Gaziantep’e gelip de olmazsa olmazlardan biriside Zeugma Mozaik Müzesini gezmektir. Zeugma Antik Kentini gezdim burada ne göreceğim, gitmesem de olur demeyiniz. Çok yanılırsınız ve pişman olursunuz.

Dünyanın önde gelen müzelerinden birisi olan Zeugma Mozaik Müzesi 9 Eylül 2011 tarihinde ziyarete açılmıştır. Müze sanat tarihçisi, arkeologlar, tarihe ve kültüre meraklı her yaştan ziyaretçiler kadar sadece adını duyup merak ederek gelenlerin de ilgisini çekmektedir.

Müzeye girdiğimizde kendimizi gerçekten bir antik kente gelmiş gibi hissettik. Dışarıdan zaten çok büyük olduğu belli olan müzenin içerisinde sergilenen mozaiklerin kapladığı alan da muhteşem.

Burada her şeyi görmek istiyorum nereden başlamalıyım derseniz müze planını inceleyebilirsiniz. Müzeye girdiğinizde yarı kapalı alanda, mozaiklerin nerede bulunduğunu ve yapılmış olan çalışmalarla ilgili video gösterisini izlemenizi tavsiye ederiz. Videoyu izlemek istemezseniz sergilenen eserlerin bilgilerini ses rehberi ile öğrenebilirsiniz. Bunu da yapmak istemezseniz mozaiklerin bilgilendirme panoları çok kapsamlı hazırlandığından, her eser hakkında detaylı bilgiler alabilirsiniz.

Müzede Zeugma Antik Kentinden çıkartılan mozaiklerin yanında yine Roma Dönemi’ne ait heykeller, sütunlar da sergilenmekte. Özellikle müzenin orta bölümü, en çok dikkat çeken ve en fazla eserin olduğu bölüm. Bu bölümde, kazı yapılmış villaların sütunları, resimleri, yer mozaikleri sergileniyor.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Müzeye gelen herkesin, hatta sadece bu mozaiği görmek için gelenlerin ilgisini ve merakını çeken tabi ki Dünyaca ünlü Çingene Kızı Mozaiği. Arkeolojinin simgesi haline geldi. Tüm Dünyayı etkisi altına aldı. Zeugma Antik Kentinden 2000 yılında çıkarılan, müzik dünyasını bile etkileyen Çingene Kızı.

Çingene Kızı Mozaiği

Müzeye girdiğiniz ilk andan itibaren panolara baktığınızda Çingene Kızının yol tarifinin bile ayrıcalıklı olarak gösterildiğini görüyorsunuz.

Müzenin belki de en önemli eseri kabul edilen Maenad ya da herkesin bildiği adıyla Çingene Kızı Mozaiği öyle sanıldığı gibi çok büyük boyutlu panolar değil, diğerlerine göre oldukça küçük bir parça halinde keşfedilmiş. “Çingene Kızı” kaçak kazı yapanların gözünden şans eseri kurtulmuş. Kaçak kazı sırasında sütunun altında kalması onu gözlerden korumuş.  

Müzede özel karanlık bir odada sergilenen mozaiği görmek için yukarı kata çıkıp yerde gösterilen okları takip etmeniz gerek. Okları takip ederek simsiyah bir labirent yoldan yürüyerek ulaşıyoruz Çingene Kızı Mozaiğine.

Zaten gizemli olan Çingene Kızı Mozaiği bu şekilde daha da gizemli hale geliyor. Yaklaşık 4-5 m labirent yolda yürüdükten sonra ulaştığımız karanlık odada tam karşımızda duran üzerine yansıtılmış ışık, fonda çalan mistik müzik ile Çingene Kızı ziyaretçilerini karşılıyor. O bakışları ile hemen aklımıza Mona Lisa geliyor. Çingene kızına da nereden bakarsanız bakın gözleri hep size bakıyor. Bu mozaiğe, Ortadoğu’nun Mona Lisa’sı diyenler var. Da Vinci, Mona Lisa’yı yaparken bu teknikten yararlanmış deniliyor. Aradaki fark; Da Vinci Mona Lisa tablosunu, Çingene Kızından yaklaşık 1300 yıl sonra yapmış. Minik taş parçaları ile yaratılan havayı boyalarla elde etmiştir. Bu kadar özenle ve gizemle korunan bu eserin önüne Avrupa’daki benzerleri gibi bir cam pano yapılmalı. Tamam, eser ellenmesin diye alarm sistemi var ama olur ya birisi çıkar bu esere bir şekilde karşıdan zarar verirse ne olacak.  

