Sharm-el Şeyh, Kahire, Kahire Antik Müzesi, Saqqara Piramitleri ve Giza Piramitlerini gezdikten sonra Mısır’ın en popüler ve turist çeken şehri İskenderiye’ye gidiyoruz. Kahire- İskenderiye arası yaklaşık 220 km, yani 3 saatlik yolumuz var.  

İskenderiye giderken bir kahve molası çok iyi geldi.

Şehir adını Büyük İskender’den almış ve Büyük İskender tarafından MÖ 332’de kurulmuş. Büyük İskender Mısır’da bir Yunan kültür merkezi oluşturmak istemiş ve Rodoslu mimar Dinokrates’in hazırladığı plana göre hareket etmiş. Nil deltasının batı kenarında yer alan İskenderiye; Asya, Afrika ve Avrupayı birbirine bağlayan yolların birleştiği noktada yer alması bakımından önemli.

Bugün Mısır’ın en önemli şehirleri arasında yer alan İskenderiye eski çağlarda dünyanın 7 harikasından biri olan feneri ve zamanının en büyüğü olan kütüphanesiyle tanınır. İskenderiye Mısır’ın liman kenti olduğu için oldukça çok önemli ve turizm açısından en fazla turist çeken şehirlerinden biri. İskenderiye’yi İzmir’e ve kordon’a benzettik.

İskenderiye’ye geldiğimizde ilk gittiğimiz yer tabi ki İskenderiye Kütüphanesi oldu. İskenderiye Kütüphanesi izlenimleri burada.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Kütüphaneden sonra rotamız İskenderiye Yeraltı Mezarlarına yani kısaca Katakombs denilen Kom es-Shoqafa oldu. Yeraltı Mezarları hakkında detaylı bilgi ve videolar burada.

Haydi bir fenerin yerine inşa edilen Qaitbay (Kayıtbay) Kalesi‘ne gidiyoruz. Kayıtbay Kalesine giderken yolumuz üzerinde Meçhul Asker Anıtını görüyoruz. Deniz savaşlarında ölen askerler anısına yapılmış.

Qaitbay (Kayıtbay) Kalesi

Kayıtbay Kalesi yıkılan bir fenerin kalıntılarından yükselir. 1408 yılında Memlük Sultanı Kayıtbay, fenerin yıkıntılarından kalan yere bir kale inşa ettirmiştir.

Fener diyerek basitçe geçiştirmek istemeyiz. Yıkılan Fener antik dünyanın 7 harikasından kabul edilen muhteşem İskenderiye Feneri. Döneminin 7 harikasından biri kabul edilen fener deprem, fırtına gibi sebepler ile yıkılmış. Özellikle MS 956 ve 1323 arasındaki üç deprem nedeniyle ciddi şekilde hasar görmüş ve terk edilmiş bir harabe haline gelmiş. Bu fenerden kısaca söz edelim. Kitaplardan okuduğumuz İskenderiye Feneri en azından nasıl görünüyormuş bakalım.  Fener dünyanın bilinen en yüksek deniz feneri olma özelliğini taşıyormuş.  Beyaz mermerden yapılan fener kaidesiyle beraber 135 m yükseklikteymiş. Fenerin tepe kısmında tunçtan yapılan ayna geceleri 70 km uzaklıktan, gündüzleri ise 35 km uzaklıktan görülebilme özelliğini taşıyormuş. Fener büyük açık renkli taş bloklardan inşa edilmiş. Kule üç konik katmandan oluşuyormuş. Merkezi çekirdekli bir alt kare kesit; orta sekizgen bir kesit; ve üstte dairesel bir kesit.

Fotoğraf: https://www.orangesmile.com/extreme/tr/dunyanin-yedi-harikasi/iskenderiye-feneri.htm

İskenderiye Feneri günümüzde yok ama yerine inşa edilen Kayıtbay Kalesi ayakta. Biz kalenin içini gezemedik. Gezmek isteyenler için kale iki katlı. Alt katta cami, üst katta odalar varmış.

Ebu’l-Abbas el-Mursi Camii

Qaitbay (Kayıtbay) Kalesi ile İskenderiye Kütüphanesi arasında yer alan Ebu’l-Abbas El-Mursi Camii  13. yy Murcian Endülüs Sufi azizi Abul Abbas al-Mursi’ye adanmıştır. İskenderiye’nin en büyük camisidir; krem renkli cephesi, dört büyük kubbesi ve yüksek minaresiyle cami muhteşem görünüyor. 

Ebul Abbas el-Mursi 1286’da öldü ve buraya gömüldü. Cami ilk olarak 1307 yılında yapılmıştır.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Küçük bir tavsiye: Camiye girerken çıkardığınız ayakkabılarınızı bir poşetle yanınıza alın. Yoksa ayakkabılarınızı alıp bir yere koymak isteyenlere bahşiş olarak para vermek zorunda kalırsınız.

Bu kadar gezdikten sonra öğle yemeği için iyi bir deniz restoranına gidiyoruz. Yolda giderken Timthāl Sa‘ad Zaghlūl Anıtı ya da daha bilinen adı ile Saad Zaghloul‘un Heykelini görüyoruz.

İşte yemek yiyeceğimiz Restorana geldik. Çok zengin bir meze ile masalar donatıldı. Balık siparişleri verildi. Arada benim gibi balık yemiyorum diyen garip bir insan çıkarsa çok güzel sebzelerle hazırlanmış salata ile sundukları makarna yemeği servis ediliyor. Balık yiyenler oldukça nefis olduğunu söylediler. Yemeğin yanında veya üzerine kahve veya başka bir içecek deneyebilirsiniz Fiyatlar çok pahalı değil.

Yemek sonrasında İskenderiye gezimizi tamamlamış oluyoruz. Tekrar Kahire’ye doğru yola çıkıyoruz. Otelimizde konakladıktan sonra ertesi gün Aswan’a uçmak üzere Kahire Hava alanına gideceğiz. Nesli bize turun başından beri hizmet eden otobüsümüz ile fotoğraf çektirmeyi ihmal etmiyor.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

İskenderiye’den ayrılmadan sizlere buradaki ulaşımdan söz edelim. İskenderiye’nin Kahire kadar ürkütücü bir trafiği yok. İskenderiye’de şehir içi ulaşımda kullanabileceğiniz pek çok seçenek var. Çok aktif raylı sisteme sahip. Tramwaylarda uğraşamam derseniz taksi yani Uber deneyebilirsiniz. Amaaaaaa çok sevimli olan ya da bize öyle gelen tuk tukları denemenizi tavsiye ederiz.

https://www.youtube.com/shorts/9x1vcUjFAIg?feature=share

Kısa mesafeler için faytonda kullanabilirsiniz.

İskenderiye’yi gezmek için kaç gün ayırmalıyım. İşte bu sorunun cevabı size bağlı. Eğer vaktiniz varsa burada bahsettiğimiz yerlerden çok daha fazlasını görmeliyim derseniz 2 gün ayırmanızı tavsiye ederiz. Eğer vaktimiz olsaydı Montaza Sarayını, Mücevher Müzesini, Antik Roma Tiyatrosunu, Mustafa Kamel Mezarlığını, Pompey’in Sütunu’nu görüp Stanley Köprüsünden geçmek isterdik.

Aswan’da görüşmek üzere………..