Hindistan gezimize Delhi’den başlıyoruz. Yolculuğumuza İstanbul Havalimanından başladık. Indigo Havayolları ile gerçekleşen yaklaşık 6 saatlik direkt uçuş ile Delhi-Indira Gandhi Havalimanına geldik. Saatlerimiz yaklaşık sabah 04.40’ı göstermekte. İstanbul-Delhi arasındaki saat farkı 2.5 saat. Delhi, Hindistan konumu İstanbul konumundan 2 saat 30 dakika ileri.

Pasaport ve vize kontrolüne gidiyoruz. Hemen söyleyelim Hindistan Türkiye’den geleceklerden pasaport rengi ne olursa olsun vize istiyor. Kapıda vize yok. Bizim yeşil pasaportlarımız olmasına rağmen Ankara Hindistan Büyükelçiliği’nden vizemizi aldık.

Pasaport kontrole gitmeden yabancıların doldurması gereken bir form var. Formlarımızı doldurduk, pasaporttan geçtik ve bizi bekleyen otobüsümüz ile otelimize gidiyoruz.

Otelimiz Bloomrooms’a geldiğimizde biraz şaşırdık. Otelin konumu gereği etrafı çok gürültülü, çok pis, etrafı çöplerle dolu bir yerde idi. Ancak odalar temiz ve rahattı. Otelin her zaman lobide kapalı şişe suları, gazlı içecek ve kahve ikram etmesi ayrı bir güzellikti. Hindistan’da siz siz olun musluktan su içmeyin, hatta elinizi yüzünüzü yıkarken dikkat edin ve dişlerinizi musluk suyu ile fırçalamayın. Aldığınız şişe sularının mutlaka kapalı olmasına dikkat edin.

Otel check-in işlemleri sonrası odalarımızda kahvaltı saatine kadar dinleniyoruz. Kahvaltı hemen yan tarafta ki restoranda olacakmış. Restoranın açılış saatini bekliyoruz. Bakalım kahvaltı nasıl. Kahvaltı saati restorana gittiğimizde biz kendi açımızdan yiyecek bir şey bulamadık. Kahvaltıda yerel yiyecekler sunuyorlar ve maalesef hepsi de acı. Neyse ekmek, yağ ve bal var. Biz Türkiye’den giderken yanımızda zeytin-peynir götürmüştük. Bizim için çok sorun olmadı.

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Kahvaltı sonrası gezmeye başlıyoruz. Kısaca Delhi diye bahsettiğimiz yer günümüzde ülkenin başkenti, üçüncü büyük şehri ve parlamento burada bulunuyor. Ama aslında Delhi; Yeni Delhi ve Eski Delhi’yi kapsayan kocaman metropolitan bir yer.  Biz hem Eski Delhi hem de Yeni Delhi’de ki önemli yerleri göreceğiz. Eski Delhi Babürler tarafından kurulan şehrin tarihi merkezi, çok sıkışık, kaotik ve biraz daha söylenenleri doğrularcasına daha pis. Yeni Delhi, İngilizler tarafından kurulan daha yeni kısım ve daha temiz. Enteresan nokta iç içe olmalarına rağmen tamamen birbirlerinden zıt yapıdalar.

Biz hem Yeni Delhi hem de Eski Delhi’de birçok yere gideceğiz. Gittiğimiz yerleri sizlerle birkaç dosya halinde paylaştık.

Delhi’de Gezilecek Yerler 1- India Gate, Gandhi Smriti, National War Memorial, Netaji Anıtı, Agrasen Ki Baoli

Delhi’de Gezilecek Yerler 2 Red Fort-Kızıl Kale, Jama Mescid, Kutup Minar, Alai Minar, Humayün Türbesi, Şemseddin İltutmish’in Mezarı, İsa Han’ın Türbesi ve Cami, Halime’nin Türbesi ve Bahçesi

Delhi’de Gezilecek Yerler 3- Tapınaklar-Akshardham, Iskcon, Lotus, Shri Digambar Jain Lal Mandir, Gurdwara Sis Ganj Sahib

Delhi’de Gezilecek Yerler 4 Uluslar Arası Tuvalet Müzesi, Ulusal Expo Sergisi, Delhi’den Varanasi’ye tren yolculuğu (Böyle bir yolculuk olamaz)

Delhi’de bu saydığımız yerlerden çok daha fazla görülecek yerler var. Tur ile geldiğimiz için programımızda yer alan yerleri gezebiliyoruz. Ama yukarıda yer alan yerlerden programda olmayan Kutup Minar, Alai Minar, Hümayun Türbesi ve özellikle görmeyi çok istediğimiz Uluslar arası Tuvalet Müzesi serbest zamanda kendimizin gidip gördüğü yerler.   