Çingene kızı mozaiğindeki kişi kim.? Bu kişinin Yunan tanrıçası Gaia olduğuna inanılıyor. Bir başka açıdan da burun yapısından dolayı ilk anda erkek olduğu ve hatta saçlarının ortadan ikiye ayrılması nedeniyle Büyük İskender olduğu da düşünülmüştür. Ama daha çok yer tanrısı ve tanrıların anası “Gaia” olduğu düşüncesi yaygın. Bunun yanında, mozaiğin Çingene Kızı olarak adlandırılmasında iki görüş var. Birisi mozaikte ki kişinin küpeleri, saç örgüleri ve çıkık elmacık kemikleri ile bir Çingene kızını anımsatması. Diğeri ise kazı esnasında, arkeologlar tarafından şaka olarak ortaya atılmış ve adı öylece kalmış.

Çingene kızı mozaiği neden bu kadar özel? Bu sorunun cevabı 2-3 yy’da hiçbir boyama kullanılmadan sadece taşların kendi rengi ile yapılmış olması. Gözlerindeki bakışlara anlam kazandırmak için özel teknikler kullanılmış, bakışları üç çeyrek özelliği ile yapılmış, yani nereden bakarsanız bakın gözleriyle sizi takip ediyor. Yüzünde hem sevinç hem de hüzün ifadelerinin birlikte kullanılması bu mozaiği çok özel kılıyor. Çene kısmı ve aşağısı tahrip olmuş, kaybolmuştur.

Çingene Kızı Mozaiğinden ayrılıyor ve bizce öncelikle görülmesi gereken diğer eserleri görmeye gidiyoruz. Eğer sizin vaktiniz varsa her eseri inceleyebilirsiniz. Eserleri incelerken hikayelerini de kısaca öğreniyoruz.

Okeanos ve Tethys Mozaiği 

Bu mozaik Okeanos Villasının sığ havuzunun taban mozaiğidir ve ırmak tanrısı Okeanos ile eşi Tethys konu edilir. Dünyadaki bütün ırmakların ve nehirlerin Okeanos ve Tethys’ten meydana geldiğine inanılır. Mozaikte ortada Okeanos ve eşi Tethys yer alırken çeşitli balık türleri ve yunuslara binmiş Eroslar görülür. Okeanosun başında görülen yengeç kıskaçları en karakteristik özelliklerinden biridir.

Akratos ve Euphrosine Mozaiği 

Bu mozaik, “Menad” Villasının bir odasının taban mozaiğidir ve 1998 yılında Belkıs/Zeugma Kelekağzı’ da yapılan kazıda çıkarılmıştır. Mozaikte, Akratos ile “neşe ve sevinç veren” anlamına gelen su perisi Euphrosine görülmektedir. Sağ tarafta Euphrosine, bir ağacın altında uzanır vaziyette resmedilmiştir. Akratos’un ilahi kaynaktan alınan altın krater içindeki kutsal şarabı, bereket boynuzu ile Euphprosine’ye sunması tasvir edilmiştir.

Bereket Tanrısı Demeter Mozaiği

Bu mozaikte toprak ve ürün tanrısı olan Demeter’in büstü sırasıyla sekizgen kuşak, sekizgen dalga kuşağı, doksan derece döndürülerek iç içe geçirilen iki eşkenar dörtgen ve bu dörtgenlerin sekiz köşesi aralarında sekiz balta betimi bulunan bezeklerin merkezindedir. Sekiz sayısının sırrı ise Demeter’in kızı Persophone ile ilişkilidir. Zeus Persophone’nin yılın üçte ikisini (sekiz ay) yani çiçek açma ve meyve zamanını, annesi Demeter’in geri kalan üçte birini yani kışı da kocası Hades’in yanında geçirmesini kararlaştırmıştır.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Akhilleus Mozaiği

