Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin başkenti ve en kalabalık şehridir. Ülkenin en önemli kültür, sanayi, ticaret ve ulaşım merkezidir. Tarih içerisinde değişik isimlerle anılmıştır. Ledra, Lidra, Kermia. Kavaklar şehri olarak anılan Lefkoşa Trodos Dağları ile Beşparmak Dağları arasındaki Mesarya Ovası’nın ortasında yer alır.  Lefkoşa’da gezilecek oldukça fazla yer var. Bu nedenle size Lefkoşa’da gezilecek yerleri üç dosya halinde paylaşacağız. İkinci sunum da Dr. Fazıl Küçük Müzesi, üçüncü sunumda Mevlevi Müzesi, Bandabuliya, Lefkoşa City Tour gezmesi, Ledra Palace sınır kapısından bahsedeceğiz.

İlk olarak acıyla hatırladığımız Barbarlık Müzesi’ne gittik. Bugüne kadar birçok ülkede pek çok müze gezdik. Ama bu kadar hüzün dolu acı hikayesi olanı hatırlamıyoruz.

Barbarlık Müzesi (The Museum of Barbarism)

Bir müze düşünün, girdiğiniz zaman insana bu kadar mı üzüntü verir. Gözyaşlarınızı tutamadığınız, kelimelerin boğazınıza düğümlendiği, yüreğinizin daraldığını hissettiğiniz bir yer. Barbarlık Müzesinden daha doğrusu müzeye dönüştürülmüş bahçe içinde bir evden bahsediyoruz. Bir zamanlar çocuk seslerinin doldurduğu mutlu bir ev. Bu ev tarihe kanlı noel olarak geçen bir vahşetin yaşandığı bir ev. Çok çok acı bir hikayesi var. Belki çoğumuzun bildiği, bilenlerin üzülerek hatırladığı, bilmeyenlerin ise merak edip değişik kaynaklardan öğrendiği hüzünlü günleri anımsayalım.

Bu ev Amerika’dan 6 ay önce dönen ve tayini Kıbrıs’a çıkan Binbaşı Nihat İlhan ve ailesinin evi. Binbaşı İlhan eşi Mürüvvet Hanım ve üç çocuğu (Murat, Kutsi ve Hakan)’nu 2.5 ay önce yanına getirmiş. Feride ve Yusuf Hasan Gudum’e ait bu evi kiralamıştı. Kıbrıs’ta 4 Aralık 1963 de başlayan olayları takiben EOKA’ya bağlı Rum çetecilerinin 24 Aralık 1963’te bu evi basmaları ile yaşanan korkunç olayın olduğu gece Binbaşı İlhan evde yokmuş. Türk Kuvvetlerinde doktor olarak görev yapan Binbaşı İlhan 18 Aralık günü Alaya gitmiş ve günlerdir evine dönmeden yaralı Türklere şifa dağıtmak üzere görevinin başındaymış.

O gece evde Mürüvvet Hanım, üç çocuğu, ev sahipleri Feride ve Yusuf Hasan Gudum ile mahalleden Ayşe Cankan, kızı Işıl Cankan ve Ayşe Hanımın kardeşi Növber İbrahimoğlu olmak üzere 9 kişi varmış. Gece geç saatlerde başlayan kurşun yağmurunda Mürüvvet Hanım üç çocuğunu alarak banyoya küvete, Yusuf Hasan Gudum, Ayşe Cankan, Işıl Cankan ve Növber İbrahimoğlu banyoya, ev sahibi Feride Gudum tuvalete saklanmışlar.

Umut içinde saklandıkları banyo ve tuvalet.

Kurşun izleri her yerde. (Siyah çerçeveler halinde)

Evin makineli tüfeklerle taranması sonucu Mürüvvet Hanım ve üç çocuğu ile ev sahibi Feride Gudum şehit olmuşlar. Diğerleri ise ağır yaralanmışlar. İşte bu korkunç olayın yaşandığı bu ev 1 Ocak 1966 da müze olarak açılmış.

Müzeye girdiğinizde sağ tarafta aşağıya doğru insanların akan kanını temsil eden Aralık 1963 yazısını görürsünüz.

Kurşun izleri tavanda ve duvarlarda siyah çerçevelenmiş olarak gösteriliyor.

Kırık camlar, kanlı elbiseler, Mürüvvet hanım ve çocuklara ait eşyalar sergileniyor.

Toplu katliam ile ilgili fotoğraflar,

Yazılan yazılar sizi tarihin içinde o günlere götürüyor.

Banyoda vahşetin boyutunu camlarla çevrelenmiş üç kanlı bornozu gördüğünüzde sözün bittiği yerde olduğunuzu anlayacaksınız.

