Bosna-Hersek gezimizin son durağı olan Mostar’a gidiyoruz. (Bizim Mostar’a ikinci gelişimiz. Bu güzel şehri 2 sene arayla ikinci kez görme fırsatı bulduk) Saraybosna, Jablanica, Konjik, Poçitel derken Bosna gezilerinin, tur programlarının olmazsa olmazı Mostar’a Saraybosna’dan otobüs ile gideceğiz. İsterseniz trenle de gidebilirsiniz ama otobüs seferleri daha sık olduğu için biz otobüsü tercih ettik. Otobüse binmek için Başçarşı’dan tramvay ile ana istasyon Saraybosna Otobüs Terminali (Autobuska Stanica)’ne gidiyoruz. Saraybosna-Mostar arasında sabah 06.00’dan akşam 20.00’ye kadar otobüs seferleri var. (Saraybosna-Mostar otobüs sefer saatleri: Her gün 06.00, 09.00, 11.30, 12.30, 15.30, 18.00, 19.55) Mostar Saraybosna’ya 110 km uzaklıkta yani nereden bakarsanız 2.5 saat lik yolumuz gözüküyor. Çok güzel manzaralar eşliğinde yolculuğumuza başladık.  

Mostar’a geldik. Otobüs Terminali şehir merkezinin biraz dışında. Kısa bir yürüyüş yaparak yaklaşık 20 dakika merkeze ulaşıyoruz. Kesinlikle yürüme dışında herhangi bir ulaşım aracı yok. Tabana kuvvet.

Mostar’dan Saraybosna’ya gitmek için sabah 06.00’dan akşam 18.00’e kadar otobüs seferleri var. Otobüs biletlerini terminale giderek almak zorundasınız, maalesef online rezervasyon veya satın alma seçenekleri yok. En iyisi Mostar’a gelince geziye başlamadan dönüş biletlerinizi gezi sürenizi hesaplayarak, dönüşte yine 2.5 saatlik süreyi de hesaba katarak almak. Biz öyle yaptık. (Mostar-Saraybosna Otobüs seferleri: Her gün 06.00, 07.00, 09.00, 11.00, 15.00, 18.15).

Trenle gitmek isteyenler için de hemen bilgi verelim. Saraybosna Tren Garı ile Mostar Tren Garı arasında karşılıklı olarak günde iki kez sefer var. Bu seferler Saraybosna’dan 07.15 ve 18.18 kalkışlı; Mostar’dan 07.06 ve 17.05 kalkışlıdır. Yolculuk yine yaklaşık 2.5 saat sürmektedir. Mostar Tren Gar’ında inince yaklaşık 15 dakika yürüyüşle Mostar Köprüsü’ne ulaşabilir.

“Yazılarımızı okurken You tube kanalımıza abone olabilir ve Instagram hesabımızdan bizi takip edebilirsiniz”

Mostar’a gelince ilk gidilecek yer tabi ki Mostar Köprüsü. İster trenle gelin ister otobüsle köprüye ulaşmak için biraz yürümek gerekli. Hem yürüyelim hem Mostar hakkında kısa bilgiler verelim. Mostar Neretva Nehri’nin kıyısında kurulmuş, savaş sırasında büyük hasarlar almış, hatta şehre adını veren Mostar Köprüsü yıkılmış. Saraybosna gibi acının ve hüznün yaşandığı bir şehir.

İşte muhteşem görüntüsü ile Mostar Köprüsündeyiz. Orijinal köprü Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından 1566 yılında inşa edildi. 9 Kasım 1993’te Boşnak-Hırvat Savaşı sırasında Hırvat güçleri tarafından yıkılıncaya dek 427 yıl kullanıldı. Savaştan sonra restorasyon çalışmaları ile Mostar Köprüsü ABD, Türkiye, Hollanda, İtalya ve Hırvatistan’ın katkıları ile yeniden inşa edildi. Köprü, 2005 yılında UNESCO  tarafından Dünya Mirası ilan edildi. Acılarla dolu hikayesi olan Mostar Köprüsü dimdik ayakta ve her yıl binlere turisti ağırlamakta.   

Mostar Köprüsü Neretva Nehri’nden 24 m yüksekte 30 m uzunluğunda, 4 m genişliğindedir. Köprünün ilk yapıldığında en üst noktasına kadar 99 basamak olduğunu belirten bölge halkı, restore sonrası basamak sayısının 96’ya düştüğünü ifade ediyor. Basamaklar kaygan olabiliyor. Dikkatli yürümek gerek.

Köprüye gelmeden veya geçtikten sonra ya da çarşıda dolaşırken “Don’t Forget” (Unutma) yazan taşlar görüyoruz. Yıkılan köprünün taşlarının üzerine, “Don’t Forget” yazılarak 1993’teki yıkımın unutulmaması için şehrin belirli yerlerine konulmuş. Hatta hediyelik dükkanların birine girdiğimizde sürekli olarak o günleri hatırlatan sinevizyon yayını yapılıyor.

