Madrid gezimizi tamamlayıp Valencia’ya doğru gidiyoruz. Valencia’da 2 gece konaklayıp 1 gün de Teruel ve Albarracin’e gidip döneceğiz. Valencia kültürü, tarihi, denizi ile sıcacık bir Akdeniz şehri. Bünyesindeki modern yapıların yanında dokusu bozulmamış tarihi, müzeleri ve mutlaka öncelikle görülmesi gereken Bilim ve Sanat Şehri ile turistlerin cazibe merkezi olmaya devam ediyor.
Valencia’da ilk olarak çok geniş bir alana kurulmuş olan City of Arts and Sciences (Bilim ve Sanat Şehri)’ı gezelim.
Burası modern mimarisi ile Valencia’nın en önemli turizm merkezidir ve buraya geldiğinizde mutlaka uğranılması gereken bir yerdir. Ailenizle birlikte vakit geçirebileceğiniz hem eğlenceli hem de bilimsel ve kültürel merkezdir.
Buraya geldiğinizde gezebileceğiniz farklı bölümler var. Hemispheric, Bilim Müzesi, Oceanographic. Bu bölümleri gezebilmek için ayrı ayrı bilet almanız gerekir.
Oceanographic Avrupa’nın en büyük akvaryumu. Yedi farklı deniz ortamında, yunuslar, morslar, deniz aslanları, foklar, penguenler ve köpek balıkları gibi yaklaşık 500.000 türden örnek görülebilir. Sadece buraya 3-4 saat ayırmalı ya da balık balıktır diyerek diğer bölümlere geçmeli. Giriş ücreti internetten alırsanız 31.30€. Valencia turist kartıyla %15 indirimli alabilirsiniz.
Hemispheric İzleyicileri saran 900 metrelik içbükey ekranlı, dijital bir 3D sinema. Günde birkaç film gösteriliyor, herkes için uygun 45 dakikalık eğitim belgeselleri gösteriliyor. Dil seçebilirsiniz. 3D gözlük alabiliyorsunuz. Çocuklara yönelik filmlerde var.
Giriş ücreti internetten alırsanız 8€. Valencia turist kartıyla %15 indirimli alabilirsiniz.
Principe Felipe Bilim Müzesi Burası her zaman gittiğiniz müzelerden biraz pardon çok çok farklı. Her zaman gittiğiniz müzelerde bir şeylere dokunmak yasak, fotoğraf çekmek yasaktır. Her girdiğiniz odada gözünü üzerinize dikmiş görevliler vardır. Burada ise ana felsefe “Dokunmamak yasak”.
Bu müzenin felsefesi “Dokunmamak yasak”
Böyle bir müze hayal edin. Zemin katta, genellikle sergiler, dükkanlar, bulunmakta. Müze tüm ziyaretçiler için bilimsel atölyeler sunmaktadır.
Yani herkes kendine uygun bir aktivite bulabilmektedir. İster astronot olun isterseniz bisikletlerle ilgilenin. Felsefeyi unutmayalım “Dokunmamak yasak”
Giriş ücreti internetten alırsanız 8€. Valencia turist kartıyla %15 indirimli alabilirsiniz. Ancak bu bilet ücreti “Uzay Simülatörü” veya “Sahnede Bilim” gibi ekstra aktiviteler için geçerli değil.
Agora Sanat ve Bilim Şehri’ndeki en yeni bina olan Agora, çok çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapmakta. Genellikle halka açık değildir ve ziyaret edilemez.
Palau de les Arts Reina Sofia (Opera binası) Eğer bu kadar aktivite yeter biraz da ruhumu zenginleştireyim derseniz ve müzik tutkunu iseniz işte burası tam da sizin yeriniz. Gösteriler için kullanılmadığı zaman, internetten rezervasyon yaparak binayı ziyaret edebilirsiniz. Rehberli turlar ile gezebilirsiniz. Turlar İngilizce ve İspanyolca. Giriş ücreti internetten alırsanız 11€. Valencia turist kartıyla %10 indirimli alabilirsiniz.
