Katmandu’ya 15 km uzaklıktaki Bhaktapur’a gidiyoruz. Yol 15 km ne kadar yakınmış gibi düşünmeyin. Yolda trafik çok yoğun, çok fazla dur-kalk var ve yaklaşık 1.5 saat kadar sürüyor.

Nepal’in “kültürel başkenti” olarak kabul edilen Bhaktapur açık hava müzesi gibi. 

Bhaktapur Durbar Meydanı 1979 yılında Dünya Mirasları listesine dahil edildi. UNESCO’nun koruma altına aldığı kültür mirasları listesinde dünyada en çok eseri bünyesinde barındıran şehir unvanına da sahip. Bhaktapur Meydanına gitmek için otobüsten indiğimizde yaklaşık 10 dakika yürüyoruz. Yürüdüğümüz yolun her iki tarafındaki merdivenlerden yürümeliyiz. Orta yol bisiklet ve motosikletlere ayrılmış.

Yolda küçük tapınaklar görüyoruz.

Bhaktapur Durbar Square’a geldiğimizde şehre giriş ücreti ödeyip biletlerimizi alıyoruz.

Biletle beraber şehrin haritasını da veriyorlar, resimlerle gezilecek yerler belirtilmiş.

Bhaktapur Durbar Meydanı, taş sanatı, metal sanatı, ahşap oymacılığı ve pişmiş toprak sanatı ve mimari gösteri parçalarının bir araya geldiği bir yerdir.

Altın Kapı, taş monolitlerin tepesinde duran Kral Bhupatindra Malla heykeli, Ulusal Sanat Galerisi, 55 pencereli saray, Vatsala Tapınağı, büyük çan, havlayan köpeklerin zili ve Pashupatinath Tapınağı, Siddhilaxmi taş tapınağı, sekizgen yapı “Chyasinhmandap”, Phasi Dega, altın ağızlık, taş ağızlık, Taleju kompleksi, Pahanchhen, Chardham’ın replikası (Jag Nath, Badrinath, Rameshwor ve Kedarnath Tapınakları, Hinduların dört hac yeri) ve birçok taş heykelin başyapıtı meydanın ana ilgi çekici yerleridir.

Bakalım kısıtlı zamanımızda ne kadarını görebileceğiz.

Badrinath Tapınağı

Tapınak 17.yy’da pişmiş toprak tarzında yapılmış ve Jagannath Tapınağı’nın hemen arkasında yer alıyor. Bu tapınağın en değerli parçası Harihar heykelidir. Lord Shiva ve Vishnu’nun birleştirilmiş halidir. İnsanlar buna Badri Narayan veya Badrinath derler. Sonra bu tapınağın adı ortaya çıkar. Çoğu insan bu tapınağı Char Dham tapınaklarının hac yerlerinden biri olarak da bilir.

Nyatapola Tapınağı

Bhaktapur Meydanı’nda küçük bir meydana geliyoruz. Burası Taumadhi Meydanı ve tapınak çok gösterişli. Beş katlı olan tapınak şehrin ve Nepal’in en yüksek anıtı. Tapınak Kral Bhupatindra Malla tarafından yaptırılmış olup, inşaatı Aralık 1701’den Temmuz 1702’ye kadar altı ay sürmüştür.  Tapınak büyük hasara yol açan son 7,8 büyüklüğündeki  Nisan 2015 depremi dahil olmak üzere 4 depremi ve artçı şoklarını atlatmıştır. Tapınağın kendisi yerel halk için dini bir öneme sahip değildir; kültürel olarak Bhaktapur’un bir sembolü olarak kullanılırmış. Bu tapınağın basamaklarının iki yanında hayvan figürleri bulunur. En alt basamakta ise Pratap adlı 18.yy’da popüler olan bir güreşçinin heykeli var. En üst basamakta ise Bhairab ve Ugrachandi heykelleri yer alıyor.

Bhairavnath Tapınağı

Nyatapola Tapınağı’nın hemen yanında yer alıyor. Kasi Biswonath veya Pantali mandir olarak da bilinen bu tapınak, Shiva’nın bir enkarnasyonu ve terör ve sonsuz uzay tanrısı olan tanrı Bhairav’aya adanmış üç katlı, dikdörtgen bir tapınaktır. Bu özel tapınak Akash Bhairav’ın ikametgahıdır.