Mostar Köprüsü yaşadığı acı olayları unutmadan şimdi eğlence ya da spor aktivitesi haline dönüştürülen geleneği yaşatmaya devam ediyor. Bu eğlence “Mostar Köprüsünden atlayış”.  İlk olarak 1664 yılında yapılan atlayışta, bu bölgeden Boşnak bir kız ile evlenmek isteyen genç delikanlılar cesaretlerini köprüden Neretva Nehri’nin serin sularına atlayarak gösteriyorlarmış. Ancak bu gelenek son yıllarda tehlikeli olduğu gerekçesi ile yapılmamaya başlanmış ama bir aktivite haline dönüşmüş. Kulağa ilk başta korkutucu geliyor ama bunu tamamen eğlenmek, nehrin sularına dalmak ve de biraz cesaretlerini sergilemek için yapıyorlar. Mostar Köprüsünde 454 yıldır “Mostar Köprüsü Atlayışları” bir gelenek olarak sürdürülmekte. Bosna Hersek, Slovenya, Sırbistan, Hırvatistan, Kosova, Makedonya, Karadağ ve diğer ülkelerden katılan sporcular “baş üstü”  ve “dik atlayış “  kategorisinde yarışıyorlar. Biz bu yarışmalara denk gelmesek de köprüden bazen gösteriş bazen de para karşılığı atlayan gençlere rastladık. Önce seyredenleri selamladı ve kendini Neretva Nehri’nin soğuk sularına bıraktı.

Mostar Köprüsü üzerinden manzarayı seyretmek çok güzel. Biz aşağıda seyredenlerin fotoğrafını çekerken onlarda bizi resimliyor.

Mostar Köprüsü’nün iki yanında karşıt taraflarda bulunan kulelerden birisi Tara Kulesi diğeri Halebiye Kulesi’dir.

Tara Kulesi yarı-dairesel mimarisi ile dikkat çekmekte. Zamanında hapishane ve bir bölümü de mühimmat deposu olan kulenin duvarları 3 m kalınlığında. Günümüzde kule savaş müzesi olarak ziyaretçilere açık. Kule 5 katlı ve özellikle kulenin 5.katından manzarayı seyretmek keyifli olsa gerek.

Halebiye Kulesi (War Photo Exhibition): Kulede acımasız savaş ve sonrasında yaşananların sergilendiği küçük bir sergi var. Küçük dediğimize bakmayın geçmişteki olayları ve şehrin günümüze kadar neler yaşadığı hakkında kapsamlı bir fikir veriyor.  Fotoğraflar 1992 yılında Bosna Hersek’e foto muhabiri olarak gelen Wade Goddard tarafından çekilmiş.

“Yazılarımızı okurken You tube kanalımıza abone olabilir ve Instagram hesabımızdan bizi takip edebilirsiniz”

Mostar Köprüsünün hemen arkasında ki tepeye baktığımızda gerçi bakmanıza da gerek yok her yerden her şekilde görülen kocaman bir haç dikkatimizi çekti. Bu tepe Hum tepesi ve gördüğümüz haç da Hırvatlar tarafından yerleştirilmiş. Haydi hemen hikayesini anlatalım.

Hum Tepesindeki Haç (Križ na Humu) Mostar’ın hakim noktası Hum tepesine dikilen 33m yüksekliğinde ki devasa haç ve Hırvat komutan ile Aliya İzzetbegoviç’in bu haç ile ilgili Hırvat komutana verdiği cevap Bosna’da efsane. Hum Tepesine haç Bosna Savaşı sırasında Hırvatlar tarafından yerleştirilmiş.

Mostar şehrinde Hırvat komutanla görüşen Aliya İzzetbegoviç‘e, komutan tehdit havasında “Bak, biz haçı nasıl diktik. Şimdi sizin camilerinizdeki hilalden daha yukarıda bir haçımız var. Bunu kaldırmaya gücünüz yeter mi?” diye sormuş. Aliya İzzetbegoviç de, “Hele bir gün geceye dönsün” demiş. Gece olduğunda da komutanı dışarıya davet edip göğü göstermiş ve tarihi konuşmasını yapmış. “Sayın komutan, şimdi sen de bir semaya bakıver! Şu hilali ve yıldızı görüyor musun? Senin onları yok etmeye gücün yeter mi? Ne kadar yükseklere haç dikseniz de onu geçemezsiniz ve asla onu oradan da indiremezsiniz. Onlar semada olduğu müddetçe biz de inşallah varlığımızı devam ettireceğiz” demiş. Savaş bittikten sonra da haç kaldırılmamış. Boşnak birçok genç haçı indirmek istemiş ve hatta içlerinden biri İzzetbegoviç‘e “İzin ver o haçı başlarına geçirelim” demiş. İzzetbegoviç ise parmağını gökyüzüne doğrultup ve Ay’ı göstererek “O hilalden daha yükseğe dikmedikleri sürece sorun yok” cevabını vererek gençleri sakinleştirmiş.

Mostar’ın taşlı sokaklarında gezerek çarşı ve dükkanlarından hediyeliklerimizi alıyoruz.

Mostar sokaklarında tanıdık bir yer ile karşılaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğu.

Bu kadar gezdikten sonra karnımızı doyurmak için tavsiye edilen bir Tomato Restorana doğru gidiyoruz. Özellikle terasında dinlenmek çok keyifliydi.

Saraybosna’ya dönüş saatimiz geldi. Mostar’a bir kez daha bakıp fotoğraflarımızı çekiyor ve 2.5 saatlik dönüş yolculuğuna başlıyoruz. Yorgun ama böyle bir şehri keşfetmenin mutluluğunu yaşıyoruz.