Yunan mitolojisinde en çok konu edilen Akhilleus, Peleus ile Thetis’in oğludur. Bir ölümlü olan Peleus ile evlenen Thetis çocuklarını kendisi gibi ölümsüz kılmak için ateşle yakarmış. Bir gece uyanan Peleus karısının Akhilleus’u topuğundan tutup ateşe tuttuğunu görmüş ve çocuğu annesinin elinden alarak karısını evden kovmuş. Başka bir efsaneye göre ise Thetis çocuğunu ateşte yakarak değil Styks ırmağına batırarak ölümsüzleştirmiş. Bu nedenle Akhilleus’un annesinin eliyle tuttuğu ayak topuğu hariç hiçbir yerine silah işlememiş.

Perseus ve Andromede Mozaiği

Poseidon Villasında bulunan mozaikte Dedesi Akrisios’un zulmünden kaçmayı başaran Perseus ve annesi Danae, Seriphos Kralı Polydektes’in yanına sığındı. Polydektes, Perseus’un gençliğinden dolayı aksilik yapacağını düşünüyor ve ortadan kaldırmak istiyordu. Uzun zaman sonra Kral memleketin güzel kızlarından Hippodameia ile evleneceğini duyurdu. Geleneklere göre herkes krala hediye vermeliydi. Perseus Krala Medusa’nın başını getireceğini söyledi. Medusa yenilmez ve çok korkunç bir yaratıktı. Perseus verdiği sözünü ancak zeka tanrıçası Athena’nın yardımıyla başarabileceğini anladı ve Athena’dan aldığı fikirlerle Grai’lardan bir çift kanatlı sandal, bir heybe ve bir de başına takanı görünmez yapan eğreti saç almayı başardı. Kanatlı sandalları iki ayağına bağlayan, kendisini görünmez yapan takma saçı başına takan ve heybeyi sırtına alan Perseus, Medusa’nın bulunduğu yere doğru yola çıktı. Kendisine bakıp taşlaştırmasın diye arkasını dönüp kılıcını Medusa’nın başına savurdu ve kopan kafasını heybesine koydu. Medusa’nın yere dökülen kanlarından kanatlı at Pegasus doğdu. Yolda heybeden damlayan Medusa’nın kanlarından, bugün dünyanın her tarafında görülen zehirli yılanlar doğdu. Perseus ülkesine dönerken yaklaştığı şark ülkesinde bir başka olayla karşılaştı. Ülkenin Kralı Kepheus’un karısı Kassiepeia kendisinin Nereid’lerden daha güzel olduğunu düşündü. Kızlarının küçümsenmesine hiddetlenen Tanrı Posseidon Kepheus’un yurduna bir deniz canavarını musallat etti. Tanrılara danışan Kral Kepheus, bu afetten kurtulmasının tek yolunun güzel kızı Andromede’yi bu deniz canavarına kurban etmek olduğunu öğrendi. Perseus, şark ülkesine geldiği zaman Andromede’yi koca bir kayaya bağlı olarak buldu ve bu dünyalar güzeli kıza aşık oldu. Tam o sırada korkunç deniz canavarı ortaya çıktı ve kayalara bağlı olan Andromede’yi yutmak için geldiği sırada Perseus mızrağını canavarın göğsüne sapladı. Perseus Andromede’nin bağlarını çözdü. Babası Kral Kepheus’a götürerek evlenmek istediğini söyledi. Beladan kurtulan Kral da bu teklifi kabul etti. Muhteşem bir düğünle evlenen çift daha sonra Medusa’nın kesik başını da alarak Seriphos adasına doğru yola koyuldular. Perseus, Kral Polydektes’e Medusa’nın başını getirdiğini söyledi. Kral ise Perseus’a yalan söylediğini ve zaferinden şüphe ettiğini söyledi. Perseus Medusa’nın başını heybeden çıkararak Krala uzattı. Polydektes Medusa’nın kesik başını görür görmez tahtının üzerinde taş kesildi.