Yaşanan üzücü olaylar Dünya basınında geniş yer almıştır.

Barbarlık müzesi ziyaret saatleri: Yaz; Perşembe günü hariç 08.00-15.30 arasında; Perşembe günü 08.00-13.00/14.00-18.00 Kış; Perşembe günü hariç 08.00-15.30 arasında; Perşembe günü 08.00-13.00/14.00-17.00 saatleri arasında ziyarete açıktır. Müzeye giriş ücretsizdir.

Kumsal Şehitleri Anıtı

Barbarlık Müzesinin bahçesindeki bu anıt ise aynı yıl Kumsal Katliamında şehit edilen 11 Türk’ün anısına yapılmış. Anıt üzerinde fotoğraflar yer alıyor.  

Barbarlık Müzesi’nin bahçesindeki bu anıtta Kumsal Şehitlerinin isimleri; Hakan İlhan, Kutsi İlhan, Murat İlhan, Mürüvvet İlhan, Feride Hasan, Erdoğan Rifat, Tuncer Hasan, Aziz Güner, Muhip Hüseyin, Mustafa Mehmet, Mustafa Hasan olarak yazılıyor.

Girne Kapısı (The Kyrenia Gate)

1562 yılında yapılan Girne Kapısı Lefkoşa kentini çevreleyen Venedik Surlarının orijinal kapılarından birisidir. Osmanlı döneminde onarım gören kapının üzerine kubbeli ve dört köşeli bekçi odası eklendi.

Eskiden bu kapı sabah ezanıyla trafiğe açılır ve akşam ezanıyla kapanırdı. 1931 yılında kapının iki tarafına yol geçitleri açıldı ve araç trafiğine uygun hale getirildi. 1999 yılından beri Turizm Enformasyon Bürosu olarak kullanılmakta.

Selimiye Camii (St. Sophia Katedrali)

Başpiskopos Eustorge de Montaigu tarafından 1208 yılında yapılmıştır.

Luzinyan krallarının taç giyme törenlerinin yapıldığı bu yapı 1571’de Osmanlı Devleti’nin Kıbrıs’ı fethetmesiyle Kıbrıs’ın en büyük camisine dönüştürülmüştür. İki minare, bir minber ve mihrap ilave edilmiştir.

1954’te adı Kıbrıs’ın fethini gerçekleştiren Osmanlı padişahı 2. Sultan Selim’in ismi verilmiş ve Selimiye Camii olarak değiştirilmiştir. Kentin ana camisidir.

Venedik Sütunu

Atatürk Meydanı ya da diğer adıyla Sarayönü’nde 1550 yılında Venedikliler Kıbrıs’taki egemenliklerinin bir simgesi olarak Salamis harabelerinden getirdikleri granit sütunu dikerler. 6m yüksekliğindeki sütunun tepesinde bir başlık, onun da üzerinde St. Mark’ın aslanı bulunmaktaydı. Sütunun üzerinde oturduğu altıgen kaidede Venedik hanedanına bağlı ailelerin mermerden armaları bulunmaktaydı. Osmanlı döneminde sütunun tepesindeki Venedik Aslanı yerinden kaldırılır tepesine bakırdan bir küre ilave edilmiştir.

Derviş Paşa Konağı (Dervis Pasha Mansion)

Surlar içinde tarihi çevre dokusunu en yoğun biçimde koruyan ve Arabahmet Mahallesi Beliğ Paşa sokakta yer alan 19.yy’da inşa edilmiş bir konaktır. Konak sahibine atfen Derviş Paşa Konağı olarak adlandırılmaktadır.

Peki Derviş Paşa Kimdir? Derviş Paşa oldukça zengin ama öyle böyle değil. Lefkoşa sur dışının neredeyse hepsi onun. Paşa bu zenginliğinin yanı sıra ticaretle uğraşıyor, siyasetle ilgileniyor, Kıbrıs’ta ilk Türk gazetesi olan Zaman gazetesinin de sahibi.

Konak 1807 yılında inşa edilmiş. Konak “L” planlı olup geniş bir iç avlusu vardır. Alt kat odaları iç bahçeyi galerilere açılmaktadır.

Üst kata ahşap bir merdivenle çıkılmaktadır. Gelin odası, yemek odası, yatak odası ve günlük kullanılan eşyalar sergilenmektedir.

Konağın bazı bölümlerinde ise silahlar ve diğer eşyalar sergilenmektedir.

21 Mart 1988 tarihinde Etnoğrafya Müzesi olarak açılmıştır. Konak hatırası fotoğrafımızda oldu.

Konaktan ayrılmadan konakta müzeler ile ilgili Simten Hanımla kahve keyfi güzeldi. Eeeee Asırlık Konakta kahve içiyoruz, değmeyin keyfimize.

