Madrid gezimize devam ediyoruz-2

İşte Madrid’id Plaza de Cibeles kadar ünlü diğer meydanındayız. Puerto del Sol Meydanı. Güneş Kapısı olarak bilinen bu meydan oldukça işlek, oldukça kalabalık, eğlenceli, hareketli, mağazaların, kafelerin ve ünlü ayı ve kocayemiş heykelinin bulunduğu şehrin kalbi denilen bir yer. Puerto del Sol Meydanı Madrid halkının Napolyon’un askerleri tarafından katledilmesi ve Cumhuriyetin ilan edilmesi gibi birçok olayına tanıklık etmiş. Günümüzde buluşma noktası, gösteri alanı, protestoların yapıldığı yer olarak çok ünlüdür.

Puerto de Sol Meydanında ilk dikkat çeken belki de şehirde simge haline gelen ayı ve kocayemiş ağacı heykeli.

Simge haline gelmiş diyoruz çünkü Madrid’in adının çıkış noktası. Bu konuda bir hikaye bile var El Oso y El Madrano (Ayı ve Kocayemiş ağacı). Eskiden şehrin çevresindeki ormanlarda ayı ve kocayemiş ağacı oldukça bol bulunuyormuş. Bu heykel buraya konmuş. Kocayemiş ağacının İspanyolcası Madrano. Madrano kelimesi zamanla Madrid’e dönüşmüş. 

Meydanda göreceğiniz en önemli binalardan 1768 yılında inşa edilmiş olan Real Casa de Correos yani Kraliyet Merkez Postanesi. Üzerinde dört tarafında kocaman saat bulunan saat kulesi ilgi çekicidir. Bu saat özellikle yılbaşı gecesi için çok ünlüdür. Burada toplanan insanlar gece ayrısı 12 ye 12 kala yılbaşının gelişin her saniye bir üzüm yiyerek kutlarlar. Bu olay televizyonda yayınlanır. Ayrıca bu binada lacivert üzerine 7 yıldız olan bir bayrak görürsünüz. Madrid şehrinin simgelerinden olan bu bayrağın anlamı Küçükayı Takımyıldızının en büyük 7 yıldızının Madrid’den çok net gözlenmesidir.

Bu binanın hemen önünde Sıfır Noktası Plakasını görebilirsiniz

Plaka Kral III Carlos tarafından yaptırılmıştır. 18.yy da İspanya’nın her tarafından gelen mektuplar ülkeye tekrar buradan dağıtılırmış.  Bu nokta İspanya’nın merkezini simgeliyor. Ülkedeki diğer her yere olan mesafe bu sıfır noktasından başlayarak ölçülüyor. Plaka üzerinde İspanya’nın yollarını görebilirsiniz. Yerdeki plaka bir anda çok dikkat çekmez. Sorduğunuz da hemen gösterirler.

III. Carlos Heykeli.  III. Carlos’un at üzerindeki heykeli meydanda göreceğimiz başka bir eser. Bronzdan yapılmış heykel büyük bir kaide üzerine oturtulmuş.

Puerto del Sol Meydanından çok önemli bir yere gidiyoruz . Kraliyet Sarayı

Kraliyet Sarayı (Palacio Real) İspanya Kraliyet Ailesi’nin Madrid’de bulunan ikametgâhı ancak sadece devlet törenleri için kullanılmaktadır.

Kraliyet ikametgah olarak Madrid dışında bulunan Zarzuela Sarayı kullanılmaktadır. Batı Avrupa’nın en büyük kraliyet sarayıdır. Sarayın belirli bölümleri gezilmeye açılmıştır.

Kraliyet Muhafızları odası, Aynalar Salonunda heykeller ve resimler çok güzel.

Tavan süslemeleri ve avizeler çok gösterişlidir

Sütunlar odası, yemek odası ve diğer odalar gezilebilir.

Sarayın hemen yanında ve sarayın bir bölümü olarak kabul edilen Sabatini Bahçeleri havuzları ve çeşitli bitkileri ile oldukça dinlendiricidir.

Almudena Katedrali Kraliyet Sarayının hemen yanında bahçesinden rahatlıkla görebilirsiniz. Kent Katedrali olarak bilinir. Katedrale giriş ücretsiz ancak içerisindeki müzeyi gezmek isterseniz ücretli.

Debod Tapınağı (Templo de Debod) İspanya’da yer alan Mısır Tapınağı. Şaşırdınız biliyoruz. Biz de ilk duyduğumuzda şaşırmış İspanya’da Mısır Tapınağının ne işi var demiştik.

İşin aslı ise şöyle: Tapınak ilk olarak Mısır’da Aswan’ın 15 km güneyine inşa edilmiş. O dönem tanrı Amun’a adanmış küçük bir şapel olarak tasarlanmış. Sonra genişletilmiş. 1960 yılında Aswan yeniden yapılandırılırken anıtlar ve arkeolojik sitler zarar görmeye başlamış.

Bunun üzerine UNESCO tüm ülkelere tarihi korumak için bir çağrı yapmış. İspanya’nın olumlu cevabı üzerine Mısır Hükümeti Abu Simbel Tapınaklarını koruması karşılığında Debod’u İspanya’ya bağışladı. Tapınak Parque De La Montana Parkının içerisinde. Tapınağı görüp parkta gün batımını izlemek çok keyifli.   

Prado Müzesi Sanıyoruz ki Madrid’de girmesi ve gezmesi en fazla zaman alan müze bu olsa gerek. Hemen aşağıda gördüğünüz kapıdan geçeceğim sandıysanız yanıldınız.

Neden böyle düşünüyoruz. Müzenin giriş kapısına gelene kadar girdiğiniz bilet kuyruğunda bir hayli zaman harcıyorsunuz. Sonra müzeye turnikelerden geçip giriyorsunuz.

Muhteşem resimlerin olduğu ünlü ressamların eserleri ile dolu bir dünya karşınızda. Koleksiyonda 8000 den fazla eser var. Eğer her resme bakayım, bunu kim yapmış, resmin özellikleri nedir diye incelerseniz 1 gününüzü ayırmanız lazım.

Resim meraklısı olanların mutlaka görmesi gereken bir yer. İçeride fotoğraf çekmek yasak ama biz birkaç tane çektik.

Müze giriş ücreti 15€, rehber alırsanız 24€ ama saat 18.00-19.00 arasında gezerseniz ücretsiz. Biz işte bu zamanda ücretsiz olarak gezmek için ertesi gün gitmeyi planladık. Ancak yine sıraya girip bilet alıyorsunuz ama ücretsiz olarak dolaşıyorsunuz.  Müzenin bahçesinde ünlü ressamlara ait heykeller ve bilgiler var.