Tatilimizi ve deniz isteğimizi bu sene Fethiye-Çalış olarak planladık. Fethiye denilince ilk akla gelen deniz ve kumdur. Ancak Fethiye çok önemli bir tarihe sahiptir.
Pek çok konaklama seçeneğinin bulunduğu Çalış’ta lüks tatil köyleri, butik oteller ve apart oteller yer alıyor. Çalış otellerinden bazıları plajın hemen kıyısında bazıları da beldenin iç kesimlerinde bulunuyor.
Konaklama için Fethiye’nin görülmesi gereken yerler arasında ilk sıralarda yer alan Çalış Plajını seçtik. Fethiye ilçe merkezinden minibüslerle 10 dakikada ulaşabileceğiniz Çalış Plajı’nda denize doyabilir, keyifli bir tatil geçirebilirsiniz.
Biz Çalış Plajında Olimpia Otelde konakladık. Yurt dışında olduğumuz için Booking.com’dan oda-kahvaltı olarak rezervasyon yaptık. Oteli arayarak da rezervasyon yapabilirsiniz. Otel çalışanları oldukça güler yüzlü ve yardımsever. Bu konuda Kubilay Bey’e özellikle teşekkür ediyoruz. Wi-fi’si mükemmel olan otelin kahvaltı tabağı oldukça doyurucu. Sabah kahvaltıda sizi gençler gülerek karşılıyor. Çay ve kahve sınırsız. Öğlen ve akşam yemeklerinizi de buradan sağlayabileceğiniz gibi plajda oldukça fazla karnınızı doyurabileceğiniz alternatifler var.
Çalış plajında bisiklet ve ATV araba kiralayarak gezebilirsiniz. Otelin hemen arkasındaki otopark hem rahat hem de ücretsiz. Plajda şezlong ve şemsiyeleri belli bir ücret karşılığında gün boyu kullanabilirsiniz. Denize özellikle saat 07.00-11.00 arasında girerseniz oldukça durgun ve berrak. Saat 11.00 den sonra çok dalgalı olan deniz akşam saat 18.00 den sonra yine sakinleşiyor. Özellikle plajda gün batımını seyretmek çok zevkli.
Sabahları denize girip öğleden sonra Fethiye’de görülecek yerleri dolaşmaya başladık. Arabanız varsa çok daha rahatsınız. Ancak belirli yerlere turlar düzenlenmekte. Bu turlar ile de hareket edebilirsiniz. Ayrıca koylar için tekne turları, 12 adalar turları, dalış aktiviteleri, Rodos turları gibi diğer aktiviteler seçenekler olarak karşınızda. Hadi şimdi Fethiye’de gittiğimiz yerleri gezelim.
Tlos Antik Kenti
Muğla Fethiye’ye giderseniz mutlaka Tlos antik kentini görün. Özellikle Saklıkent Kanyonu için yola çıkmışsanız sadece 20 dakika uzaklıkta, Fethiye’den ise 42 km uzaklıktaki Tlos’u ziyaret edebilirsiniz.
Ören yerine çok düşük bir ücret karşılığında girebilirsiniz. Müze kartları geçerli. Tlos’un ayakta kalan en önemli yapıları tiyatro, büyük ve küçük hamamı.
Likya’nın en eski yerleşim alanlarından biri olan Tlos Antik Kenti, MÖ 14. yüzyıl Hitit belgelerinde Dlawa, Likya yazıtlarında ise Tlawa olarak geçiyor. Yunan mitoslarına göre Tlos Antik Kenti’nin adı, Tremilus ile Praksidike’nin dört oğlundan biri olan Tloos’dan geliyor.
Tlos Kalesine çıkarken yamaçtaki kayalarda yer alan tapınak mezarlarında görebilirsiniz.
Tlos’tan ayrılırken hemen giriş de yöresel organik ürünlerden alabilirsiniz. Yaşı 90 olan bu tatlı ninemizin yaptığı kurutmalara bakabilirsiniz.
Girmeler Mağaraları (Alexander Cave)
Fethiye’ye 30km uzaklıkta olan ve yaklaşık 11.500 yıl öncesine dayanan bir geçmişi olan Girmeler Mağaraları ismini içinde bulunduğu köye de vermiş. Bir rivayette ise buranın eski adının Gebeler olduğu. Çünkü kaplıca suları hamile olamayanlara iyi gelmekteymiş. Hatta romatizmal hastalıklara da iyi gelen kaplıca suları içilebiliyormuş. Bu kaplıca sıcak su kaplıcası olduğu için eski dilde Germabe (germ-sıcak; ab-su) dilimize Girmeler olarak dönüştüğü de bir başka rivayet.
