Frig Yolu’nun 2.rotası Kütahya’dayız. Frig Yolu’nun 1.rotası Afyonkarahisar (Seydiler, Ayazini Metropolisi, Göynüş Vadisi), 3.rotası Eskişehir (Pessinus)-Ankara (Gordion) yazılarımızı okuyabilirsiniz. Üç rotanın buluşma noktası ise Eskişehir Yazılıkaya-Midas Şehri‘dir. Frig Vadisi’nin Kütahya’da kalan bölümü Ahmetoğulu-Yenice Çiftliği’nden başlar Ovacık köyüne kadar uzanır. Güzergah Sabuncupınar, Söğüt, İnli, Sökmen, Fındık ve İncik mağaralarını ve çevresini kapsar.

Friglerin 3000 yıl önce yaşadıkları Frig Vadisinde yürümek, gizemli yaşantılarından bıraktıkları izleri sürmek, yaşadıkları ortamları anlamak için çıktığımız, keşfetmeye çalıştığımız Frig Yolu rotalarında yaşadıklarımızı, heyecanımızı, gördüklerimizi gezgin ruhu ile sizlerle Frig Vadisi Gezi Rehberi’mizde paylaştık.

Şimdi Frig Yolu’nun 2.rotası olan Kütahya rotasında bakalım neler göreceğiz diyerek yola çıkıyoruz. Tabi ki Kütahya rotasının başlangıç noktası olan Ahmetoluğu-Yenice Çiftliğine gidiyoruz. Frigler 11. yy’ın ortalarında Anadolu’ya gelmişler MÖ 8. yy’ın ortalarında Ankara-Polatlı ilçesi, Yassıhöyük yakınındaki Gordion’da bir krallık kurmuşlardır. Gordion Frigler’in başkentidir. Frig uygarlığı hakkında yapılan araştırmalarda birçok ilklere imza attıkları görülmüştür. Seramikte kendilerine özgü stilleri,  geometrik desen ve stilize hayvan motifleri ile süslü bu eserleri çok ilgi çekicidir. Gordion Müzesi’nde gördüğümüz taş mozaik işçiliği de ilk Friglere aittir. Gordion yazımız burada.

Frig tapınak mimarisini yansıtan kaya anıtları, şapeller, kral mezarları uygarlık hakkında fikir vermektedir. Frigler flüt, simbal gibi müzik aletlerini, altın, gümüş ve bronzdan çengelli iğneyi icat etmişlerdir. Kendilerine özgü yazı sistemleri ise hala çözülememiş ve gizemini korumaktadır.  Frigler altın çağlarını arkasında pek çok efsane bırakan Kral Midas zamanında yaşamışlardır. Kral Midas efsanelerini Frig Vadisi Gezi Rehberimizde bulabilirsiniz. Maalesef bu görkemli yaşam Kimmerler’in saldırıları sonunda son bulmuş ve saldırılar sırasında Gordion’un yıkılması ve yağmalanması acısına dayanamayan Kral Midas’ın öküz kanı içerek yaşamına son verdiği söylenmektedir. İşte rotanın başlangıcı kabul edilen Kütahya-Eskişehir Karayolu’nun 15. km’sinde yer alan Ahmetoluğu Köyüne geldik. Ancak çevrede otlayan koyunlardan başka kimsecikler yok. Köy sanki sessizliğe bürünmüş.

Köyün içlerine doğru ilerlerken nihayet bir kişi ile karşılaşıyoruz. Frig Vadisi der demez bize Yenice Çiftliğine gitmeniz gerek. Başlangıç noktası orasıdır diyerek yolu tarif etti. İyi ki rastlamışız çünkü yollarda hiçbir işaret yok.

Buradaki yol ayrımına dikkat

Yenice Çiftliği’ne geldik ve tam olarak başlangıç noktasının yerini öğrendik.

İşte Frig Yolu Kütahya rotası bu tabeladan başlıyor.

Yola başlıyoruz ve Sabuncupınar‘a doğru yola çıkalım. Frig Yolu yürüyüş yolu olarak toplam 506 km. Siz bu yolu ister sağlığınızın ve kondüsyonunuzun izin verdiği ölçüde yürüyerek, bisiklete binerek ya da araba ile belirli yerlere kadar gelip sonra yürüyerek ve tırmanarak tamamlayabilirsiniz. Yürüyüş yapacaklar için her yer konaklama yeri. Sabuncupınar’a gelirken Frig Mağaraları’nda duruyoruz. Frigler buldukları her alanı yaşam alanı olarak değerlendirmişler. Mağara yakınlarına gitmeden yolumuza devam ediyoruz. Küçük bir hatırlatma yapalım; eğer gördüğünüz her oyulmuş kayayı, mağarayı görmeye meraklanırsanız Frig Vadisinde görülmeye değer yerlere vaktiniz kalmayabilir.  

