Bizim değişik turlarla üç kez geldiğimiz Yunanistan’ın ikinci büyük şehri Selanik’te gezilecek yerler oldukça fazla. Şehrin sembolü Beyaz Kule’den Aristotelous ve Eleftherias gibi meydanlardan tutun Galerius Zafer Takı, Agios Dimitrios KilisesiBey Hamamına kadar tarihi birçok yer. Ama biz Türkler için Selanik’te çok özel ve anlamlı bir mekan bulunuyor. Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün evi.  Selanik’te doğal olarak en başta görülecek yerler arasında Atatürk’ün evi ve Atatürk Müzesi yer alıyor. Atatürk’ün evi yazımızı okumak için

Beyaz Kule (White Tower)

Beyaz Kule Selanik’in sembollerinden sayılır. Şehrin en popüler noktası ve en çok ziyaret edilen turistik yer olup özellikle tur ile gittiğinizde buluşma noktasıdır. Şehrin gezi için başlangıç nokta kabul edilir ve deniz kıyısında yer alır. Kule ziyaretçilerine Selanik Körfezi de dahil olmak üzere bölgenin büyüleyici manzarasını sunar. Fotoğraflarınızda çok güzel arka plan fonu oluşturur. Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edilen kule günümüzde tarihî bir kule ve müze olarak hizmet vermektedir. Adı beyaz kule ama pek beyaz gibi de durmuyor aslında. Beyaz Kule 30 m yüksekliğinde, 70 m çapında ve 6 katlıdır. Yaşı 500. Tarihsel süreçte neler yaşamış neler görmüş neler.

Beyaz Kule denmeden önce hangi isimleri almış? Haydi beyaz kulenin hikayesini kulenin kendisinden dinleyelim

Bizans suru üzerine 15.yy da inşa edilen Beyaz Kule, savunma duvarları ile kapatılmış, limanı ve kıyı şeridi savunmasını güçlendirmek için bir kale görevi görmüş. O dönemde, Osmanlı askeri zaferinin şerefine Aslan Kulesi denilen kuleye ordu içinde güçlenen Yeniçeriler bu kuleye “Yeniçeri Kulesi” adını takmışlar. Kule 17. yy’da Kalamarya Kulesi adını almış. Önce garnizon sonra hapishane olarak kullanılan kule Kan Kulesi, Kanlı Kule olarak anılmış ve 1891 yılında beyaza boyanarak Beyaz Kule denilmeye başlamış.

Yıllarca bembeyaz rengiyle dikkat çeken kulenin zaman içerisinde beyaz rengi kaybolup eski rengini geri kazanmış ama ismi Beyaz Kule olarak kalmış Halk arasında ise söylenen ise “Kule de çok fazla idam gerçekleşti, kule, beyaz rengini kabullenmedi”. Asıl olan ise Ege şehri Selanik oldukça sıcaktı ve kulenin kireç ile boyanmasından dolayı kireç sıcaktan aktı, kule eski rengine döndü.

Kulenin adı bu kadar değişim gösterirken yapılışından itibaren kullanım amaçları da değişmiş. Kule 15.yy’da savunma duvarları ile kapatılmış, limanı ve kıyı şeridi savunmasını güçlendirmek için bir kale görevi görmüş. Önce garnizon sonra hapishane olarak kullanılan kule I. Dünya Savaşı’nda Müttefik kuvvetler için bir iletişim merkezi olarak hizmet vermiş ve çatışmalarda birçok antik eser de depolanmış. Kule, 1912’den 1983’e kadar Selanik’teki hava savunmasını ve bir üniversitenin meteoroloji laboratuarı olmuş.

Günümüzde Selanik’in zengin tarihi ve çok kültürünü yansıtan bir müzeye ev sahipliği yapıyor. Kule 1988 yılında Unesco Dünya Koruması ve Europa Nostra Koruması’na alınmıştır.

Beyaz Kule kordon tabir edebileceğimiz Nikis caddesi üzerinde sahilde bulunuyor. Burası İzmir’in Kordon bölgesine benzemektedir. En azından biz dolaşırken aklımıza İzmir Kordon Boyu geldi. Sahil boyu gezerken bisiklet yoluna dikkat edin.

Kordon boyu yürüyüşü

Kule Pazartesi günleri dışında her gün 08.30-15.30 saatleri arasında ziyarete açıktır. Kuleye çıkmak ücretli. Kule 6 katlı ve her katında Selanik kentinin çeşitli dönemlerde geçirdiği değişimleri gösteren bilgiler veriliyor. Ziyaret sırasında Türkçe anlatımların da olduğu kulaklıklar ücretsiz olarak veriliyor.

