Frigya Vadisi gezimizde Frig Yolu’nun 3.rotasını oluşturan Eskişehir-Ankara güzergahındayız. Yolumuz Friglerin siyasi ve politik başkenti Gordion’a uzanıyor. Biliyorsunuz Frig’lerin dini başkenti ve aynı zamanda üç rotanın buluşma noktası Eskişehir-Yazılıkaya-Midas Şehri’dir. Yazılıkaya-Midas Şehri yazımızı buradan okuyabilirsiniz. Sizlerle Frig Yolu’nun 1. Rotası Afyonkarahisar (Seydiler, Ayazini Metropolisi, Göynüş Vadisi) ve 2.rotası Kütahya anılarımızı paylaştık. Frig Yolu hakkında merak ettiklerinizi Frig Vadisi Gezi Rehberimizde anlattık.
Başkent Gordion’u en sona bırakmamız belki de Ankara’da oturduğumuz için olabilir. Gordion Ankara’nın Polatlı İlçesi’nin 29 km kuzeybatısında Yassıhöyük Köyü’nde yer alır. Hani yakın olunca derler ya bugün-yarın giderim diye. Biz de Gordion ve 3.rotada yer alan Eskişehir’deki Pessinus Antik Kenti’ni en sona bıraktık. Pessinus yazılarımız burada.
Gordion Antik Kenti Ankara merkezine 96 km, Polatlı ilçe merkezine 29 km uzaklıktadır. Yassıhöyük Köyü yakınındadır. Köye giden araçlarla Gordion Müzesi ve Midas Tümülüs’üne gelebilirsiniz. Gordion Antik Kenti ise Müze’den 2 km daha uzaktadır. Özel araç ile gelecekler Polatlı’dan tabelaları takip ederek rahatlıkla gelebilirler.
Önce karşımıza Gordion Müzesi ve hemen karşısında ünlü Midas Tümülüs’ü çıkıyor. Midas Tümülüs’üne gitmeden önce müzeden bilet almak gerekiyor. Müzeye giriş ücretli olup müze kartı geçerlidir. Gordion Müze’si 1963 yılında kurulmuştur. Gordion kazılarından elde edilenleri ve Polatlı ilçesi civarından toplanan eserleri kronolojik olarak sergileyen müze 2000 yılında Avrupa’da Yılın Müzesi yarışmasında finale kalmıştır.
Müzenin girişinde bahçede bizleri bir lahit karşılıyor. Bu lahit dünyada ilk kadın teşkilatının kurulduğu köy olan Bacıköy’den getirilmiş. Lahitin maalesef kapağı yok. Lahit müzede yerini alıncaya kadar köylüler tarafından uzunca bir süre hayvanların su içtiği ve çamaşırların yıkandığı için yalak olarak kullanılmış.
Müzeye giriyoruz. Gordion düğümünü çözen pardon sabırsız davranıp kesen Büyük İskender’e merhaba diyoruz.
Müzede eserlerin sergilendiği çeşitli bölümler var. Eserler kronolojik olarak sunulmakta, her dönem karakteristik örneklerle temsil edilmektedir.
Eski Tunç Çağından başlayarak Orta ve Genç Tunç Çağı ve Erken Frig Çağına ait çanak çömlekler, Erken Demir Çağına ait demir aletler, genç Frig Çağına ait seramikler, Lidya, Helenistik ve Roma dönemine ait eserler sergileniyor.
Salonun sonunda ise ölü gömme şeklini gösteren mezarlar oldukça ilginç.
Müzede Kral Midas’ın tümülüsteki ahşap mezarının modeli bulunmakta.
Tümülüste mezar odasında yatış şekli de gösteriliyor. Kral Midas’ın kafatası Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne götürülmüştür. İskeletinin ise sonradan kaybolduğu iddia edilmektedir.
Müzeden çıkıyor ve hemen müzenin girişinin yanında devasa küpler, çakıl taşından yapılmış mozaik alana gidiyoruz.
Kayabaşı Mozaiği Ankara-Polatlı’ya bağlı Kayabaşı Köyü’nde 1989 yılında bulunmuş. Mozaiğin MS 3.yy’a Roma dönemine ait olup 6.60 m x 7.70 m. ölçülerindedir. Mozaiğin üzerindeki hayvan motifleri, çevresinde ise geometrik motifler görülmeye değer. Antik Çağda bilinen bu tip çakıl taşı mozaik döşemeciliğinin en eski örneği olup bu bezemeci döşeme tarzının ilk kez Friglerce icat edildiğini göstermektedir.
Müzeden çıkarken Gördion ve çevresi hakkında bilgi veren panoyu inceliyoruz.