Siddhi Lakshmi Tapınağı

Malla Krallarının koruyucu tanrısı olan Siddhi Lakshmi’yi onurlandırır. Tanrıçanın kötü ruhları ve olumsuz güçleri uzaklaştırma gücüne sahip olduğuna inanılırdı ve bu anlamda bir koruyucu olarak hizmet ederdi. Öfkeli tanrıça Durga’nın tezahürlerinden birini temsil ettiği için, Durga’nın çeşitli kabartmaları tapınağın girişinin üzerine ve yanlarına yerleştirilmiş. Tapınak 55 pencereli Saray’ın hemen güneydoğusunda yer almaktadır. Alçak basamaklı bir piramit şeklinde yedi katlı küçülen bir kaide üzerinde durmaktadır. Giriş güney tarafındandır ve kaideye çıkan yol, 10 muhteşem insan, hayvan (atlar, köpekler, gergedanlar) ve çeşitli fanatik hayvanlar (mitolojik figürler ve tembel ayılar) heykeliyle kaplıdır.

Kral Bhupatidra Malla Heykeli

Kral Bhupatidra Malla Heykeli Bhaktapur Meydanı’nda bulunan en iyi metalik sanat eserlerinden biridir ve altın kapının tam karşısında bulunur. Heykelin özelliği diğer kral heykellerinden oldukça farklı olması. Normalde, kral heykelleri onların cesaretini tasvir eder. Ancak, burada heykel burada bir kralın tapındığı tanrıya olan bağlılığını gösteriyor. Kralın figürü, yılan, lotus ve sütunun dört köşesindeki aslanların koltuklarının üzerinde, çapraz bacak pozisyonunda. Kralın birleşik elleri ve eğilmiş başı da pek alışılmış değil.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Altın Kapı ve 55 Pencereli Saray

Bhaktapur Meydanı’nda ki 55 pencereli saray mimari yönden çok dikkat çekici. Kral Bhupatindra Malla saray 1677 yılında inşa ettirmiş. Sarayın adının “55 pencereli saray”  olmasının sebebi cephesinde 55 adet oyma ahşap pencere olmasındandır. Neden 55 pencere derseniz tarihi ama kesinliği olmayan bir hikayeye göre, Kral, 55 eşinin her birini farklı bir pencerede sergilemek için 55 pencere yaptırmış. Bu 55 Pencereli Sarayın bir zamanlar şehrin postanesi olarak kullanıldığını burada öğrendik? 

https://www.youtube.com/shorts/potGVELBkr0?feature=share

Sarayın dikkat çekici diğer özelliği ise kapısıdır. Altın kapı Kral Jayastihi tarafında 18.yy’da saraya eklenmiştir. Kapı altın kaplama kabartmalı metaldir. Kapının en üstündeki figür kralı temsil ediyor.

Kapıdan geçerek ilk avluya giriyoruz. İlk avludaki büyük çanı görüyoruz.

Taleju Tapınağı’nın yanından geçiyoruz. Tapınağın girişi sadece Hindulara ayrılmış. Hindular için bile, içeri girmek bazı katı kuralları gerektiriyor. Ayakkabıları çıkarmak, fotoğraf çekmemek, deri giymemek ve çantalar gibi her eşyayı kapının hemen önünde bırakmak gibi. Biz sadece kapıdan bakabildik. En azından kapıdaki görevli, buna izin verdi. Tapınağın duvarlarındaki deliklerin havalandırma için yapıldığını öğreniyoruz.

Kapıdan taştan yapılmış kocaman kobra yılanı ve çevrili bir su deposuna doğru gidiyoruz. Burası  kralın banyosu ve havuzu. Havuzun içinde ve kenarındaki kobra yılanı figürleri kralı kötülüklerden koruması amacı ile yapılmış.

Kral yüzdükten sonra Golden Spout’un ağzından çıkan su ile yıkanıyormuş.

https://www.youtube.com/shorts/B6p_6KSNKJY?feature=share

National Art Gallery (Ulusal Sanat Galerisi)

Galerinin girişinde kapının iki tarafında Hannuman, Vişnu ve aslan reankarnasyonunun heykelleri bulunuyor. Taş sanatı, el yazmaları ve parşömen resimleri koleksiyonu sergileniyor. Ayrıca, 1934’lerde yıkılan tapınaklardan kalan heykellerin kalıntıları da bulunmaktadır. Biz içini gezmedik. Hanumanta Bhairava ve Narasimha heykelleri Ulusal Sanat Müzesi’nin kapısının hemen önüne yerleştirilmiş.

