Afyonkarahisar’da gezmeye devam ediyoruz. Sizlerle Afyonkarahisar’da gezilecek yerleri Afyonkarahisar’da Gezilecek Yerler-1 (Afyonkarahisar Kalesi, Bey Konağı, Ulu cami, Mevlevi Camisi (Afyonkarahisar Mevlevihanesi), Mevlevi Konağı, Bedesten, Taşhan (Hoca Üveys Hanı), Park Afyon Alışveriş Merkezi, Zafer Kent Ormanı, Akarçay Park, Mehmet Sami Hancıoğlu Masal Parkı) ve Afyonkarahisar’da Gezilecek Yerler-2 (Büyük Utku Anıtı, Kocatepe Anıtı, Zafer Müzesi, İstiklal Tanıtım Merkezi, İbrahim Alimoğlu Müzik Aletleri Koleksiyonu) dosyalarında paylaşmıştık. İhsaniye’de Frig vadisini (Ayazini) gezmiş, İscehisar’da Frig Yolu’nun başlangıç noktasını görmüştük. Şuhut’da Ulu Önderimiz Ata’mızın kurtuluşumuz için başlattığı bağımsızlığa yürüyüşünü yani Zafer Yolu’ndan birlikte yapmıştık.

Afyonkarahisar’a üçüncü kez geldik. Burayı hem termal sularından dolayı sağlık açısından hem de gezilecek tarihi ve kültürel yerlerinin çokluğundan dolayı tercih ediyoruz. Bakalım bu gelişimizde nerelere gitmişiz………..

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Millet Hamamı

Millet Hamamı, il merkezinde kale eteklerinde, Tac-ı Ahmet Mahallesi, Hamam Aralığı Sokağı’ndadır.

Millet Hamamına geldiğinizde içeriye girmeden ve gezmeye başlamadan önce Afyon Kalesi ile fotoğraf çektirmek gelenek olmuş. Millet Hamamında görevli kişi hemen yanınıza yaklaşıyor ve fotoğrafınızı çekiyor.

Millet Hamamından Afyonkarahisar Kalesi

Yapımı ile ilgili bir yazıtı bulunmadığı için ne zaman yapıldığı konusunda kesin bir bilgi olmamakla birlikte 17-18.yy Osmanlı hamamlarına benzemekte. Moloz ve kesme taş örgülü kargir bir yapıdır.

Ermeni ustalar tarafından yapıldığı, bu yüzden “Gavur Hamamı” olarak adlandırıldığı, daha sonra “Millet Hamamı” olarak anıldığı kaydedilmektedir.

Yangın sonucu 1911 yılında kadınlar soyunmalığı mahallede yaşayan Ermenilerce, yeniden yapılmıştır. 1955 yılında ise erkekler soyunmalığı yapılmıştır. Külhan, soyunmalığın kuzey duvarına bitişiktir. Tarihi hamam 1981 yılında korunması gerekli eski eser olarak tescil edilmiştir.

Hamama giriş ücretsiz, yerdeki ayak izlerini takip ederek gezmeye başlıyoruz. Hamam bölümünün kuzeyi erkekler, güneyi ise bayanlar bölümüdür. Bu bölümler hamam görünümünü korumaktadır. Karşımıza çıkan ilk yer hamamların vazgeçilmezi göbek taşının olduğu yer. Burada bir kese attırmak çok güzel olurdu herhalde.

Gezmeye devam ediyoruz. Hamam günümüzde sergi salonu, satranç odası, kurs atölyeleri ve çeşitli toplantıların yapıldığı bir yer olarak kullanılmakta. Tarihi dokusu bozulmadan tekrar restore edilmiş hamamda ney, dikiş nakış kursu, iğne oyası kursu gibi halk eğitim kursları verilmekte.

2003-2005 yılları arasında restore edilmiş, kadın ve çocukların her alanda eğitimlerini gerçekleştirmek üzere 2005 yılında “Afyonkarahisar Kültür ve Semt Evi” olarak hizmete açılmıştır. 

Afyonkarahisar Tren Garı

Afyonkarahisar Tren Garı il merkezinde TCDD’ye ait ana tren istasyonudur. Tam ismi Ali Çetinkaya Tren Garı’dır. 1895’te inşa edilen ilk istasyon binasının yaklaşık 500 m doğusunda, kent merkezine doğrudan ulaşım sağlayacak biçimde konumlanmıştır. Binanın çatısından yükselen kare prizma şeklindeki kulenin iki cephesinde bulunan   mekanik mekanizmalı saat halen çalışmaktadır.

Afyonkarahisar’da bulunan tarihi tren garı yerine, 1939 yılında inşa edilmiştir. Şehir merkezinde bulunan gardan, pek çok yere kolayca ulaşım sağlamak mümkündür. Yeni gar binası eski Afyonkarahisar milletvekili ve Ulaştırma Bakanı Ali Çetinkaya’nın adını taşımaktadır.

