Tarihi geçmişi MÖ 900-800 yıllarına dayanan bir heykel atölyesine gidiyoruz. Yesemek Taş Ocağı ve Heykel Atölyesi öyle ilginç bir yer ki, 2012 yılında UNESCO Dünya Miras Geçici Listesine dahil edilmiştir. Gaziantep’e geldiyseniz mutlaka bu atölyeyi görmek için İslahiye ilçesine bağlı Yesemek köyüne gelin.

Yesemek köyüne eğer bizim gibi Gaziantep’ten geliyorsanız sakın Nurdağı ana kavşağından sola dönerek gelme hatasına düşmeyin. Maalesef yine navigasyonu dinledik ve zorlu bir yoldan geldik. Öyle ki geldiğimiz yolda bir tabela bile yok. Yine son çare yolda bilenlere soruyoruz. Söyledikleri neden öbür yoldan gelmediniz. Öbür yol dedikleri asfalt yol. Bilsek gelecektik. Siz mutlaka Gaziantep’ten çıkarken Yesemek tabelasını bulun ve yolu takip edin.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Yaklaşık 25 km sonra daha kolay şekilde Yesemek Ören Yerine ulaşırsınız. Neyse zorlu bir yoldan sonra geldik. Giriş ücreti yok.

Ören yeri ya da açık hava müzesi diyebileceğimiz Yesemek Heykel atölyesine ulaştığımızda bizleri buraya gönül vermiş, kazı ekibiyle birlikte çalışmalara katılmış Ali isimle bey karşılıyor. Burada görülmesi gereken en önemli eserlerin nerede olduklarını tarif ediyor. En çok dikkat çeken 10 tonluk Aslan Heykeli, kadın erkek heykelleri görülmeli diyor. Ören yerine girince yaklaşık 3500 yıllık eserlere dokunma fırsatı bulabiliyorsunuz. Köprüden geçerek müzeye gidiyoruz.

Hitit’ler MÖ 18 yy’dan itibaren sadece heykel yapımı için kullanmışlar burayı yani burası bir yerleşim bölgesi değil. Yesemek tarihte ilk defa 1890 tarihinde, Felix Von Luschan tarafından keşfedilerek, bilim dünyasına tanıtılmıştır. Buradaki sistemli araştırma ve kazı çalışmaları 1957-1961 yıllarında Prof. Bahadır Alkım başkanlığındaki ekip tarafından yürütülmüş 200’e yakın heykel taslağı çıkartılmıştır. 1990’lı yıllarda İlhan Temizsoy tarafından yapılan kazılarda heykel sayısı 300 e kadar çıkmıştır.

Yesemek Açık Hava Müzesi’nde heykellerin büyük çoğunluğunu kapı aslanları, oturan aslanlar, bitmemiş insan yüzleri ve heykel taslakları oluşturmakta.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Tarihteki ilk heykel atölyesinde kaba işçiliği bitmiş yüzlerce esere şahitlik etmek çok heyecan verici. Burası dünyada başka benzeri olmayan heykel okulu niteliğindedir.

Yesemek Açık Hava Müzesini dolaştıktan sonra hemen çıkışta basit ama güzel bir kafeterya var. Burada bir çay içerken yazımızın başında belirttiğimiz buraya gönül veren, 30 yıldır burada görev yapan bekçisi Ali bey ile sohbet edebilirsiniz.  Çok cana yakın ve çok iyi niyetli bir insan. Sohbetine doyum olmuyor. Sohbete doyum olmuyor ama daha gitmemiz gereken yerler var. Ayrılırken Ali Bey’in kendi eliyle yaptığı insan yüzü biblolardan koleksiyonumuz için alıyoruz.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.