Konak yani Müze Cumartesi-Pazar günleri kapalı. 

Arabahmet Kültür ve Sanat Evi (Arabahmet Cultural Center)

Surlariçi bölgesinde Hafız Hasan Efendi Sokakta yer alan kültür ve sanat evidir.

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Kültürel Miras Yönetimi’nin projelendirip restore ettiği tarihi binadır.

İçerisinde tiyatro salonu, sergi salonu, sanat kütüphanesi, oyuncak müzesi ve atölye merkezi bulunmaktadır.

Arabahmet Camii

Arabahmet Mahallesinde, Şehit Salahi Şevket sokağının Müftü Ziyai sokağıyla birleştiği noktada bulunan kesme taştan yapılmış bir yapıdır. Kıbrıs fatihlerinden Arap Ahmet Paşa adına XVII yy. ın başında yaptırılmıştır. Lefkoşa’da kubbeli olan tek eski camidir.

Caminin avlusu bir zamanlar mezarlık olarak kullanılmaktaydı.

Bu mezarlıktan günümüze yazıtlı mezar taşları gelmiştir.   

Büyük Han (Great Inn)

Sadece Lefkoşa’nın değil, Kıbrıs’ın en büyük hanlarından birisidir ve adadaki en gelişmiş mimarili eserlerin arasındadır. Kıbrıs kültür tarihinde çok önemli bir yeri vardır. Günümüzde pek çok dükkanın ve galerinin bulunduğu bir el sanatları merkezi olarak işlev görür.

Dikdörtgen bir avlunun etrafında iki katlı bir yapıdır. Avlunun ortasında sütunlara oturan kemerler üzerinde yükselen sekizgen planlı ve üzeri kubbe ile örtülü Köşk Mescit vardır.

Bu tip han ve kervansaraylar genellikle tek bir ana kapıya sahip olmalarına rağmen, Büyük Han’ın iki girişi vardır.

Kumarcılar Hanı (Gamberler’s Khan)

Asmaaltı Meydanı’nda ve Büyük Han’ın kuzey doğusunda yer alan kesme taştan yapılmış bir yapıdır. Tipik Osmanlı Şehir İçi Ticaret Hanı özelliklerini taşır. Yapılış tarihi bilinmemekle beraber XVII.yy da yapıldığı sanılmaktadır. Geçmişte Hımarcılar Hanı ve Kemancılar Hanı olarak ta anılmaktaydı.

İki katlı ve iç avlulu olan bu yapıya kemerli bir girişten girilmektedir. İç avlunun etrafını her iki katta galeriler çevrelemektedir. Yaklaşık 52 odası vardır.   

Bedesten (Aziz Nikolas Kilisesi)

6.yy Bizans ve 14.yy Gotik mimari özellikleri taşıyan önce kilise sonra kapalı çarşı (bedesten) olarak hizmet veren yapının en önemli özelliği giriş kapısıdır.

Bedesten’de seyrettiğimiz dervişlerin “Derviş Performansı” “Sema Gösterisi” çok güzeldi. İzlenen gösterinin bir show olmadığı ve bir performans ritüeli olduğu ya da meditasyon programı olduğu vurgulanmaktadır. Dervişin sema yaparken amacı Allah aşkıdır. Sema yaparken yarattığı pozitif enerjilerle insanlığa sevgi ve kardeşliği armağan etmeyi amaçlamaktadır. Dervişlik kültürünün yaratıcısı Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin dediği gibi “BEN SENİM SENDE BENSİN

Pazar günleri hariç her gün perfomans saati 12.00 – 14.00 – 15.00 – 17.00. Sema gösterisi 30 dakikadır.

Kıbrıs Türk İslam Eserleri Müzesi

Eğer halılara yada tekstile meraklı iseniz mutlaka görmeniz gereken bir yer.

Çok güzel halı, kilim koleksiyona sahip müze Bedesten’in arkasında ve iki girişi bulunmakta.

Haydar Paşa Camii (Church of St. Catherine)

Bina, 14. Yüzyılda inşa edildi ve Azize Katerina Kilisesi olarak adlandırıldı. Lefkoşa’nın Osmanlılar tarafından fethi üzerine camiye çevrildi ve “Ağalar Camisi” olarak da adlandırıldı. 19. yüzyılda, Azize Katerina’ya ait olduğuna inanılan bir mezar bulundu.  Ayasofya’dakinden sonra eski kentin en yüksek ikinci minaresine sahiptir. Caminin iki güzel girişi vardır. Batı kapısında üç kez tekrarlanan iki ejderha arasında bir gül olan bir mermer lento bulunur. Eskiden evlilik danışma ofisi olarak hizmet veren yapı günümüzde bir sanat galerisi olarak işlev görmektedir.