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Gezip gördüğümüz yerlerin dışında gelelim Delhi hakkında bilmemiz gereken diğer önemli şeylere.

Delhi’de hayat koşulları nasıl? Hayat koşulu diye başladık ama burada hayatın tamamen sokakta geçtiğini gördük. İnsanlar sokakta yemek yiyor, sokakta traş oluyor, yıkanıyor, çamaşır yıkıyor, yıkanan çamaşırlarını kurutuyor, tuvaletlerini yapıyor ve uyuyorlar. Sokaklar pislik içinde. Gelmeden önce okuduklarımızın çok daha fazlası var burada.

Hava deseniz çok kirli. Hani şöyle evden çıkarsınız da temiz hava alayım dersiniz ya burada böyle bir şansınız yok. Şehirde hava korkunç kirli. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde göz gözü görmüyor. Delhi’de 1 gün geçirmenin yaklaşık 3 paket sigara içmeye bedel olduğu söyleniyordu, ne kadar da doğruymuş. Özellikle nefes darlığı çekenler, astımı olanlar ve hamile kadınlar bu şehirden uzak durmalı. Gezmeye geldiyseniz bile 1 gün durun ve kaçın. Ama diyeceksiniz ki 1 günde Delhi gezilir mi? Tabi ki gezilmez. İnanın bizim böyle durumlarımız olmamasına rağmen çoğu zaman maske ile dolaştık. Hem hava kirliliğinden hem de şehrin kokusundan. Nereye geldik diye düşünmeden edemedik.  

Trafik deseniz korkunç kelimesi bile yanında az kalır. Özellikle Eski Delhi’de trafik kitleniyor. Hani tampon tampona denir ya burası için çok doğru bir söz. Hatta az bile söylenmiş diyebiliriz. Çünkü araçlar neredeyse 4 taraflarından birbirlerine temas ederek ilerliyorlar. Arada milim boşluk bile yok. Yolda trafik işaretleri görmedik. Sadece büyük kavşaklarda trafik lambaları var. Ancak şaşırtan nokta araçlar birbirine çarpmıyor, kimse kimseye küfür etmiyor, el kol hareketleri yapılmıyor, öyle inip birbirlerine saldırmıyorlar, sağa sola sinyal işaretleri verilmiyor, ama hiç kaza da olmuyor. Yayalar mı araçların arasından hatta bazen kaportaların üzerinden atlayarak karşıdan karşıya geçiyorlar. İnsanlar burada kabullenmişler.

https://www.youtube.com/shorts/AJ04daPmGys?feature=share

Caddenin ortasında maymunlar, oturmuş bir inek hatta bir fil bile görebilirsiniz. Ama sokaklarda kedi göremezsiniz. Kedi Hindistan’da uğursuz kabul ediliyor. Peki bunlar nasıl oluyor. Korna ile. Nasıl mı dediniz?. Sabahtan akşama hatta gece yarısına kadar susmayan, kulakları sağır edecek şekilde korna çalarak her araba, tuk tuklar, rick shawlar kendilerine yol buluyorlar. Korna sesleri o kadar fazla ki gün boyunca duyduğunuz sesleri gece yatınca bile kulaklarınızda hissedebiliyorsunuz. Aklımıza kendi ülkemizde ki trafik geldi de……. Ne kadar düzenli bir trafiğimiz varmış diye düşündük. Ama enteresan nokta bizde bu yukarıda saydığımız tüm olumsuz davranışların hepsi oluyor. Haberlerde gün olmuyor ki trafikte yaşanan bir olay duymayalım. Acaba neden?……

Sokaklar sağlı sollu ne isterseniz alabileceğiniz dükkanlarla dolu. Kıyafetten, baharatlara, kuyumculuktan daha istediğiniz ne varsa…….