Su sıkıntısı hiç yok. Her yerde su kaynağı bir çeşme bulabilirsiniz. Bölgede yaşayanlar suyun temiz olduğunu söylediler. Ancaaak yemek konusunda bölgede kafe, restoran, market yok. Hatta bazı yerlerde küçük bir bakkalı bile zor bulursunuz. Frig Vadisinde yola çıkacakların dikkat etmesi gerekenleri ve aklınıza takılabileceğini düşündüğümüz soruların cevaplarını Frig Vadisi Gezi Rehberimizde bulabilirsiniz.

Sabuncupınar Köy tabelasından gerekli bilgileri öğrendikten sonra oldukça eski mezar taşlarından oluşmuş mezarlık alanından da geçiyoruz.

Sabuncupınara geldiğimizde ilk durağımız Frig Market.  Köyün imamı tarafından işletilen bakkalda soluklanıyoruz. Hangi yöne gideceğimize karar veriyoruz. Önce Sabuncupınar Frig Evi’ne gidiyoruz.

Sabuncupınar Frig Evi Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde yapılmış tarihi bir binada hizmet veren butik otel ve Tren İstasyonunun tam karşısında.

Yeri kara ve demir yoluna yakın. Ana yola da çok yakın. Bizim gittiğimiz dönemde sanıyoruz ki kış olduğu için kapalıydı. Ancak dışarıdan görebildik.   

Sabuncupınar Tren İstasyonu geçen yüzyıla ait bir yapı. Bu istasyonda Kütahya- Eskişehir arasında yolcu taşımacılığı devam ediyor.

Sabuncupınar’da dolaşıyor ve Fındık Köyü’ne gidiyoruz.

Fındık Köyü Doğuluşah Çayı’nın kenarında güzel bir köy. Tren raylarından dikkatlice geçiyoruz. Yaklaşık 3 km sonra Fındık köyüne ulaşıyoruz.

Fındık Köyü girişindeki tabeladan bilgileri okuyor ve dolaşmaya başlıyoruz.

Fındık köyü çevresinde, kayalara el ile oyularak işlenmiş mezar odaları, samanlık ve barınak olarak kullanılan mekanlar, sarnıçlar ve ambarlar, sığınma ve barınma amaçlı kullanılmış yerleşim yerleri ve peri bacalarını görebilirsiniz.

Yolda ilerlerken kırmızı beyaz çizgileri elektrik direğinde, evin köşesinde, kaya üzerinde ve hatta kayaların içinde görebilirsiniz. Biraz dikkat etmek gerek. Bu bize doğru rotada ilerlediğimizi gösteriyor.

Fındık Köyü’nden İnli Köyü’ne gidiyoruz. Yolumuz üzerinde sonra Doğluşah oluşumlarını görüyoruz.

İnli Köyü’ne doğru yol alırken özellikle yürüyüş ve bisikletçiler için yönlendirme tabelaları var.

Ve İnli Köyüne geldik.

Arabamızı Köy Muhtarlığının önüne park ediyoruz. Çevreyi yürüme gezeceğiz.

Muhtarlığın hemen karşısında İnli Köyü’nde konaklayabileceğiniz Frig Evi var. İki katlı ve bir kaç odası olan evde kaldığınız sürece yemeklerinizi kendiniz yapmak durumundasınız.

Köye gelmemizdeki amaç buradaki şapelleri görmek. Ve bize köyde yaşayan Eylül adlı küçük rehberimiz eşlik edecek.

Eylül’ün rehberliğinde gideceğimiz yere doğru ilerliyoruz. Eylül kızımız buraya gelen tur rehberlerini dinleyerek kendini geliştirmiş. İnli Köyü’ne eğer yalnız gelirseniz kendisini bulmanızı tavsiye ederiz. Şapellere gidiyoruz. Şapeller Çizmeli Kilise ve Karanlık Mağara olarak anılıyor.

İlk geldiğimiz yer Çizmeli Kilise. Böyle denmesinin sebebi kilise girişinin çizme şeklinde olması. Kilisenin tavanı açık.

Kilise içerisini dolaşıyoruz.

Şimdi ikinci kilise Karanlık Mağara’ya gidiyoruz. Giderken Eylül bize hem vadi hakkında bilgi veriyor hem de köpek şeklindeki kayayı gösteriyor.

İşte Karanlık Mağara‘dayız. Burası Çizmeli Kilise’den daha büyük. Karanlık Mağara denmesinin sebebi ise kilise tavanının kapalı olması. İçerisi odacıklar şeklinde.

Mağara içerisi odacıklar şeklinde.

Mağara içerisinde dolaşırken Tanrıça Kibele’nin büstünün konduğu ve karşısında ibadet edilen yeri görüyoruz.

Mağara içerisinde Friglerden çok sonra yapıldığı düşünülen kayalara oyulmuş hayvan bağlama yerleri var.

Kiliseden çıkıyoruz.

Frigler zamanından kalan bir çok mağara maalesef günümüzde kapıları kapatılarak, hayvan ağılı yada depo olarak kullanılmakta.

Küçük rehberimiz Eylül’e teşekkür ederek İnli Köyünden ayrılıyoruz. Sabuncupınar üzerinden Kütahya’ya geri dönüyoruz.

Köyden bir ev

Frig Vadisi ve Frig Yolu ile ilgili tüm videolar You Tube kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın.