Tangier’den yola çıkıp Şafşavan’ı gezdikten sonra virajlı yollardan geçerek, yoldaki yapım işlerinde uzun bir süre bekleyerek saat gece yarısı 23.00 civarında Fes’e ulaştık. Maalesef baştan beri söylediğimiz gibi Fas’ta navigasyon ve GPS tam çalışmadığından otelimize direkt olarak gelemedik. Zaten biz geç kalacağımızı bildiğimizden arabada geceyi geçirmeyi göze almıştık. Bakalım oteli nasıl bulacağız. Çünkü Fes’te iki eski yerleşim alanı var. Bizim otelde Old Medina’da. En yakın yeri haritadan bulmaya çalışarak biraz da şansa güvenerek kalenin surlarından içeriye sürdük arabayı. Hemen burada bir kez daha tekrarlayalım. Fas güvenli değil diyenlere, biz iki bayan gece yarısı hala sokaktayız ve hiç rahatsız eden yok. Bir iki kişiye adresi gösterdik. Bilen yok. Bunu en iyi bilenler taksi şoförleridir diyerek bir taksiciye yanaştık. Maalesef adresi bilmiyor. Aklımıza hemen bizim ülkenin taksi şoförleri geldi. Adres sordun mu, sanki navigasyon gibi tarif ederler. Nerdeee bizim ülkenin taksi şoförleri. Hepsine buradan selam gönderiyoruz.

Neyse biz dönelim otel bulabilme macerasına. Taksici adrese bakıyor, yoldan bir iki kişiye soruyor. O sırada yanımıza sonradan adının Karim olduğunu öğrendiğimiz kişi yaklaşıyor. Mükemmel bir İngilizce ile hemen olayı çözüyor. Ben bu adresi biliyorum diyor. Hem taksiciye hem de bize tarif ediyor. Yorgunluktan ve Old Medina’nın karışık yapısını düşününce biz anlamıyoruz, taksicinin de anlamadığını görüyor. Ben taksiyle gideyim siz bizi takip edin taksiciye de 20 Dırham ücret verin diyerek düşüyoruz yola. Onları takip ederek otele ulaşıyoruz. İnerken Karim rehber olduğunu isterseniz size yarın rehberlik yapabilirim diyor. Kartını veriyor.

Neyse şansımıza otopark otele çok uzak değil. Valizleri otelcinin yardımı ile taşıyoruz. Yarın işimiz kolay hiçbir yeri aramadan, kimselere sormadan Fes’i gezme rahatlığının düşüncesi ile uyuyoruz.

Fes Kazablanka ve Rabat’tan sonra Fas’ın üçüncü büyük kenti. Uzun yıllar başkentlik yaptığından dolayı Fas’ın adının buradan geldiği söylenir. Fes belki de Fas’ın otantik yapısını en iyi koruyan, Medina’nın (ki Fes’in Medina’sı Fas’ın en büyük Medina’sı olarak kabul ediliyor) daracık sokaklarını gezerken bu atmosferi en iyi hissedebileceğiniz bir şehir. Medina’yı da içeren Fes-el Bali bölgesi “Dünyanın en büyük araçsız şehir alanı” ünvanını almış.

Ertesi gün uyanınca kahvaltı sonrasına hazırız. Karim rehberi bekliyoruz. O sırada otelimiz Riad Khouloud‘un otantik yapısını inceliyoruz.

Şehri panoramik olarak turlarken eski şehrin surlarını görüyoruz.

Kraliyet Sarayı (Dar El-Makhzen)

İlk olarak Kraliyet Sarayı (Dar El-Makhzen) ‘ na gidiyoruz. Kraliyet Sarayı 17.yüzyılda, Merinides Hanedanlığı döneminde, Old Medina’nın bitişiğindeki Fes El Jadid’in kalbinde inşa edilmiştir. Kraliyet sarayı Dar Al Makhzen, 1320 yılında kurulan bir medrese, bir cami, bir geçit töreni ve dev bahçeler dahil olmak üzere 80 hektarlık inanılmaz bir alana yayılıyor. Kralın kente geldiğinde kullandığı saray halkın ziyaretine kapalıdır. 7 Altın kapısı vardır. Kapıların seramikleri de görülmeye değer.  

Mellah (Fez el Jdid )

Fez el Bali dışındaki diğer bir eski yerleşim alanı da Yahudi mahallesi olan Fez el Jdid’dir. Mellah adı verilen bölge Fas’taki en eski Yahudi mahallesi.