Büyük İskender Anıtı ve Bucephalus

Beyaz Kule’yi gezip kordon boyunda yürürken yaklaşık 300m sonra ‘Büyük İskender‘ olarak da bilinen 3. İskender’in at üzerinde heykelini görüyoruz. İskender’in 6 m yüksekliğindeki heykel, Yunan heykeltıraş Vangelis Moustakas tarafından antik çağın en ünlü atlarından biri olan efsanevi at Bucephalus (Bukefalos)‘a binmesi tasvir edilmiş. Heykeli çevreleyen plaza da sekiz Makedon sarisi (uzun mızrak) ve kalkan dik duruyor. Mermer bir kabartma, bir savaş sahnesindeki askerleri, savaş arabalarını ve atları tasvir eder. Makedonya-Üsküp’te Büyük İskender’in bir başka anıtını görmüştük. Makedonya gezi anılarımız burada.

Büyük İskender Anıt’ında biraz soluklanıp çevreyi ve eşsiz manzarayı seyrederken size İskender ve adına şehir kurduğu efsanevi atı Bukefalos’un hikayesini anlatalım.

Bir at tüccarı olan Philoneicus tarafından Teselya’dan eğitilmek üzere Makedonya’ya getirilen atlardandır ve  MÖ 344’te satılmak için Kral Filip’e sunulmuştur. Ancak at (henüz adı Bucephalus değil) oldukça sinirli ve ehlileştirilemez olarak görülür. At sakinleştirilmek için kırbaçlanır ama nafile. O zaman Kral emir verir. At geri götürülsün.

İşte hikaye şimdi başlıyor: O zaman henüz 12 yaşında olan İskender babasına bu atı eğitebileceğini söyler ve aralarında şöyle bir konuşma geçer: Çevresindeki kişilerin gülüşmeleri üzerine KralAdamlarımın hiçbiri bu atı idare edemiyor, bana gerçekten daha iyisini yapabileceğini mi söylüyorsun? dedi. İskenderBu kadar iyi bir atı mahvetmek üzücü bir şey. Bu adamlar ona nasıl davranılacağını bilmiyor. diyerek kararlılığını sürdürdü. Ve eğer bunu başaramazsan ne olacak?” diye soran Kral’a Size atın bedelini ödeyeceğim’‘ diye cevap verir İskender.

İskender’in atı güneşe çevirme anını tasvir eden resim Paris- Petit Palais Müzesinde sergilenmektedir. İskender ve atı Bucephalus arasında ki hikaye bununla da bitmiyor.

Atı Bukefalos’un  Sadrakarta  şehrinde hırsızlar tarafından çalınması üzerine yerli halka atın geri verilmesini yoksa buranın yerle bir edileceğini bildirmiş ve hırsızlar atı geri getirmişlerdir. İskender hırsızları cezalandırmak yerine ödüllendirmiştir. Hayatının sonuna kadar yanında olan atına Bukefalos demesi ile ilgili görüşler; atın, boğanın kafasına benzeyen, büyük bir kafaya sahip olması; hayvanın görünüşü ile ilgilidir. Bukefalos (Öküzbaş) İskender’in her zaman yanında oldu, İskender büyük savaşların tamamına Bukefalos’un sırtında katıldı ve Hint rajası olan Paros’a karşı yapılan savaş ise bu ikilinin son birlikteliği oldu ve Bukefalos çok geçmeden yaşlılıktan öldü. Fotoğraf: https://ungo.com.tr/2019/07/bucephalus-bukefalos-buyukiskenderin-ati/

Büyük İskender Bukefalos’un anısına kuzey Pakistan’da yer alan bir şehir kurdu ki günümüzde Pakistan sınırları içerisinde yer almakta ve Jhelum olarak adlandırılmaktadır.

Antik dünyanın efsane atlarından biri olan Bukefalos sanatçılara da ilham kaynağı oldu. Louvre Müzesi’nde İskender ve Bukefalos’un resimlerinden oluşan özel bir sergi alanı bulunmaktadır. 2004 yılında çekilen Büyük İskender filminde Bukefalos’u Friesian cinsi bir at canlandırmıştır. Ayrıca Baron Munchausen’in Maceraları filminde de fantastik özelliklere sahip bir atın ismi yine Bukefalos’tur.

Galerius Kemeri ve Rotunda

Galerius Kemeri veya Kamara olarak bilinen yapı Egnatia ve Dimitriou Gounari caddelerinin kesiştiği yerde bulunur. Galerius’un Sassanid Perslerine karşı galibiyet elde etmiş olduğu ve Ctesiphon şehrini fethetme zaferini kutlamak amacıyla dikilmiş. Kemerin yapımı MS 298 ve 299 yıllarına yayılmıştır. Kentin ana eksenlerinin merkezinde yer alan Galerius Takı, imparatorun gücünü vurgular. Kamara’nın ilk hali çatı olan dikdörtgen bir binaydı. Birbirine paralel ve aralarında mesafe 9m olan iki duvardan oluşuyordu. Her bir duvarın üç tane kemerli geçidi vardı: ortada bir büyük ve yanlarda iki küçük.

