Don Kişot. Bu ismi sanıyoruz ki duymayanımız yoktur. İspanyol yazar Cervantes’in 1605 yılında yazdığı ama üzerinden asırlar geçmiş olmasına rağmen hala Dünya Klasikleri arasında ilk sıralarda yer alan ünlü roman kahramanı. Bu romanın çıkış yerini, Don Kişot’un köyünü görmek için Puerto Lapice’ye gideceğiz. Madrid’den 1.5 saat uzaklıktaki Puerto Lapice’ye Toledo üzerinden gideceğiz. Yolumuzu biraz uzatacağız belki ama Toledo’yu da pas geçmeyelim dedik.

Toledo Madrid’den 1 saat uzaklıkta. Aslında Toledo’nun ve Puerto Lapice’in de içinde olduğu bölge La Mancha. Romanı okuyanlar hemen hatırladı Mancha’lı Don Kişot’u. Haydi o zaman yolumuz uzun.

Toledo kültürel özellikleri ve tarihi ile oldukça dikkat çeken turistik bir şehir ve aynı zamanda Don Kişot’un şehri olarak bilinir. Şehirde Cervantes ve Don Kişot’un izlerini görebilirsiniz ama asıl romanın ilham kaynağı yer burası değildir.

Toledo İspanya’nın en turistik yerleri arasında bulunduğundan Madrid’den Toledo’ya turlar düzenlenmekte. Madrid Atocha istasyonundan her yarım saatte kalkan hızlı tren ile gelebilirsiniz. Toledo’da eski şehirde yollar çok dar olduğu için yürüyerek gezmek gerekir. Bunun için yürüyüş turlarına katılabilirsiniz. Turistik hop on-hop off otobüs ile indi-bindi yapabilirsiniz.

Toledo’da çok uzun süre Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler birlikte yaşadıklarından kültürleri ve ibadetleri için cami, kilise ve sinegog bulunduran ve bu etkilerin dokusunu rahatlıkla izleyebileceğiniz bir şehir. Bu özelliğinden dolayı  “üç kültür şehri” olarak anılır. Toledo’ya geldik. Gerçekten muhteşem manzaraya sahip gezilecek çok fazla yeri olan çok sevimli bir yer.

Toledo Karedrali (Catedral de Santa Maria de Toledo) Toledo Başpiskoposluğunun oturduğu katedral. Uzunluğu 120 metre ve genişliği 59 metredir.

Katedral Azize Meryem’e adanmış. Fransa Gotik mimarisinden etkilenen İspanya Gotik mimari tarzıyla inşa edildi. Modelinin Bourges Katedrali olduğu düşünülmektedir.

Toledo üç tarafı Tajo Nehriyle çevrili engebeli bir burnun üzerinde yer alır. Toledo’nun eski ve yeni yerleşim yerlerini birbirinden ayıran Tajo Nehri (Tajo River) 1038 km uzunluğu ile  İber Yarımadası’nın en uzun akarsuyu olma özelliğini taşıyor.

Toledo’ya geldiğinizde Eski Bisagra Kapısı (Puerta de Bisagra)’nı görürsünüz. İspanya Kralı VI. Alfonso 1085 yılında şehre girerken bu kapıyı kullanmıştır. Kapının üzerinde İspanya Kralı V. Carlos’un arması bulunuyor. Kapının ismi, “alana açılan kapı” anlamına gelen Arapça “Bab-Shagra” dan gelmektedir.

San Martin Köprüsü (San Martin Bridge), 14. yüzyılda Tajo Nehri üzerine yapılmış 5 kemerli köprü. Eski şehirle batı tarafını birleştiriyor.

Mirador del Vella Şehrin en güzel manzarasını çekebileceğiniz yer.

Alcazar de Toledo Katedrali’ni de içine alabilecek panoramik manzarayı en iyi görüntüleyebileceğiniz nokta.  

Alcazar de Toledo 3.yy’dan kalan saray 550 m lik tepede yani Toledo’nun en yüksek noktasındadır.

Şehri panaromik dolaşıyoruz

Toledo’dan Don Kişot’a doğru yola çıkarken sokak arasından gelen muhteşem kokulara yaklaşıyoruz. Churros ve Porras adı verilen kızarmış hamur kokuları bizi kendine çekti. Hem karnımızı doyurduk hem de bu sokak lezzetini tattık. İsterseniz üzerine bolca pudra şekeri dökerek servis yapıyorlar. Gerçekten çok güzeldi.