Amanos Dağları ve Akdeniz kıyısı arasında yer alan Arsuz ilçesi, tarihi boyunca; Rhosus, Rhopolis, Port Panel, Kabev, Arsous ve bugünkü adı olan Arsuz isimlerini almıştır. İskenderun’dan 40 km lik sahil şeridi üzerinde ki Arsuz mavi ile yeşilin birleştiği bir yerdir. Merkezi Arsuz Çayı ağzında bulunan turistik bir beldedir.
Arsuz’da gezilecek tarihi yerlerin başında Maryo Hanna Kilisesi gelir.
Maryo Hanna Kilisesi
İlçeye geldiğinizde köprüden karşıya geçip doğu yönüne döndüğümüzde Maryo Hanna Kilisesi karşımızda. Kilise 1514 tarihinde yapılmış olup Aziz Hanna adıyla bilinmektedir. Halen ibadete açıktır. İçini görmek isterseniz de Pazar günü burada olmanız gerek. Burada her yıl 15 Ağustos’ta Meryem Ana’nın göğe yükselişi ayin ve törenlerle kutlanıyor.
Arsuz’a geldiğimizde görmek istediğimiz yer aslında Meryem Ana Havuzu. Rivayetlerini okuduğumuz bu havuza gitmenin biraz zor olduğunu da okuduk. Bakalım öylemi?,
Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Meryem Ana Havuzu
Navigasyona yazdık ve yola çıktık. Hacı Ahmetli Köyüne kadar gideceğimizi biliyoruz. Yine de bir soralım köyden sonra yol nasıl diye. Navigasyonun durduğu yer de en kolay yol yerel halka danışmaktır. Bu yolu da sıkça yaparız. Sormak için girdiğimiz küçük bakkalda şansa bakın Hacı Ahmetli Köyü Muhtarı ile karşılaştık. Muhtar köye kadar yol çok rahat 10 dakikada gidersiniz ama ondan sonra yol çok zorlaşır. Bu araba ile gitmek mümkün değil dedi. Orman yolunu yürüyerek takip etmek lazım. Bu yolda havuza kadar yaklaşık 30 dakika sürüyor dedi (tabi ki yürüyerek 30 dakika kime göre). Orman yolu oldukça ıssızdır diye de ekleyerek gitmemizin biraz sakıncalı olduğunu belirtti. Yaz mevsimi olduğu için ikinci seçeneğin derenin içinden yürümek olduğunu ve yaklaşık 1 saatte varıldığı söyledi. Yani sözün kısası gidemedik ve göremedik. Ancak 15 Ağustos’ta rehberler eşliğinde ve atv araçlarla rahatlıkla gidiliyormuş.
Bu doğal havuzun özelliği neymiş derseniz? Hemen paylaşalım.
Havuza, ‘Meryem Ana’nın şifalı kutsal havuzu’ deniyor. Meryem Ana’nın şifalı kutsal havuzu’ denmesi ise bir efsaneye dayanıyor. Efsaneye göre Kudüs’teki tehlikeli ortamdan kaçmak için Meryem Ana Aziz John’la birlikte Efes’e doğru yola çıkar. Arsuz’da yorgunluğunu gidermek üzere buraya uğrar. Gölde yıkanan Meryem Ana’yı gören bir kişi de göle girer ve göl kurur. Gölün kuruduğunu gören halk dua etmeye başlar ve kayalıklardan biri soğuk, biri sıcak olmak üzere iki ayrı yerden su çıkmaya başlar. Sıcak su günahı, soğuk su ise kutsallığı temsil eder. pH derecesi yüksek olan bu iki suyun toplandığı havuz ‘Meryem Ana’nın Şifalı Havuzu’ olarak anılır. Bölge ile ilgili anlatılan diğer efsane ise, Meryem Ana’nın buraya geldiğinde oruçlu olduğu, orucunu açmak için yiyecek bir şeyler aradığı hakkında. Meryem Ana kendisinin bulunduğu tarafa sıçrayan bir balık görür. Sudan dışarıya atlayan balık güneşin sıcağında pişmiştir. Meryem Ana bu balığı yiyerek karnını doyurur. Bazı kaynaklarda Meryem Ana’nın balığın yarısını yediği ve balığın kalan yarısıyla suya tekrar atlayarak yaşamaya devam ettiği yazar. Bu nedenle Ortodokslar Meryem Anaya adadıkları oruçlarının son günü olan 14 Ağustos’ta kutlamalarını burada yapıyor.
Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Havuza gidemedik öyleyse Arsuz kalesini görelim dedik.
Arsuz Kalesi
Arsuz ilçe merkezinin 30 km kadar güneyinde Kale Mahallesinde ki kale denize paralel olarak yüksekliği 10 m olan bir tepe üzerinde inşa edilmiş. Kalenin yapılış tarihine ait bilgi olmadığı gibi günümüzde kalenin bulunduğu yer yıkılmış ve yok olmuş durumdaymış. Yani sonuç yine hüsran.
Kaleyi göremedik ama Arsuz’un doğal güzelliklerine bayıldık.
Ne yapalım Arsuz’un eşsiz güzelliğini görüp “eski köy içi” olarak bilinen “turizm merkezi” dolaşıp Arsuz’dan ayrılıyoruz.
Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.
Yorum Bulunamadı