Satyros ve Antiope Mozaiği

Poseidon Villasından bulunmuştur. Güzelliği dillere destan Antiope’yi gören tanrıların tanrısı Zeus hemen aşık olur. Zeus Satyros (Dionysos dininde şarap içerek ayin eden erkeklere verilen isim) kılığına girerek Antiope’ye yaklaşır. Antiope’nin gönlünü çalan Zeus’un güzel kadından iki çocuğu olur. Ancak Zeus’un terketmesiyle güzel Antiope ortada kalır. Babasından korkup evden kaçan Antiopes daha sonra Sikyon Kralı Epopeus’la evlenir.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Eros ve Psykhe Mozaiği

Poseidon Villasından bulunmuştur. Eros sırtında bir çift kanadı olan uçarak dünyayı dolaşan, insanların gönüllerini aşk ateşi ile yakan, geçtiği yerlere çiçek kokuları saçan bir yapıdaydı. Elindeki okları ile insanları kalbinden vurur onları birbirlerine aşık ederdi. Ama bir gün kendisi de bir güzele aşık oldu. Aşık olduğu Psykhe o kadar güzel, o kadar alımlıydı ki görenler onu Aphrodite sanıyorlar ona tapıyorlardı. Eros’un annesi Aphrodite bir ölümlü ile karıştırılmaktan hiç hoşlanmamıştı. Oğlu Eros’u yanına çağırdı ve onu dünyanın en çirkin erkeğine aşık ederek cezalandırmasını istedi. Eros annesinin isteğini yerine getirmek için hemen yola koyuldu. Psykhe’yi bulduğunda kalbini nişan alarak oku atmak üzereyken Psykhe’nin güzelliği karşısında kendisi aşık olmuştu. Psykhe’yi alıp sihirli bir saraya götürdü. Bu saray uyuyan ormanın ortasında kurulmuş, muhteşem fakat ıssız bir saraydı. Eros gece karanlık düştükten sonra kendini göstermeden saraya giriyor ve sevdiği ile buluşuyordu. Psykhe’nin tek istediği bu delikanlının yüzünü görmekti. Fakat Eros bunu kabul etmiyordu, gece hep karanlıkta geliyor ve güneş doğmadan da gidiyordu, akşamları sarayda ateş yada mum yakılmasını yasaklamıştı. Psykhe ne kadar yalvarsa da fayda etmedi ve Eros’u görmeden kim olduğunu bilmeden sevmişti. Ancak Psykhe’nin kız kardeşleri onları kıskandılar ve ona sevdiği delikanlının dünyanın en çirkin, en iğrenç, en vahşi görünüşlü adamı olduğunu ve onu görebilmek için gece sevdiği gelmeden önce yanan bir lambanın üzerine vazoyu ters çevirip koymasını söylediler. Böylece Eros uyuduktan sonra vazoyu kaldırıp aydınlıkta onun yüzünü görebilecekti. Eros her şeyden habersiz saraya döndü, sevdiği kadının kollarının arasında uykuya daldı. Psykhe ters çevirdiği vazoyu kaldırarak lambayı eline aldı, yatağa yaklaştığında gördükleri karşısında hayrete düştü. Çirkin bir erkek görmeyi beklerken genç ve çok yakışıklı bir erkekle karşılaşmıştı. Eros’un yakışıklılığı dünyada ki başka hiç bir erkekle kıyaslanamazdı. Psykhe’nin ona duyduğu aşk daha da arttı. Sevdiğini alnından öpmek için eğildiğinde, elindeki tabakta bulunan lambanın kızgın yağından bir damla Eros’un çıplak omzuna damladı. Eros duyduğu acıyla sıçrayarak uyandı. Sevgilisinin kendisini dinlemeyip yüzünü görmek için ona oyun oynadığını anlayınca hemen kanatlarını açıp uçarak oradan uzaklaştı. Eros’un gitmesiyle Psykhe için yaptığı büyülü sarayda bozuldu. Psykhe yaptığından pişman sevdiğini tekrar bulma ümidiyle tüm dünyayı dolaştı ama Eros’un izine rastlayamadı. Nihayet dolaşmaktan bitkin bir halde Aphrodite’in sarayının kapısını çaldı. Onun kendisine acıyıp oğlunun yerini söyleyebileceğini düşünmüştü, ancak Aphrodite ona yardım etmek bir yana onu bir köle olarak çalıştırmaya başladı. Zavallı Psykhe kendisine emredilen her şeyi yaptı. Eros’un yanan omzu iyileşti ve kendisine bu kadar yürekten bağlı olan sevgilisinin kaderini değiştirmek için Olympos’a gitti. Zeus’un ayaklarına kapanıp Psykhe’nin kurtarılması ve kendisine eş olarak verilmesi için yalvardı. Zeus onun tüm isteklerini kabul ederek Hermes’e Psykhe’nin Olympos’a getirilmesini emretti. Psykhe, tanrılar katına getirildi ve orada hayatta her şeyden daha çok sevdiği erkekle evlenerek çok mutlu bir hayat sürdü.

