bir saat ve çan kulesidir.

Katedral içerisinde yine kilise orgu olarak kullanılan organ var. Daha önce Faro’da Faro Katedrali’nde gördüğümüzden biraz daha sade görünüşlü. Kiliseyi gezerken rastladığımız iki genç kız sanat tarihi okuduklarını, kiliseye yardım topladıklarını ve ellerindeki Evora kompozisyonlu resmi verdiklerini söylüyorlar. Zaten katedrale giriş ücreti o kadar az ki biz de yardım yaptık.

Kiliseyi dolaşıyor ve hemen dışarıdaki Müzesine gidiyoruz.

Kiliseyi gezip hemen dışarıdaki müzeye yönlendirmeleri takip ederek gidiyoruz. Müzede ayinsel resim parçaları, mücevherler, heykeller ve dini giysiler görülüyor. Müze ücreti kilise ücretinin içinde olduğu için gidip görelim dedik. Biletlerinizi atmayın. Çünkü kapı kapalı. Ancak kapıdaki otomatik düzeneğe biletinizi gösterirseniz girebilirsiniz. Ya da içeriden birisinin çıkmasını beklersiniz.

Evora’da eğer yürüyerek gezmek istemezseniz kullanabileceğiniz araçlar da var. Fayton ve tuktuklar. Tuktuklar daha önce Filipinler-Manila’da bindiklerimiz gibi.

Karşımızda bir yazı The Whole World Here (Tüm Dünya Burada) sergisinin olduğu müzeye gidiyoruz. Bakalım Dünyanın tamamı orada mı diye. Biz göremedik ve hemen çıktık.

Cadaval Palacio (Cadaval Sarayı)

Cadaval Sarayı, 14. yüzyılda kuruluşundan günümüze kadar Cadaval ailesinin Düklerinin doğduğu yer ve mülküdür. Roma Tapınağı’nın karşısında yer alan saray çok katlı geniş bir yerleşim alanına, iki iç bahçeye ve Dük ailesinin tüm kuşaklarının gittiği özel bir kiliseye sahiptir. Ancak kapalı olduğu için ancak dıştan görebiliyorsunuz.

Paraquıa des Sao Bras Kilisesi

Oldukça ilginç bir mimariye sahip kilise. Geçerken gördüğümüz değişik görünüşünden dolayı hemen durduk. Açılış saatleri de farklı. Kapalıydı.

Evora’da kültürel gezimizi tamamlayıp Montemor-o-Novo şehrine gidiyoruz. Montemor-o-Novo, Alentejo bölgesinde, Évora’nın batısına 30 kilometre uzaklıkta. Montemor-o-Novo şehri 15. ve 16. yüzyıllar boyunca önemli bir olan Portekiz’in soyluları ve hükümdarları için kraliyet ikametgahıydı.

Montemor-o-Novo, Kalesi (Castello Montemor-o-Novo): 13. yüzyıldan kalan bir kaledir. Bir zamanlar Portekiz kraliyetleri tarafından 16. yüzyıla kadar ikamet olarak kullanılmış. Kale alanları ve duvarları hala ayakta

Montemor-o-Novo şehrini gezerken Escoural Mağarası tabelasını okuduk. Aklımızda yoktu ama mağara deyince görelim dedik. Ama öyle kolay değilmiş. Burayı görmek için önceden Belediye’den rezervasyon yaptırmak gerekiyormuş.On kişilik gruplar oluşturularak geliniyormuş. Ne yapalım bölgedeki en eski mağaralardan birisi olan ve Portekiz Ulusal Anıtı kabul edilen mağarayı göremedik.

Jardim Publico de Garden-Evora (Evora Halk Bahçesi)

Jardim Publico de Garden-Evora:  Montemor-O-Novo şehrinden dönünce biraz dinlenmek ve rahatlamak için Jardim Publico Garden yani Evora Halk Bahçesine gittik. Evora Halk Bahçesi 1863 ve 1867 arasında inşa edilmiş. 

Gerçekten bitki örtüsü ve renk çeşitliliği, huzur ve sakinlik görkemli bir bahçe.

Bahçenin içerisinde değişik tarihi yapılara Kral Manuel Sarayı (Çevresi inşaat halinde ve giremiyorsunuz) ve Pretended Harabelerini görebilirsiniz.

Bahçenin içerisinde değişik heykeller var.

Ayrıca Evora Halk bahçesinde piknik yapabilirsiniz, çocuklarınızla oyun alanlarında vakit geçirebilirsiniz. Doğrusu o kadar gezmeye bu bahçede dinlenmek çok iyi geldi.