İstasyon 7/24 açık olup seyahat kartı satış noktaları, uluslararası bilet gişesi ve engelli erişimine uygun alanlar bulunmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’na ait olan istasyon; Konya Mavi, Pamukkale Ekspresi ve Eskişehir Afyon Treni ile 3 hatlı olarak hizmet vermektedir.

Paşa Cami

Afyonkarahisar’da 1933’te yıkılan 478 yıllık Umur Bey At Pazarı Cami, elinde rölöveleri bulunan bir hayırseverin girişimleriyle yeniden inşa edilip,Paşa Cami ve Külliyesi ismiyle ziyarete açıldı.

Hasan Karaağaç Mahallesi Şehit Murat Saraç Caddesi’nde ki “Paşa Cami ve Külliyesi” nde aynı anda yaklaşık 1500 kişinin ibadet edebilmektedir.

Afyonkarahisar Ulu Cami, Sivrihisar Ulu Cami ve Beyşehir Eşref Paşa Camisi’nden esinlenerek Selçuklu mimarisine uygun şekilde tamamlanmıştır.

Sedir ağaçlarından oluşan 62 ahşap direği, revakları, kesme taş kaplaması ve kurşun çatısı ile dikkati çekmektedir.

Hava Şehitliği

Şehitlik Şehir Asrî Mezarlığı’nın ortasındadır. Kübik bir kaide üzerinde yükselen bir anıt ile çevresinde şehitlere ait mezarların bulunduğu bir şehitliktir.

Millî Mücadele sırasında 24 Temmuz 1922 sabahı Akşehir’den havalanarak Afyonkarahisar’ın güneyinde keşif uçuşu yapan, Hava Üsteğmen Pilot Cemaleddin ve Hava Astsubayı Reşit Bahaeddin Gazlıgöl’de uçaklarının düşmesiyle şehit olmuşlardır. Asrî Mezarlıktaki anıt mezar, ilk olarak Bahaeddin ve Cemaleddin Beyler adına 1936 yılında yapılmıştır.

Şehitlik kaidesi üzerinde “Afyonkarahisar Muharebesinde şehit olan Türk Tayyarecileri cenaze merasimi 25 Temmuz 1338. Kahraman Bahaeddin ve Cemalettin Beyler Gazlı göl civarında Yunanlılar tarafından tayyaresi sükut ettirilmek suretiyle şehit edilmişlerdir” yazmaktadır. Daha sonraki şehitlerimiz de buraya defnedilmiştir. Vatan uğruna canlarını feda eden şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Mısri Cami

Mısri Cami, Sancak Beyi Kasım Paşa tarafından 1483 yılında yaptırılmış. Kesme moloz taştandır. İki büyük kubbeyle örtülüdür. Doğu duvarı bitişiğinde bulunan minaresinin tabanı kesme taştan, gövdesi tuğladandır. Minare; üçte bir yüksekliğe kadar düz silindirik gövdeli olup diğer kısım şerefe altına kadar yivli tuğla örgülüdür, külah ise konikal ve sivri olup kurşunla kaplıdır.

Mihrap, dikdörtgen bir çerçeve içinde iç içe iki niş halindedir. Çini-mozaik tekniğinde firuze, patlıcan moru ve lacivert renkli çinilerle yapılmıştır, kufî yazı, niş içinde stalâktitler, yüzeyde de geometrik ve bitkisel motifler yer alır. Güneybatı köşede yer alan minber, mermerden yapılmıştır.

Her iki kubbeyi ikisi duvara bitişik, dört sütun taşımakta olup sütun üzerindeki kilit noktaları sivri kemerlidir.

İlk kısımdaki harim kubbesinde;  “Bismillâhirrahmânirrahîm, Allahü nûrü’s-semâvâti ve’l-ardi meselü nûrihî kemiskâtin fîhâ mısbâhun, elmısbâhu fî zücâcetin”, kubbe kuşağında “Bismillâhirrahmânirrahîm”, Hüvallâhü’llezî lâ ilâhe illâ hü, âlimü’l-gaybi ve’ş-şehêdeti hüve’r-rahmâni’r-rahîm. Hüvallâhü’llezî lâ ilâhe illâ hü, El’melikü’l-kuddûsü’s-selâmü’l-mü’minü’l-müheyminü’lazîzü’l-cebbâru’l-mütekebbir” ayeti  ile “Esmâ-i Hüsnâ”,  ikinci kısmın harim kubbesinde;  “Besmele” ve “İhlâs Suresi”,  kubbe kuşağında ise dönüşümlü olarak  “Besmele” ve “Kelime-i Tevhid” yazılmıştır.

