Yunanistan’a geldiğinizde Atina, Selanik, Kavala gibi her turun listesinde olan, herkesin mutlaka gittiği yerlere değil de daha az bilinen yerleri keşfetmek isterseniz işte size bulunmaz fırsat. Tempe Vadisi mutlaka görülmesi gereken ama maalesef az bilinen eşsiz bir yer. Atina’ya giderken gittiğimiz Tempe Vadisi (veya Yunanca “Tembi”), Yunan Tanrılarının evi olan Olimpos Dağı’nın eteklerinde (Olympus ile Ossa dağı arasında) yer alır. Vadi 10 km uzunlukta, 25 m genişlikte ve 500 m yükseklikte olup içinden  Pinios Nehri geçmektedir. Zengin doğal bir güzelliğe, yemyeşil bitki örtüsüne sahiptir. Güzelliklerin saklı olduğu Tempe Vadisi tarihin mitolojiyle, geleneğin kültürle, efsanenin gerçeklikle buluştuğu yer. Doğal olarak vadi ile ilgili efsaneler de çok. Efsaneye göre; Tempe Vadisi, Poseidon’un üçlü mızrağı tarafında kayaların yarılmasıyla oluşmuştur.  

Bir efsanede; Yunan Mitolojisinde Tempe Vadisi’nden Tanrı Apollon‘un Piton Yılanı’na karşı kazandığı zaferle bağlantılı olarak bahsedilir. Bilindiği gibi Apollon müziğin, şiirin, sanatın, güneşin, ışığın, gerçeğin ve kehanetin tanrısıydı. Yüce Tanrı Zeus‘un ve güzel Leto‘nun oğluydu.  Gelelim efsaneye; Zeus’un meşru karısı Hera, Zeus’un Leto’ya olan aşkını ve hamile olduğunu öğrenir ve onun iyi bir yerde doğum yapmasını yasaklar. Dahası Leto’yu çok kıskanan Hera’nın korkunç yılan Python‘u Leto’yu öldürmesi için gönderir. Bu nedenle Leto sürekli yer değiştirmek zorunda kalır. Doğumundan sadece dört gün sonra mucizevi bir şekilde büyüyen Apollo, Delphi’de Python yılanı ile savaşır ve onu öldürür. Python yılanını öldürdükten sonra Tanrı Apollon Tempe’ye gelir ve Pinios Nehri’nin suyunda yılanın kanını yıkar. Antik Yunanlılarda, Tanrı Apollon’un Pytona karşı kazandığı zaferi, Tanrı Apollon’a adanan sanat ve müzik yarışmalarından oluşan Pythian Oyunları’nın galiplerini Tempe Vadisi’nde yetişen defne çelengi ile taçlandırdılar.  Bir başka efsaneye göre ise Tanrı Apollon’un Pinios’un kızı Daphne’ye olan aşkını anlatır. Bu eşsiz güzellikteki Tempe Vadi’si, Tanrı Apollon’un Daphne perisine olan aşk hikayesini de hatırlatan defne ağaçlarıyla dolu. 

Tempe Vadisi sadece Yunan Mitolojisinde değil, aynı zamanda Rum Ortodoks Kilisesi için de önemlidir. Çünkü Tempe Vadisinde bu güzelliklerin yanında görülmesi gereken Aziz Paraskevi’ye (Agia Paraskevi) adanmış güzel küçük bir kilise vardır.

Kimdir Paraskevi? Paraskevi MS 2 yy’da Roma imparatoru Hadrian döneminde yaşamış ve Roma’da Hristiyan anne-babadan bir Cuma günü dünyaya gelmiştir (adından da anlaşılacağı gibi “Paraskevi” Yunanca “Cuma” anlamına gelir).  Paraskevi, anne ve babasının vefatından sonra hayatını Allah adına fakirlere yardım etmeye adadı. Tüm servetini ve parasını ihtiyaç sahiplerine bağışladı.  Roma’dan 30 yaşında ayrıldı.  Birçok şehir ve köye hizmet etti.

Bu genç kız Paraskevi’yi duyan Roma imparatoru, Antoninus, Paraskevi’yi inancından vazgeçmesi için ikna etmeye çalıştı, hatta onunla evlenmeyi teklif etti. Paraskevi reddedince kafasına çivili çelik bir miğfer geçirilerek, mengene ile sıkıştırılarak dövüldü ve işkence edildi ama hiçbir acı onu etkilemiyor gibiydi. Paraskevi’nin ikna edilmediğini görünce kızgın yağ kazanına konmasını emretti. Foto:https://en.wikipedia.org/wiki/Paraskevi_of Rome

Efsaneye göre, yağ sıçrayarak Paraskevi’ye işkence eden imparatorun gözlerini yakmış. Sonra ne mi olmuş?  İmparator Paraskevi’den tekrar görmesini kazanmak için yardım etmesini istemiş. Paraskevi dua etmiş, mucize gerçekleşmiş ve imparator tekrar görmeye başlamış. Paraskevi serbest bırakılmış. Ancak köylerde, şehirlerde vaaz vermeye devam ettiği için birçok kez tutuklanmış ve sonunda Roma valisi Tarasius tarafından 26 Temmuz’da başı kesilmiş. Körlerin şifacısı olarak saygı duyulan Aziz Paraskevi, genellikle elinde iki göz küresi ile tasvir edilir.

Agia Paraskevi Manastırı ana otoyoldan biraz uzakta, yollar dolambaçlı ama gitmeye değer. Arabadan inip, tünelden geçtik.

Her türlü dini biblo ve simge satan bazı sokak tezgahlarından geçip hatta elinde küçük hediyelikleri satmaya çalışan teyzeleri görüp asma köprüye ulaştık.

İşte Pinios Nehri’ni geçen demir asma yaya köprüsünü yürürseniz Olympus kayalığına inşa edilmiş olan St Paraskevi Mağara Şapeli ya da Agia Paraskevi denilen manastırı görebilirsiniz. Agia Paraskevi zengin doğal güzellikleri, hayati dini öneme sahip şapeli ile etkileyici, hayranlık uyandıran, Yunanistan’ın en ünlü tapınaklarından biridir.

Agia Paraskevi’nin geleneksel şapeli olan Aziz Paraskevi Kutsal Mabedi her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret edilen bölgedeki en önemli hac yerlerinden biridir. Özellikle 26 Temmuz’da görmeyenlerin koruyucusu Agia Paraskevi bayramında yoğunluk oldukça fazladır. Kilise görevlileri şapel içinde saygıdan dolayı fotoğrafların çekilmemesini rica ediyorlar, ama kendilerine böyle bir yerin var olduğunu herkesin bilmesi gerek deyince izin veriyorlar. İçeri girdiğinizde isterseniz mum yakabilir, para bağışı yapabilirsiniz.

Kilisenin yanında Agia Paraskevi’nin kutsal suyunun aktığı küçük bir mağara var. Mağara o kadar küçük ki, tek bir kişi bile çok zor sığabiliyor.

Mağaranın sonunda kayadaki bir delikten Agia Paraskevi’nin kutsal suyu çıkıyor. Bazı turistler mağaranın sonuna kadar gitmiyor ama biz sonuna kadar gitmeyi başardık.

Yemyeşil ve eşsiz manzaralı Tempe vadisinde, Pinios’a akan çok sayıda doğal kaynak vardır. Tempe çıkışının yakınında antik çağlardan beri “Daphne’nin Baharı” ve “Afrodit’in Baharı” olarak bilinen pınarlar vardır. İşte güzel manzaralar eşliğinde bu pınarların buz gibi suyuna girmek de mesele. Ama Nesli çok keyifli görülüyor.

O kadar huzur dolu bir yer ki; akan su, kuşlar, ayakların altındaki kuru yaprakların çıtırtısı ve temiz hava. Yaşadığımız hızlı dünyayı düşününce böyle yerlerin var olduğunu bilmek ve dahası görmek insanı rahatlatıyor. Hani derler ya “cennetten bir köşe” tam da burası için söylenmiş.