Büyük Çan ve küçük çan

Meydanda iki adet çan dikkat çekiyor. Büyük çan Paleju’ya halkının şikayetlerini bildirmek için kullanılıyormuş. Yanında ki küçük ise havlama çanı. Çan çalarken köpeklerin uluduğu söyleniyor.

Vatsala Durga Tapınağı

Vatsala Devi olarak da bilinir, Bhaktapur Darbar Meydanı’nın doğu tarafında, Pashupatinath tapınağı ile 55 pencere sarayının arasında yer alır. Dişi tanrı Durga’nın Vatsala tezahürüne adanmış bir anıttır. Tapınak çeşitli hayvanların taş resimleriyle çevrili bir merdivenle çok katlı bir kaide üzerine inşa edilmiştir; bu motif Bhaktapur’da yaygın olsa da Katmandu vadisinin başka yerlerinde tipik değildir. Tapınağın hemen önünde güzel taş yaratıkların filleri ve aslanlarına eşlik eden havlayan bir çan asılıdır. Zil çaldığında köpeklerin havlamaya ve sızlanmaya başladığını söyler. Havlayan çan, Kral Bhupatindra Malla tarafından 1721 yılında tapınağı onarırken oraya yerleştirilmiştir.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Chayalin Mandap Köşkü

Sekizgen Chyasalin mandap köşkü, çoğu insanın onu bir tapınak sanmasına rağmen aslında bir tapınak değildir. Misafirleri ağırlamak ve kraliyet şahsiyetleri tarafından farklı etkinliklere katılmak için inşa edilmiştir. Yine de, daha fazla hikaye, Kraliyet Sarayı’na doğrudan gelen Pashupatinath’ın aurorasını durdurmak için yapıldığını söyler. Chyasalin mandapının inşasıyla ilgili ilginç bir hikaye var, bu da neden Pashupatinath tapınağı ile 55 pencereli saray arasında inşa edildiğini açıklıyor. Hindu inancına göre, görkemli tanrının önünde yaşamak yasaktır.

Shankar Narayan Tapınağı

Küçük, kubbe benzeri bir tapınaktır . Tapınak çok dikkat çekici olmasa da, bir zamanlar Harihar’ın (Lord Shiva ve Vishnu’nun birleşik hali) güzel bir taş resmine sahiptir.

Aslan Kapısı

Aslan Kapısı girişin bir zamanlar ne kadar görkemli olduğunu açıkça gösteriyor.

Silu Mahadev Tapınağı

Silu Mahadev ya da Fasidega Tapınağı önce 1990 yılında ki depremde yıkılmış. Yerine yapılan bembeyaz mimari yapı parlaklığından çok tarihi ile tanınıyormuş. Tapınak 2015 depreminde tamamen yıkılmış. Geriye sadece filler, aslanlar ve sığırlardan oluşan koruyucu heykel çiftlerinden oluşan altı katlı kaidesi kalmış. Çöken orijinal temelin üzerine kubbe şeklinde modern bir tapınak inşa edilmiş. Kabağa benzeyen şekli nedeniyle insanlar tapınağa Fasi Dega adını veriyor. Orijinal Silu Mahadev Tapınağı muhtemelen 9. yüzyıl civarında inşa edilmiştir.

Çömlekçiler (Pottery) Meydanı

Bhaktapur meydanında eğer vaktiniz kalırsa Pottery Meydanına gidin. Çömlekleri görünce tamam meydana geldik dersiniz. Tüm çömlekçilerin bulunduğu geniş bir alan.

Shree Padma Ortaokulu

Bhaktapur Meydanı’nın hemen girişindedir. Bhadgaon İngilizce Okulu olarak 1981 yılında kuruldu. Okul, Bhaktapur’daki ilk Pioneer Lisesi’dir. Okul, Ulusal Sınav Kurulu’na bağlıdır ve Beşeri Bilimler, Yönetim, Eğitim ve İnşaat Mühendisliği programı sunmaktadır. Okul, zamanın, toplumun ve ulusun ihtiyaçlarına göre en alt tabakadan en üst tabaka aileye kadar öğrencilere kaliteli eğitim sağlamaktadır.