Bob Boujloud

Mellah’tan geçip turistlerin en çok ilgisini çeken Bob Boujloud kapısına gidiyoruz. Üç simetrik kemerle süslü kapının dış tarafı mavi, iç tarafı ise yeşil. Old Medina’ya değişik kapılardan girebilirsiniz. Ama bu kapı en meşhur kapı. Rehberimiz mavinin seramik rengini, yeşilin ise islam rengini temsil ettiğini söyledi.

Kapıdan geçerek Old Medina’ya giriyoruz.

Daracık labirent gibi sokaklarda dolaşmaya başlıyoruz. Labirent derken şaka değil. İşte size Old Medina’da bir cadde. İki kişinin yanyana yürümesi bile zor.

Bu bölgede 9000 sokak bulunuyormuş. Eğer kendinize güveniyorsanız, ben daracık sokaklarda gezmeyi, buralarda kaybolmayı severim diyorsanız kolay gelsin size. Saatlerinizi harcayarak gezebilirsiniz. Yalnız buralarda gezerken navigasyonun işlemediğini unutmayın. Elinizdeki harita ile de yolunuzu bulamazsanız kimseye yol sormayın. Aslında siz sormasanız bile sizin turist olduğunuzu anlayıp yanınıza gelenlere takılırsınız. O zaman işiniz daha da zor. Yok ben rahat rahat dolaşayım derseniz bizim gibi rehber ile dolaşın. Rehberimiz Karim gerçekten Fes’i çok iyi biliyor. Yolu Fes’e düşenlere Karim’i bulmanızı tavsiye ederiz. Hem güvenle dolaşıyorsunuz, kimse yanınıza bile gelemiyor, hem de arabanızı park ettiğinizde arabanıza çok iyi bakıyorlar. Haydi gezmeye devam.

Fes’te en çok merak ettiğimiz yeri Chouara Tabakhanesi ya da bilinen ismi ile Fes Tabakhanesi.

Chouara Tabakhanesi (Fes Tabakhanesi)

Fes’in belki de en fazla turist çeken yerlerinden birisi tabakhaneler. Fes’te üç adet tabakhane varmış. Ama en büyüğü Chouara Tabakhanesi imiş. 14 yüzyıldan beri ayakta duran, edebiyatımızda yer alan, bazen istemesek te günlük konuşmalarda geçen tabakhanelere yalnız gidebilirsiniz. Biraz bulması zor. Gidince sizden giriş için ücret isteyebilirler. Ancak rehberle gidince böyle bir durum yok. Direkt olarak girebiliyorsunuz.

Girerken elinize bir tutam nane veriyorlar. Neden derseniz girince anlıyorsunuz. Derilerin işlenmesi sırasında çıkan kokuya nane ile bile zor dayanırsınız.

İyi fotoğraf çekebilmek için terasa çıkmanız gerek. Tabakhanelerde koyun, keçi, inek ve deve gibi hayvanların derileri işleniyormuş. Derinin yıkanması, kurutulması, boyanması gibi tüm işlemler burada yapılıyor. Kullanılan boyaların hepsi doğal.

Tabakhaneyi fotoğrafladıktan sonra tabi ki sıra ürünlere bakmaya geldi. Dericilik konusunda oldukça ileri olan bu yerde fiyatlar sanıldığı gibi ucuz değil.

Tabakhaneden çıktık. Daracık sokaklarda ilerliyoruz.

Şimdiki durağımız ise Attarin Medersa yani Attarin Medresesi.

Attarin Medersa (Attarin Medresesi)

Sultan Uthman II Ebu Said tarafından yaptırılmıştır. Medrese, adını baharat ve parfüm pazarı olan Souk al-Attarine’den alıyor. Ahşap kapıların ve tavanların süslemeleri, seramikler, mozaik işlemeler görülmeye değer. Yukarı katlara çıkınca öğrencilerin ders gördüğü odaları görebilirsiniz. Geniş avluyu seyredebilirsiniz.

Bu kadar gezince hem karnımız doyurmak hem de dinlenmek için Karim rehberden iyi bir restoran önerisi istedik.

Bize Old Medina’da otantik bir restorana götürdü. Restoran Palais Tijani. Kapıdan girince gerçekten Fas’ın dokusunu yansıtan bir atmosfer ile karşılaşıyorsunuz.

Fiyatlar çok pahalı değil. Rehberimiz yemeklerin seçiminde bize yardımcı oldu ve kendisi Old Medina’da oturan ailesinin yanına gitti.

Fes’te Old Medina’da bu yeri size gönül rahatlığı ile önerebilirim.

Yemek sonrasında Old Medina sokaklarından geçerek Art Naji’ye yani seramiklerin yapıldığı yere, seramik fabrikasına doğru gidiyoruz.

Art Naji (Seramik Fabrikası)

1930’dan bu yana Fakhari ailesinin babadan oğula  geçen seramik, mozaik (zelliğe) sanatını sürdüren güzel bir yer. Fes’te seramik ve mozaik işleme sanatının ilerlemesini sağlıyorlar.