Camiye adını veren Abdürrahim Mısri, caminin güney doğusunda yer alan ve üzeri kurşunla kaplı, tek kubbeli türbede gömülüdür. Türbede, iki sanduka yer alır. Sandukalardan kuzey yönündeki Abdürrahim Mısri’ye,  güney yönündeki de hem talebesi ve hem de damadı Kemalettin Sofi Çelebi’ye aittir. Abdurrahim Mısri, 15. yy’da yaşamış alim, şair ve mutasavvıftır. Mevlana Alaeddin Mısri’nin oğludur.

Gedik Ahmet Paşa Külliyesi

Gedik Ahmet Paşa tarafından yaptırılmış olup cami, medrese ve hamamdan meydana gelir. Yapım tarihi kesin bilinmemem birlikte 1470 yılında yapıldığı sanılmaktadır. Günümüzde cami ile hamam hizmet vermekte olup, medrese müze olarak kullanılmaktadır.

Cami Gedik Ahmet Paşa Camisi İmaret Cami olarak bilinmektedir. Gedik Ahmet Paşa tarafından Mimar Ayaz Ağa’ya 1472 yıllarında yaptırılmıştır. Caminin en dikkat çekici yeri tek şerefeli minaresi olup yivli burma şekillerle süslüdür. Silindir şeklindeki gövdede koyu lacivert çini kuşaklara yer verilmiştir. Cami şadırvanının sahip olduğu akustik hayranlık vericidir.

Medrese Osmanlı medreselerinin temel özelliklerine sahip, dikdörtgen avlulu kuzeyden girişin bulunduğu duvar yan yana yer alan yazlık ve kışlık dershanelerle çevrilmiştir.

Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde: “….ve bir medresesi var 70 hücredir. Dersamı ve talebeleri mevcuttur. Müderrisin mabeyninde payesi âli bir medresedir ve …” diye tanımlamaktadır.

20. yy’ın başlarına kadar medrese olarak kullanılan bina, Cumhuriyet’in ilk yıllarında onarılarak önce Müze Deposu, 1933 yılından 1971 yılına kadar Müze Müdürlüğü olarak hizmet vermiş, arkasından uzun yıllar boş kalmış, yapılan tamir ve restorasyon sonunda, 1995-1997 yıllarında Türk İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılmıştır.

Hamam Erkekler kısmı doğuda, kadınlar kısmı batıda olmak üzere çifte hamam planında tasarlanmıştır. Duvarlar moloz taş, kubbe ve tonozlar tuğla ile örülmüştür.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Arkeoloji Müzesi

Bölgedeki 40 kadar höyük, 20 kadar antik şehirden derlenen eserlerle, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig, Hellenistik,Roma ve Bizans devrine ait kazı çalışmaları sonucu bulunan eserleri sergilemektedir.

Ayrıca müzenin bahçesinde Herakles, İmparator Hadrion tipi kolossa (büyük) heykeller, İon, korinth tipi sütun başlıkları, üzerleri yazıtlı veya kabartmalı ve bölgenin tipik eserleri arasında olan “Kapı Tipi Mezar Stelleri”, pişmiş toprak lahidler ve çeşitli mimari eserler sergilenmektedir. Müzenin içerisinde fotoğraf çekimi yasak. Bahçesinde serbesttir.

Ziyaret saatleri: Pazartesi kapalı. Salı-Pazar saat 8.30-12.00/13.00-17.30 arası açık.

Demiryalayan Türbesi

Afyonkarahisar Yeşilyolda bulunan Demiryalayan Türbesi son yıllarda en çok ziyaret edilen yerlerden biri oldu. Demiryalayan Dede olarak bilinen kişi kızgın demiri dili ile yalaması üzerine hiçbir şey olmamasından dolayı Demiryalayan olarak adlandırılmaya başladı. Abdurrahim Mısri Sultan’ın müridlerinden olan Demiryalayan’ın yoğurtçuluk yapan bir kişi olduğu biliniyor.

Hayatı hakkında çok fazla bilgi olmayan ve hakkındaki tek bilgi bir rivayet.  Rivayete göre; Abdurrahim Mısri Sultan bir gün Kasım Paşa’ya, “Çarşıda Demiryalayan adında bir yoğurtçu var. Git pazarlık et, yoğurt al. Sonra da bir bahane ile yoğurdu kafasına geçir. Bakalım ne diyecek.” der. Kasım Paşa gider, yoğurdun fiyatını sorar, daha sonra, “Çok pahalı, insafsız adam”, diyerek yoğurdu kafasından aşağı geçirir. Buna karşılık Demiryalayan sükunetle, “Afedersiniz efendim, hiddetlendirerek size zahmet verdim.”, diyerek özür diler.

Kümbet Mescidi

Asri Mezarlığın bitişiğinde, Turgut Özal Parkı’nda yer alan küçük bir mescid.  

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.