Kazı çalışmaları devam eden mağaralarda Makedonya Kralı Büyük İskender şifa bulmak amacı için gelmiş. Çünkü içerisinde bir kaplıca bulunmakta. Bu nedenle yurt dışından gelen turistler Alexander Cave adını vermişler.
Girmeler Mağaralarının iki farklı girişi var ve iki ayrı mağaradan oluşuyor. Soldaki A mağarasının yüksekliği 16m ve iç derinliği 40m. İki mağara içten birbirine bağlı. Mağaraya girip yaklaşık 600m yürüdükten sonra yol kayalar tarafından kapanmış. Ancak kayaların altındaki boşluktan sürünerek diğer mağaraya geçilebilirmiş.
Bu kadar güzel özellikleri olan mağaraların maalesef içinde hiçbir aydınlatma yok. Zifiri karanlık. Eeee yanımızda fener filan da yok. Daha önce birçok mağara içine girdik. Ama burada herhangi bir giriş için yönlendirme bile yok.
Eğer mağaraların içine girmek isterseniz mutlaka bilen bir rehber ile gidin. Yalnız başınıza gerçekten ürkütücü.
Araxa Antik Kenti
Fethiye’ye yaklaşık 40 km uzaklıkta olan Araxa’ya gitmek için Ören tabelalarını takip etmeniz yeterli. Bir Likya kenti olan Araxa’nın günümüze ulaşan belli bir kalıntısı bulunmuyor
Ancak Ören’e yakın yerlerde kaya mezarları dikkat çekmektedir.
Kadyanda (Kadianda)
Fethiye’ye 25 km uzaklıktaki Kadyanda’ya gitmek için asfalt yoldan ilerledikten sonra yaklaşık 8km stabilize ve virajlı yolu gitmek zorundasınız. Yeşilüzümlü köyünden sonra yol toprak ve biraz engebeli.
Yeşilüzümlü Köyünde her yıl Nisan-Mayıs aylarında bir mantar festivali Üniversiteler ile ortak düzenleniyor.
“Kuzugöbeği Mantar Festivali”nde Kadyanda antik kentine mantar tanıma gezileri yapılıyor.
Mantar toplayanlara madalyaları veriliyor. Doğadan toplanan mantarlar konusunda halka bilgilendirmeler yapılıyor. Eğlenceler düzenleniyor.
Katıldığımız 5. Kuzugöbeği Mantar Festivalinde biz de madalyamızı aldık.
Kadyanda antik kentine geldiğinizde özellikle bir yazıya dikkat edin.
Belirlenmiş gezi güzergahını takip ediniz. Güzergah dışına çıkmayınız yazısına dikkat edin. Eğer güzergah dışına çıkarsanız orman içinde yolunuzu kaybedebilirsiniz. Bunun için zaten taşlarla yol belirlenmiş
Girişte asılan panoda görülecek yerler belirtilmiş. Nekropol bölümünden giriliyor, giriş ücretsiz. Bugün günümüzde ayakta kalan en iyi yer tiyatro.
Telmessos
Fethiye’nin en eski yerleşim yeri olma özelliğini taşıyan antik kentin kesin bir tarih olmasa da M.Ö 3 bin yıllarında kurulduğu tahmin edilmektedir.
Telmessos Antik Kenti’nden bu güne gelmeyi başaran en eski kalıntılar ise kaya mezarlarıdır
Bu kaya mezarlarından en önemlisi ise Hermapias oğlu Amintas yazısı nedeniyle Amintas Mezarı olarak isimlendirilen büyük kaya mezardır.
Kayaköy
Eski adı Levissi-Karmylassos olan kentte yamaca doğru birbirlerini manzara ve ışık açısından engellemeyen düzende sıralanmış 3500 evden oluşan bu köy eski bir Rum yerleşimi.
Kayalıklar üzerine kurulu kentte 1922 yılına kadar yaklaşık 25 bin nüfus varmış. Şu anda evler terk edilmiş durumda.
Kente girdiğinizde taş döşemeli yoldan ilerleyerek köyü panoramik olarak görebilirsiniz.
Kayaköy UNESCO tarafından Dünya Dostluk ve Barış Köyü olarak kabul ediliyor. Köye giriş ücretli ancak Müze kartlar geçerli.