Bhaktapur’da Alışveriş

Kalan kısıtlı zamanımızda hediyelik ya da ev için neler alabiliriz diye hızlı bir gözden geçirme yapıyoruz. Buraya has çömlek, kukla, maske, tanka ya da şarkı söyleyen kase singing bowl düşünebilirsiniz. Biz tanka ve magneti Katmandu’dan aldığımız için çömleklere, kuklalara bakıyoruz. Burada tanka ve singing bowl  biraz daha pahalı.  

Son olarak diyebiliriz ki,  Bhaktapur’a bizim gibi tur ile gelirseniz konaklama yapmadan sadece günübirlik olarak gezebiliyorsunuz ve zamanınız kısıtlı oluyor. Bu gezmede sadece  Bhaktapur Meydanı ile sınırlı oluyor. Ama burası kesinlikle en az 2 gece konaklamalı gezilecek bir yer. Ya da 1 gece konaklayıp 2 günü dolu dolu geçirmek gerekli. Bizim gezemediğimiz yerler oldu.

Bhaktapur Meydanından ayrılıyor ve Hindular için çok önemli olan Pashupatinath Tapınağı’na gidiyoruz. Önemini gidince göreceksiniz.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Pashupatinath Tapınağı

Hindular için en önemli hac noktalarından birisi olan tapınak ruhsal enerjinin sembolü olarak nitelendirilmekte ve Tanrı Şiva’nın tapınağı olarak kabul edilmektedir. Nepal’in Katmandu Vadisi’ndeki yedi UNESCO Dünya Mirasından birisidir. Nepal’in en kutsal Hindu tapınaklarından olan Pashupatinath Tapınağı, Katmandu’nun doğu eteklerinde, Bagmati Nehri’nin her iki kıyısında yer almaktadır.  Tapınağa gitmek için önce biletlerimizi alıyoruz. Nepal’de nereye girerseniz girin giriş ücreti ödemek durumundasınız.

Tapınağın çatısı bakırdan yapılıp altın yaldızla süslenmiştir ve 4 ana kapı gümüş ile kaplanmıştır. Hindu olmayanlar iç tapınak avlusuna giriş yapamaz.

Pashupatinath Tapınağı, Hindular için çok önemli. Hindu felsefesine göre ölüm yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır ve korkulacak bir şey değildir. Tapınağın ruhun işlediği günahlardan kurtulduğu bir yer olduğuna inanılmaktadır. Bu yüzden birçok yaşlı ve rahip, bu dini kurtuluşa ulaşmak için tapınak çevresinde yaşamaktadır. Pashupatinath Tapınağı’nda ölen ve yakılanların tekrar bir başka bedende doğacaklarına inanıldığı için tapınağın yakınında ölülerin yakıldığı kutsal basamaklar yer almaktadır.

Daha önce Hindistan’da Varanasi şehrinde ölü yakma törenlerine tanık olmuştuk. Varanasi yazımız burada. Biz bu törenleri izlerken hiç görmeyen arkadaşlarımız kadar etkilenmedik. Ölü yakma ritüeli bazı kişilere ürkütücü olarak gelse bile pek çok insan ritüeli “huzurlu” olarak nitelendirmiş. Ölen kişiler kutsal nehirde yıkanıp sonra yakılarak külleri nehre dökülmektedir. Yalnız tavsiyemiz mide sorunu olanlar yakılma işlemi başlamadan buradan uzaklaşmalı.

Evet görülmesi gereken bir yer ama havası ve kokusu çok ağır. Özellikle çocukları buraya getirmeyin. Nepal ve Hindistan’ın her köşesinden Hindular ölmek için buraya geliyor. Yani Varanasi için kullanılan deyim burada da geçerli. Yaşamak için değil ölmek için gelinen yer. Hindular için Varanasi ile beraber burası oldukça kutsal.

Ölü yakılma ritüeli sırasında Sadhuları görebilirsiniz. Sadhu, dini bir hayatı seçip tüm dünya mallarından vazgeçen kutsal insanlardır ama hiçbir geliri olmayan bu insanlar, geçimlerini sağlamak için gelen ziyaretçilerden hediyeler almakta ve fotoğraf çektirmek için ücret talep etmektedirler.