Ha unutmadan bir de yollarda ki sarkan elektrik tellerinden söz edelim. Sarkan teller arabalardan birine değse ne olur acaba?….. Neyse biz tuk tuk ve rick shawlara binerek denedik bir şeycik olmuyor. Biz de hemen kabullendik galiba.

Delhi’ye ne zaman gidelim? Bunun cevabı size bağlı. Sadece Delhi’yi mi gezeceksiniz yoksa gelmişken Altın Üçgeni (Delhi, Agra, Jaipur) göreyim, Kutsal Şehir Varanasi’ye gidip Ganj’da tekne turu yapayım derseniz mevsimi ona göre seçmelisiniz. Ama tavsiyemiz bizim geldiğimiz gibi Mart ayı olabilir. Biz Holi Festivali için özellikle Mart ayını seçmiştik. Hindistan’da muson yağmur mevsimi Haziran ayında başlıyor, Eylül sonuna kadar devam ediyor. Gerçi bizim Varanasi’ye indiğimizde yakalandığımız yağmur da korkunçtu. Yani Ekim, Kasım, Şubat ve Mart ayları en uygun zaman    

Delhi’de ne giyelim? Çok açık giyinmeden birazcık muhafazakar giyinmekte fayda var. Muhafazakar derken çok abartmaya gerek yok. Bunun için Hint kadınlarını düşünün. Omuzlar kapalı, bacaklar örtülü ama ilginç tir ki göbek açık. İşte bunları düşünerek giyinin. Unutmayın….. Hindistan’da insanlar fotoğraf çektirmeyi çok seviyorlar.

Yabancılara dokunmayı seviyorlar, ve herkes yanınıza gelip bir şey satmaya çalışıyor. Aman sattığı şeye şöyle yan gözle bakıp ilgi gösterdiğinizi görsün arkanızdan geliyor. Kurtulmanız biraz zor. Bir de sokakta sürekli ellerini açıp sizden para isteyen çocuklar ve kadınlar olacak. Çantalarınıza dikkat edin, Evet kimse üzerimize saldırmadı ama dikkat edin.   

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Delhi’de ne yiyelim? Bize sorarsanız sokak lezzeti olarak hiçbir şey yemeyin. Tadına bile bakmayın deriz. Ama….. siz de değişik bir ülkeye geldik buranın yerel tatlarından deneyelim diyenlerdenseniz unutmayınız ki Hint yemekleri acı ve bol baharatlı olması ile meşhur.

Yiyen arkadaşlar yemekler o kadar acıymış ki acının tarifini yapmakta zorlandılar. Her şeye acı koymaya meraklı olduklarını bakın nasıl öğrendik. Yabancı bir ülkede yemek olarak belki de tek seçeneğimiz olan margarita pizza sipariş ettik.

Menüde klasik pizza olarak yazıyordu ve içinde acı diye bir ifade yoktu. Ama gelen pizza çok acıydı. Garsona acısız olarak değiştirilmesini istediğimizde bize az acılı demesi bizim sıfır acı dediğimizde acısız nasıl pişirilir ki diyerek şaşırması ilginçti. Ama sonunda pizza acısız geldi. Eğer acı seviyorsanız belki 1-2 gün yedikleriniz hoş gelebilir ama 3. günden sonra biraz dikkat etmeli.

Grup arkadaşlarımızdan Agra’da otelde gıda zehirlenmesinden hastaneye kaldırılanlar oldu. İnanın öyle halsiz oldular ki Tac Mahal gezisine bile katılamadılar. Bilmem ki bu kadar sokak lezzeti denemeye değer mi? Eğer çok acı da olsa bize bir şey yapmaz diyorsanız yemeğe başlamadan önce tabaklarınızı, kaşık-çatallarınızı mutlaka ıslak mendille temizleyin. Tabi restoranda gelen içinde yemek gelen tabaklara müdahale edemezsiniz. Asla çeşme suyu içmeyin.

