Bursa’ya geldiğinizde çocuklarınız ile gitmeniz gereken önemli bir yerdir Karagöz Müzesi.

Özellikle Ramazan aylarında gösterilen (gerçi artık pek gösterilmiyor ama) Karagöz ve Hacivat’ı bizim yaşımızdakiler kolaylıkla hatırlar. Biz Karagöz ve Hacivat’ın skeçleri ile büyüdük. Günümüz çocuklarının çoğunun bilmediği Karagöz ve Hacivat’ın Müzesi Osmangazi Çekirge Caddesi üzerinde yer alıyor. Toplu taşıma araçları ile veya kısa bir yürüyüşle kolayca ulaşılabilirsiniz. Biz her geldiğimizde mutlaka uğrarız. Müzeyi dolaşırken içimizde hiç ölmeyen çocuk çok mutlu oluyor. Müzeyi gezerken sanki Karagöz ve Hacivat’ın skeçleri kulağımızda yankılanıyor. 

Hacivat: Merhaba Karagözüm.
Karagöz: Hoş geldin suda pişmiş bal kabağı.
Hacivat: Aman Karagözüm benimle güzel konuş. Gel seninle Bursa yı gezip dolaşalım.
Karagöz: Kime dalaşalım.
Hacivat: Dalaşalım değil Karagözüm dolaşalım.
Karagöz: Nereyi dolaşalım?
Hacivat: Bursa’yı dolaşalım dedim ya Karagözüm sen beni dinlemiyorsun.
Karagöz: Hı peki anladım Hacı cav cav .

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Bu gibi pek çok güldürücü skeçlerin sahibi bu insanlar hakkında bazı rivayetler var. Bu kişilerin tarih kitapların yer almaması Karagöz ve Hacivat’ın aslında gerçek kişiler olmadığı düşüncesini yaratmıştır.

Peki kimdi bu insanlar? Gerçek hikayeleri nasıldır? Nasıl öldüler? Gerçekten yaşamışlar mıydı?

Haydi hem müzeyi dolaşalım hem de Karagöz ve Hacivat hakkında söylenen en yaygın rivayeti anlatalım. Rivayet; Orhan Gazi’nin babası Osman Bey’in anısına büyük bir cami yaptırmasına kadar gider. Padişahın isteği üzerine ülkedeki tüm mimarlar projelerini hazırlar, yörenin en iyi duvar, demir, ahşap ustalarıyla en becerikli hat sanatçıları ve nakkaşlarını toplanır. Orhangazi’nin mimarbaşından tek isteği işlerin aksamadan, inşaat yavaşlamadan ilerlemesi ve cami’nin kısa sürede yapılmasıdır ve ekler “eğer her kim ki inşaatın yavaşlamasına veya işlerin aksamasına sebep olursa o an kellesini vurdururum”

İnşaat hemen başlamış tabii ki. Mimarbaşı gerçek adları ile demirci ustası Kambur Bali Çelebi’yi (Karagöz), duvar ustası Halil Hacı İvaz (Hacivat)’ da görevlendirmiş.

Karagöz, mektep okumamış ama inşaatlarda ustaların yanında çalışarak ustalaşmış ve işinin en iyisi olarak anılmaya başlamış. Tez canlı, hazırcevap ama sürekli başını belaya sokarmış. Tabi yardımına da en yakın dostu Hacivat koşarmış. Hacivat ise medrese de eğitim görmüş, her konuda bilgisi olan görgülü ve bilgili birisiymiş. Hemen her konuda sürtüşse de yine de en iyi dostuymuş Karagöz onun.

Ama bu can dostu ikilinin tek kusurları bir araya geldikleri zaman tatlı tatlı atışmalarıymış. Mimarbaşı ve ustalar, didişmeleri bütün ülke tarafından bilinen Hacivat ve Karagöz’ü de birbirlerinden ayrı tutmak için uğraşıyorlarmış. Öyle ki onlar atışmaya başlayınca herkes işi gücü bırakır onları dinlermiş. İnşaat sırasında da durum değişmemiş. Mimarbaşı bir sebepten dolayı ne zaman inşaat ayrılsa bu ikili atışmaya başlar ve işçilerde onları dinlemek için işi bırakırlarmış.

Sonuçta cami inşaatı aksamaya başlamış ve bu olay padişahın kulağına kadar gitmiş. Orhan Gazi bu duruma çok sinirlenmiş ve derhal bu iki işçinin asılmasını emretmiş ve Hacivat ve Karagöz çalıştıkları inşaattan apar topar alınarak asılmışlar hemencecik. Padişahın bu kararı bütün şehirde büyük bir üzüntüyle karşılanmış ve herkes hoşnutsuzluğunu hissettirmiş padişaha. .Orhan Gazi de hatasını anlayıp vicdan azabı duymaya ve yaptığı bu yanlışa üzülmeye başlamış.

Padişahın bu üzüntüsünü gören Şeyh Küşteri adındaki uleması sultanının üzüntüsünü hafifletmek için kendince bir yol bulmuş o anda. Başındaki beyaz sarığını çözen Şeyh Küşteri sarığını açarak mum ışığının önünde germiş. Ayağından çıkardığı çarıklarını da kukla gibi kullanarak sarığın arkasında Hacivat ve Karagöz’ün atışmalarını taklit etmeye başlamış ve o günden sonra Hacivat ve Karagöz hayal perdesinde de olsa yaşamaya başlamışlar.

Karagöz ve Hacivat’a adanmış müze Bursa’nın sembollerinden biri haline gelmiş.  Karagöz ve Hacivat sanatını tüm incelikleriyle konuklarına aktarmayı amaçlayan müzede gölge oyunun tarihçesi panolar vasıtasıyla anlatılırken, orijinal tasvirler derlenen çeşitli koleksiyonlarla halka gösteriliyor. Müzede, belirli günlerde kukla ve gölge oyunları gösterileri de düzenleniyor.

Müze her gün 09.30-17.30 arası açık. Pazartesi günleri kapalı. Giriş ücretsiz.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Karagöz Müzesi’nin hemen karşısında bulunan anıt mezarda gölge oyununun öncüsü kabul edilen Şeyh Küşteri, Karagöz ve Hacivat’ın hatıraları sembolleştirilmiştir.

Karagöz ve Hacivat’ın çiniden rölyef heykelleri  bulunan yaptırılmıştır. Bursa’nın en eski kabristanı olan Çekirge Caddesi’ndeki Yoğurtlu Baba Dergahı’nda bulunduğu düşünülen kabir, 1950 yılında anıt mezara dönüştürülmüştür.

Karagöz Müzesinden yine Bursa’ya geldiğimizde uğrayacağımızı bilerek güzel atışmaları kulağımızda yankılanarak ayrılıyoruz. Diliyoruz ki çocuklarımız gerçek ya da hayal denilen bu gülmece ustalarını unutmasınlar.