Bir zamanlar kentin ana kapısına görkem katan antik yapıdan günümüzde geriye sadece savaşı betimleyen kabartmalarla dolu iki ayak kalmış. Merkezdeki kemerli geçidi çevreleyen iki sütunda, Galerius’un Perslere karşı savaşlarını geniş bir övgüyle tasvir eden yontulmuş mermer levhalar bulunmaktadır.

Yapı üçlü kemer şeklinde yapılmış 125 m kuzeydoğuda yer alan Rotunda’yı Saray kompleksine bağlayan bir yol kemerden geçmiştir. Selanik’in içinden başından sonuna yatay şekilde geçen ve en önemli yollardan birisi olan via Regia’nın kral dairesini Rotonda ile bağlayan önemli bir yoldu. Galerius Kemeri’nin hemen bitişinde Kamara Meydanı yer alıyor. Kamara Meydanı halkın sık tercih ettiği bir buluşma noktası. Ayrıca antik kemer ve Rotunda ile fotoğraf çekmek çok uygun.

Rotunda aslında İmparator Galerius’un ebedi istirahatgahı olarak tasarlanmış. Ancak İmparator Theodosius zamanında kiliseye dönüştürülmüş ve Aziz George’a adanmış. Bu nedenle yapı Agios Georgios Rum Ortodoks Kilisesi olarak bilinir ve Selanik’teki en eski kilisedir.  Ayrıca  Rotunda Kilisesi veya sadece Rotunda olarak da adlandırılır. Silindirik yapı, MS 306’da Galerius’un emriyle inşa edilmiştir. Rotunda’nın çapı 24.5 m, duvarları 6 m’den daha kalındır, bu nedenle Selanik depremlerine dayanmıştır. 

Bina, şehir Osmanlıların eline geçene kadar 1.200 yılı aşkın bir süre kilise olarak kullanılmıştır. Süleyman Hortacı Efendi Camii adıyla 1590 yılında camiye çevrilmiş ve yapıya bir minare eklenmiştir. 

Rotunda’yı gezmek ücretlidir. İçerisi restore ediliyordu herhalde. Her yer iskeleler ile kaplıydı.

Bey Hamamı (Cennet Hamamı)

Bey Hamamı 1444 yılında II. Murad tarafından yaptırılan ve “Cennet Hamamları” olarak bilinen Türk Hamamı.

Selanik’teki ilk Osmanlı hamamı olup Yunanistan genelinde ayakta kalan en önemli hamamdır. Hamam 1968 yılına kadar “Cennet Hamamı” adı altında kullanılmıştır. Bey Hamamını gezerken hamamın planı ve bilgilerini okuyabilirsiniz.

Evliya Çelebi, bu hamamın diğerlerinden çok üstün özelliklere sahip olduğunu yazar. Selanik Depreminden sonra restore edilmiş günümüzde kültürel etkinlikler ve kısa süreli sergiler için kullanılıyor. 

Hamamın göze en çekici gelen bölümü erkekler girişidir. Kitabesi, genel giriş kapısı üstünde üç satır Arapçadır. Günümüzde hala durmaktadır. Kitabenin Türkçesi şöyledir: Bu mübarek binayı yapan, Müslümanların imamı, gazilerin ve mücahitlerin Sultanı Sultan Murad oğlu Sultan Mehmed oğlu Bayezid Han. Allah mülkünü ve devletini zamanında kıyamete kadar sonsuz kılsın. Yapı, sekiz yüz kırk Hicri yılının Cemaziyel-ula mübarek ayında tamamlandı.

Bay ve bayanlar için iki ayrı bölümden oluşan çifte hamamdır. Erkek odaları geniş, lüks ve birbirini takip eden soğuk, ılık ve sıcak odalardan oluşur. 

Ayasofya (Azize Sofya Kilisesi)

Ayasofya veya Azize Sofya Kilisesi Selanik’te bulunan dinî yapılardan biridir. Kilise olarak kurulup sonradan camiye dönüştürülen bu yapı, şehrin en eski yapılarından biridir.

Sultan II. Murat 1430 senesinde Selanik şehrini Osmanlı Devleti topraklarına katınca kilise camiye çevrilmiştir ve bir minare eklenmiştir. Şehir 1912 yılında Yunanların eline geçince Ayasofya Camii tekrar, kiliseye çevrilmiş ve minaresi yıkılmıştır.

Aristotelous Square (Aristo Meydanı)

Aristotelous Square (Aristo Meydanı) şehrin en hareketli ve en popüler yerlerinin başında geliyor. Şehrin merkezinde, sahil kesiminde yer alan meydan, 1917 yılında yaşana Selanik yangınından bir sene sonra Fransız mimar Ernest Hebrard’ın tasarımlarına bağlı kalınarak baştan yaratılmış.