Pashupatinath Tapınağı’nın ne zaman kurulduğu ise kesin olarak bilinmemekte, tapınağın kökeni ile ilgili efsaneler bulunmaktadır. Bir efsaneye göre; tanrılar bazen kozmik işlerini bırakıp dünyanın tadını çıkarmak için hayvan kılığına girer ve yeryüzüne gelirlermiş. Tanrı Shiva ve Tanrıça Parvati de dünyaya geyik kılığına girerek gelmiş ve Nepal’in Bagmati Nehri’nin kıyısındaki ormanlık alanın güzelliğinden büyülenerek sonsuza kadar burada kalmaya karar vermişler.

Tanrılar çifti tekrar çağırdığında Tanrı Shiva bu çağrıyı reddetmiş ve büyük bir savaş başlamış. Bu savaş sırasında Tanrı Shiva geyik formuna ait olan boynuzlarından birini kaybetmiş. Bu boynuza, Pashupatinath’ta Tanrı Shiva’nın ilk sembolü olarak ibadet edilmiş. Ama bir süre sonra ortadan kaybolan sembol, yüzyıllar sonra inek kılığına bürünmüş Tanrı Kamadhenu’nun gelip toprağı sütüyle sulamasıyla tekrar ortaya çıkmış. Köylüler sembolün bulunduğu yere ahşap bir tapınak inşa etmişler. Tapınağın içinde bulunan bir yazıta göre; MS 800 yıllarında Supusapa Deva Kralı ahşap tapınağın 5 katını inşa ederek geliştirmiş.

Bu özel ama çok ağır kokuya sahip olan yerde Varanasi’de de gördüğümüz için ritüelin sonuna kadar beklemiyoruz. Tapınaktan çıkmadan isterseniz yerel kıyafetler giymiş kişilere el falına baktırabilir ya da Holi boyaları sürünebilirsiniz.

Dönerken yol üstünde Holi boyalarını görüyoruz. Holi festivalinde kullanılan boyalar ile isterseniz taş kalıplar ile değişik desenleri vücudunuza baskı yaptırabilirsiniz. Holi Festivalinde bu boyaların nasıl zor çıktıklarını yaşamış kişiler olarak sadece izledik. Holi Festivali yazımızı merak edenler buraya.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Everest Dağı’nı görmek

Nepal’e gelince ya da gelme sebeplerinden birisi de Everest Dağı’nı görmektir. Everest Dağı’nı görmek için farklı seçenekler mevcut. Uçakla seyahat en tercih edilenidir. Küçük uçaklarla Himalayalar’ın, özellikle Everest Dağı’nın muhteşem manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.

Uçuş süresi genellikle 50 dakika ile 1 saat arasındadır. Küçük uçaklarda genellikle 19 koltuk bulunur. Uçağın içindeki alan çok dardır. Tüm koltuklar pencereye yakındır ve orta dar bir koridordur. Uçaktan inmeden önce herkes havayolu sahibi ve kaptan tarafından imzalanmış bir uçuş sertifikası alır. Sertifikada şöyle yazar:

Everest’i Deneyimleyin/ (isim boşluğu), 09.10.2024’te Shree Airlines’ın uçağında 27.000 ft yükseklikte Everest Dağı’nın görkemli ihtişamına tanık oldu.

İkinci seçenek helikopter. Helikopter ile Everest Dağı’nı görebilirsiniz. Katmandu’dan Everest Dağı’na gidiş dönüş uçuşu için bir helikopter kiralayabilirsiniz. Helikopter Katmandu’dan Lukla, Pheriche, Base Camp, Kalapathar, Gokyo, Syangboche, Namche, Lukla’ya uçar ve Katmandu’ya döner. Uçuş 3-4 saat sürer. Hatta Everest’in en büyüleyici manzarası için Everest Base Camp’e bile iner. Ancak böyle bir helikopter turunun maliyeti tabi ki çok yüksektir.

Tüm bunlar için tek bir şart var. Hava uçuş için uygun olmalıdır, Everest Dağı’na uçuş için en iyi sezon Mart’tan Mayıs’a ve Eylül’den Aralık’a kadardır. Bazen gittiğinizde hava şartları uygun değilse uçuş bir başka güne ertelenebilir. Uçuşlar sadece sabahın erken saatlerinde yapılıyor. Daha sonra dağları bulutlar sarıyor. 