Dionysos, Skyrtos ve Telete Mozaiği

Poseidon Villasından bulunmuştur. Mozaik dalga motifleri, örgü motifi, üçgen sıraları ve saç motiflerinin yer aldığı bordürlerle çevrilidir. Dionysos, Skyrtos ve Telete sahnede ayakta yan yana tasvir edilmiştir. Dionysos şarabın etkisiyle kendinden geçmiş ve Skyrtos’a yaslanarak ayakta durmaya çalışmaktadır. Gövdesinin üst kısmı çıplak olan Dionysos’un elbisesi kalça kısmında toplanmıştır.

Europhe’nin Kaçırılışı Mozaiği

Mozaik Zeugma Antik Kentinde, B Bölgesi olarak adlandırılan alanda yapılan kazılarda ortaya çıkartılmıştır. Kompozisyonda Tanrı Zeus’un, boğa kılığına girerek Europhe’yi kaçırması tasvir edilmiştir. Mitolojiye göre Finike Kralı’nın kızı Europhe’nin güzelliğine âşık olan Zeus, bir boğa kılığına girerek deniz kenarında eğlenen kızın yanına gelir. Europhe, bu uysal görünümlü hayvanı okşar ve üzerine binerek boynuzlarını çiçeklerle süsler. O sırada boğa, büyük bir hızla koşmaya başlar. Europhe ise düşmemek için bir eliyle boğanın boynuna sarılır, bir eliyle de elbisesinin eteğini ıslanmaması için tutar.

Aphrodithe’nin Doğuşu Mozaiği

Aphrodithe’nin doğuşu konusunda iki farklı görüş vardır. Aphrodithe bazen Zeus’ la Dione’ nin kızı bazen de Ouranos’ un kızı olarak kabul edilir. Buna göre, Ouranos’ un, Kronos tarafından kesilen cinsel organları denize düşmüş ve bu tanrıçayı yaratmıştır. Aphrodithe, denizden çıkar çıkmaz, Zephyroslar tarafından önce Kythira’ ya, sonra da Kıbrıs kıyılarına götürüldü. Orada Mevsimler tarafından karşılandı, giydirildi, süslendi ve ölümsüzler alemine götürüldü. Lukianos’ un anlattığı efsanede ise, Aphrodithe’ nin önce Nereus tarafından büyütüldüğü söylenir. Daha sonra Platon iki ayrı değişik Aphrodithe tasavvur etti. Ouranos’ dan doğan saf aşk tanrıçası Aphrodithe Oirania ve Dione’nin kızı, sıradan aşk tanrıçası Aphrodithe.  