Üç tarafı yüksek binalarla çevrili alanda kafeler, restoranlar, alışveriş yerleri, kitapçılar, barlar yani ne ararsanız bulabileceğiniz bir yer. Böyle bir yerde deniz manzaralı dinlenmek çok keyifli. Dolaşırken meydana adını veren ünlü düşünür ve filozof Aristotales’in (ki adının anlamı “en iyi amaç, gaye” demekmiş) heykeli ile bir fotoğrafı ihmal etmeyin.  

Aristo Meydanında yürüyerek diğer meydana geçtiğimizde karşımıza beyaz bir heykel çıktı. Eleftherios Venizalos’un heykeli. Beynimizin köşelerine gizlenmiş tarih bilgilerimizi şöyle bir karıştırdığımızda bakın neler çıktı bu kişi hakkında: Girit adasında doğan, Girit’i Yunanistan’a bağlayan ve önce Türk düşmanı olan, Türk’lere karşı mücadele veren fakat daha sonra Atatürk ile sıkı bir dostluk bağı kuran ve hatta İsveç Bilimler Akademisine gönderdiği mektupla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü Nobel Barış Ödülüne aday gösteren Yunanistan’ın önemli siyasi kişilerinden birisidir.

Aziz Panteleimon Kilisesi

Selani merkezinde, Iasonidοu ve Arrianοu sokaklarının kesiştiği noktada bulunan Aziz Panteleimon Kilisesi 13. yy’ın sonunda 14. yy’n başında inşaa edilmiştir.

Aslında tapınak başlangıçta Aziz Pantelemon için değil Meryem Ana (Meryem Ana manastırındaki bazı belgelere göre) adına yapıldığı düşünülüyor. Bu tapınağın ilk olarak 1295 ve 1315 yılları arasında İsaak adındaki bir rahip tarafından yaptırıldığı biliniyor. Kilise 16. yy’da Τürk egemenliği esnasında camiye dönüştürülmüş ve İshakiye Camii adını almıştır.

Haç şeklinde dört sütunlu batı kısmında kapalı kemeri, güney ve kuzey taraflarında küçük kiliseler olan bir yapıdır.

II.Philip Monument

Beyaz Kule’den çok uzak olmayan bir anıt. Böylr anıtlar Selanik’te çok fazla. Büyük İskender’in babası olduğu için bölge tarihinin bir parçası. Makedonya’lı Philip olarak daha çok tanınmakta. II.Philip’in Makedonya’da Üsküp’te de bir anıtını görmüştük. Makedonya gezisi anılarımız burada

OTE Tower

OTE Tower, Selanik Uluslararası Sergi Merkezi’nde bulunan 76 m yüksekliğinde, iletişim sinyallerinin çok daha geniş bir alanı kapsaması amacıyla bir kuledir. Kule Mimar Anastasiadis tarafından tasarlandı ve 1966 yılında açıldı. Kuleden 1966 yılında Yunan televizyon ağında ilk siyah beyaz yayınlar yapıldı. OTE Tower panoramik manzaralı gözlem alanı ve yeme-içme amaçlı kullanılan bir yer olduğu için gezginleri kendisine çekiyor.

Gezinti gemileri ile tekne turu

Eğer Selanik’te birazcık daha fazla zamanımız olsaydı tekne turu ile gezmek isterdik. Tam Beyaz Kule’nin karşısında demirlemiş bu gemiler şehrin deniz kıyısındaki yürüyüş alanına paralel olarak kısa bir yolculuk yaptırıyor. Bu gemilere girişiniz ücretsiz ama kişi başı 3 € gibi bir harcama yapmanız zorunlu. Hani promosyonlar vardır ya kahve alana tekne turu bedava gibi bir şey. Yaklaşık 45 dakika dinlenme, çok güzel fotoğraf ve resim çekme imkanı.

Selanik’ten ayrılma vakti geldi. Ama yapılacak son bir şey var. Tabi ki alışveriş. Alışveriş dediysek hediyelik alma zamanı.  Aristotelous Meydanı’na yakın mağazalardan istediğiniz birçok şeyi uygun fiyatta alabilirsiniz.

Peki ben bu şehre geldim. Arkadaşlarıma ne hediye alırım diyorsunuz. Selanik’de alınacak en iyi şey bizce Atatürk evi replikaları, küçük hediyelikler, magnetler Ama siz daha çok şeyler almak isterseniz;  el yapımı takılar, kırlent kılıfı, sehpa örtüsü, Yunan kahvesi (Türk kahvesi varken tercih etmeyiz doğrusu), Kavala kurabiyesi, Uzo (Yunan içkisi)

Nesli alışverişleri tamamlamış.