Müzeden hemen karşıda ki Midas Tümülüsü‘ne gidiyoruz. Gordion Tümülüsü de denilen antik dünyanın ikinci büyük tümülüsü 53 m yüksekliği ve 300 m çap ile muhteşem bir görüntüye sahip. Hemen küçük bir bilgi merak edenlere en büyük tümülüs Lidyalılar tarafından yapılan Alyettes Tümülüsü.
En parlak dönemini Kral Midas zamanında yaşayan Gordion, MÖ 690’lı yıllarda Lidyalılara saldıran Kimmerlerin baskınına uğramıştır. Kral Midas’ın bu saldırıda kederinden öküz kanı içerek intihar etmiş olduğuna inanılır. Ancak sonradan bunun da bir efsane olduğu Midas’ın başına aldığı bir darbe sonucu öldüğü anlaşılmış. Dedik ya Kral Midas hakkında pek çok efsane var. Ancaaaaak Midas Tümülüsü hakkında farklı görüşler var.
Bilim insanlarının bir kısmı bu mezarın Kral Midas’a, kimisi de Midas’ın babası Gordios’a ait olduğunu iddia ediyor ve hatta Gordios fikri biraz daha yapılan araştırmalarda ağır basıyormuş. Ne diyelim bekleyelim ve ilerleyen zamanlarda sonuçları görelim…….
Tümülüsün içine girince, mezar odasına ulaşmak için açılan tünelin başında küçük bir salon var ve tümülüs kazısına ait fotoğraflar ve bilgilendirmeler yer alıyor.
Uzunluğu yaklaşık 100 m olan ışıklandırılmış tünelden içeriye doğru yürümeye başlıyoruz. Kimine göre büyüleyici, kimine göre basit bir tünel kabul ediliyor. Yapılış amacı düşünülünce bizce büyüleyici. Siz farklı bir atmosfere götürüyor.
Tünelin ucunda mezar odası bulunuyor. Mezar odası koruma altına alınmış, ancak demir parmaklıklar ardından bakabiliyoruz.
Yaklaşık 3200 yıllık Midas Tümülüsün ardıç tomruklarıyla desteklenen çam ağacından yapılmış ahşap mezar odası ise dünyada tek örnek olarak günümüze kadar ulaşmış. Bu ağaçların bozulmadan yüzyıllarca nasıl korunduğu ise hala çözülememiş. Midas Tümülüsünde ahşap mezar odası 80 cm kalınlığında taş bir duvarla çevrili. Mezar odasındaki kerevette 60 yaşlarında 159 cm boyunda bir adamın cesedi bulunmuş, İskeleti kaybolmuş, sadece kafatası kalmış, o da Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmekteymiş. Altınlara çok düşkün olan Midas’in (bu düşkünlüğü efsanelere bile konu olmuş) Tümülüsü’nden altın ve değerli maden objelerin çıkmaması ise Kimmerlerin yağmalamasına dayandırılıyor.
Midas Tümülüsü Mezar Odası videosunu You Tube Kanalımızdan izleyebilirsiniz. Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
Midas Tümlüsünün muhteşemliğinden ayrılıyor ve yaklaşık 2 km uzaklıktaki Gordion Antik Kentine gidiyoruz. Karşıdan özellikle Frig Vadisinin diğer rotalarında gördüğümüz eserleri gördükten sonra burası bize biraz yıkıntı ve harabe olarak geldi. Sadece temelleri ve duvar kalıntılarını görüyoruz. Bize sanki kazılar yarım kalmış gibi. Ama kentte çalışmalar sürüyor ve şuan için sadece %10’luk bir kısmı gün yüzüne çıkarılmış.
Gordion’un önemine gelince; Ülkenin batısı ile doğusunu bağlayan ana yolların kavşağında bulunması, ırmak ve diğer kaynaklar sayesinde suyun bolluğu ve çevresinin kuru tarım ve hayvancılığa uygun açık araziyle çevrili olması, güneye inen önemli bir ticaret yolu üzerinde olmasından dolayı antik dünyanın en önemli alanlarından birisi olup Friglerin başkentidir. Friglerin MÖ 12. yy’ın sonlarında Trakya ve Makedonya’dan göçlerle geldiği, önce Troia’da toplanıp İznik ve Sakarya üzerinden Polatlı’ya geldikleri ileri sürülmüş. Gordion’a Hititlerin yıkılması sonucu gelmişlerdir. Gordion en güçlü dönemini birçok efsanenin kahramanı olan Frig Kralı Midas zamanda yaşamıştır. Kral Midas ile ilgili efsaneleri Frig Gezi Rehberimizde bulabilirsiniz. Aslına bakarsanız Gordion’un kendinden çok efsaneleri daha ünlüdür.