Üçüncü seçenek, Katmandu Vadisi’ndeki Nagarkot kasabasından Everest Dağı’nı görmek. Uçak ve helikopter için dediniz ki bütçem maalesef kısıtlı, ya da zamanım yok. O zaman Everest Dağı’nın muhteşem manzaralarının tadını çıkarmak için Nagarkot en iyi seçimdir. Bu güzel kasaba, Katmandu’ya 32 km uzaklıktadır ve Himalayalar’ın panoramik manzarasıyla ünlüdür. Nagarkot, Himalayaların nefes kesen manzaralarıyla Nepal’in Katmandu Vadisi’nde iyi bilinen bir turistik noktadır. Bu küçük, sakin tepe istasyonu dünyanın her yerinden turist çekmektedir. Şehir hayatının karmaşasından uzaklaşmak isteyen insanlar için ideal bir kaçış noktası olan kasaba, deniz seviyesinden 2.175 m yükseklikte yer almaktadır. 

Biz uçakla yolculuğu tercih ettik. Shree Airlines ile uçacağız. Küçük uçaklar her iki tarafta iki koltuk bulunan normal bir iç hat uçağı gibi. Ama burada ki sorun acaba koltuğum pencere kenarında mı?.

Öyle ya eğer ikinci koltuk ise yanımda oturanın üzerinden fotoğraf çekmek çok zor olacaktır. Ya da kanat üzerine denk gelirsem ne olacak. Hem o kadar para ver hem de Everest’i rahat göreme.

Neyse bu korkularımız olmadı. Hepimiz pencere kenarına oturduk. Uçakların pencereleri normal uçaklarınkinden biraz daha büyük ve mükemmel manzaralar görmemizi sağlıyor. Yanınızda giderken pasaportunuz olmalı. Bir de hamile bayanlar için bu uçuşlar uygun değil.

Üzerinde tüm sıradağların yazılı olduğu küçük bir kitapçık verildi, böylece dışarıda gördüklerimizle bunları eşleştirmeye çalışacağız. İşte muhteşem Himalayalar ve Everest Dağı. Everest Dağı, Nepal ve Tibet (Çin) sınırındaki Himalayalar’da bulunan, deniz seviyesinden 8.849 m yükseklikte, Dünya’nın en yüksek zirvesidir.

Hadi size Everest hakkında bazı bilgiler verelim. Dünyanın en yüksek zirvesi olduğunu herkes zaten biliyor. Everest’in bir yanı Nepal’de, bir yanı Çin’de bulunuyor. Ama nedense Everest hep Nepal’de diye bilinir ya da öyle kabul edilir. Belki de bunun sebebi Everest’in zirve bölümünün Nepal sınırları içinde kalması olabilir. Peki bu muhteşem dağın adı nereden geliyor? Everest adını 19. yy’da burayı ilk tespit eden İngiliz kaşif George Everest’ten alıyor. Bu muhteşem dağın doruğuna ilk kez 1953 yılında Yeni Zelandalı dağcı Sir Edmund Hillary’nin ulaşmış.

Peki Türkiye’den Everest’e çıkan olmuş mu? Tabi ki Everest’e çıkan Türk dağcılar mevcut. Biz sizinle değişik kategorilerdeki ilkleri paylaşalım. İlk sırada Ali Nasuh Mahruki var. Mahruki 26 yaşında iken; 17 Mayıs 1995 saat 10:30 da Everest’e tırmanan 217. dağcı olarak tarihe geçti. Bu doruğa çıkan ilk Türk’tü.  Mahruki Dünyada bu zirveye çıkan ilk Müslüman dağcıdır.

Everest’e tırmanan ilk Türk kadın dağcı ise Eylem Elif Maviş Koç’tur. Gülnur Tumbat ise 2018 yılında Nepal yönünden Everest’e tırmanan İlk Türk kadın dağcıdır. Muharrem Aydın Irmak ise 2012 yılında bisikletle tek başına Everest’e tırmanan Dünyada ki tek kişidir. Everest’e en fazla tırmanan Türk dağcı ise Tunç Fındık’tır. Everest’e 3 kez tırmanan Fındık aynı zamanda dağcılık branşında “olimpiyat şampiyonluğu” olarak nitelendirilen ve dünyada sadece 49 kişinin tamamlayabildiği “14×8000” projesini başarıyla tamamlayan ilk Türk sporcudur.

Everest tırmanışlarının kaydını 1953 yılından bu yana tutan Eberhard Jurgalski, “Normalde, yeterince para ile sabır varsa, hasta ya da çok halsiz olunmadığı sürece, neredeyse herkes Everest’e çıkabilir.” diyor.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza (ücretsiz) abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.