Venedik’teyiz, gondol keyfi yaptık, şehri koşturmaca içerisinde gezdik ve ayrılmadan önce sıra geldi huzurun adresine gitmeye, birazcık kafa dinlemeye… Rotamız Murano ve Burano Adaları. Murano Adası cam işçiliği, Burano Adası ise dantelleri ile ünlü.

Adalara gitmek için San Marco Meydanı’na gidiyoruz. Vaporetto (deniz taksisi) durağına geldik.

Taksimiz bizi bekliyor.  Önce Murano Adasına gideceğiz. Yaklaşık 10-15 dakika sürecek yolculuğumuz.

Mis gibi deniz havasını çekerek çevredeki manzaraları seyrederek adaya giden diğer deniz taksileri ile birlikte sürüyor yolculuğumuz.

Murano Adasına yaklaşıyoruz.

Murano Adası

Murano Adası cam işçiliğinde oldukça ileri. Tarihine bakarsak İtalya’nın merkezinde doğan cam sanatı, 1200’lerde zamanın halkı tarafından şehirde yangın çıkacağından korkarak Venedik’ten Murano adasına taşınması ile başlıyor. Cam ustaları buraya taşınınca kendilerini çok iyi geliştirmişler ve hatta başkaları öğrenmesin diye adaya giriş çıkışı bile kapatmışlar. Biz de önce bir cam atölyesine gidiyoruz. Vetreria Bisanzio. Şirket 1816 yılında aile tarafından işletilen bir zanaatkar şirketi olarak kurulmuş. 

Atölye bölümüne geçiyoruz. Cam için kullanılan malzemeler tanıtıldıktan sonra usta işin başına geçiyor.

Cam ustası iş başında. Camı elinde ustalıkla şekilden şekile değiştiriyor. ve sonuç karşımızda.

Vetreria Şirketi aralarında Walter Furlan ve Murano adasının en önemli cam ustalarından biri olan oğlu Mario’nun da bulunduğu çeşitli sanatçıların eserlerini sergiliyor. Diğer ustalar ile işbirliği yaparak, şekillerin duygusal derinliği, renklerin uyumu, kristallerin kalitesi için sürekli bir arayış yaratmayı amaçlıyor. Dolayısıyla mağazayı gezmek serbest, beğendiklerinizi almak serbest ama kesinlikle fotoğraf çekmek yasak. Sizin için iki tane çekebildik.

Murano’dan ayrılırken ilk gözlük camının da bu adada bulunduğunu öğreniyoruz. Murano adası 10.yy da Avrupa’nın en gözde cam merkeziymiş.

Murano adasında kısa bir tur attıktan sonra tekrar deniz taksimize biniyoruz ve Burano adasına doğru yola çıkıyoruz. Yolculuğumuz yaklaşık 30 dakika sürecek.

Burano Adası

Burano Adası sanki resim kitaplarından çıkmış gibi rengarenk kutu gibi evlerin yan yana dizildiği köprülerle ulaşımını sağlayan sakin, genç nüfusun az olduğu sevimli bir yer. Adada iş imkanı kısıtlı, erkekler yüzyıllardır balıkçı, kadınlar ise dantel işliyor. Adaya yaklaşıyoruz.

Burada evlerin renkli olması hakkında yaygın efsaneler var. Gece içkiyi fazla kaçıran balıkçılar kendi evlerini bulamayıp başka evlere girmeye çalışıyorlarmış. Çözüm olarak her evi farklı renge boyamayı bulmuşlar. Bir başka efsane biraz üzücü: Zamanında her bir balıkçı, teknesi ile evini birebir aynı renge boyarmış. Ola ki denizde bir kaza geçirirse, tekneyi bulanlar böylece kötü haberi vermek için hangi evin kapısını çalacağını bilirlermiş. Sonraları evleri renkli boyama geleneği oldukça yaygınlaşmış ve şimdilerde Dünya’nın en renkli şehirleri arasında yer almış.

El sanatları dükkanlarını birbirine bağlayan ahşap“Üç Köprü” den gördüğünüz manzara çok güzel.

Burano Adasına geldiğinizde rengarenk evlerin yanı sıra her dükkanda danteller ve danteller ile süslenmiş çeşitli malzemeler görüyorsunuz. Daha doğrusu dantelin olmadığı bir şey yok gibi. Aklımıza hemen annelerimizin, büyükannelerimizin sabırla yaptığı danteller geliyor…… Onlarda her şeye dantel yapıp sermezler miydi….. Hepsini sevgiyle anıyoruz….

Vaktiniz varsa ve günlerden Pazartesi değilse Kontes Adriana Marcello tarafından 1872 yılında kurulmuş tarihi Dantel Müzesini görebilirsiniz. Eğer vaktiniz yok ve Dantel Müzesini göremediyseniz Ülkemizde Kastamonu’da bulunan Dantel Evini görebilirsiniz. Çok güzel danteller sergileniyor. Mağazalarda satılan danteller genellikle fabrikasyon ve ucuz. El işçiliği almaya kalkarsanız oldukça pahalı.

Burano Adası 2 saatte gezilecek bir yer. Adanın meydanındaki San Martino Kilisesi’ne ait olan 53 m’lik çan kulesi eğik. Adada evler genellikle 2-3 katlı olduğundan çan kulesi adanın hemen her yerinden görünüyor. Dışarıdan bakıldığında 1000 yılına dayanan kilisenin ana girişi yok. Santa Barbara Şapeli yakınlarındaki Rönesans kapısından girilir.

Adadan dönüş için bekliyoruz. Vaporetto durağının karşısındaki küçük bir parkta bulunan bir heykel dikkatimiz çekiyor. Haydi gidelim bakalım heykele.

Remigio Barbaro’nun “Barışı Beklerken” imalı adını taşıyan heykel sıkıntı içinde olan çıplak bir genç kadını gösteriyor. Belki karısı ya da kız arkadaşı, yaşamını denizde sağlayan ve geri dönmeyecek olan birçok adamdan biri için haykırıyor. Heykel 1956 Bienali sırasında Adultera adı altında sergilenmiş..

Murano ve Burano Adasına nasıl geleceksiniz?

Venedik’ten geliyorsanız önce Murano, sonra Burano yapmalısınız. Vaktiniz varsa Burano’dan Torcello’ya da geçebilirsiniz. Bu arada deniz taksileri Murano’dan önce San Michele durağında duruyor. Burası Venedik mezarlığının bulunduğu boş bir ada. Bazen turistler yanlışlıkla burada inebiliyor. Boşa vakit kaybetmemek için dikkat. Ama ada hakkında küçük bir bilgi verelim. Ölülerin, şehir yerine bu adaya adasına gömülmesine, ilk olarak Napolyon karar vermiş. Mezarların bu adada kalmasına da sadece 10 yıl izin veriliyormuş.  10 yılın sonunda vakti geldiğinde yeni gelenlere yer açmak üzere, mezarlar açılıp, kemikler yakılmaya gönderiliyormuş.

Murano & Burano adalarına gitmek için biletlerinizi 24 saatlik biletlerden alın. Çünkü tek yön vapur bileti 7€. Küçük bir hesap: Murano’ya gidiş+ dönüş=14€; Burano’ya gidiş+dönüş= 14€.. Etti mi size 28 €. Ama 24 saatlik bilet 20€.