Eski şehir kalıntılarının içine girilmesi yasak ama şehrin her yerinde yüksek bir yol var. İlk olarak kale kapısını görüyoruz. İyi durumda gibi görünüyor ve restorasyon devam ediyor. Anıtsal kapının 10 m yükseklikteki kısmı günümüze kadar gelebilmiştir. Kapı duvarları yumuşak kalker bloktan yapılmış. Kapının iki yanındaki kuleler birer avluya sahipmiş.
Kente baktığınızda MÖ 3000 yıllarında ortaya çıkan Hititler ve Friglerin kullandığı Megaron mimari yapısını anlatmak için avlular M1, M2 şeklinde, yerleşim alanları TB şeklinde kodlandırılmış.
Kentin çevresinde dolaşırken bilgilendirme panolarını okuyarak bilgileniyoruz.
Gordion Antik Kentine şöyle bir baktığımızda pek çok tümülüs görüyoruz. Gordion’un başkent olarak önemi çok sayıdaki tümülüs ile çevrelenmiş olmasıyla ortaya çıkıyor. Bu tümülüsler, Frig soyluları ve ileri gelen kişiler için yapılmış mezarları belirleyen tepeler.
Bu tümülüslerden birisi ise eski Frig Kalesiymiş. Resimde işaret ettiğim karşıda görülen tümülüs Pers atakları sırasında yıkılmış olan kerpiç Orta Frig Kalesi.
Şehrin tarihine bakıldığında ismini Kral Midas’ın babası Gordios’tan aldığı görülmektedir. Bir efsaneye göre ülkelerindeki ayaklanmalar karşısında çaresiz kalan Frigyalılar yeni bir lider ararlar ve bir kahine başvururlar. Kahin onlara, tapınağın önünden at arabasıyla geçecek ilk kişinin ülkeyi kurtaracak kişi olacağını söyler. Oradan ilk geçen kişi ise kendi halinde bir çiftçi olan Midas’ın babası Gordios’tur. Halk Gordios’u kral ilan eder ve şehre Gordion adı verilir. Bu onur karşısında Gordios at arabasını Sabazios tapınağına armağan olarak sunar ve araba kızılcık dallarından kuvvetli bir düğümle tapınağa bağlanır.
Gordion Antik Kenti videosunu You Tube Kanalımızdan izleyebilirsiniz. Kanalımıza abone olmayı unutmayın.
Gordion’un kördüğümü de işte buradan doğmuştur. Bu düğümü çözecek kişinin Asya’nın hakimi olacağı söylentisi dilden dile dolaşır. Peki bu kördüğümü kim açmış. Cevabı biliyorsunuz. Büyük İskender. Aslında Büyük İskender düğümü çözüp açamamış ve kılıcıyla kesmiş. Bunun sonucu gerçekten Pers İmparatorluğu’nun hakimi olma yolunda ilerlerken henüz 33 yaşında ateşli bir hastalıktan zamansızca ölümü bilgelerce İskender’in Gordion düğümünü çözmek yerine sabırsızca kılıçla kesmesinin cezası olarak yorumlanır.
Umuyoruz ki Gordion Antik Kenti de Efes, Afrodisias, Knidos, Sagalassos antik kentleri gibi olur. Frigler’e başkentlik etmiş bu büyüleyici kentin hak ettiği yere gelmesini diliyoruz. Çünkü kendimizi Frigya’nın başkentindeyiz gibi hissedemedik.
Frigler sosyal, ekonomik ve sanat alanında ilerlemiş bir toplumdur. Bu toplumun icat ettiği bazı eşyalar, dünya uygarlığında da yerini almıştır. Örneğin; “agulos” denilen ve Helen mitolojisinde de yerini bulan “V” şeklinde bir flüt icat etmişler ve bunu saray müziklerinde kullanmışlar. Fransız Devrimi’nde halkın başına giydiği, ihtilalin sembolü olan kırmızı, sivri, keçe külah Frig işidir ve Fransızlar bu bereye “Frigya beresi” derler.
Gordion Friglerin hakim olduğu Eskişehir-Afyonkarahisar-Kütahya arasındaki bölgeye uzanan 550 km civarındaki Frig Yolu’nun da başlangıcı. Ama bu konuda diğer rotalarda gördüğümüz bir başlangıç tabelası, yönlendirme işaretleri yada kırmızı beyaz çizgileri maalesef göremedik.
Frig Yolu-Frig Vadisi ile ilgili diğer videoları You Tube Kanalımızdan izleyebilirsiniz. Kanalımız abone olmayı unutmayın.
Gordion Antik Kentinden Friglerin hakim olduğu vadinin ünlü Frig Yolunun 3. rotası (Eskişehir-Ankara)’nda bulunan Eskişehir Pessinus Antik kentine gitmek üzere ayrılıyoruz.
Frig Yolu ve Frig Vadisi hakkında merak ettiklerinizi Frig Vadisi Gezi Rehberimizde bulabilirsiniz.
Yorum Bulunamadı