Umbracle Tipik Akdeniz bitkileri ve çağdaş heykelleri görebileceğimiz 17.000 m2’den fazla alanı kapsayan bir bahçe. Giriş ücretsiz.
Bilim ve Sanat Şehri’ni gezerken yönlendirme tabelalarından yararlanabilirsiniz. Otoparktan şehre asansör ile çıkabilirsiniz.
Bilim ve Sanat Şehrinden astronomi bahçesini de gezerek çıkıyoruz.
Bilim ve Sanat şehrini gezdikten sonra Valencia’nın diğer görülecek yerlerini dolaşıyoruz. Karşımıza Catedral de Santa María de Valencia çıkıyor. Halk Seu olarak anıyor. 1238 yılında inşa edilmiş. Hıristiyanlar için oldukça önemlidir. Çünkü içinde bulunan şapelde kutsal kadehlerden biri bulunmaktadır. Kadeh 2006 yılında XVI. Papa Benedich tarafından hediye edilmiştir.
Torres de Serranos 1392-1398 yılları arasında inşa edilen bu çift kuleli kapı trafiği kontrol etmek için kullanılıyormuş. Aynı zamanda bir zamanlar da zengin asilzadelerin ve şövalyelerin alıkonulduğu bir hapishane görevi görmüş. Serranos kapıları olarak bilinir.
Valencia’daki bir başka kapıyı görüyoruz.
Torres de Quart Madrid’e giden tarihi yol üzerindeki kapı tıpkı Torres de Serranos gibi iki kuleye sahip. 1441-1460 yılları arasında inşa edilmiş. Torres de Quart, 1623 yılında belediye meclisinin kararı ile kadınlar için hapishaneye dönüştürülmüş. Bu tarihi yapı üzerinde gördüğünüz şarapnel izleri 1808 yılındaki Fransız kuşatması sırasındaki yoğun bombardıman sonucunda oluşmuş.
Museu de Belles Arts de Valencia 1913 yılında kurulmuş ve sanat koleksiyonlarını barındırıyor. Sanat meraklısı kişilerin mutlaka görmeleri gereken bir yer.
Palace of the Marques de Dos Aguas Valencia sokaklarını dolaşırken göreceğiniz bu bina 1750 yılında Rabassa de Perello ailesi adına inşa edilmiş bir saray.
Plaza de la Virgen Romalılar dönemde kentin merkezi konumunda ki meydan. Çevresindeki restoran ve kafelerin yanında birçok eseri de görebilirsiniz. En dikkat çekici olan eser ise Turia Çeşmesi ve Başpiskopos Sarayının yanındaki Alejandro VI plaketi.
Valencia’nın önemli diğer meydanı ise Ayuntamiento. Tarihi binaları ve Belediye binası ile dikkat çekmekte.
Şehri dolaşırken gördüğümüz kocaman bir taş ünlü yazar Blasco Ibanez adına yapılmış.
Blasco Ibanez Av. Tam olarak bir heykel değil, Avenida de Blasco Ibanez’in başlangıcını belirleyen ve 1965 yılı Ocak ayında ünlü yazarın ölümünün 50. yıldönümünü anmak için kireç taşından yapılmış bir eser.
Valencia’da eski nehir yatağının üzerindeki taş köprü görkemli görünüşünü koruyor. Taş köprü üzerinde karşılıklı iki adet heykel bulunuyor.
Albufera Natural Park Albufera Gölü İspanya’nın en önemli sulak alanlarından.
Nadir kuş türlerini barındırıyor. Park her gün 9.00-14.00 saatleri arasında halka açık. Şehrin 12 km güneyinde El Palmar köyüne yakın.
Köy halkı gölde pirinç yetiştirerek ve balık avlayarak geçiniyor. Bölgenin en ünlü Paella adlı sarı pirinci burada yetişiyor.
Yorum Bulunamadı