Lüzinyan Evi Müzesi (Lusignan House Museum)

Haydar Paşa Camisinden ilerlediğinizde karşınıza bu konak çıkar. Lüzinyan Evi. 15.yy da Latin Asilleri için inşa edilen konut Osmanlıların Kıbrıs’ı fethinden sonra köşke çevrildi ve cumba eklendi. 1958 yılına kadar Classen ailesi tarafından ev ve dokuma atölyesi olarak kullanılmıştır. Pazar günleri kapalı.

Alparslan Türkeş’in doğduğu ev

Milliyetçi Hareket Partisinin (MHP) kurucusu ve merhum genel başkanı Alparslan Türkeş’in Lefkoşa Surlariçi’nde bulunan doğduğu ev hemen Lüzinyan evinin yanında. Merhum Alparslan Türkeş 1917 senesinde Haydarpaşa Mahallesi Kirlizade Sokağı 13 numaralı evde doğmuş ve 8 yaşına kadar burada yaşamış. Surlariçi’nde yer alan ev müzeye dönüştürülmüş.  Maalesef kapalıydı. İçini gezemedik.

Taş Eserler Müzesi (Lapidary Museum)

İnşa edildiği dönemlerde St. Sophia Katedrali (Selimiye Camii) avlusunda yer alan bu binanın hacıların ve seyyahların misafir edildikleri bir mekan olarak kullanıldığı sanılmaktadır.

İngiliz döneminde taş eserleri (Lapidary) müzesine dönüştürülen binada değişik yerlerden toplanan Ortaçağ dönemi yapılarına ait mimari parçalar ve taş eserler sergilenmektedir.

Müze zamanın müze müdürü olan kurucusundan dolayı “Jeffery Müzesi” adıyla da bilinmekteydi. Müze 2003 yılında yeni bir düzenleme ile ziyarete açılmıştır.

Saçaklı Ev (The Eaved House)

Özellikli bir yapı olan Saçaklı Ev Selimiye Mahallesinde yer alır. Taş Eserler Müzesinden çıkınca ilk sokakta görebilirsiniz. Geniş saçaklarından dolayı bu isimle anılmaktadır.

Kare bir iç avluyu çevreleyen “L” planlı ve iki katlıdır. Yapının tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte Ortaçağa dayandığı sanılmaktadır.

Konutun zemin ve üst katında odalar bulunmakta ve ahşap dik bir merdivenle üst kata çıkılmaktadır.

Alt kattaki odalar zaman içerisinde bölümlere ayrılmıştır.

Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Başkanlığı tarafından 1986 yılında kamulaştırılmıştır. Saçaklı Evde Kültür ve sanatla uğraşan kamu ve kuruluşların sergi açabilecekleri, konferans, seminer, toplantı gibi etkinliklerin düzenlenebileceği Kültür-Sanat Merkezi olarak kullanılması amaçlanmıştır.

Tanti’nin Hamamı (Tanti’s Hamam-Turkish bath)

1900’lü yılların başında Gosti Giryagu Tandi tarafından yaptırılan hamam Yenicami Mahallesinin aşağısında, Atilla Sokağı ile Barbaros Sokağı’nın birleştiği yerde yer alır. Hamam bir çıkmaz sokakta dörtgen plan üzerine yapılmış beş kubbeli bir yapıdan oluşur.

İlk yapıldığı dönemde sadece kadınlar tarafından kullanılmış. Eski geleneklere göre gelin hamamı, loğusa hamamı olarak düzenlemiş. Hamamın hem yöneticileri hem natırları kadınmış. Hamam bugün kullanılmamaktadır.

Büyük Hamam (Grand Turkish Bath)

Kuzey Kıbrıs’ta faaliyette olan tek orijinal Türk hamamının yapım tarihi ve mimarı bilinmemekte. Osmanlılar tarafından 1571-1590 yılları arasında yapıldığı düşünülmektedir.

Sokakta herkesin keyifle aldığı Kıbrıs Baklavasının tadına bakalım dedik. Antep baklavasından bile daha lezzetli olduğu söylenmekte. Sizler için test edelim . Rüştiye Hanım ‘la sohbet ettik. Baklavaların tadına baktık.Sonuç mu; bizce Antep baklavası.

Lefkoşa’nın arka ve ara sokaklarından gezilecek yerlere rahatça gidebilmek yoldaki mavi çizgi yi takip etmeniz yeterli. Tabelalara bakarak çizgiyi takip ederek rahatça dolaşabilirsiniz.