Metiokhos ve Parthenope Mozaiği

Aslen Phrygia’lı bir delikanlı olan Metiokhos kendisi gibi Phrygia’lı olan Parthenope ile olan ölümsüz aşkları ile ünlüdür. Metiokhos, bakire kalmaya yemin etmiş Parthenope adındaki genç bir kıza aşıktı. Parthenope de onu seviyordu, ama ettiği büyük yemini de bozmak istemiyordu. Saçlarını kesti ve kendini sürgün etti. Campania’ya gitti ve orada kendini Şarap Tanrısı Dionysos’a adadı. Ancak cismani aşka yüz çevirenleri Aphrodithe asla affetmezdi. Bu yüzden onu kuş vücutlu kadın başlı deniz ifriti olarak tanımlanan Siren’e çevirdi.,

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Theonoe Mozaiği

Bu mozaik Fırat Nehri’ne bakan ve bir yamaçta yer alan bir Roma konutunun en görkemli yemek salonunda yer alır. Hikayeye göre Kral Thestor’un üç çocuğu vardı: Kalkhas, Leukippe ve Theonoe. Theonoe küçükken kumsalda oynarken denizden gelen korsanlar tarafından kaçırılır, Karya’da Kral İkarus’un sarayına köle olarak satılır ve onun cariyesi olur. Daha sonra Thestor kaçırılan kızı Theonoe’yi aramak için yollara düşer, gemisi Karya kıyılarında batar ve o da yüzerek Karya sahillerine çıkar. Kral İkarus’un askerleri tarafından yakalanan Thestor, kızı Theonoe’nin de yaşadığı İkarus’un sarayındaki bir zindana tutsak düşer. Arkasından kız kardeşi Leukippe kaybolan kız kardeşi ve babasını bulmak için Delphi’deki Apollon kâhinlerinden yardım ister.

Hamam Mozaiği

Okeanos villasında bulunmuştur. Okeanos Villasının hamam ve spor kompleksinde yer alan bir odanın tabanına ait olduğundan “Hamam Mozaiği” olarak adlandırılmıştır. Mozaiğin ortasındaki kare panoda, üç ayrı tonda simetrik olarak yerleştirilmiş dikdörtgen prizmalar bulunur.

Zeugma Müzesi mozaikleri kadar heykelleri ile de ünlü. İşte karşımızda Mars Heykeli.

Mars Heykeli

Müzenin gözde eserlerinden olan heykel 2000 yılı kazılarında Posseidon villasının kalıntılarında bulunmuş. Bronz Mars heykeli, yaklaşık 1.50 m boyunda. Zeugma Antik Kenti’nin koruyucusu, savaş ve barışı bir arada temsil ediyor.  Miğferli savaşçı genç bir erkeği betimleyen heykelin ortadan ayrılan kıvırcık bukleler halindeki kabarık gür saçları alın ve yüzünü çevreleyerek ensesine yapışıyor.

 Dizden bükük sol ayağının ayak parmakları ile yere basmaktadır. Sağ eli yukarı kalkıktır. Sol elinde kıvrık dal tutar. Baş, sert şekilde hafifçe sağa dönüktür. Göz bebeği gümüş ve altından yapılan Mars heykelinin yüzünde öfke ve kızgınlık hakim.

Elinde Fıstık Tutan Çocuk Heykeli

Aslında mezar steli olan bu heykel dikdörtgen biçimli kemerli bir nişten oluşur. Derin niş içerisinde bir elinde başı kopmuş olan kuş, diğer elinde fıstık cumbası tutan çocuk heykeli kabartma olarak işlenmiştir. Çocuğun saçları başının sağ tarafına örülerek toplanmıştır. Üzerine khiton giymiş, ayağında sandaletler vardır. Kireç taşından yapılmış heykel 1931 yılında Zeugma’da bulunmuştur.

Zeugma Mozaik Müzesinde turumuzu tamamlayarak yine mozaiklerin bulunduğu yan binaya gidiyoruz.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Zeugma Mozaik Müzesi’nin üst katında, sonradan açılan yan binaya geçebiliyoruz. Müzenin devamı olan bu alan, kazısı devam eden mozaiklerin sergilendiği yapıdır. Çörten Mozaiği, Hülümen Mozaiği gibi Zeugma’dan çıkarılan birçok mozaik sergileniyor. 

Ziyaret saatleri: Müze her gün saat 08.30-17.00 arası açıktır. Giriş ücretlidir. Müze kart geçerlidir. Müze iki katlıdır. Katlar arasında bir asansör düzeni olması engelli ziyaretçiler için çok büyük kolaylık. Müzeyi gezmek için en az 2 saat gerekli.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.