Burada bize bilgi verecek ve gezdirecek olan kişi ile gezmeye başladık.

Kilin ilk olarak buraya gelip işlenmesinden, nasıl yapıldığını, son ürünlere kadar her yeri detaylı olarak anlattı. Dünyanın dört bir yanına eserleri nasıl gönderdiklerini gösterdi.

Tabi ki ben kil görüp te bir eser yapmadan rahat duramam. Hemen bir önlük giyip geçtim kilin başına.

Bununla ilgili videomu izleyip eserimi görebilirsiniz.

Seramik ustası ben ve eserim

Çömlekçilik konusunda bilgileri alıp, nasıl yapıldıklarını görüp fotoğrafladık. Son olarak ta ürünlerin satıldığı noktaya kadar geldik. Hepsi çok güzel, hepsi el emeği göz nuru. Ama bizim ülkemizde bu sanat oldukça gelişmiş. Nevşehir yöresine gittiğimizde bu eserleri fazlaca görebiliriz. Bunu söylediğimizde biraz şaşırdılar. Galiba kendimizi tanıtmayı tam yapamıyoruz.

Seramikten çıkıp başka bir sanatın yapıldığı yere doğru ilerliyoruz. Bakırın nasıl işlendiğini göreceğiz.

Allal’s Art Gallery (Bakırcılık Sanat Galeri)

Bakırın nasıl işlendiğini görmek üzere bir başka yere gittik. Burada bu sanatı yapan kişiyi izlerken metali işlemenin nasıl bir emek olduğunu gördük. İşlemeler sırasında zararlı bir metal kullanmadıklarını dolayısıyla bu kapların yemeklerde bile kullanılabileceğini söylediler.

Yine ülkemde bu sanatın yapıldığını söyleyip teşekkür ederek bir şey almadan çıktık.

Old Medina’da gezerken alışveriş dükkanlarını izliyoruz. Fas’ta zeytinciliğin ne kadar ilerlemiş olduğunu görüyoruz.

Argan Ürünleri ve biz

Fas’a gelip te argan yağı ve argandan yapılan ürün almadan gidilmez. rehberimiz bizi sertifikalı argan satan bir mağazaya götürdü. Hemen kapıda sertifikalarını görebiliyorsunuz. Sertifikası olmayan yerden argan almayın.

Mağazaya girdiğimiz zaman argandan yapılan ürünleri ve hatta bir köşede argan yağının nasıl çıkarıldığını gösteren bayanları izleyebiliyorsunuz.

Mağazada bizimle ilgilenen bayanlar ile ürünleri konuşuyoruz. Hem kokularını hem de tatlarını test edip alacaklarımızı tespit ediyoruz. Epeyce bir ürün alınca kızlar bize argandan yapılmış rujları hediye ettiler.

Arganlarımızı da aldık Nejjarine Müzesine doğru gidiyoruz.

Nejjarine Müzesi (Musee Nejjarine)

Al-Najjariyyin meydanında yer alan ahşap sanat eserlerinin sergilendiği bir yer. Bir avluda yer alan odalarda eserler sergileniyor. Sandıklar, müzik aletleri, berber kilitleri görebilirsiniz. Ancak bu odalarda fotoğraf çekmek yasak. sadece avluyu çekebilirsiniz.

Dokuma Mağazası

Kilim ve halıcılık ta Fes’te çok ilerlemiş. Böyle bir mağazaya gidiyoruz. Ninelerimiz bizler için yaptığı kilimlerin satışa sunulması çok hoş. Dokuma yapılışı hemen mağazada sergileniyor.

Medersa Seffarine (Seffarin Medresesi)

Seffarin Meydanında yer alan Merenid Sultanı Ebu Yakup Yusuf’un yaptırdığı, Fes’in en eski medresesi Seffarine Medrese bulunuyor. Kapalı olduğu için giremedik.

Seffarin Meydanında bakırcıların yanından ilerliyoruz ve Old Medina’dan çıkarken güzel bir mağazanın önünden geçiyoruz. Düğünlerde gelin ve damadın oturması için yapılmış süslü taht.

Old Medina ve Fes gezimizi tamamlayıp otele doğru gidiyoruz. Yolda giderken kurutulmak üzere bırakılmış derileri görüyoruz. Bir apartmanda gördüğümüz yazıyı Karim rehber açıklıyor. Burası kiralık bir evmiş. İsterseniz bağlantı kurabiliriz dedi.

Otelimize geldik. Rehberimize teşekkür ediyoruz. Yarın Meknes üzerinden başkent Rabat’a doğru yola çıkacağız.