Köy Gladyatör filminden tanıdığımız Russell Crowe’un Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan ile birlikte oynadığı 2014 yılında çekilen The Water Diviner (Son Umut) filminin son sahneleri de Kayaköy’de çekilmiş.
Kayaköy’e giderken yol kenarında turuncu renkte düzenli aralıklarla dizilmiş plastik bidonlar dikkatimizi çekti. Yakından baktığımızda üzerilerinde yangınla mücadele su bidonu yazıyordu.
Gemiler (St.Nicholas) Adası
Gemiler Plajının 1 km açığında yer alan adaya ulaşım Ölüdeniz ve Gemiler Plajından kalkan tekneler ile sağlanıyor. Otopark ücretli. Plajda şezlong ve şemsiyeler de ücretli. Hepsi birleşince pahalı bir yer oluyor. Büyük teknelerin olduğu ve denizi taşlık olan burada denize girmesek de olur.
Ama adanın şahane bir manzarası var. Kayaköy’e gittiyseniz en azından uzaktan da olsa manzarası için burayı görün. Karşı yüksek tepeden seyir terasından manzarayı görebilirsiniz. Doğanın yeşilliği ve denizin mavisni muhteşem buluşmasını izleyebilirsiniz. Şu anda terk edilmiş olan adada Bizans dönemine ait kilise, şapel mezar ve sarnıçlar yer alıyor. Adayı gezebilir ve sahilinde yüzebilirsiniz.
Burada manzara resimleri çekerken bir grup gençle karşılaştık. ATV turu yapıyorlarmış Fethiye-Ölüdeniz ATV safari turundalarmış.
Neşeli gençlere veda ettik.
Ölüdeniz
Fethiye’ye gelip de Ölüdeniz’e uğramadan olmaz. Likyalıların ışık ve güneş diyarı dedikleri Caretta’ların çok sevildiği gerçekten adına özgü sakin bir yerdir.
En önemli özelliği suyunun berrak ve temiz olması. Bünyesindeki kaynak suları ve oluşan gel-git’ler ile su sürekli temiz kalıyor. Bu nedenle 2006 yılında Dünyanın en güzel kumsalı seçilmiş. En fırtınalı günlerde Ölüdeniz de sadece dalga kıpırdanması olurken Belcekız kıyılarında yüksek dalgalar oluşur. Yani Ölüdenizin bir tarafı sakin diğer tarafı dalgalı.
Ölüdeniz ve Belcekız hakkında bir rivayet vardır. Eskiden buradan geçen gemiler, açıkta demirler ve içmek için su almak üzere kıyıya sandal yardımı ile çıkarmış. Bir gün yaşlı bir kaptanın genç oğlu, su almak için koya çıktığında güzel Belcekız’ı görür ve birbirlerine aşık olurlar. Gel git böyle görüşürler. Bir gün gemi buradan geçerken fırtına kopar. Genç babasına durgun bir koy olduğunu söyler. İhtiyar kaptan ise oğlunun sevdiği kızı görme uğruna gemiyi parçalayacağını sanır ve kavga ederler. Gemi kayalıklara bindirecekken, kaptan oğlunu denize atar. Ve oğlan ölür. Kayaların üzerinde sevdiğini bekleyen Belcekız kendisini kayalardan atarak ölür. İşte o günden beri kızın öldüğü yere Belcekız, oğlanın öldüğü yere ise Ölüdeniz denir.
Çevrede otopark sıkıntılı. Arabanızla giderseniz otoparka iyi bir ücret vermeniz gerekir.
Girdev Yaylası ve Girdev Gölü
Girdev Gölü Akdağlar’ın kuzey yamaçlarında yaklaşık 1800 metrede bulunan bir göl olup yaz sonlarına doğru kurur.
Gölün etrafında dolaşabilir, koyunların yayıldığı, kır çiçeklerinin arasında kuş seslerini dinleyebilirsiniz.
Çocuklar için güzel bir alan olup organik beslenebilirsiniz. Yörük Muhtarın Yeri ve Yörükoğlu ideal yerler
Kamp yapabilir, balık tutabilirsiniz. Ali Bey elindeki balık ile poz verdi. Tırmanış sevenler içinde çok uygun.
Yayla Girdev tabelasından 17 km önce asfalt yol sonrası stabilize yoldan devam edebilirsiniz.
Fethiye’de gezilecek diğer yerler
Yorum Bulunamadı