Buzlu içecek de içmeyin çünkü buzlar muhtemelen çeşme suyuyla yapılmıştır. Dondurma çok seviyorsanız bile yemeyin. Diyeceksiniz ki biz zaten açık dondurma yemeyiz, kapalı olanları tercih ederiz. Hindistan’da elektrik kesintileri çok fazla olduğu için kapalı dondurmalarda kah eriyor kah donuyor yani tam bir mikrop yuvası oluyor.  Hijyene ekstra dikkat etmenizde fayda var çünkü Delhi Belly yani mideyi bozmak burada çok yaygın. Gezinize yazık etmeyin

Delhi’de ulaşım

Metro: Şehirde metro ağı kırmızı, sarı, mavi, yeşil, mor ve havaalanı hattı olmak üzere 6 hatta hizmet vermektedir. Tek seferlik ya da günlük kartlar ile yolculuk yapılabilirsiniz. Delhi’de neredeyse her yerin yakınına kadar metro ile ulaşabilirsiniz. Tüm metro trenlerinin ilk bölümü kadın yolculara ayrılmıştır.

Otobüs: Delhi’de Çok gelişmiş otobüs ağı var. Ama gideceğiniz rotaları çöze bilmeniz gerek. Otobüslerdeki renk kodları bilhassa sıcak havalarda çok önemli. Kırmızı otobüsler klimaya sahip otobüsler iken yeşil olanlar kliması olmayanlardır.  Delhi’de özellikle turistik yerleri hızlıca görmenizi kolaylaştıran city sightseeing otobüsleri (Ho Ho) var.

Taksi: Delhi’de ucuz bir seçenek. Taksilerle günlük anlaşma yapmak ve gideceğiniz yerler üzerinden pazarlık yapıp tüm noktaları gezebilirsiniz.

Rikşa: Motorlu Rikşa ya da Bisiklet Rikşa tercih edebilirsiniz.  Motorlu Rikşalarda taksimetre vardır ama hiçbiri çalıştırmaz bu nedenle pazarlık gerekir. Bisiklet rikşalarda zaten taksimetre yok. Eğer bisiklet rikşa tercih ederseniz çok uzun mesafeye gitmeyin Rikşa sürücüsünün uzun yoldaki hali çok üzücü oluyor.

Tuktuk Tabi ki tuk tuklar Uzak Doğu’nun en sevimli ulaşım araçları. Bizim de en sevdiğimiz şeylerden birisi  tuktuk ile ulaşım oldu. Bu küçük taksiler trafikte hiç bir kural tanımadan heyecan dolu bir yolculuk yaptırıyor. Tuk tuk lara binecekseniz mutlaka önceden pazarlık yapın.

Delhi pahalı mı? Hindistan tam bir tezatlar ülkesi.  Dünyanın en büyük ekonomilerinden birine sahip.Uzaya uydu gönderebilen bir nükleer güç olmasına rağmen yoksulluğun dibine kadar yaşandığı ülkelerden biri. Fiyatlar çok uygun.

Yeni Delhi’de alışveriş yapmanın en keyifli yönü yerel pazarlar. Burası hem çok ucuz hem de yerel ürünlere ulaşabileceğiniz alışveriş merkezleri. Bunun için Delhi’deki en eski pazarlardan biri olan Chandni Chowk’a gitmek gerek. Burası aslında Eski Delhi’nin ana caddesi olup dar yollara sahip ve hamalların sıralandığı karmaşık bir alışveriş caddesi. Chandni Chowk ismi ay ışığı alan anlamına gelir.Dar sokaklar arasında çapraz gezinen, dükkanlar için boşluğu dolaşan Chandi Chowk 17.yy’dan bu yana “alışveriş cenneti” olarak adlandırılır.Burada dar sokaklarda çeşitli kıyafetler, parfümler, elektronik eşyalar, mücevherler, mumlar bulabilirsiniz. Ama dar sokaklarda gezerken çarpanlara, motosikletlere, tuk tuklara sürekli bir şey isteyenlere de katlanmalısınız.

Delhi’den ne alalım? Tabi ki en başta alınacak paşmina yani kaşmir türü şal ya da kaşmirden yapılmış ürünler. Pirinç el sanatları, bronz el sanatları, çay, baharatlar ve masala

Delhi gezimizi tamamladık. Gece ve gündüzünü yaşadık.

Varanasi’ye 12 saat sürecek yataklı tren yolculuğu yapacağız. Nasıl diye sorarsanız, detaylı olarak açıkladığımız yazımızı okuyun lütfen. Böyle bir yolculuk olamaz

Videolar You Tube Kanalımızda. Kanalımıza abone olmayı unutmayın. Bizi Instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.